Akşener’den İstanbul ve Ankara ile ilgili mahallî seçim bildirisi: Farklı aday çıkaracağız

İYİ Parti Genel Lideri Meral Akşener, Fatih Altaylı’nın Youtube Kanalı’na konuk olarak Altaylı’nın gündeme ait sorularını yanıtladı.

“BİZ DÜZGÜN PARTİ’Yİ CHP’NİN ADAYLARINI SEÇTİRMEK İÇİN KURMADIK”

2016 yılında bir bilinmeyen sanığın tezleri ile ilgili hakkında açılan FETÖ soruşturmasının kovuşturmasına ait ayrıntıları anlatarak kelamlarına başlayan Akşener şöyle konuştu:

-8 klasör evrak ve bir hukuk katliamı var. Ne vakit açılmış biliyor musunuz? 17 Temmuz 2016 günü yani darbeden 2 gün sonra açılmış.

-İddia şu: ben o gece çıkmışım televizyonlarda, toplumsal medyada demişim ki; “İnşallah başarılı olur bu darbe, inşallah Tayyip Erdoğan Menderes üzere olacak” demişim.

-Bunun üzerine Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı dava açmış. Cizre’de bir tutuklu PKK sanığı uzun uzun konuşturulmuş, çok farklı ki hiç isim hatırlamıyor.

-Diyor ki; Meral Akşener, FETÖ derslerine gidip gelen, Fetullah Gülen’in bir parti kurdurma ya da MHP’nin başına birini geçirme isteğinin ortasındaki kişi.

-Yani ben FETÖ’nün buyruğunda bir şahısmışım. Bunu diyen PKK’lı beraat ediyor. Hakkında muhafaza kararı var. Ancak evrakın ilerleyen yerlerinde PKK’lının ismi da var. Yağmur kod isminin sonra gerçek ismini öğreniyoruz.

“SAYIN TUĞRUL TÜRKEŞ’E BANA VE SAYIN SÜLEYMAN SOYLU’YA FETÖCÜ İDDASI VAR”

-Birisi daha ihbarda bulunuyor. Başı kızan ihbar etmiş fakat o ihbarda da şöyle bir durum var. Sayın Tuğrul Türkeş, ben, Sayın Süleyman Soylu FETÖ’cü olduğumuz ve hakkımızda soruşturma yapılması gerektiği tezi var.

-Ben dokunulmazlığım olmadığı için ayrılmışım öteki ikisinin de dokunulmazlığı olduğu için Meclis’e gönderileceği yazıyor. Onlara ne yapıldı bilmiyorum.

-Yani bütün bunlardan oluşan bir saçmalık ve 5 dakikada öğrenilecek bir durum açık tutulmuş. 2019’da birden biri zımnilik konmuş.

“BENİMLE SEYAHAT YAPAN HERKES ARAŞTIRILMIŞ”

*Ben Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin, TBMM’nin görevlendirdiği bir şahıs olarak Polonya’ya gitmişim o uçaktaki bütün yolcuların vatandaşlık numaralarıyla bir arada haklarında soruşturma yapılmış. Daha vahimi var. Eşim ve arkadaşlarıyla bir arada 2014 yılında seyahate gitmiştik.

-Oradaki uçaktaki herkes araştırılmış. Oğlumun, eşimin ve muhtemelen gelinimin her şeyini MASAK araştırmış. Daha vahimi 2018’de Cumhurbaşkanlığı Adaylığım sürecinde bana yardım eden herkes mesela 14 lira, 40 lira göndermiş kişi her şeyiyle araştırılmış. Küçük yardımlar araştırılmış.

-İsmini söylemeyeceğim Ergenekon’dan yargılanmış iki asker, kampanyaya yardım göndermiş. Bir tanesi de General. Her ikisi o evrakta ne yazıyor biliyor musunuz? Ergenekon Terör Örgütü Sanığı…

-FETÖ araştırılırken bu yazıyor. 2019’da da tüm bunlar bitmiş. 2023’e kadar dava durdurulmuş.

“ARTIK FETÖ’CÜLÜK YERİNE PKKCILIK TUTTU”

-Niye bu kadar uzun sürdü diye kendi kendime sordum ve bugün niye diye düşündüm. Bunun üzerinde açıldıktan sonra 2017 referandumu geçti; ‘FETÖ’cü kadın’ diye bağırttılar. 2018 yılında da ‘FETÖ’cü kadın’ dendi.

