9 Ağustos 2018 tarihinde kendini ilahiyatçı yazar olarak tanıtan ve çeşitli gazetelerde de hiçbir temele dayanmayan, tamamen kurgusal ve basit bir okur araştırması ile doğrulanabilecek kronolojik hatalar içinde boğulmuş sözde bilgilendirme yazısının yazarı Nazif Ay isimli birinin yazısıyla cemaat sorgusu yaparak masabaşı haberciliğe güzel bir örnek daha verdi.
Cemaat üyelerini bıyık ve tanışıklıklar üzerinden kategorize ederek nasıl ayırabiliriz diye sorgulayan (!) sözde akademisyen ve ilahiyatçı Ay, özellikle Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın da dahil olduğu bir takım isimleri aynı sepete doldurarak OdaTv sitesinde yayınladığı yazısında kronolojik hata yaparak gülünç duruma düştü.
Yakın tarihe isimleri bir şekilde geçmiş ama birçoğu ölmüş olan isimler üzerinden hareketle, cemaati tanımlayan Nazif Ay, yazı bütünlüğü içerisinde cemaatlerle hiçbir alakası bulunmadığı halde 1995 yılında Suudi Arabistan’da Türk işçilerin idam edilmesi konusunu da dahil ettiği yazısında talimatı Özal’ın verdiğini ifade ederek (Özal ölüm tarihi 1993) yazı içinde bile kendiyle çelişerek hazırladığı yazıyı OdaTv de olduğu gibi yayınlayarak okurları üzerinden algı oluşmasına yardımcı olmuştur.
Yazının genelinde bıyıklardan yola çıkılarak yapılan kategorizasyonun saçmalığı bir yana, özellikle Ak Parti kurucularından Nevzat Yalçıntaş’ın 1995 yılında dönemin Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’in ve Başbakan Tansu Çiller’in talimatlarıyla Suudi Arabistan’da 57 kişinin idamına engel olmak üzere (yazar bir kişi diyor) olağanüstü arabulucu sıfatıyla gönderilmiş ve idamın gerçekleşmesinin engellenmesini sağlamıştır.
Yazının akışında hiç alakası olmamasına rağmen yer alan bu yanlış bilgiden yola çıkılarak basit bir araştırma yazının tümünde sapkın ve maksatlı bilgilendirmeler içerdiği de küçük bir araştırmayla öğrenilebilecekken OdaTv denen internet sitesinin haberleri masabaşında ve sırf sansasyon yapmak, kamuoyunda algı oluşturmak adına böylesi cehalet fışkıran çalışmalara da imza atmaya devam etmesi kafalarda soru işareti yarattı.
Kendisini her ilahiyatçı olarak tanıtanın karşı saflara geçerek oluşturduğu popülist sahte gündemlerle kamuoyunda pirim yapma sevdasına alet olan, bizzat o tür çalışmalara yer vererek toplumu yanlış yönlendiren OdaTV’de yayınlanan yazıdaki sadece Nevzat Yalçıntaş ile ilgili olan hatalar şunlar:
ODA TV’nin YANLIŞLARI ve ” Prof. Dr. Nevzat Yalçıntaş’ın Olağanüstü Arabuluculuğu”
1) Prof. Dr. Nevzat Yalçıntaş, Turgut Özal zamanında değil, Süleyman Demirel’in Cumhurbaşkanı olduğu 18 Ağustos 1995 tarihinde Başbakan Tansu Çiller’in isteği üzerine hem kendisini hemde Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel tarafından olağanüstü arabulucu olarak Suudi Arabistan’a gönderilmiştir.
2) Turgut Özal 17 Nisan 1993’te vefat etmiştir. Yani olaydan 2 yıl öncesinde.
3) Captagon isimli uyuşturucudan ceza alan bir kişi değil 57 kişidir.
4) Suudi hükümeti tarafından devlet başkanı protokolü ile karşılanan Nevzat Yalçıntaş Kralın hasta olması nedeniyle Veliaht-Prens Abdullah ile görüşmüştür.
5) Prof. Dr. Nevzat Yalçıntaş’ın görüşmesi sonrasında Veliaht-Prensi Abdullah : “Sizin gibi bir dostumuzu bize gönderdikleri için Cumhurbaşkanına ve Başbakanınıza teşekkürlerimizi iletiniz” diyerek memnuniyetini ifade etmiştir.
6) Bu görüşme sonrasında idam cezası alan ve cezası kesinleşen 54 Türk’ün hiç biri idam edilmemiş ve Kral tarafından affedilmiştir.
7) Yazıda geçen Reyhan Uzuner’in adı Reyyan’dır. Kocası da Berat Erdoğan değil Bilal Erdoğan’dır.
OdaTv, yayıncı sorumluluğunu bir kenara iterek “Örneğin, Türkiye Gazetesi’nde yazan ve bir zamanlar AKP’nin kurucularından Nevzat Yalçıntaş’ın, Turgut Özal iktidarı zamanında Suudi Arabistan’da idama mahkum edilen bir Türk’ü kurtarması için arabulucu yapılma düşüncesi yukarıda verdiğim Vehhabi düşmanlığının merkezi konumundaki Işıkçıların içinde yer almasından dolayı sonuçsuz kalmıştı” cümlesinden hareketle dahi yazının saçma sapan bir kurgunun ürünü olduğunu anlayabilecekken, bunu kamuoyunu yanlış yönlendirmekten geri durmayarak yayınlamış ve bir yayın ayıbı işlemiştir. Çünkü yanlış da olsa aktardığı konuda arabuluculuk olumsuz sonuçlanmamış ve yukarıda belirtildiği gibi idam cezaları affedilmiş ve suçlular idam edilmemiştir.
Sözde ilahiyatçı ya da yazar en basitinden Nevzat Yalçıntaş’ın yakın dostlarından yazar Ahmet Almaz’a bile konu hakkında sorsa yukarıdaki vahim sapkın hataya düşmekten kurtulabilirdi. Ancak verdiği diğer eserlerde de benzeri hatalara düşmüş olma olasılığı yüksek sözde ilahiyatçı yazar OdaTv üzerinden Yalçıntaş’ın başarıyla sonuçlandırdığı arabuluculuğu bir cemaat hezimeti diye yutturmaya kalkışmıştır.
Konuyu kamuoyunun dikkatine sunuyoruz.
Mustafa Yaşar Dilsiz
Başa dön tuşu