Eski devirlerdeki sıcaklar, önlemler, inanışlar…
Vakanüvis
Şehrimiz, bölgemiz, ülkemiz, daha doğrusu dünyanın çok büyük bir bölümü aşırı sıcaklardan kavruluyor. Herkes bir şekilde sıcaktan korunmaya, ilaveten de mümkünse serinlemeye çalışıyor. Peki; klimanın, vantilatörün, içecekleri soğuk tutacak düzeneklerin olmadığı eski devirlerdeki sıcak havalarda işler nasıldı? Öncelikle insanlar hava olaylarına, daha doğrusu topyekûn tabiat hadiselerine nasıl bakıyordu, ona bir bakalım.
Aşırı sıcaklarda “tanrılar kızdı” zannediyorlardı
Eski çağların insanları, sık sık pençesine düştükleri “çok tanrılı sapmalar”ı hava olaylarında da ortaya koyuyorlardı. Öncelikle tabiat hadiselerinin hemen hemen hepsini farklı bir tanrının yaptığı gibi bir inanç revaçtaydı. Yıldırım, sel, deprem veya aşırı sıcaklar tanrıların gazabına bağlanmaktaydı. Havanın durumunu, tanrıların o andaki durumu gibi algılıyorlardı.
Tabiat olaylarını kişileştiren antik çağ insanları “Tabiat Ana”, “Toprak Ana”, “Doğa Tanrıçası”, “Natura”, “Baba Tanrı” gibi ifadelerle bu sanrıların peşinden gidiyorlardı. “Tabiat Ana” ifadesi MÖ 1200’lerde Antik Yunan’daki bazı belgelerde görülmüştü. Mezopotamya’daki birçok topluluğun da doğa tanrıçası vardı. Bu dişileştirme, antik Roma’ya da sirayet etmişti. Hatta bilahare ilk Hıristiyan ilahiyatçılarını bile etkilemişti. Birçok kilise babası, “Doğa, Tanrı tarafından yaratılmış dişi bir varlıktır” diyordu. Dönem inançlarında; tabii bilimlerin gereklerini, İslam ilahiyatçılarının “Sünnetullah” olarak tariflediği kurallar dizgesini anlayıp tefekkür etmek yerine putperestlik revaçtaydı.
Sıcak havanın sorumlusu bazen de cadılardı!
Tabiat olaylarının aşırı sınırlara ulaştığı zamanlarda tanrıların öfkelendiğine vehmeden antik çağ insanları, bazen de “ucube” diyerek yaklaştığı toplumdaki dezavantajlı kesimleri bu öfkeyi dindirmek için kurban veriyorlardı. Kayıtlarda, Orta Çağ’a kadar uzanan bir çizgide aşırı sıcaklardan, aşırı soğuklardan, depremden ve orman yangınlarından dolayı “suçlu” görülen bedensel ya da zihinsel engelli masumların “yaratık” veya “cadı” denilerek yakılıp tanrıların yatıştırılmaya çalıştığına dair bilgiler yer almakta.
Tanrılar ve hava durumu arasındaki bu bağlantı nedeniyle, ilk hava durumu uzmanları yüksek rahipler, cadı doktorları veya büyücülerdi. Rolleri; hava durumunu tahmin etmenin yanı sıra tanrıları yatıştırmak ve havanın güzel olduğundan emin olmak için ritüeller düzenleyip, dualar yapmaktı.
“Büyük Köpek Takımyıldızı” ve sıcak havalar
Mısır mitolojisinde köpeklere bolca yer verilmekteydi. Mısır’da ölüleri öteki âleme götüren Anubis bir köpekti. Mısırlılar Anubis’le gökyüzündeki bazı yıldızlar arasında da bağ kurmaktaydılar. Bu köpek Antik Yunan inancına da geçmişti. Mısırlılar da, Yunanlar da yazın en yoğun sıcaklığının, gökyüzündeki en parlak yıldız olan Sirius’un (Eski Yunancada “parlayan” veya “yakıcı” anlamına gelmekteydi) güneşle birlikte doğup battığı yazın ortalarındaki yaklaşık 40 günlük dönemde meydana geldiğini fark etmişlerdi. Bu durum, köpek Sirius ismi verilen parlak yıldızın sıcaklara yol açtığı yönündeki itikatlarını güçlendiriyordu.
