ANKARA (AA) – Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, “Yarından itibaren ‘alternatif uyuşmazlık çözüm yöntemi’ dediğimiz arabuluculuk müessesine zorunlu dava şartı olarak kira davaları da katılıyor. Yine kat mülkiyetinden, komşuluk hukukundan doğan davalar ve ortaklığın giderilmesi davaları zorunlu arabuluculuk kapsamında olacak.” dedi.
Tunç, NTV canlı yayınında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu, soruları yanıtladı.
Adli yılın yarın başlayacağının hatırlatılması üzerine Bakan Tunç, yargı mensuplarına, adalet personeline, avukatlara, noterlere yeni adli yılda başarılar diledi.
Bakan Tunç, yeni adli yılda bugüne kadar olduğu gibi yargıya, adalete güveni tesis etmek ve en üst seviyeye çıkarmak için gerekli çalışmaları gerçekleştireceklerini söyledi.
Kira uyuşmazlıklarında dava şartı arabuluculuk uygulamasına ve kira artışlarına yönelik soru üzerine Tunç, kirada yıllık artış oranının yüzde 25’i geçemeyeceğine yönelik düzenlemenin bir yıl daha uzatıldığını anımsattı.
Tunç, “1 Eylül itibarıyla kirada zorunlu arabuluculuk dönemi başlıyor. Yarından itibaren ‘alternatif uyuşmazlık çözüm yöntemi’ dediğimiz arabuluculuk müessesine zorunlu dava şartı olarak kira davaları da katılıyor. Yine kat mülkiyetinden, komşuluk hukukundan doğan davalar ve ortaklığın giderilmesi davaları zorunlu arabuluculuk kapsamında olacak.” diye konuştu.
Arabulucuların bir ay içerisinde iki tarafı uzlaştırdığında konunun mahkemeye intikal etmeden çözüleceğine işaret eden Tunç, anlaşma sağlanamadığında ise yargı yolunun açık olduğunu bildirdi.
Bakan Tunç, “10 yılda 4 milyon 620 bin dosya arabuluculuk önüne gelmiş, 4 milyon 620 bin dosyanın 3 milyon küsuru anlaşmayla sonuçlanmış.” bilgisini paylaştı.
“İdari yargıda 27 bin 124 dava açıldı”
Deprem soruşturmaları ve mahkemeye intikal eden binaların yıkım sürecinin geciktiğinin belirtilmesi ve deprem soruşturmalarındaki durumun sorulması üzerine Tunç, Cumhurbaşkanlığı Kabinesi’nin ilk gündem maddesinin deprem bölgesindeki çalışmalar olduğunu belirtti.
Depremlerin ardından devletin tüm kurumlarının seferber edildiğini kaydeden Tunç, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın bölgeye gerçekleştirdiği ziyaretleri anımsattı.
Bölgedeki 15 adliyenin ağır hasar gördüğüne değinen Tunç, hasarlı adliyelerin onarıldığını ve 500 milyon liralık harcama yapıldığını ifade etti.
Bakan Tunç, şöyle devam etti:
“1 Mayıs’tan itibaren davalar açılmaya başlandı. Şu ana kadar özellikle idari yargıda 27 bin 124 dava açıldı. Ağır hasar tespiti ve yıkım kararına karşı 19 bin 122 dava var. Bunun büyük bir çoğunluğu Hatay’da. Orta hasar ve güçlendirme kararının iptali için de 1389 dava, az hasar tespitine karşı, hak sahipliği için de ‘Benim evim ağır hasarlı olması lazım niye az hasarlı?’ diye dava açan 642 kişi var. Salt hasar tespiti için de 4 bin 41 dava açılmıştı. Tam yargı, tazminat davalarında da 1757 dava açıldı. Toplamda 27 bin 124 dava açıldı. Bu dava yükünü karşılayabilmek için de yeni mahkemelere ihtiyaç oldu. 21 tane yeni idare mahkemesi bölgede kurulmasını sağladık.”
İdari yargıda aksamaya neden olmadan ağır hasarlı binaların bir an önce yıkılması ve kentlerin yeniden inşa edilmesi zaruretinin bulunduğuna dikkati çeken Tunç, bu durumdaki binaların can güvenliği açısından da tehlike arz ettiğini söyledi.
