Demokrasi ve Atılım (DEVA) Partisi Genel Lideri Ali Babacan, lokal seçim kararını açıkladı.
Gelecek yıl mart ayında yapılması beklenen mahallî seçime kendi isimleri ve kendi adaylarıyla katılacaklarını belirten Ali Babacan, “Çok süratli bir halde adaylarımız belirleyip kampanyaya başlayacağız. 1 Ekim sabahından itibaren durmak yok. Önümüzdeki haftalarda bir yandan ilçe ve vilayet kongrelerimizle teşkilatımızı güçlendirirken bir yandan da DEVA belediyeciliğinin temellerini de daima bir arada atacağız” dedi.
DEVA Partisi bugün Ankara’da Tüzük Kurultayı düzenliyor. Partisinin 1. Fevkalâde Kongresi’nin açılışında konuşan DEVA Partisi Genel Lideri Ali Babacan, şunları söyledi:
“Ülkemizde sıkıntı bir siyasi iklim var. Kelamım ona muhaliflerin kestiği soluğu da görüyorum. Bunlar (iktidar) 5 yıldır yeni anayasa diyor, bir husus ortaya koyabildiler mi? Biz yeni kurulmuş bir siyasi parti olarak ‘Parlamenter sistem’ dedik ve anayasa metnimizi bütün unsurlarıyla ortaya koyduk. İktidardan daha bir husus ortaya konabilmiş değil. Bunlar daha evvel muhalefet tarafında yapılmış işler değil. Türkiye’deki klasik muhalefet anlayışı nedir; ‘İktidar yapsın biz eleştirelim.’ Rahat bir hayat yani. Ülkeyi yönetmeye en hazır partinin DEVA Partisi olduğunu cümle aleme gösterdik. Tüm birikimimizi, emeğimizi Altılı Masa’ya koyduk.
“İTTİFAK DOĞRUYDU, YANLIŞ OLAN İTTİFAK RUHUNU ANLAMAYANLARIN YAPTIĞIYDI”
Biz tarihin yanlışsız tarafında yer aldık, demokrasiden, hukuk devletinden, temel hak ve özgürlüklerden yana taraf olduk. Altılı Masa birlikteliğinin başladığı birinci günden 28 Mayıs seçim gününe kadar yaptığımız tüm çalışmalar tarihin bizim üzerimize yüklediği bir sorumluluktu. Hazineden tek bir kuruş yardım almadan bu çabayı verdik. Başaramadık, vatandaşlarımızın birçoklarının onayını alamadık. İttifak ruhunu anlamadılar, tekil hırslar ve anlamsız hengameler yüzünden vatandaşlarımız Millet İttifakı’nın bu ülkeyi uyumlu bir biçimde yönetebileceğine ikna olmadı. Vatandaşlarımız her fırsatta eski alışkanlıklarına koşup seçmeni aşağılayanlara, muhafazakardan demokrat olmaz diyerek koskoca bir kitleyi haksızca yaftalayanlara güvenmedi. Vatandaşlarımız bizim her satırına inanarak yazdığımız ortak taahhütlerin dışına çıkan ittifak içindeki muhataplarıyla ekran önünde arbede eden insanlara gönül rahatlığıyla oy vermedi, veremedi. İttifak doğruydu, yanlış olan ittifak ruhunu anlamayanların yaptığıydı.
“DEMOKRASİYİ İKTİDARIN NİMETİNİ PAYLAŞMA YARIŞI SANANLARDAN DEĞİLİZ”
İttifak; koltuk kapma yarışı değildi, iktidar nimetlerinin nasıl paylaşılacağını seçimlerden 2-3 ay evvel konuşmaya başlamak değildi. Bize nazaran ittifak ülkenin idaresinde beraberce kelam sahibi olmaktı. Sol-sağ, muhafazakar-seküler hiç fark etmez biz ‘Tam demokrasi için bir arada olalım’ dedik. ‘Türkiye’nin çıkışı uzlaşma kültüründe’ dedik, lakin başaramadık. Siyaset hiç bitmeyecek bir çabadır. İnandığımız fikirleri inatla anlatmak demektir siyaset. Siyasette kaybetmek, siyaseti yalnızca koltuk peşinde koşmaktan ibaret zannedenlerin kullandığı bir kavramdır. Seçim sonrası hepimiz büyük bir hayal kırklığı yaşadık hakikat, o yüzden bugün işimiz daha da güç bunun da farkındayız. Fakat biz demokrasi bir karşılaşma üzere görenlerden, iktidarın nimetini paylaşma yarışı sananlardan değiliz. Bakmayın artık masaya laf edenlere, o masayı ağır ithamlarla suçlayanlara. Bakmayın o iç çekişmelerini masa üzerinden yapmaya çalışanlara. Artık televizyon ekranlarında ittifak ruhunu anlamadan, kendi küçük hesaplarının peşinde koşanlar bizi anlayamaz. Her fırsatta bizlere çamur atanlara, demokrasi birlikteliğini kabahatli bulanlara huzurlarınızda sesleniyorum; mahallelerinize sıkışarak, yalnızca kendinize benzeyenlerle oturup kalkarak koskoca 85 milyonun sesi olamazsınız, lakin yankı odalarında kendi sesinizi dinler durursunuz.