-Cumhurbaşkanı adayı olarak sizlerin programlarınızda bunlara yanıt vermekten, seçilirsem neleri yapacağımı anlatamadım. Bir seçim bir referandum gitti. 2019’da lokal seçim gitti. 2023’te yeniden benim hiçbir şeye aday olmadığım seçimde bir şey görüldü onun için kapatıldığına inanıyorum.

-O da şu; artık FETÖ’cülük yerine PKK’cılık tuttu. Münasebetiyle FETÖ’cülük işi niyet, tesiri kalmayınca bu bahiste gereği yapıldı.” dedi.

Davanın sonuçlandırılmasıyla ilgili; “Acaba Erdoğan ile mi anlaştı?” savları olduğunu hatırlatarak bu tezlere ait görüşlerini soran Fatih Altaylı’ya, Akşener şu cevabı verdi:

-Aileme daima saldırıldı. Ben o vakit anlaşmamışım Tayyip Bey’le de artık niçin anlaşayım? Bana Başbakan yardımcılığı teklif edildi. Bugün mü anlaşacağım? Artık yeni mana HDP üzerinden PKK’cılık. Algı idaresinde bu daha tesirli.

-Çünkü artık vatandaş şöyle demeye başladı: “bu bayan kaç yıldır açıkta hiçbir şeyi yok, dokunulmazlığı yok.

-FETÖ’cüyse tutuklayın” sıkıntısına gitti. Ben de bunun üzerine çok düştüm. Bu seçimde de esasen bana FETÖ’cülükle ilgili soru gelmedi.

-Ama dikkat edersiniz ben 45 vilayette miting yaptım orada büyük çoğunluğuna da şahit olsun diye Mansur Beyefendi ile gittim. Oralarda ikimiz de PKK ve HDP’ye yanıt vermek zorunda kaldık. Kandil argümanlarına yanıt vermek zorunda kaldık.

“İKİ ARKADAŞIMIZDAN BİRİNİ ADAY GÖSTERECEKSENİZ BİZ VARIZ”

Fatih Altaylı’nın 6’lı masada aday belirlenme sürecinin neden bu kadar geciktiğine ve Akşener’in masadan kalkma sürecine ait sorusunu yanıtlayan Meral Akşener şu tabirleri kullandı:

-Ben 2 yıl önce, daha ortada masa yokken, o vakit yeni kurulan Sayın Fatih Erbakan’ın da partisi dahil bütün siyasi partileri dolaştım. 4 kişi gittik. Sayın Cihan Paçacı, Sayın Koray Aydın, Sayın Uğur Poyraz ve ben vardım.

-Bu görüşmelerde ben Sayın Davutoğlu’na, Sayın Gültekin Uysal’a, Sayın Ali Babacan’a, Sayın Temel Karamollaoğlu’na bir soru sordum: ‘Sayın Kılıçdaroğlu adayım derse siz ne yapacaksınız?’ diye oradan karşılıklar aldım.

-Sonra bu çeşidim bittikten sonra da yanımıza Sayın Salim Ensarioğlu’nu da alıp CHP’ye gittik.

-Orada da Sayın Kılıçdaroğlu’yla birlikte teşkilat lideri, Sayın Kuşoğlu, Sayın Oğuz Kağan Salıcı ve Sayın Selin Sayek Böke üzere arkadaşlar vardı. Karşılıklı oturduk ve ben şunu söyledim. Dedim ki; ‘bu iki belediye liderimiz ita amiri sizsiniz. CHP’nin adayı, biz yalnızca destekledik.

-Size bir şey soracağım’ dedim. ‘Bu iki arkadaşımız sahiden morali bozuk seçmenin yanında yer aldığı ve taraftar hâline geldiği bir konuma gerçek gidiyor. Münasebetiyle bu iki arkadaşımızdan birini aday gösterecekseniz biz varız.