“Yıkılan, ağır, orta hasarlı binalarla ilgili de deliller toplanmış durumda”
Bakan Yılmaz Tunç, şöyle konuştu:
“Şu ana kadar o binalarla ilgili açılan davalarda yürütmeyi durdurma kararları verilmedi. Yalnız yürütmeyi durdurma kararları verilmiyor ama yerinde keşif, bilirkişi incelemesi yapılması lazım. O binaların hepsinin örnekleri alındı, karotları, demir örnekleri alındı. Tamamının delilleri bizim şu anda elimizde. Vatandaş başvursa da dava açsa da açmasa da deliller tamamen toplanmış durumda. Yıkılan, ağır, orta hasarlı binalarla ilgili de deliller toplanmış durumda. Tartışılan husus şu, yürütmeyi durdurma kararı verilmedi ama ağır hasarlı bina yıkıldığında keşif yapıldığında orada bina söz konusu olmayacak. Bu anlamda hukuki bir tartışma söz konusu. Belki bir yasal düzenleme gerekebilecek. Yürütmeyi durdurma kararlarının sınırlandırılmasıyla ilgili Anayasamızın 125. maddesinin son fıkrası cevaz veriyor. Ama tabii bunu gerek bölgedeki yargıda görevli uygulayıcılarımız, idare mahkemelerindeki, bölge idare mahkemelerindeki başkan ve üyelerimizle, ihtisas sahibi akademisyenlerle bir toplantımız olacak. Meclis açılmadan önce bu yasal düzenleme ihtiyaçlarını giderecek taslak çalışmalarımız var.”
Vatandaşların can güvenliğinin düşünülmesi ve doğru karar verilmesi gerektiğini dile getiren Tunç, ilk etapta hızlı bir tespit yapıldığını, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığının, diğer bakanlıkların teknik elemanlarından da destek alarak ilk tespitleri yaptığını hatırlattı.
Bakan Tunç, “Özellikle vatandaşlarımız bu tespitin doğru olup olmadığı konusunda bir tereddüt yaşadı. Dava açanlar bu anlamda davalar açtılar. Şimdi eğer biz belki Hasar Tespit Komisyonları şeklinde bir yasal düzenleme de yapabiliriz. Ama burada önemli olan o binanın en doğru kararla, yapılacak olan keşif ve bilirkişi incelemelerinin de hızlandırılması lazım. Şu ana kadar açılan davalarda idarenin savunmaları geldi. 14 bin 844 savunma geldi, bunlar keşfe hazır şu anda. 10 bin 951 savunma geldiğinde onlarla ilgili de keşifler yapılacak.” diye konuştu.
Depremle ilgili ceza soruşturmalarının sürdüğünü aktaran Bakan Tunç, aralarında müteahhitlerin, yapı sorumlularının, yapıda izinsiz değişiklik yapanların da yer aldığı 250’nin üzerinde tutuklunun bulunduğunu bildirdi.
“Açık cezaevlerinde değil kapalı cezaevlerinde barındırılacaklar”
Kovid-19 izninden açık cezaevine dönecek hükümlüler ve denetimli serbestlik düzenlemesine yönelik soru üzerine Bakan Tunç, açık cezaevindeki hükümlülerin Kovid-19 izinlerinin 31 Temmuz’da sona erdiğini hatırlattı.
TBMM’de kabul edilen yasal düzenlemeyle denetimli serbestliğine 5 yıldan fazla olanların açık cezaevine dönmek zorunda olduğunu, 5 yıldan az olanların ise cezalarının kalan sürelerinin denetimli serbestlik altında infaz edileceğini anlatan Tunç, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“İzinde olan 121 bin 419 hükümlünün 101 bin 260’ının 5 yıldan az denetimli serbestlik süresine ve bunların yararlanma imkanı doğdu. Faydalanamayan 19 bin 159 kişi de 5 yıldan fazla olduğu için açık cezaevlerine geri dönmek durumunda kalacaklardı. 31 Temmuz 2023 itibarıyla iki haftalık süre verdik, duyurular yaptık, mesajlar gitti. 19 bin 159 hükümlüden 9 bin 56’sı izinden geri dönmedi. Basında şöyle anlaşıldı, sanki cezaevinden 9 bin kişi firar etmiş gibi algılandı. Bunlar 3 yıldır dışarıda, Kovid-19 izninde bulunan hükümlülerdi. Bunlar yakalandıklarında, geri döndüklerinde açık cezaevlerinde değil kapalı cezaevlerinde barındırılacaklar.”
“Özellikle aile hukukunda arabuluculuğu getirmek lazım”
Süresiz nafakayla ilgili soru üzerine Tunç, bunun aile hukukunun içerisinde ele alınması gerektiğini belirtti.
Bakan Tunç, şu değerlendirmede bulundu:
“Aile hukukuyla ilgili geniş bir çalışmamız var. Türkiye Adalet Akademisi ekim sonu, kasım ayı gibi planladı. Aile hukukuyla ilgili bir sempozyum düzenleyeceğiz. Hem Türk hukukunda bu anlamda yetkin olan hukukçularımızı, akademisyenlerimizi, uygulamadan Yargıtay üyelerimizi ve yerel mahkemelerden temsilcileri davet edeceğiz, onları dinleyeceğiz. Uzun süren bir sempozyum olacak. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanımız ile de görüştük. Aile Bakanlığını ilgilendiren boyutlar da var. Güzel bir sempozyum olacak.
