Yüzü neden asıktı? Meral Akşener o soruya karşılık verdi

İYİ Parti Genel Lideri Meral Akşener, Habertürk Televizyonu’nda Fatih Altaylı’nın Teke Tek programında soruları cevapladı.

Kemal Kılıçdaroğlu’nun cumhurbaşkanlığı adaylığının açıklandığı akşam yüzünün neden asık olduğu sorusuna Meral Akşener şu karşılığı verdi:

“IŞIK GELMİŞ”

*Samimi söylüyorum, o paltolu olarak, üzerimde palto varken Temel Bey’in yaptığı konuşma ve Kemal Bey’in esnasında yaptığı konuşmaya baktığınızda tuhaf bir ışık gelmiş.

*Dolayısıyla sonra paltomu çıkarmışım, hepimiz dizilmişiz, orada bir sorun yok ışıkta.

*Bende aslında rastgele bir mutsuz vesaire durum yok. İmza koymuşum ben. O denli şey olur mu?

“SIFIR UYKU”

*Bu dünyada bana eşim dahil, oğlum hariç, hiç kimse zorla bir şey yaptıramaz. Bir gece önce hiç uyumadım.

*Müzakere sebebiyle, beşerler geldi gitti konutuma. İki belediye liderimiz Mansur Beyefendi ve Ekrem Beyefendi geldi gitti. 02.15 üzere bizim konutta oldular. İstanbul’dan çıkmış gelmiş Ekrem Beyefendi. Sıfır uyku uyudum.

“MUTSUZLUK YOK”

*Uykusuzlukta biraz hareketleriniz ağırlaşıyor. O masada bir müzakere oldu, uzlaşı ve mutabakat sağlandı.

*İki metnin altına 6 genel lider imza attık. Bununla ilgili mutsuzluk kelam konusu değil.

*Doğru bulmadığınız bir kararın altına niçin imza atasınız. Hakikaten arkadaşlar baksınlar, paltolu olanda yüzüme gelen ışık şöyle. Bir de sarsıntı oldu, kahkaha atmaya çekiniyoruz.

*Ben 99 zelzelesinde Kocaeli milletvekiliydim. Eşim ve kendi ailem oradaydı. Bu zelzele benim eski anılarımı çıkardı. Ne kadar makus bir şeymiş.

“İYİ AYAKTA KALABİLDİM”

*Acıyı ittiriyorsunuz, sonra anında ortaya çıkıyor. Bir gece sıfır uyku. Âlâ ayakta kalabildim orada.

*Yorgunluk herhalde immün sistemini düşürüyor insanı. Ne olur beni affedin, meskene gidin üstümü başımı değiştirip dinleneyim dedim. Saadet Partisi’nin menüleri harika olur.

*CHP’de Alper Taşdelen’in menüsünde genel olarak balık olur, hoş olur. Çankaya’da.

“MASA KALKTI”

*Pazar gününün gecesinden bahsediyorum. Hiçbir şey bilinmeyen gizli değil. Perşembe günkü müzakere masasında, müzakereye kapalı ortam oluştu.

*Yani; siz bir fikir ortaya koyuyorsunuz başka 5 kişi tek bir bahiste karar almış, onun üzerinden geri gitmiyor.

*Siz de bunun tartışılmasını dilek ediyorsunuz. Münasebetiyle orada ne oluyor? Herkes bana masadan kalktı diyor lakin; masa kalktı.

“ELBETTE SERTLEŞMELER OLUR”

*Müzakere alanı tıkandığı vakit ben bir tarihçiyim, Lozan görüşmelerini babamın amcasının anlatımlarından bilirim. Elbette sertleşmeler, zıtlaşmalar, vakit zaman şu harekete varan tavırlar olur. Her şey güllük gülistanlık olmaz.

*Lozan’daki müzakereye baktığınızda herkes ortak nokta bulmak üzere. Biz orada 6 kişi, her birimizin birey olarak hayata bakışı, hayata baktığımız yerde prolemlere tahlil anlayışı, tahlil anlayışımız, duruşumuz birbirinden farklı.

“FARKLILIKLARIMIZA HÜRMET DUYMAYI ÖĞRENDİK”

*O masanın en büyük değeri Türkiye’nin büyük bir siyasi ve toplumsal alanını temsil etmesi. Orada oturuyorsunuz, öncelikle farklılıklarına hürmet duymayı öğreniyorsunuz.

*Babamın ailesi, merhum Atatürk, merhum İnönü’nün dostu arkadaşı. Hiç solcu bir aile olmadık. Üzgünüm bizi dinleyenlerden. Lakin Atatürkçü, CHP’nin kurucu, Cumhuriyet kurucu iradesinin tahminen kenarında hissesi olan bir ailenin çocuğuyum.