-Ama oburunu geri çekin. İkisini birden aday göstermeyecekseniz ikisini de geri çekin Kemal Beyefendi, onların ita amiri sizsiniz.’ dedim. 5 biz, 5 onlar şahitli. Ben zannettim ki bu türlü olacak. Lakin sonra Sayın İmamoğlu Türkiye’yi gezdi. Sayın Mansur Yavaş’a fevkalade bir sevgi ve sempati oldu.

20 Ocak 2020’de yapmaya başladığı vilayet ve ilçe ziyaretlerinde gittikleri her yerde Sayın Ekrem İmamoğlu’nun ve Sayın Mansur Yavaş’ın ismini duyduklarını lisana getiren Akşener; “Aksaray’da da, Niğde’de de, Trabzon’da da da söylüyorlar. Bu yavaş yavaş daha da arttı. Hakkâri’de Mansur Yavaş söylendi.” formunda konuştu.

2 Mart 2023’te gerçekleşecek olan 6’lı Masa toplantısından evvel yaşananları anlatan DÜZGÜN Parti Genel Lideri Meral Akşener; “Saadet Partisi Genel Lideri Temel Karamollaoğlu bize geldi ve ben adayla ilgili ne düşündüklerini sordum. Deva Partisi’ne de kendim gidip ne düşündüklerini sordum.” dedi.

Fatih Altaylı’nın “onlar ne söyledi?” sorusuna; ”Ben yalnızca kendi hareketlerimi anlatabilirim.” formunda yanıt veren Meral Akşener kelamlarına şu biçimde devam etti:

Saadet Partisi’nin mesken sahipliğindeki toplantıda adayın nasıl bir metotla seçileceğine ait toplanılacağı kararı çıkınca ben de bizim Genel Yönetim Kurulu’muzdan ona yönelik bir yetki aldım.

-Bana verilen yetki; benim 2 arkadaşımız çok önde olduğu onların isimlerini söylemem ve başkalarının de söyleyeceği isimler doğrultusunda bizim teklifimizin; her bir partinin güvendiği bir anket şirketi gösterip onlara araştırma yaptırması ve sonuçta kim çıkıyorsa onu kabul etmemizdi.

“BEN METODU KONUŞMAYI BEKLİYORDUM”

-Gittiğimde usulü konuşmamız bekliyordum… Ancak birden konuşma ‘kim aday olsun?’ sorusuna evrildi. Birinci kelamı Gültekin Bey’e verdiler. Gültekin Beyefendi, Kemal Beyefendisi söyledi.

-Sonra Ali Bey’e verildi o da ‘Kemal Bey’ dedi. Temel beyefendi, ‘Kemal Bey’ dedi. Sayın Davutoğlu da; ‘Sayın Akşener aday olmadığına nazaran Kemal Bey’ dedi.

-Sıra bana gelince, ben bu türlü yetki almadığımı söyledim. Bunu hakikat bulmuyorum dedim. Türkiye’yi 2 defa dolaştım, bu iki arkadaşımız benim babamın oğlu değil, bunları meşhur eden, aday eden, seçen ben değilim.

-İta amiri CHP fakat gittiğim yerlerde bu türlü gördüm. Benim yetkim şu diyerek tekniğimizi önerdim. Ben bunu lisana getirince bir gökyüzüne bakma hâli oldu. Sonra Sayın Kılıçdaroğlu dedi ki; ‘Meral Hanım imzalamıyorsa imzalamasın. Biz 5’imiz imzalayalım, çıkalım.’ Ben de aldım belgemi; ‘Peki o vakit size muvaffakiyetler diliyorum’ dedim.

*Sonra durdurdular beni ve denildi ki; ‘madem o denli bir yetki aldınız o vakit partinize Kemal Bey’i götürün.’ Artık bu o denli bir his ki çok dürüstçe söylüyorum. Bir tarafta içi titreyerek bize bakan sizin kızınız yaşındaki çocuklar, bir tarafta benim oğlum 82 doğumlu, o yaş kümesinden bıkmış gençler…

-Bir taraftan içinizden geçen apayrı bir şey yani göz nazaran göre bir şey gidiyor orta yerden, yani gerçek yönetilememiş bir sistem. Ve ‘peki’ dedim. O meşhur kağıdı imzalayıp çıktım, geldim ve derhâl arkadaşlarımla görüştüm. Olanları anlattığımda bizim arkadaşlar çok sert bir hal koydular.

