Güral Porselen’de işten çıkarma

Toplu iş kontratı görüşmelerinde muahede sağlanmaması üzerine personellerin iş bırakma aksiyonuyla gündeme gelen Güral Porselen, sendikayla mutabakat sağlandığını açıklamasının akabinde personel çıkarmaya başladı. Güral Porselen, iş bırakma hareketine katılan çalışanlardan 25’inin işine son verdi.

Kütahya’daki Güral Porselen’de çalışan ve Türkiye Çimse-İş Sendikası’na üye yaklaşık bin 700 personel, toplu kontratın 4 aydır imzalanmaması nedeniyle 5-6 Nisan’da iş bırakma hareketi yapmıştı. Kütahya Emniyet Müdürlüğü, aksiyon sırasında çevik kuvvet polisleriyle fabrika önünde barikat kurmuştu.

İki süren hareketin akabinde, Güral Porselen İdare Konseyi Lideri İsmet Güral ve personeller, Kütahya Emniyet Müdürü Hakan Sıralı’nın öncülüğünde bir ortaya gelmişti. Sami Güral, daha sonra yazılı bir açıklama yaparak Türkiye Çimse-İş Sendikası Genel Lideri Zekeriya Nazlım ile toplu iş mukavelesini imzaladıklarını duyurmuştu.

25 KİŞİ İŞTEN ÇIKARILDI

Güral Porselen’de, mukavelenin imzalanmasının akabinde emekçi çıkarmalar başladı. İş bırakma hareketi yapan emekçilerden 25’i işten çıkarıldı.

İşine son verilen çalışanlar, bu süreçte yaşadıklarını anlattı. Yaklaşık 2 yıl evvel mukavele koşullarının Kütahya Porselen’le tıpkı olması talebini sendikaya ilettiklerini söz eden bir personel, şunları söyledi:

“İşveren ile sendika bu mevzuda anlaşamamış, mevcut biçimde devam edileceği söylendi. Ağustosta bize daha yüksek artırım verilecekti, bu oranı vermemek için ocak ayına çektiler ve daha düşük artırım verdiler. Ocak ayının 9’unda sendika, tüm kısımlar ve personelleri dolaşarak mukavele sürecinin başladığını, en kısa müddette sonuçlanacağını söyledi. Açıklamanın üzerinden 3 ay geçmesine karşın bir sonuç alınamadı. 3 Nisan’da Çimse-İş Sendikası ile Kütahya Porselen’in kontrat imzaladığını duyduk. 4 Nisan akşam vardiyasında, sendikanın Dumlupınar Şube Lideri İbrahim Ay, iş yeri yemekhanesine gelerek buradaki arkadaşlara ‘Biz mukaveleyi sunduk, İsmet Güral bu mukaveleyi kabul etmiyor’ dedi. Aksiyonun başlama sebebi budur.”

“İŞTEN ÇIKARMA OLMAYACAK DENDİ”

Başka bir emekçi ise İbrahim Ay’ın açıklaması üzerine akşam vardiyasındaki personellerin alkış protestosu başlattığını söyledi.

5 Nisan’daki gündüz vardiyasında da mukavelenin imzalanmadığını duyan emekçilerin yasal protesto hakkını kullanarak idare binası önünde toplandıklarını aktaran personel, şöyle devam etti:

“Karşımızda bir muhatap, açıklama yapacak bir yetkili bulamadığımız için aksiyon süreci uzadı, akşam vardiya bitimine kadar sürdü. Daha sonra ikinci günde Çimse-İş Sendikası Genel Lider Vekili Hasan Emer ve Çimse-İş Sendikası Dumlupınar Şube Lideri İbrahim Ay ve temsilcilerinin yönlendirmesiyle personelleri nizamiye girişinde toplayıp hareketin devam edeceğini söylediler. Çevik kuvvet takımları patronun binasına girmeyi engelleyecek formda barikat kurdular ve orada bir açıklama yapılmasını bekledik. Daha sonra Emniyet’e gidildi ve Emniyet Müdürlüğü’nde çalışanlar ve İsmet Güral bir ortaya geldi. Yanlış anlaşılmanın giderildiği, işten çıkarmaların olmayacağı kelamının alındığı söylendi. Akabinde biz, işsiz kaldık. Olaydan sonra İbrahim Ay, beni şahsen aradı. Ben bu sürecin nasıl devam edeceğini, bize avukat verilip verilmeyeceğini sorduğumda bana, ‘Bizim bu türlü bir avukatımız yok, siz kendiniz bir avukat tutup yasal süreci başlatın’ dedi.”

“OLAY 25 KİŞİNİN ÜZERİNE KALDI”

İş akdi feshedilen öteki bir emekçi ise şunları söyledi:

“Bizler, Güral Porselen bünyesinde çalışanlar olarak tazminatsız bir formda işten çıkarıldık. Bunlara sebepse üyesi olduğumuz Çimse-İş Sendikası’dır. Bizler, sendika temsilcilerinin yanlış beyanatları sonucu emekçiler olarak protesto yaptık. Olaylarda tüm fabrika çalışanı ve sendika temsilcileri olmasına karşın olay yaklaşık 25 kişinin üzerine kaldı ve bizlerin çıkış sebebi olarak Kod 46 gösterildi. Bu unsurun içeriği ise yüz kızartıcıdır. Emekçinin, patronun itimadını sarsmak, berbata kullanmak, hırsızlık yapmak, patronun meslek sırlarını ortaya atmak üzere doğruluk hissesi olmayan sebeplerden işimize son verildi. Bizler, fabrikanın çöpünü dahi düşünüp yararlanan, düzgününü kötüsünü ayıran işçi insanlarız. Bizleri en çok üzen, 46’ncı hususun uygulanması, onurumuzun kırılması. Üzüldüğümüz diğer bir nokta da fabrikamızın çalışan işçisi içinde bilhassa engelli arkadaşlarımızın işine son verilmesi.”

HUKUKİ SÜREÇ BAŞLADI

Başka bir personel ise hukuksal süreci başlattıklarını belirterek taleplerini sıraladı. Sürecin 14 Nisan itibariyle başladığını kaydeden personel, şöyle devam etti:

“Sendika tarafından rastgele bir dayanak göremediğimiz için emekçi arkadaşlarımızla bir arada kendi imkanlarımızla bir avukat tuttuk. İşe iade davasının sonuçlanmasını istiyoruz. İşe iade davası sonuçlandığında rastgele bir geri dönüş olmadığı takdirde tazminat ve geriye dönük tüm haklarımızı almak istiyoruz. Bizim için en kıymetli şey ise burada bizim geleceğimize bir demir üzere konulan 46 kodunun değiştirilmesini istiyoruz.” (ANKA)