Mimarîdeki serinletici teknikler
Asırlar ilerledikçe gelişen mimarî, aşırı sıcaklarda fonksiyonel olabilecek yapı birimleri üreterek bunalmalara çare bulmaya çalışıyordu. Mısır, Hindistan, İran, Fas, Cezayir, ile İtalya, Fransa, İspanya ve Yunanistan’ın sıcak bölgelerinde “rüzgâr kuleli” binalar inşa ediliyordu. Bu binalarda rüzgâr almaya uygun açı ve biçimlerde yapılan kuleler, binanın içerisinde serin hava dolaşımını sağlıyordu. Binalar basit ama etkili rüzgâr yakalayıcılar veya vantilatörlerle donatılmıştı, çatıya yerleştirilmiş uzun bir ahşap şaft, havayı alt katlara yönlendirmek için açık tarafıyla kuzeye veya kuzeybatıya bakıyordu. Bu pervaneler özel mil yapısı sayesinde zayıf rüzgârlarda bile etkili dönüşler ve dolayısıyla ferahlama sağlamaktaydı.
Pencereleri karşılık aç, “cereyan yapsın”
Özellikle zengin kesimler için yapılan yazlık evlerde pencereler esintileri alacak şekilde yönlendiriliyordu. Pencerelerdeki iç panjurlar açık bırakılırken, dış cephede ise doğrudan güneş ışığı almaması için çıtalı panjurlar yer alıyordu. Pencereler karşılıklı açıldığında oluşan hava sirkülasyonu hane sakinlerini oldukça rahatlatmaktaydı. Bu teknik, Akdeniz ve Avrupa’nın sıcak bölgelerinde bugün de hâlâ kullanılıyor. Eski Mısır’da pencerelerin üzerine nemli kamışlar asmak, koridorlara içi su dolu kaplar koymak, çarşafları suya batırmak da yöntemlerden diğer bazılarıydı. Romalılar ise su kemerlerini kullanarak evlerinde su sirkülasyonu sağlamaktaydılar.
Serinlemek zenginlerin harcıydı
Pek çok antik topluluk gibi eski Yunan ve Roma da acımasız bir köle toplumuydu. Varlıklı kesimlerin hemen her işinde olduğu gibi serinlemesinde de kölelerin emeği vardı. Romalıların her odada su dolu kovalar bulundurmaları da bir yöntemdi ve tabii ki bunların doldurulup boşaltılmasıyla köleler ilgileniyordu. Toplumda bolca bulunan köleleri, yaz aylarında da güneş almayan yönlerinde buz ve kar bulunan dağ yamaçlarına göndermek de yöntemler arasındaydı. Roma İmparatoru Elagabalus’un, kölelerin idare ettiği “eşek trenleri”yle dağlardan kar getirttiği biliniyordu.
Antik Çin’de de bu işler için bir “Buz İdaresi” vardı. Türkiye’deki Peri Bacaları’nda görüldüğü gibi kimi topluluklar yer altında yerleşim birimleri inşa ediyorlardı. Sözkonusu yerleşim birimleri elbette sadece bu amaçla yapılmamıştı ama sağlanan faydalar arasında sıcaktan daha az etkilenmek de vardı. Kölelerin efendilerini yelpazelemesi ise bütün antik çağlar boyunca en yaygın yöntemlerden biriydi.