-İki konuşma hazırladım, biri daha yumuşak huylu, birisi sert sizin görüşünüze nazaran yapacağım dedim. ‘Kesinlikle o masaya dönmeyeceksin’ dendi o oylamada. Yalnızca bir arkadaşımız, ‘bunu bu kadar sertlikle yapmayalım’ dedi. O da Bahadır Fazilet.”

“YANDAŞ MEDYA İLE CHP’Yİ DESTEKLEYEN KENDİNE MUHALİF DİYEN MEDYA AYNIYMIŞ”

3 Mart günü YETERLİ Parti üzerinden medyaya yansıyan haberlere ve argümanlara ait Meral Akşener şöyle konuştu:

-Aliya İzzetbegoviç’in bir kelamı vardır: ‘Biz ne vakit ölürüz? Savaşı kaybedince değil. Düşmanımıza ya da rakibimize benzediğimiz vakit.’ Neyi gördüm biliyor musunuz? Yandaş medya ile CHP’yi destekleyen kendine muhalif diyen medya birebirmiş.

-Ben birebir şeyi Sayın Ekrem İmamoğlu’nun Saraçhane sıkıntısında yanında olduğum vakit da yaşadım. Bu türlü bir nahoşluk görmedim. Ben 28 Şubat yaşadım, o periyodun medyasıyla aksi düştük.

-Bir kişi benim namusuma, gururuma, aileme ima edilen kelam söylememişti. Lakin ben bu süreçte bunları gördüm. Tayyip Erdoğan ile anlaşmış diyebilirsiniz bu öteki bir şey fakat ‘yanladı’ dediler. Seçilen sözlerdeki pislikten bahsediyorum.

Masaya dönme sürecini anlatan Meral Akşener; “Pazar günü akşamı iki belediye lideri bana geldi ve seçenekler onlardan geldi. Bu iki belediye liderimizin yardımcı olmasını öneren ben değilim, yanlış anlaşılmasın.

-Bunu kabul ettim ben ve tek koşulum oldu: bundan Kemal Bey’in bilgisinin olduğunun ispatlanması. Sonraki gün arkadaşlarıma bu öneriyi anlattım. Rıdvan Uz, Tolga Akalın, Bilge Yılmaz ve Ümit Dikbayır hariç herkes bu fikre evet dediler.”şeklinde konuştu.

“10 BİNLERCE İNSAN DIŞARIDA HEYECAN İÇİNDE LAKİN ÖĞRENDİM Kİ MASADAKİLERİN MUAHEDEDEN HABERİ YOKMUŞ”

Kılıçdaroğlu, İmamoğlu ve Yavaş ile otelde buluşup iki belediye liderinin icracı ve yetkili lider yardımcılığını teyit ettiklerini söyleyen Meral Akşener kelamlarına şu formda devam etti:

“Buradan ötesi çok vahim… Gittim, 10 binlerce insan dışarıda heyecan içinde lakin öğrendim ki masadakilerin haberi yokmuş. Evvel ben kağıdı imzalıyoruz deyince Temel Beyefendi; ‘noluyoruz?’ dedi.  Sonra Ali Beyefendi, ‘böyle bir şey olamaz’ dedi ben de şaşırdım. Sonra durumu anlattım.

-Kemal Bey’in teklifini anlattım, otelde teyit ettiğimizi ve bu teklifin CHP’den geldiğini söyledikten sonra Ali Beyefendi bana döndü, dedi ki tekrar; ‘Yani bu teklif size CHP’den mi geldi?’ ‘Evet’ dedim. ‘Ben bir arkadaşlarımla görüşeyim’ dedi. 1 saat gitti arkadaşlarıyla görüştü. ‘Kabul etmiyorlar’ dedi.

*Ben de dedim ki; ‘O vakit tamam, kalsın benim üzerime ben razıyım. Haydi bana eyvallah.’ Sayın Davutoğlu devreye girdi ve orta yol bulundu. Bunları o gün nasıl anlatacaksınız? Kazanmak istiyorsunuz.

