Gazetemiz yazarı, yeri doldurulamayacak isim Bekir Coşkun, bugün vefatının 3. yıldönümünde Şanlıurfa’nın Tülmen Köyü’nde mezarı başında anılacak. Merasime Coşkun’un eşi Andree Coşkun ile Coşkun ailesinin yanı sıra, Tülmen köyü halkı, Şanlıurfalı vatandaşlar ve Coşkun’u sevenler de katılacak. Anma merasimin akabinde köy odasında bir yemek verilecek.
Eşi Andree Coşkun 3 yıllık hasretini şöyle özetledi: “Zaman benim için ilaç değil, hasretim bitmedi, bitmesi de mümkün değil. Her gün daha çok artıyor. O her vakit yanımda. Onunla yaşıyorum ancak ona dokunamıyorum.”
Yaklaşık 45 yıl mühlet ile gazetecilik mesleğinin içinde yer alan ve yazıları ile okuyucusunu aydınlatan Coşkun, ileriyi gören tespitleri ile de ışık oldu.
Coşkun bugün yaşanan İsrail-Filistin çatışması için 14 yıl evvel ve 27 Ocak 2009’da yılında yazdığı yazısında İsrail askerlerinin Mavi Marmara baskınına değinip şöyle demişti:
“GAZZE’DE ÇOCUK OLSAM”
“Yakılmış yıkılmış Gazze’de çocuk olsam.. TV’de radyoda bir geminin bana çikolata getireceğini duysam… Beklesem, gözüm ufukta… Gazze iskelesine otursam… Ve bir haber gelse; gemileri askerler durdurdular, girip ambarları bastılar. Kırıldı, döküldü, darmadağın oldu şekerler, oyuncak kutuları, demek ki gelmeyecek çikolatam. Ağlardım… Benim üzerimden oynanan büyük ve kanlı oyunun farkında olmadan… Bir tarafın benim çikolatamla bir “ambargoyu delmek” peşinde olduğunu… Öte tarafın ise benim çikolatamı “ambargoyu delen tehdit” saydığını hiç düşünmeden… Yalnızca ağlardım… Gazze‘de çocuk olsam…
HAMAS, KOYUN VE BACAK
Coşkun bir öbür köşe yazısında ise “Hamas, şeriatçı bir örgüttür… Din referanslı nizam ister… Tüm şeriatçılar üzere; kozmik bedelleri, ilim ve bilimi, çağdaş kurumları, uygar kavramları, uygarlığı ve çağdaşlığı reddeder” demiş ve şunları yazmıştı:
“Ama Gazzeliler, Hamas’a oy verdi, olan oldu… Her şeylerini kaybettiler… Din insanı yücelten bir histir. Ne var ki toplumlar, seçimle oy vererek dahi dinlerinin kirli dünya işlerinde gereç yapılmasına razı olduklarında… Dinlerinin, dincilerin elinde ticarete-siyasete-kirli dünya işlerine alet edilmesine müsaade verdiklerinde, sonuçlarına katlanırlar. Koyun ile bacağının bilinen öyküsü…” ANKARA-SÖZCÜ
SON YAZILARI VEDA GİBİYDİ
Bekir Coşkun, hayatını kaybettiği 18 Ekim tarihinden kısa bir mühlet evvel 30 Eylül 2020’de SÖZCÜ Gazetesi’ndeki yazısında, “Yazarım yazı bilmem. Bu yaz bu türlü geçti… Gelecek yazı bilmem” diyerek şu satırları kaleme almıştı: “Bir yaz bitti… Çoğumuz meskenlere kapalı geçirdik yazı… Ne plajlar eskisi üzereydi, ne parklar… Polis, zabıta dehşetinden “acaba maskem duruyor mu?” diye burnumuzu yoklayıp durduk… Virüsün korkusu ömrün üzerine bir kara bulut üzere çökmüştü bir kez… Hayallerin birçok kursaklarda kaldı… Hüzünle bir yazın gerisinden bakıyoruz… Üzülmeyin… Yaşama hürmetimiz, hasretlerimiz, hasretlerimiz, sevgilerimiz, hayallerimiz, düne nazaran çok daha fazla… Bu yaz bu türlü geçti… Gelecek yazı bilmem…”