Müslüman fatihlerin yönettiği mağribi İspanya’da gelişmiş havuz ve fıskiye teknikleri de ortamı serinleten donanımlardı. İspanya’daki Müslüman Araplar, derinliği olan pencere ve kapılar inşa ederek yakıcı İspanya güneşine karşı ciddi korumalar sağlıyorlardı. On metre ve daha yüksek tavanlı yazlık evler de aşırı sıcaklarda ferah ortamlar sağlamaktaydı. Ayrıca geceleri tavanlara yatak atıp uyumak da sıcaklara karşı bir yöntemdi. Sıcak ülkelerdeki insanlar, teri vücuttan uzaklaştırmak ve giyen kişiyi serin tutan pamuklu ve keten, bol dökümlü ve mutlaka açık renk giysilerle de aşırı sıcaklardan korunmaya çalışmaktaydılar.
Garibanlar apartmanlarda kavrulurdu
Bugün “modern” yerleşimin sembolü sayılan apartman aslında antik çağlara kadar uzanmaktaydı ve bir fakir konutuydu. Zaten olumsuz şartları olan apartman hayatı, sıcak havalarda ise iyice dayanılmaz bir hâl almaktaydı. Antik Roma’daki bu binalara “Insula” denilmekteydi. İnsulalar genelde 4 ya da 6 katlı yapılırdı. Devrin teknolojisinin yetersizliğinden dolayı bu binalar çok tehlikeliydi. Sık sık çöküyorlar veya ahşap donanımlarının etkisiyle yangınlarda kolayca yok oluyorlardı. Çünkü tehlikelerinden dolayı kiraları çok ucuzdu. En üst kattaki konutlar ise en tehlikeli olarak görüldükleri için en ucuza kiralanıyordu. Dar gelirli kesimler adeta üst üste bu apartmanlarda yaşarlardı. Sıcak havalarda bu ortamlar iyice çekilmez hâle gelmekteydi.
Sağlık İçin Kızılötesi Karbon Isı Boyası
Canlıların, özellikle de insanların sağlıklı yaşayabilmek için kızılötesi ışınlara ihtiyaçları vardır. Ancak bir aylık bir sürede yoğun bir şekilde alınan güneş ışınlarının depolanması mümkün değildir. On iki ay boyunca alınacak terapi kalitesindeki kızılötesi ışınlar ise sayısız fayda sağlar.
- Hücre sisteminin yenilenme gücünü artırır,
- Kan dolaşımını hızlandırır,
- Kronik yorgunluğu azaltır,
- Bağışıklık sistemini güçlendirir,
- Astım, alerjik rinit gibi solunum yolu rahatsızlıkları olan hastalar için en sağlıklı ısıtma sistemidir,
- Kas ağrıları, sırt ağrıları ve eklem rahatsızlıklarını azaltır,
- Bazı kanser türlerinin gelişimini engelleme özelliğine sahiptir,
- Şeker hastalıklarının yan etkilerini azaltır,
- Fizyoterapi tıp merkezlerinde doğrudan kullanılır.
Tıbbi araştırmalar, uzun dalga boyundaki ışınların terapi etkisi yaptığını, hiçbir zararlı yan etkisinin olmadığını ve insan vücudu için en uygun sıcaklığı sağladığını göstermiştir. Uzun dalga boyunda, terapi kalitesindeki kızılötesi ışınlar ile ısıtma sistemi olarak geliştirilmiş olan SRN Kızılötesi Isı Boyası, güneşin altında ısınma hissini on iki ay sağlamaktadır. SRN Kızılötesi Isı Boyası, uygulandığı ortamı sadece ısıtmakla kalmaz; aynı zamanda bir fizyoterapi merkezine çevirerek, içinde yaşayanların sağlığına katkıda bulunur.
Uzun dalga kızılötesi, radyan ısıdır; yüzünüzde güneşin veya odun ateşinin sıcaklığını hissetmekle aynı histir. Hatta kendi vücudumuzun da yaydığı ısı türüdür. İnsanlığın bildiği en temel ısınma şeklidir. Önce objeleri ısıttığı, ısınan objelerin de ısı yayarak çevreyi sıcak tuttuğu için binlerce yıldır tercih edilmiştir.
Bugün, yüksek enerji verimliliğine sahip SRN Kızılötesi Isıtma Teknolojisi, estetik ve konforlu bir şekilde radyan ısıyı çevre dostu olarak kolayca tekrar kullanabilmemizi sağlamaktadır.
