Yargıtay 3. Ceza Dairesi, Seyahat Parkı davasında, Osman Kavala ile Can Atalay’ın da ortasında olduğu 5 sanıkla ilgili kararı onadı. 3 sanık hakkındaki kararlar bozuldu. Daire, mahkumiyet kararlarını bozduğu sanıklardan Ayşe Mücella Yapan ile Ali Hakan Altınay’ın isimli denetim kararları uygulanarak tahliyesini kararlaştırdı.
Onama kararının çabucak akabinde Atalay’ı Silivri’de ziyaret eden avukatı Özgür Urfa, Hatay’dan yayın yapan HRT kanalına konuk oldu, hem görüşmenin ayrıntısını anlattı hem de Atalay’ın Hataylılara olan bildirisini okudu.
AYM NE KARAR VERECEK?
Yargıtay’ın onama kararının sürecin sona ermesi manasına gelmediğini söyleyen Urfa, AYM’nin başvuruyu inceleyeceğini belirterek, “3 mümkünlük var. Birincisi; ihlal kararı verilip hukuksuzluk tescillenir. Yargılanmanın tekrar yapılması kararı verebilir, tahliye edebilir. İkincisi; reddedebilir. Olumsuz bir karar verirse AİHM süreci işler. Üçüncü bir ihtimal; benzeri örneklerle öteki tutuklu milletvekillerinde olduğu üzere belgenin genel heyete sevk edilmesi kararı alınır. Perşembe günü AYM Genel Heyeti’ne da sevk edilebilir. Evvelki kararlara baktığımızda AYM’nin, ekseriyetle genel konsey tarafında verilmiş kararları olduğunu görüyoruz. O yüzden bu karar, evvelki kararlarla misal bir karar verilmesi, daha ihtimal dahilinde olur diye düşünüyoruz. Lakin epey AYM kararı varken Perşembe günü ikinci kısımdaki yargıçlar de AYM’nin yerleşik kararları var, bu süreç daha fazla uzamasın diye ihlal ve tahliyesine de karar verebilir. Aslında olması gereken de bu” dedi.
HATAYLILARA MESAJ
Avukat Urfa yayında, Can Atalay’ın Hataylılara iletisini da okudu. Atalay’ın iletisi şöyle:
“Adaletsizlik her şeyi çürütür. Adaletsizlik devleti çürütür deniyor; doğrudur. Lakin adaletsizlik yalnızca devleti değil toplumu da çürütür. Türkiye derin bir adaletsizlik krizi yaşıyor. Tüm Hataylıların ve sarsıntı bölgesini 6 Şubat’ta yaşadığı kayıplar ve yıkım da, ortadan geçen çok vakit içinde olanlar da yalnızca ekonomik krizin değil bir adaletsizlik krizinin sonucudur. Bizim davamız var; bu, ‘depremde yitirdiklerimizin sorumluları adil yargılansın’ davamızın peşini bırakmayacağız. Bizim davamız var. Hatay’ın kendine yaraşır bir yine inşasının hakça olmasını sonuna kadar takip edeceğiz. Bizim davamız bir bütün olarak memlekete sahip çıkma, eşitliğe, özgürlüğe, adalete ulaşma davasının ucunu hiç bırakmayacağız. Hepimiz birimiz, birimiz hepimiz için. Biten değil, yeni başlayan bir seyahate başlıyoruz daima birlikte.”
İSTANBUL’DA EYLEM
Öte yandan Türkiye Personel Partisi (TİP), Yargıtay 3. Ceza Dairesi’nin Seyahat Davası kararına karşı bugün 28 kentte sokağa çıktı.
İstanbul Kadıköy’de Süreyya Operası önünde düzenlenen açıklamaya TİP Sözcüsü Sera Kadıgil ve TİP İstanbul Milletvekili Ahmet Şık da katıldı.
Eylemde, “Can Atalay’a ve Seyahat tutsaklarına özgürlük” pankartı açıldı; “Kurtuluş yok tek başına, ya daima birlikte ya hiç birimiz”, “Gezi haktır, yargılanamaz”, “Hatay halkı vekilini istiyor” sloganları atıldı.
Eylemde, “Gezi onurumuzdur, oradan kabahat çıkartmaya çalışanlar hatalıdır. Arkadaşlarımıza kesilen bu faturayı reddediyoruz. Hepimiz Gezi’deydik” vurgusu yapıldı.
“HATAY’DAN ANKARA’YA YÜRÜYECEĞİZ”
Burada bir açıklama yapan TİP’li Kadıgil, şunları söyledi:
“80 vilayette milyonlarca insanın katıldığı bir aksiyonun yükünü tek başına 5 arkadaşımızın sırtına yıkmaya çalışan o Saray piyonlarına karşı biz bugün buradayız. Ortamızdan hadsizce aldıkları, polis şiddetiyle katlettikleri Berkin için, Ali İsmail için, Ethem için bugün buradayız. 1 Ekim’de Hatay’da olacağız. Hatay’dan Ankara’ya gideceğiz. Direne direne kazanacağız.”
“HALK YARGILANAMAZ”
TİP İstanbul Vilayet Sözcüsü Melis Akyürek, basın açıklamasını okudu. Açıklamada şu tabirler yer aldı:
“Yargıyı siyasetin kolay bir aleti haline getirenler şunu yeterli bilsin; halk yargılanamaz. Saray ve onun siyasi çıkarlarına alet olanlar er ya da geç işledikleri cürümlerin bedelini öder.
“BOYUN EĞDİRME GİRİŞİMİDİR”
Can Atalay on binlerce Hataylının oylarıyla seçilmiş, ömrünü toplumsal davalara adamış bir hukuk ve gayret insanıdır. Yargıtay tarafından verilen karar halk iradesine, AYM’ye ve Hataylılara karşı açık bir tehdit, boyun eğdirme teşebbüsüdür.
“DARBECİLİĞİN EN AÇIK İSPATI”
Yaptığınızı görüyoruz lakin geri adım atmayacağımızı da ilan ediyoruz. Yargıtay tarafından mutlaklaşan karar, Saray’ın halk düşmanlığıdır. Halk iradesini gasp etmeye çalışmak, darbeciliğin en açık ispatıdır.”
