Bakırköy Adalet Sarayı’nda misyonlu zabıt katibi Süleyman D. tarafından kurulan şebeke, etraflarındaki insanların inancını kazanarak paralarını yüksek faiz ile kullanabileceklerini söyleyerek para topladı.
Yüzde 10 kar hissesi veren şebeke bir mühlet ödemeleri de tertipli olarak yaptı. Bir çok vatandaştan otomobillerini ve gayrimenkullerini süreksiz olarak devralma karşılığında da yüzde 10 kar hissesi vadetti.
Yüksek kar hissesini gören bir çok kişi şebekeye paralarını, meskenlerini ve yerlerini devretti. Bir müddet sonra ise, devraldıkları gayrimenkulleri ve arabaları hileli prosedürlerle farklı bireyler ismine tescil ettirdi.
Gayrimenkulleri süreksiz olarak veren mağdurlara, gayrimenkulleri diğerine satacaklarını söyleyerek tekrar para istedi.
Zabıt katibi Süleyman D.
İSTANBUL VE BALIKESİR’DE OPERASYON
Yapılan şikayetlerin akabinde İstanbul Emniyet Müdürlüğü, İstanbul ve Balıkesir’de eş vakitli olarak operasyon düzenledi. Yapılan operasyonda, Zabıt Katibi Süleyman D.’nin de ortalarında bulunduğu 13 kişi gözaltına alındı.
Yaklaşık 80 milyon lira bedelinde vurgun yaptıkları öğrenilen şebeke üyelerinden Süleyman D. ile şebekenin kasası olduğu tez edilen Abbas K. tutuklandı. 11 kişi ise isimli denetim kuralıyla özgür bırakıldı.
80 milyon liralık vurgun yapan Süleyman D. paraları tatilde bu türlü yedi.
“ADLİYE İŞÇİSİ OLDUĞU İÇİN GÜVENDİK”
Yaklaşık 15 ay evvel kendisinin şikayeti üzerine soruşturmanın başladığını, ailesiyle ve yakınlarıyla birlikte dolandırıldığını anlatan Levent Sırataş, süreci şu sözlerle anlattı:
“Sayın İçişleri bakanımızın açıklama yaptığı, Balıkesir ve İstanbul’da operasyon düzenlenen tefecilerin mağdur ettiği şahıslardan birisiyim. Kamu vazifelileri bir çete kuruyorlar. Süleyman D. isimli kişi Bakırköy Adliyesinde, annesi Büyükçekmece Adliyesinde çalışıyor lakin bu olayların ortaya çıkmasına yakın tayinini Balıkesir’e aldırmış.
Çetenin hesapları Süleyman D.’in formaliteden boşandığı eşi üzerinden dönüyor. Kendisi de Büyükçekmece Adliyesinde çalışıyor. Süleyman D. benim kafeme gelip giderek itimadımı kazandı.
Güvenimizi kazanmasının en büyük sebebi adliye işçisi olması, bize ‘Ben yurtdışından para transfer ediyorum. Döviz ofislerimiz var. Bize birinci başta 1 milyon para verirseniz size aydan ayda kar öderim’ biçiminde konuştu.
İlk evvel bu işe ben girdim akabinde ailem, eşim, dostum etrafımdaki herkes girdi. Annem altınlarını bozdurup verdi. Birinci 6 ay ödemeler yapıldı, fakat daha sonra olayın rengi büsbütün değişti”
Şebekeye para kaptıran Levent Sırataş ailesi ve arkadaşlarını da yatırım yapmaya ikna etti.
“İNSANLARI İNTİHAR KADEMESİNE GETİRİYORLAR”
Hakimlerin şifrelerini öğrenerek vatandaşların kimlik numaraları üzerinden sorgulama yapıp üzerlerine kayıtlı mal varlığının olup olmadığının denetim edildiğini de anlatan Sırataş, kelamlarını şöyle sürdürdü:
“Bize, ‘Tamam madem paran yok konutunu koy, meskenin bizde teminat dursun. Biz sana yeniden aydan aya kar verelim’ dediler. Muhtemelen yargıçlarımızın bu durumdan haberleri yok. Daha sonra insanların meskeni de, arabası da gidiyor. Üstüne kredi çektiriyorlar. Artık insanları intihar evresine getirtiyorlar.
Ne yapacağımızı şaşırdık. Mağduriyetimiz çok önemli. Sırf benim ailemin yaklaşık 13 milyonluk bir mağduriyeti kelam konusu. 60 mağdur var, benim iddiam toplamda 80 milyonluk bir mağduriyet var. Biz tutuksuz yargılanmak üzere özgür bırakılan şüphelilerin tutuklanmasını istiyoruz.
Süleyman D.’in annesi ve eşi tekrar vazifeye döndü. Biz artık kime nasıl güveneceğiz. Bu kadar kanıta karşın çete üyeleri salınıyor, Adalet dağıtılan bir yerde insanları kandırıp, dolandırıyorlar.
Hâlâ insanları meskenlerinden atmakla tehdit ediyorlar. Meskeni biz satın aldık diye bu türlü bir şey de yok konutu üstlerine geçiriyorlar. Daha sonra meskeni de çete üyelerinden birinin üzerine devrediyorlar ki rastgele bir hak arayışı içerisine girilemesin diye”
“YENİDEN ORGANİZE OLMALARINDAN ENDİŞELENİYORUZ”
Sırataş’ın avukatı Emrah Kaya ise ile ilgili yaptığı açıklamada şunları söyledi:
“Bu şahıslar kamu görevlileridir. Hatta adliye de çalışan, yargı mensubu olan bireylerdir. Vatandaşımızın birinci güveneceği şahıslar yargı mensubu olan bireylerdir. Bu şahıslarda bu durumdan faydalanarak insanların inancını suiistimal ederek bundan menfaat elde ediyorlar.
Serbest bırakılmalarındaki en büyük kaygımız bu şahısların yine organize olup vatandaşlarımızı mağdur etmesidir. Zira şüphelilerin sadece 2’si tutuklandı, 11 kişi özgür bırakıldı.
Bu bireyler tutuklanmadıklarından yürek alarak ‘Biz nasıl olsa rahatız, bize bir şey olmuyor, bu işin rastgele bir yaptırım yok’ diye düşünerek tekrar faaliyetlerine devam edeceklerdir.
Yaklaşık 15 ay öncesinde İstanbul Emniyet Müdürlüğü aracılığıyla şikâyette bulunmuştuk. Mali Şube Müdürlüğü yaklaşık 15 ay boyunca ayrıntılı bir çalışma yürüttü. MASAK raporlarıyla bu kabahat sübuta erdi.
Çok kıymetli kanıtların olmasına karşın, emniyetin de çok güçlü bir fezleke hazırlamasına karşın şüphelilerin büyük bir kısmının hür bırakılması bizi hayal kırıklığına uğrattı. Bununla ilgili de gerekli itirazlarda bulunduk.”
Öte yandan zabıt katibi Süleyman D.’nin dolandırdığı paralarla tatilde görüntü çekerek toplumsal medya hesaplarından paylaştığı öğrenildi. (DHA)