*Ama annemin öz dayısı Menderes’in İstanbul vilayet lideri. Bir tarafım da orası. Ben espri yapardım aileme, bu ülkede annemin oy kullanmasında halalarım yanında dururdu, kime oy verecek diye.

*Babasının tarafı Demokrat Partili, öbür taraf İsmet Paşacı. Bu alanın bir biriyle olan çatışmasını o masada en uygun bilen benim.

*Bir taraftan İsmet Paşa, bir taraftan da merhum Menderes. Birbirine bunları masanın altından söyleyen geçmişimizden bahsediyorum.

*Bu ülkede ucube sistemden kurtulmanın yollarını aramak üzere oturup birbiri anlamaya çalışması çok değerli. Farklılıklarımıza hürmet duymayı öğrendik.

*Vazgeçebildiğimiz sabitelerimizi konuştuk, müştereklerimizde birleştik. Her bir siyasetçinin sabitesi vardır. Süratli değişen dünyanın yeni bedel setleri var.

*Sonuç itibariyle elbette birçok bahiste ortaklaşabilmek için pek çok münakaşa, müzakere ve ondan sonra bir noktaya geliş oluyor.

“ADAYLIĞI DAHA EVVEL KONUŞMADIK”

*Biz Kemal Bey’le buluşmadık. O toplantılar şöyle geçiyor; mesken sahibi benim diyelim ki, o toplantının evvel gündemini yazıyoruz arkadaşlarla. Sonra öbür genel liderleri dolaşıyorum, ekleme ve çıkarmalar yapılıyor.

*Ondan sonra kendi arkadaşlarımızla basına söyleyeceklerimizi planlıyoruz. Ondan sonra yazılan metni bütün siyasi partilere gönderiyoruz.

*O metin eklemelerle geri dönüyor, yeni baştan düzenleme yapılıyor, o masada tekrar gözden geçiriliyor.

*Perşembe günkü toplantıda başkanlık konuşmasını birazcık öne alma konusunda katkım olduğunu düşünüyorum. En azından usulünü konuşalım diye.

*Gerçekten daha evvel konuşmadık. Apansız aday konuşulduğu takdirde evvel farklılıklar ortaya çıkar. Parlamenter sisteme geçişle ilgili olarak yol haritasını, parlamenter sistemden ne anladığımızı yazdık.

*Ona bağlı olarak kanun ve anayasa değişikliklerinin ne olduğunu yazdık. Daha da enteresan, artık bizim adayımızın elinde her şeyi var. Mutabakat metni kamuoyuyla paylaşıldı. Anayasa değişikliği, güçlendirilmiş parlamenter sistem teklifleri.

*Örneğin Taha Akyol benim ağabeyimin arkadaşıdır, kıymet verdiğimiz büyüğü. Birinci çıktıyı ona da gönderdim. Münasebetiyle onun da katkısı da var. Muhtemelen öbür partilerin de var.

*Saadet’in, DEVA’nın, Geleceğin, Demokrat Parti’nin, isim asla konuşmadık. Biz daima bir şey dedik, sayın Erdoğan ve arkadaşlarına. Bize soru soranlara ‘seçim tarihini açıkla adayımızı açıklayacağız’. Ve o denli oldu.

*Dün sayın Erdoğan 10 Mart’ta seçim tarihini açıklayacağını 14 Mayıs’ı ilan edeceğini ilan etti, biz de adayımızı açıkladık.

“HİÇ PİŞMAN OLMADIM”

*Ben aday olmadığımı ilan etmiştim. Hiç pişman olmadım. Bugün sizin karşınızda ferah ferah oturuyorsam, her ne kadar Perşembe’den Pazar’a daima taş yağmuruna tutulduysam da değeri yok.

*Kendine bir şey yontuyor hissinin olmamasını sağlamaya çalıştım. Seçiliriz, seçilemeyiz herkesin Cumhurbaşkanı olmaya hakkı var.

ERSAN ŞEN AÇIKLAMASI

*Ersan Bey’i çok severim, huzurunuzda aracılığınızda teşekkür ederim. Kendisini konutumda ağırlamak isterim. En fazla taş atıldığı vakit kendimi şeytan taşlamasında hissettim.

*Ben hacca gitmiş beşerim. O gün Ersan hoca, sizin kanalınızda bizimle ilgili çok kolay değildi o kelamları söyleyebilmek. Benim için çok kolay değildi o kelamları söylemek. Ben kendisinin fikirlerini almak istedim, konuşacaktım kendisiyle, daha müzakere sona ermediği için.

*Çok insan tarafından saygınlığı olan hocamız. Konutumda yemekte ağırlayıp fikirlerinden faydalanacağım.

AYRINTILAR GELİYOR…