*Ben bu iki arkadaşımız icracı ve yetkili lider yardımcısı olacak biz müracaat heyeti olacağız zannettim. Ancak zati Ali Bey’in bu türlü bir haberi yokmuş. Sonuçta çıktık oradan ben gerisinde durdum bu kararın ve 45 vilayette miting yaptık.

-Asla kabul etmeyeceğim bir şey var. Yazık, günahtır benim arkadaşlarıma. Sahiden GÜZEL Partililer çalıştı. Yüzde 10 civarında oy alındı. Bütün hepsi toplanırsa Kemal Bey’in oyları çıkıyor. Bizimkiler oy vermiş. Şayet seçimlerin öncesinde oyumuz 17 ise 7 puan, 15 ise 5 puan bizim partimizden gitti. Bizi seçmenimiz cezalandırdı.

“KEMAL BEYEFENDİ ‘60 VEKİL VERELİM ORTAK GİRELİM’ DEDİ. BEN DE ‘MÜMKÜN DEĞİL FARKLI GİRECEĞİZ’ DEDİM”

Fatih Altaylı’nın “Pişman mısınız?” sorusuna Akşener şu sözlerle karşılık verdi:

-Yaptığım her şeyin gerisindeyim. Güzellik yap denize at balık bilmezse halik bilir. Samimi olduğumu biliyorum.

-Kendime dair rastgele bir hesap kitap yapmadığımı biliyorum. Mesela Kemal Beyefendi seçimden evvel konutuma geldi; ‘60 vekil verelim sizle ortak girelim’ dedi. Ben dedim ki; ‘Mümkün değil yapamayız, biz başka gireceğiz.’ Ben bunun için bu partiyi kurmadım ki, biz ne bedeller ödedik.

-Evim basıldı. Arkadaşlarımın çocukları işten atıldı. Biz bir argüman ile yola çıktık. ‘Önce şu sistemin değişmesi açısından biz bu ittifak işindeyiz lakin mümkün değil yapamayız’ dedim.”

“KAYBEDEN BİZİZ, KAZANAN SAYIN ERDOĞAN DEĞİL”

14 Mayıs seçim sonuçlarına ait UYGUN Parti’ye yönelik kıymetlendirme yapan Meral Akşener “Biz başarılı mıyız? Hayır. Başarısız mıyız? Yüzde yüzde başarısız, yerle bir değiliz. Seçmen bizi gözden çıkarmadı. Yüzde 10’luk bir potansiyelimiz durdu. Biz de ona uymak zorundayız. Sonuçta kaybettik. Kaybeden biziz, kazanan Sayın Erdoğan değil. Bu kayıptan elbette hepimiz sorumluyuz. Benim ‘diğer 5 parti hatalıdır ya da Sayın Kılıçdaroğlu suçludur’ üzere bir şeyim hiç olmadı.  Daima bir arada ortağız bu işin içinde, sonuçta başaramadık. Bundan bir ders çıkarmamız lazım.” dedi.

“BEN KİMSEYE KEFİL DEĞİLİM, O İKİ UNSURLUK PROTOKOLDEN HABERİM YOKTU”

Ümit Özdağ ile Kemal Kılıçdaroğlu ortasında seçimlerden sonra ortaya çıkan 2 unsurluk protokole dair bilgisi olmadığını söyleyen Meral Akşener, şu tabirleri kullandı:

-Bir taraftan düşman Meral Akşener, bir taraftan güvenilmez Meral Akşener fakat CHP’li milletvekilleri dahil Sayın Özdağ dahil benim sözlerimle aklanmaya çalışması da çok farklı. Herkes o iki unsurluk protokolü bildiğimi sav edip paka çıkmaya çalışıyor.

-Ben kimseye kefil değilim. Çok net söyleyeyim, benim o iki unsurluk protokolden haberim yoktu. Lakin şu oldu bizim açımızdan çok berbat bir şey; ‘başka nerelerde protokol yapıldı?’ deniliyor.

“İTTİFAK SİSTEMİ TÜRKİYE’YE BÜYÜK ZİYAN VERİYOR”

İYİ Partililerin HDP üzerinden hakarete maruz kaldığını söyleyen Akşener, seçimlerden sonra aldıkları sonucu şu sözlerle ifade etti:

-Benim geldiğim nokta şu; kutuplaştırmanın Türkiye’ye dayattığı 50 artı 1 ittifak sistemi, Türkiye’ye büyük ziyan veriyor. Onun için de biz bundan sonra bu ittifak sistemi içinde yer almamaya kararlıyız.”