Oradan önemli sonuçlar çıkacağına inanıyorum. Aile hukukuyla ilgili olarak gerek boşanma, gerek nafaka, tazminat konuları yargının önünde ve uzun süren yargılamalar nedeniyle vatandaşların mağduriyetine neden olan hususlar var. Bunları ortadan kaldırmamız lazım. Özellikle aile hukukunda arabuluculuğu getirmek lazım. Şu anda aile hukukunda arabuluculuk mümkün değil. İhtiyari arabuluculuk da zorunlu da mümkün değil. Birçok ülkede, Avrupa ülkelerinde, İngiltere’de aile hukuku alanında arabuluculuk uygulaması iyi gidiyor. Bu anlamda aile hukukunda arabuluculuk söz konusu olursa ki burada boşanmayla, tazminatla, nafaka sorunlarıyla ilgili olabilir.”
Nafakanın 1980’li yıllardan itibaren süresiz olarak uygulandığını anlatan Tunç, burada kadının mağdur edilmemesi gerektiğini söyledi.
Bakan Yılmaz Tunç, “Kusuru daha hafifse, boşanmadan dolayı yoksulluğa düşecekse kadının durumunu da düşünmemiz lazım. Uzun süren nafaka ödemeleri kısa süren evlilikler nedeniyle de bir mağduriyet olduğu ifade ediliyorsa bunu da dikkate almak gerekir. Her iki tarafı dikkate alarak bir çözüm bulmak lazım.” ifadelerini kullandı.
Yargı Reformu Strateji Belgesi hazırlığıyla ilgili soru üzerine Tunç, 27. Yasama Döneminde 7 yargı paketinin çıkarıldığını aktardı.
Ticari davalarda tahkimin öne çıkması gerektiğini dile getiren Tunç, tahkimin dostane ve barışçıl bir yöntem olduğunu belirtti.
Bakan Tunç, uzun süren yargılamaların önüne geçmek için yargı paketlerinde, Yargı Reformu Strateji Belgelerinde önemli hususlara yer verileceğini vurguladı.
Yılmaz Tunç, yapay zekanın yargıda da kullanılmasına yönelik çalışmanın da bulunduğunu, ceza adaletini sağlayacak, yargıya güveni daha da üst seviyelere taşıyacak hedeflerin Yargı Reformu Strateji Belgesi’nde ve İnsan Hakları Eylem Planı’nda yer alacağı bilgisini verdi.
Başörtüsüne ve ailenin korunmasına yönelik anayasa değişikliğinin hazırlandığını hatırlatan Bakan Tunç, Türkiye Yüzyılı’nda asıl hedeflerinin sivil, demokratik anayasaya milleti kavuşturmak olduğunu sözlerine ekledi.
Muhabir: Kemal Karadağ
Sağlık İçin Kızılötesi Karbon Isı Boyası
Canlıların, özellikle de insanların sağlıklı yaşayabilmek için kızılötesi ışınlara ihtiyaçları vardır. Ancak bir aylık bir sürede yoğun bir şekilde alınan güneş ışınlarının depolanması mümkün değildir. On iki ay boyunca alınacak terapi kalitesindeki kızılötesi ışınlar ise sayısız fayda sağlar.
- Hücre sisteminin yenilenme gücünü artırır,
- Kan dolaşımını hızlandırır,
- Kronik yorgunluğu azaltır,
- Bağışıklık sistemini güçlendirir,
- Astım, alerjik rinit gibi solunum yolu rahatsızlıkları olan hastalar için en sağlıklı ısıtma sistemidir,
- Kas ağrıları, sırt ağrıları ve eklem rahatsızlıklarını azaltır,
- Bazı kanser türlerinin gelişimini engelleme özelliğine sahiptir,
- Şeker hastalıklarının yan etkilerini azaltır,
- Fizyoterapi tıp merkezlerinde doğrudan kullanılır.
Tıbbi araştırmalar, uzun dalga boyundaki ışınların terapi etkisi yaptığını, hiçbir zararlı yan etkisinin olmadığını ve insan vücudu için en uygun sıcaklığı sağladığını göstermiştir. Uzun dalga boyunda, terapi kalitesindeki kızılötesi ışınlar ile ısıtma sistemi olarak geliştirilmiş olan SRN Kızılötesi Isı Boyası, güneşin altında ısınma hissini on iki ay sağlamaktadır. SRN Kızılötesi Isı Boyası, uygulandığı ortamı sadece ısıtmakla kalmaz; aynı zamanda bir fizyoterapi merkezine çevirerek, içinde yaşayanların sağlığına katkıda bulunur.