“BU ZİHNİYETLE BİZİM SIKINTIMIZ VAR”
Vaktiyle AK Parti’de siyaset yaptığım için beni ve beraberce vaktinde AK Parti’de olduğumuz arkadaşlarımı hatalı üzere göstermeye çalıştılar. Ben 2001’den 2015’e dek misyon yaptığım, ülkeme hizmet ettiğim her bir günden onur duyuyorum. Yüz milyarlarca doları yönettim fakat boğazımızdan bir tek haram lokma geçmedi. Bunların gözü dönmüş aklı şaşmış, mahkum oldukları o dar ideolojik dünya onları bu millete yabancılaştırmış. Seçim bitti, tekrar dönüp bizimle hengameye başladılar. Neymiş, AK Parti’den yerince oy getirmediler diye. Bu zihniyetle bizim kaygımız var. Vatandaşın itimadını getirilecek oy üzere gören zihniyetle bizim kederimiz. 14 Mayıs ve 28 Mayıs’ta bizlere oy vermeyen vatandaşlarımızın eski mahallesine sığınma gereksinimi bizim yüzümüzden değildi, alın teriyle helal lokmasını kazanmaya çalışan insanlara parmak sallayanlar yüzündendi. Siz bizi başınızdaki o dar kalıplara sığdıramazsınız.
“HUKUK OLMADAN İKTİSAT OLMAZ, ADALET OLMADIKÇA REFAH ARTMAZ”
İktidar elindeki propaganda makinesini kullanarak yalnızca meselelerin üstünü örtmeye çalışıyor. Bu derin ekonomik krizi vatandaşlarımızın ilgisini değişik yerlere çekemeye çalışarak elindeki televizyonlarla ülkedeki meseleleri göstermeme çalışıyor. Erdoğan vaktinde benim yakın çalıştığım birtakım arkadaşlara kabinede vazife vererek vitrini düzeltebileceğini sanıyor. Hukuk olmadan iktisat olmaz, adalet olmadıkça refah artmaz. Seçimden bu yana bu iktidarın hukuka dönme, hukuk devletini yaşatmayla ilgili tek bir niyet ortaya koymuş değil. Onlar ne kadar pembe tablo çizmeye çalışırsa çalışsın biz ülkemizin gerçeklerini anlatmaya devam edeceğiz. Halkımızın satın alma gücü daima eriyor. Gübre, tohum, elektrik fiyatları can yakıyor. Vaktinde yanlış işler yapıp enflasyonu patlattıktan sonra sadede Merkez Bankası’nın faiz artışıyla bunu çözemezsiniz, yapamazsınız. Bunlar yanlış vakitlerin reçetesini yanlış vakitte uygulamaya çalışıyor. Olan vatandaşımıza oldu, faiz arttı ne oldu? Esnafımızın, KOBİ’lerimizin bana kredisine ödediği faiz bugün yüzde 60’ı, 70’i geçmiş durumda. Faizle gayret edeceğim diyen Erdoğan’a soruyorum ne oldu?