İYİ Parti Ankara Milletvekili Adnan Beker’in “Biz 6 parti bir ortaya gelmiş olsak bakanlar şurasını oluşturamazdık.” kelamlarına dair ise GÜZEL Parti Genel Lideri Meral Akşener şu sözlerle cevap verdi:

-Bu son devirde ortaya çıkanlarla ilgili olarak arkadaşlarımızda büyük bir hayal kırıklığı ve öfke var.

-Mesela Adnan Beyefendi alanda çalışırken deniliyor ki; ‘onlar oradan vekil çıkaramaz DÜZGÜN Parti’ye oy vermeyin.’ Kendisi de anlattı zati İdris Şahin isimli arkadaşımız Deva Partisi’nden ‘bunlara oy vermeyin buraya verin’ dedi.

-Gözle görülmeyen şeyler yaşandı. Beni ve GÜZEL Parti’yi düşmanlaştırarak AK Parti bünyesinden, bizim üzerimizden Sayın Kılıçdaroğlu’na gelebilecek oyların önü kesildi. Buna da çanak tutuldu.”

“İSTANBUL VE ANKARA DAHİL HER YERDE ADAY ÇIKARTACAĞIZ”

Yerel seçimlere ait işbirliği tartışmalarına dair Meral Akşener, şöyle konuştu:

-Arkadaşlarımız bana dediler ki;” Siz İstanbul ve Ankara Büyükşehir Belediye Liderlerini bizden aldığınız yetkiyle Cumhurbaşkanı adayı gösterdiniz. Sonra onlara davette bulundunuz. İki arkadaş da kabul etmedi. Biz de gösterebildik.

-Birinden biri adayım deseydi oradan çıkarlardı. Kararlılık diğer bir şey. Velhasılıkelam arkadaşlarımız diyor ki; ‘milletin sesini değerlendirmedi bu arkadaşlar.’

-Sen onları kötülemek zorunda değilsin, onları öve de bilirsin sorun yok; lakin biz her yerde farklı gireceğiz. İstanbul ve Ankara dahil. Ben de katılıyorum buna. Artık bunu Genel Yönetim Konseyimize getireceğim.

“İTTİFAK SİYASETİNE ŞİDDETLE KARŞIYIM, BUNLAR İNSANLARI KUTUPLAŞTIRIYOR”

26 Ağustos sonrası bilhassa medya üzerinden UYGUN Parti’nin el yükseltmek için seçimlere farklı girme daveti yaptığı argümanlarına ait Meral Akşener şöyle konuştu:

-O fotoğrafta ortaya çıkan şu; bu başla gidiliyor askere, tez alınıyor tezkere. Bugün itibariyle ne annem kalacak ne babam kalacak.

-Buna hazırım. Canı isteyen istediğini yapabilir. Ben bu ittifak siyasetine şiddetle karşıyım. Bunlar insanları kutuplaştırıyor. Biz bütün bir seçim boyunca; yoksulun kaygısını konuşamadık. Emekliyi konuşamadık. Sığınmacıyı konuşamadık. Biz hiçbir şey konuşamadık

-.’PKK’lı değiliz, kandil bizi desteklemiyor. Bunu söyleyen onursuzdur, namussuzdur’ diye gezdik. Birebir benim 2018’de FETÖ’cülük üzerinden düştüğüm duruma düştük. Biz el yükseltmiyoruz kardeşim hiçbir şey istemiyoruz

“KURULUŞ AYARLARIMIZA DÖNÜYORUZ”

-Biz bu partiyi bir üçüncü yol olsun diye kurduk. Yani iki yumruk ortasına sıkıştırılmış Türkiye’yi, bu tahterevalli sisteminin dışına çıkarmaya bir yol olabilmek, bir yeni nefes olabilmek için kurduk.

-Milletimize bunu anlatacağız. Kabul eder, etmez. Ona hürmetimiz sonsuz. Lakin biz milletin ferasetinin, bu sıkışmışlıktan rahatsız olduğuna inanıyoruz ve aslında şuanda kuruluş ayarlarımıza dönüyoruz.