Uzun dalga kızılötesi, radyan ısıdır; yüzünüzde güneşin veya odun ateşinin sıcaklığını hissetmekle aynı histir. Hatta kendi vücudumuzun da yaydığı ısı türüdür. İnsanlığın bildiği en temel ısınma şeklidir. Önce objeleri ısıttığı, ısınan objelerin de ısı yayarak çevreyi sıcak tuttuğu için binlerce yıldır tercih edilmiştir.
Bugün, yüksek enerji verimliliğine sahip SRN Kızılötesi Isıtma Teknolojisi, estetik ve konforlu bir şekilde radyan ısıyı çevre dostu olarak kolayca tekrar kullanabilmemizi sağlamaktadır.
Geçtiğimiz yüzyılda insanoğlunun konforlu olması sebebiyle tercih ettiği konvansiyonel ısıtma sistemlerinin (petek, klima vb.); yakın gelecekte yerini tekrardan kızılötesi ısıtma sistemlerine bırakması kaçınılmazdır.
SRN KIZILÖTESİ KARBON ISI BOYASI HAKKINDA BAZI BİLGİLER
- SRN Kızılötesi Isı Boyası havayı kurutmaz ve havayı değil sizi ısıtır.
- 24 V Elektrik ile çalışan Kızılötesi Isı Boyası sistemi yenilenebilir enerji kaynaklarıyla kombine çalışabilir. (Güneş ve Rüzgar enerjisi)
- SRN Kızılötesi Isı Boyası Üstüne duvar kağıdı,sıva ve boya gibi ürünler ile uygulanabilir özelliklere sahip bir üründür.
- SRN Kızılötesi Isı Boyası’nın boyandığı ortamda nem ve küf olmaz.
- SRN Kızılötesi Isı Boyası mekanik tesisat ve bakım gerektirmeye bir üründür.
- SRN Kızılötesi Isı Boyası anında ısınma ve homojen ısı dağılımı sağlar.
- SRN Kızılötesi Isı Boyası sağlıklıdır, nefes hastaları (bronşit vb) için en uygun ısıtma teknolojisidir.
- Su bazlı karbon kaplamalar ek veya ana ısıtma da mükemmel olarak kullanılabilir.
- Pars alüminyum tozu,pars bakır tozu,Pars Çinko Tozu,Pars Grafit Tozu,Pars Kurşun Tozu,Pars demir tozu,pars kurşun oksit,pars kurşun oksit sülyen,pars kurşun oksit mürdesenk,pars fire assay flux,pars nitrik asit,pars hidroklorik asit,pars sülfürik asit,pars hidrazin hidrat,pars kaolin,pars sepiyolit,sunsep,sundiyo,sunmag,pars zeolit,pars 67 mangan dioksit,pars85 mangan dioksit,hadjin yılan kovucu,parsvet yara tozu,pars lime sülfür,nanotozlar,yemkat.com,sunshield kaolin,sunshield sıvı kaolin,pars silisyum karbür,silisyum karbür,dmr74 mangan dioksit,pars magnezyum sülfat,pars magnezyum sülfat anhidrat,pars magnezyum sülfat monohidrat,pars magnezyum oksit,pars bakır sülfat,pars demir sülfat monohidrat,pars kalay sökücü,pars nikel sökücü,süren vollastonit tozu,pars volfram tozu,pars molibden tozu,pars antimon oksit,pars potasyum hidroksit,pars potasyum silikat,kimyadeposu.com,claypacks.com,demsil silikajel,demsil kil paketi,demsil nem alıcı,nemal nem alıcı,pars sodyum metabisülfit,pars sodyum bisülfat,pars magnezyum nitrat,pars sodyum persülfat,pars kalsiyum sülfat,pars kalsiyum sülfat dihitrat,pars hayvan altlığı,pars sodyum lignosülfonat,pars maden tozları,pars metal tozları,pars yem katkıları,pars nanotozlar,pars çinko oksit,sunshield sıvı kaolen,süren titanyum tozu,pars bakır oksit,demsil silikajel,süren otocam çizik giderici,pars seryum oksit,süren ferro vanadyum tozu,pars spekülarit,süren bit-pire kovucu,süren bakır tozu,süren teknoloji,bakır tozu,
- DMRSÜREN KİMYA LTD.ŞTİ
- 05523307100-05325466184
- www.kimyadeposu.com,www.claypacks.com,www.nanotozlar.com,www.netyerim.net
- www.potasyumsilikat.net,www.kursunoksit.com,www.parsman.com.tr,www.parsgrafit.com.tr
- www.parox.com.tr,www.sepiyolit.net,