Geçtiğimiz yüzyılda insanoğlunun konforlu olması sebebiyle tercih ettiği konvansiyonel ısıtma sistemlerinin (petek, klima vb.); yakın gelecekte yerini tekrardan kızılötesi ısıtma sistemlerine bırakması kaçınılmazdır.
SRN KIZILÖTESİ KARBON ISI BOYASI HAKKINDA BAZI BİLGİLER
- SRN Kızılötesi Isı Boyası havayı kurutmaz ve havayı değil sizi ısıtır.
- 24 V Elektrik ile çalışan Kızılötesi Isı Boyası sistemi yenilenebilir enerji kaynaklarıyla kombine çalışabilir. (Güneş ve Rüzgar enerjisi)
- SRN Kızılötesi Isı Boyası Üstüne duvar kağıdı,sıva ve boya gibi ürünler ile uygulanabilir özelliklere sahip bir üründür.
- SRN Kızılötesi Isı Boyası’nın boyandığı ortamda nem ve küf olmaz.
- SRN Kızılötesi Isı Boyası mekanik tesisat ve bakım gerektirmeye bir üründür.
- SRN Kızılötesi Isı Boyası anında ısınma ve homojen ısı dağılımı sağlar.
- SRN Kızılötesi Isı Boyası sağlıklıdır, nefes hastaları (bronşit vb) için en uygun ısıtma teknolojisidir.
- Su bazlı karbon kaplamalar ek veya ana ısıtma da mükemmel olarak kullanılabilir.
- Pars alüminyum tozu,pars bakır tozu,Pars Çinko Tozu,Pars Grafit Tozu,Pars Kurşun Tozu,Pars demir tozu,pars kurşun oksit,pars kurşun oksit sülyen,pars kurşun oksit mürdesenk,pars fire assay flux,pars nitrik asit,pars hidroklorik asit,pars sülfürik asit,pars hidrazin hidrat,pars kaolin,pars sepiyolit,sunsep,sundiyo,sunmag,pars zeolit,pars 67 mangan dioksit,pars85 mangan dioksit,hadjin yılan kovucu,parsvet yara tozu,pars lime sülfür,nanotozlar,yemkat.com,sunshield kaolin,sunshield sıvı kaolin,pars silisyum karbür,silisyum karbür,dmr74 mangan dioksit,pars magnezyum sülfat,pars magnezyum sülfat anhidrat,pars magnezyum sülfat monohidrat,pars magnezyum oksit,pars bakır sülfat,pars demir sülfat monohidrat,pars kalay sökücü,pars nikel sökücü,süren vollastonit tozu,pars volfram tozu,pars molibden tozu,pars antimon oksit,pars potasyum hidroksit,pars potasyum silikat,kimyadeposu.com,claypacks.com,demsil silikajel,demsil kil paketi,demsil nem alıcı,nemal nem alıcı,pars sodyum metabisülfit,pars sodyum bisülfat,pars magnezyum nitrat,pars sodyum persülfat,pars kalsiyum sülfat,pars kalsiyum sülfat dihitrat,pars hayvan altlığı,pars sodyum lignosülfonat,pars maden tozları,pars metal tozları,pars yem katkıları,pars nanotozlar,pars çinko oksit,sunshield sıvı kaolen,süren titanyum tozu,pars bakır oksit,demsil silikajel,süren otocam çizik giderici,pars seryum oksit,süren ferro vanadyum tozu,pars spekülarit,süren bit-pire kovucu,süren bakır tozu,süren teknoloji,bakır tozu,
- DMRSÜREN KİMYA LTD.ŞTİ
- 05523307100-05325466184
- www.kimyadeposu.com,www.claypacks.com,www.nanotozlar.com,www.netyerim.net
- www.potasyumsilikat.net,www.kursunoksit.com,www.parsman.com.tr,www.parsgrafit.com.tr
- www.parox.com.tr,www.sepiyolit.net,