“81 VİLAYETTE ADAY ÇIKARACAĞIZ”

İstanbul’un ve Ankara’nın Cumhuriyet Halk Partisi tarafından kaybedileceğini göze alıyor musunuz sorusuna ise Akşener şu cevabı verdi:

-Hepsini göze alıyoruz. O denli adaylar çıkaracağız ki tahminen bizimki seçilecek. Mesela İzmir’de CHP ceketini assa seçilir diye bir kanaat var. Ümit Özlale şuan itibariyle çalışıyor. Ve bize ‘ben adayım’ dedi.

-Bugün de ben buradan ilan ediyorum. Daha dün Bursa’da bir ilçe liderimizi, belediye lider adayı ilan ettik. Bursa özelinde olmak üzere bütün ilçelerde de aday çıkaracağız. Mesela Antalya’da bir arkadaşımız geldi bana; ‘ben aday olmak istiyorum.’ dedi. ‘Çalış’ dedim.

-Şu anda çalışıyor. Eskişehir’de genç bir arkadaşımız var, bakacağız. 81 vilayette aday çıkaracağız. Bu karar Genel Yönetim Heyeti’nden geçtiği andan itibaren sonuncu karardır.” diye cevapladı.

“BİZ KUTUPLAŞTIRMA SİYASETİNİN ÖNÜNE GEÇECEĞİZ”

Fatih Altaylı’nın bu karardaki sebebin, GÜZEL Parti ve Meral Akşener’e yapılan hakaretlerden mi kaynakladığı sorusuna ise Meral Akşener, şu cevabı verdi:

-Hayır, biz bu kutuplaşma işinin önüne geçeceğiz. Zira Aliya İzzetbegoviç’in; ‘Biz ne vakit ölürüz? Savaşı kaybedince değil. Düşmanımıza ya da rakibimize benzediğimiz vakit.’ kelamlarına dönersek burada da bir sistem düşmanına benzedi, bir sistem rakibine benzedi buradan hayır çıkmaz.

-Dolayısıyla biz bu kutuplaştırma siyasetinin önüne geçmeye uğraş edeceğiz. Şuculuk, buculuk bitecek. Biz vatandaşın sesini duyuracağız. 2 buçuk yıl gezdim. Biz o sesi duyduk, duyuramadık.”

“ÖĞRENDİM Kİ, İSTANBUL’U ALAN TÜRKİYE’Yİ ALAMIYORMUŞ”

-2019 birilerine bir şey kazandırmak için değildi. 2019 bizim teklifimizdi. Bu işi biz yaptık demiyorum. O yıkılmış seçmeni ayağa kaldırmak için bir teklifti ve bunun sonucunda biz her şeye uyduk.

-Ben 30 yıllık siyasetçiyim, pazarlık yapmaya kalksam neler olurdu. Hiçbirini yapmadık, üzerine istemedim ben. Lakin öğrendim ki, İstanbul’u alan Türkiye’yi alamıyormuş. Mahallî seçimlerdeki muvaffakiyet bize Cumhurbaşkanlığı’nı getirmedi. Buradan benim de çıkarttığım ders bu.

“HAYIR DİYEREK LAKİN NAZİK, KİBAR BİR YANIT VERDİK. ONLAR İSE GÖSTERİYDİ, KÜFÜR ETTİ”

Yerel seçimlere ait, Meral Akşener’in her partinin kendi adaylarıyla çıkması davetine ve Devlet Bahçeli’nin lokal seçimlerde YETERLİ Parti’ye yönelik komşuluk davetine ait Akşener,
şöyle konuştu:

-Sayın Bahçeli’nin komşuluk daveti üzerine hayır diyerek lakin nazik, kibar bir yanıt verdik. Lakin başta Semih Yalçın olmak üzere herkes gösteriydi, küfür etti. Ben herkesi başka farklı girelim diye davet ettim.

-Önce Sayın Bahçeli kaale alınmayacağını söyledi, hürmetim sonsuz bir arada girebilirler. Bugün de Sayın Erdoğan’da biz bir arada uygunuz birlikte gireceğiz demiş. Onların alakası sahiden enteresan, bir tarafıyla rasyonalitesi var. Bir tarafıyla da et tırnak olmuşlar.

