Yazarlar

İntikam Ateşinin Asırlık Öyküsü – Medusa

Paylaş:

Yunan mitolojisinden günümüze kadar şöhretini koruyan, adına kitaplar yazılan, savaşlar çıkan, ‘Yılan Saçlı Kadın’ Medusa’nın hikayesinin derinlerine inmeye ne dersiniz?

Birçoğumuzun aklına Medusa denilince korkunç suretiyle, her biri yılandan tel tel saçlara sahip, bakışlarıyla düşmanlarını taşa çeviren kadın gelir. Derinlere indiğimizde öğreniriz ki bu hikâyede aslında Medusa’nın güneşten parlak sarı saçları, en kırmızı gülden daha kırmızı dudakları, Ege denizinden daha yeşil gözleri vardır. Fakat bu güzelliği onun başına tam anlamıyla bela olur. Yunan Mitolojisine göre : Medusa, o altın saçlarıyla görenleri hatta tanrıları bile kendine aşık edecek güzellikte bir ölümlüymüş. Denizler, depremler ve atlar tanrısı Poseidon onu görür görmez vurulmuş fakat Medusa, Poseidon’a karşı hislere sahip değilmiş, Poseidon bu yüzden ona sahip olmak için fırsat kollamış ve zaferine ulaşmış. Poseidon, Medusa’ya sahip olduktan sonra onu karısının yani Athena’nın tapınağına hapsetmiş. Athena, kocası Poseidon’un, Medusa’ya karşı hislerini ve onunla beraber olduğunu öğrenince çılgına dönmüş ve intikam almak istemiş. Ve, Athena, Medusa’yı lanetleyerek onu korkunç suratlı, yılan saçlı dişi bir yaratığa dönüştürmüş. Artık Medusa o kadar çirkinmiş ki kimse Medusa’nın yüzüne bakmaya cesaret edemiyormuş. Ona bakmaya çalışan herkes taş kesiliyormuş. Hatta günümüzde de sıkça kullanılan ‘taş kesilme’ deyiminin de kökenlerinin Medusa hikayesine dayandığı iddia edilmektedir. Medusa’nın hikayesine dönersek; Athena,  Medusa’yı lanetleyerek bitirememiş çünkü Medusa, Poseidon’dan hamile kalmış. Athena da verdiği cezayla yetinmeyip, Medusa’yı tam olarak yok etmek için üvey kardeşi Perseus ile iş birliği yapmış. Kardeşinin isteğini yerine getirmeye karar veren Perseus, tanrıların hediye ettiği görünmezlik miğferi, sihirli kılıç ve ayağındaki kanatlı sandaletler yardımıyla Medusa’nın kafasını vücudundan ayırmış. O esnada Poseidon’dan hamile kalan Medusa’nın başsız gövdesinden, efsaneye göre Kanatlı At Pegasus ve dev Khrysaor meydana gelmiş. Perseus, Medusa’nın başını çantasına koyarak Olimpos’a dönmüş. Medusa’nın bu dillere destan mitosu yüzyıllardır ilgi çekmeye devam etmiştir.

Yerebatan Sarnıcı’nda Medusa heykeli

 Peki bu Medusa’nın lahtinin bu topraklarda olduğunu biliyor muydunuz?

            Birçoğumuz Yerebatan Sarnıcı’ndaki Medusa kafalarını biliyoruz. İşte bu yılanlarla sarılı kafaların ortaya çıkışı esnasında gerçekleşen bazı önemli olaylar mevcuttur:

            Fatih Sultan Mehmet zamanında İtalya Venedik’ten bir heyet gelip padişahla görüşme isteğinde bulunuyorlar.Fakat Fatih Sultan Mehmet bu heyeti kabul etmiyor. Heyet ısrarcı olunca ve araya başka kişiler girince Fatih Sultan Mehmet görüşmeyi kabul ediyor. Heyet Fatih’e Yerebatan Sarnıcı’nda olan bir lahitten ve bir mumyadan bahsederler. Cesedin Medusa diye bilinen efsanevi bir yaratığa ait olduğu ve bu İtalya için çok önemli olduğumı söylerler ve karşılığında çok büyük bir hazine teklif edilir. Heyetin Hristiyanlıkla bir alakası olmadığı ve paganist bir tarikata mensup olduğu öğrenilince Fatih hazineyi bu örgüte vermez ve konu unutulur gider.

Ta ki heyetin aynı konu ile ilgili bir başka heyetin asırlar sonra Padişah İkinci Abdülhamit’e yaptığı ziyarete kadar. İkinci Abdülhamit sanata ve tarihe oldukça meraklı bir padişahtı. Gizemli olaylara merakıyla bilinen ikinci Abdülhamit Sherlock Holmes ve Homeros’un Troya savaşlarını anlattığı İlyada Destanı’nı Osmanlıcaya kazandırmıştır. Medusa’nın bu hikâyesi onun dikkatini çeker ve Yerebatan Sarnıcı’nda çalışmalara izin verir, takip eder. Bu çalışmalar sonucu sarnıçta kapatılmış dehlizlerden birinde tonlarca ağırlıktaki lahit bulunur. Padişahın da içinde bulunduğu ekip lahitin açılmasıyla dehşete düşer, yılan saçlı dev bir mumya ile karşılaşırlar. İkinci Abdülhamit bu lahitin gözü açık kimseler tarafından öğrenilmemesi ister ve fitneye sebep olmadan ne yapacağına karar verir. Mumyanın ne olduğunu çok merak eden Sultan, Almanya’dan ünlü bir biyolog getirtmiştir. Cesedi gördüğünde dehşete düşen biyolog yaptığı incelemelerin sonucunu sultana sunmuştur. Tonlarca ağırlıktaki lahit dönemin en güçlü hamalları ve tulumbacıları tarafından urganlarla binbir güçlükle gün yüzüne çıkarılmıştır. Fatih Camisi’nin avlusunda halka sergilenmiş ve dönemin gazetesinde fotoğrafı yayınlanmıştır.

Ünü dünyalara yayılmış Sarnıç son olarak Dan Brown’un ‘Cehennem’ adlı romanından uyarlanan ve aynı ismi taşıyan filminde kullanıldı. Zarar vermemek amaçlı sanal bir ortam oluşturulmuş olsa da o mistik dokusu ve büyüsünden etkilenilmiş olacak ki filmde dünyayı kurtarma sahneleri bu bölümde yer aldı. Ayrıca birçok Hollywood ünlüsü gerek kliplerinde gerek fotoğraflarında bu mitosu kullandı.

Aşkın, intikamın, güzelliğin hedef alındığı yüzyıllık hikâye Medusa’yı okudunuz ama okumak yetmez bir de görmek isteriz derseniz adresinden artık eminsiniz.

Şimdiden iyi seyahatler…

Demet SELVİ

Paylaş:

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

Başa dön tuşu