“İNSANLAR HALA HAKSIZCA CEZAEVİNDE TUTULUYOR BU ÜLKEDE”
AİHM kararlarına karşın beşerler hala haksızca cezaevinde tutuluyor bu ülkede. Göç problemi Türkiye’nin en büyük sıkıntılarından oldu. İktidarın hala bir göç siyaseti yok. Rast gele dağıtılan vatandaşlıklar bu sorunu gitgide derinleştiriyor. Türkiye, çetelerin, mafyaların, uyuşturucu çetelerinin cirit attığı bir yer haline geldi. Bir içişleri bakanı değişiyor, bakıyoruz ki kimler kimler sokaklarda rahatça geziyormuş. Yarın bir içleri bakanı daha değiştiğinde sanki buna benzeri olaylar bir daha yaşanacak mı, bilmiyoruz. İçişleri bakanının kim olduğuna nazaran cürümlünün hatasız, suçsuzun hatalı ilan edildiği bir ülke olamaz. Bu ülkeye hukuk devleti denmez.
15 VEKİL MESELESİ
Yenildiğinizde değil vazgeçtiğinizde kaybedersiniz, biz vazgeçmeyeceğiz. Ellerinden geleni gerilerine koymasınlar. Milletimizle birlikte yan yana çaba etmekten asla vazgeçmeyeceğiz. Seçimden bu yana bizleri durmaksızın küçümseyerek, 15 vekil ağızlara pelesenk edildi. Ben DEVA Partisi Genel Lideri olarak 15 vekil için mi buradayım, siz 15 vekil için mi siyasete girdiniz? Gün gelecek milletimiz DEVA Partisi’ne bu ülkeyi yönetme yetkisini verecek hiç kuşkunuz olmasın. Bizim amacımız tüm bu hazırlıkların hayata geçtiği ve her alanda yükselen, fert fert zenginleşecek Türkiye’dir. Biz yalnızca kendi mahallesini kaygılarını dillendiren, öbür mahalleyi ezmeye çalışan siyasi anlayışa son vereceğiz, Türkiye’de nöbetleşe zorbalığı sona erdireceğiz. Niyet ve tabir özgürlüğünü kısıtlayacak her türlü uygulamanın karşısında duracağız. Temel hak ve özgürlüklerin güvenlik gerekçesiyle kısıtlanmasının, ertelenmesinin her vakit karşısında duracağız.
YEREL SEÇİM KARARI
Yerel seçimlere tam 6 ay kaldı. Tüm vilayet ve ilçe başkanlıklarımızdan seçimlerle ilgili raporlar istedik. DEVA Partisi önümüzdeki mahallî seçimlerde tüm ülke sathında kendi ismiyle kendi amblemiyle kendi adaylarıyla seçime girme kararı almıştır. Geniş istişareler sonucunda bu kararı verdik. Çok süratli bir biçimde adaylarımız belirleyip kampanyaya başlayacağız. 1 Ekim sabahından itibaren durmak yok. Önümüzdeki haftalarda bir yandan ilçe ve vilayet kongrelerimizle teşkilatımızı güçlendirirken bir yandan da DEVA belediyeciliğinin temellerini de daima birlikte atacağız. Bu seferki saha çalışmalarımız biraz farklı olacak, vatandaşlarımızla hoş diyaloglar geliştireceğiz, mahallelerindeki sıkıntıları tek tek tespit edeceğiz. Belediye liderlerinden ne bekliyorlar, hangi meseleler acil, bütün bunları vatandaşlarımızdan dinleyeceğiz. Az konuşacağız çok dinleyeceğiz, daha sonra tahliller üretip adaylarımızla tekrar alana çıkacağız. Yerelden gelebilecek işbirliği tekliflerini de münferiden kuşkusuz değerlendireceğiz. Lider adaylarımız milletimizin karşısına projeleriyle, tahlilleriyle çıkacak. Pak belediyecilik için siyasi ahlak unsurlarımızı hazırlayacağız ve yayınlayacağız. DEVA belediyeciliği işte bu; hem pak hem faal idare.
Bazı muhalif ekranların da bize haksızlık edeceğini biliyorduk sıhhat olsun. En büyük gücümüz çalışkanlığımız, ideallerimizin net ve açık oluşu. Bizim alnımız açık başımız dik. Montaj görüntülerle insanların karşısına çıkmadık. Onun için kazandı fakat helalinden kazanmadı diyorum. Tek kuruşluk kamu imkanı kullanmadık. Bunun için tam bağımsız siyasi partiyiz, Allahtan öteki hiç kimsenin önünde eğilmeyiz. İnanın başaracağız, kâfi ki güçlü duralım. Bizim için siyaset millete hizmet etmektir.” (ANKA)