“SAYIN HAKAN FİDAN VE SAYIN HULUSİ AKAR’I ARADIM ONLAR ARAŞTIRIP BİLGİ VERDİ”

Fatih Altaylı’nın Ümit Özdağ ile yine bir ortaya gelmenin ya da iki partinin bir ortaya gelmesinin mümkün olup olmadığı sorusuna ait Meral Akşener şu karşılığı verdi:

-Ben Ümit Bey’in ayrılış esnasını yanlışsız düzgün anlamadım esasen. Buğra Kavuncu’ya FETÖ’cü dedi. Bunun üzerine Sayın Hakan Fidan ve Sayın Hulusi Akar’ı aradım onlar araştırıp, olmadığını söyledi.

-Enver Altaylı üzerinden de suçlandı. Biliyorsunuz Enver Altaylı, Buğra Kavuncu’nun dayısı, bunu da herkes biliyor. Lakin farklı olan şu; Enver Altaylı ile Sayın Özdağ’ın ailesi de çok yakın. Daima söylerle Münih’e okumaya gönderilmesinin altyapısında Enver Altaylı olduğu yani akraba gibiler onlar da.

-Dolayısıyla bu durum, Enver Altaylı’nın varsa hatalarına Ümit Bey’i ortak etmeyeceği üzere Buğra’yı da etmez.

“HAYATIMDA ŞANTAJ VE TEHDİTLE ÇOK KARŞILAŞTIM LAKİN HİÇ YAPMADIM, ÖLÜRÜM DAHA İYİ”

-Ben hayatımda şantaj ve tehditle çok karşılaştım fakat hiç yapmadım, ölürüm daha düzgün. Mesela İstanbul’da birinci kere Ahmet Hakan’ın programına çıkmadan evvel Sayın Özdağ Lütfü Türkkan ile konuşmuş.

-Sonrasında beni Lütfü Türkkan arayıp dedi ki; ‘Ümit Beyefendi diyor ki beni arasın çıkmayacağım televizyona.’ Ben de dedim ki; ‘Ne biliyorsa söylemezse adam değil, söyleyecek.’ Gerisinden Murat Ağırel aradı, Area’nın sahibi Murat Karan aradı. Onlara da; ‘programa çıkıp konuşmayacağım, beni arasın’ demiş.

-CNNTÜRK’te stüdyodayken bile kendisini aramam için aradılar. Sonra çıktı oradan Buğra Kavuncu’ya yeniden FETÖ’cü dedi.

-Sonrasında aslında mahkemelik oldular. Mahkemede de ‘ben bu türlü bir şey demedim’ dedi. 20 bin lira tazminata mahkûm oldu.

-Sayın Özdağ, sığınmacı konusunda Türkiye’de sahiden çok kıymetli duruşu olan bir insandır. Bizim partimizdeyken de böyleydi. Ben daima bu yanına hürmet duydum. Sanıyorum 2019’da onun teklifiyle biz bir çalışma yaptık.

-Çıkan sonuçları ben çıktım, okudum. Daha sonra biz bunu devam ettirdik. Bizden ayrıldıktan sonra da Tolga Akalın liderimiz çok önemli bir Ulusal Göç Doktrini diye bir sonuç evrakı hazırladı, inanılmaz hoş.

-Şu netlikte söyleyeyim: bizden öbür somut adım atıp bu sığınmacıların nasıl gönderileceği, kapıların nasıl kapatılacağına dair yol haritası olan hiçbir siyasi parti yok. İktidara tekrar önereyim bizimkini alsın ve uygulasın.

“BİZ BU PARTİYİ CHP’NİN ADAYLARINI SEÇTİRMEK İÇİN KURMADIK”

Fatih Altaylı’nın lokal seçimlere tek başına girilmesinin sonucundaki başarısızlıkta ne yapacağı sorusunu yanıtlayan Akşener, “Bütün sorumluluk bana aittir. Bedelini ödeyeceğim. Bana ‘Tayyip Erdoğan’a yanladı’ diyenler dahil herkes canı istediğini söyleyebilir umurumda değil. Biz bu partiyi CHP’nin adaylarını seçtirmek için kurmadık” formunda kelamlarını tamamladı.