Erdoğan’ın 50+1 açıklamasına CHP’den cevap

CHP Sözcüsü Deniz Yücel, Merkez İdare Heyeti (MYK) toplantısı devam ettiği sırada, parti genel merkezinde basın toplantısı düzenledi.

Yücel, mahallî seçimde de halkın sıkıntılarıyla dertlenen, halkın sıkıntılarına tahlil üreten adaylarla seçimlere gireceklerini belirterek, “Adaylarımızı belirlerken iştirakçi, kapsayıcı ve demokratik prosedürler uygulanacaktır. Belediye lider adaylarımız belirlenirken, tıpkı Merkez İdare Konseyimiz ve gölge kabinemiz belirlenirken olduğu üzere mümkün olduğunca ‘eşit temsil’ prensibine uyulmasına ihtimam gösterileceğini de buradan bir sefer daha tabir edeyim. MYK toplantımızın bir başka gündemi, Genel Liderimiz Sayın Özgür Özel’in ve gölge bakan MYK üyelerimizin Hatay’a, sarsıntı bölgesine yaptıkları ziyaret ve hazırladıkları raporlarıydı. MYK toplantısında sarsıntı bölgesindeki çiftçilerin problemlerini, ulusal eğitimdeki, tarımdaki, sıhhatteki sıkıntıları ve tahlillerini konuştuk” dedi.

“ÜLKEMİZ İSMİNE ÇOKU İLE ÜZGÜNÜZ”

Ardından İsrail’in Gazze’ye yönelik ataklarına değinen Yücel, şunları söyledi;

*En son Gazze’nin en büyük hastanesi olan Şifa Hastanesi’ni ele geçirip zorla boşaltarak, yüzlerce hastayı ve onlarca prematüre bebeği sokağa attılar. Vefa Hastanesi’ni ise bombaladılar.

*Hastanelerin amaç alınması, memleketler arası hukuka ve savaş hukukuna terstir. İnsani olarak kabul edilemez. Gazze’de ateşkesin bir an evvel sağlanarak, sivillere insani yardımın ulaştırılmasını istiyoruz.

*Gazze konusunda gerek Cumhurbaşkanı Erdoğan, gerekse Dışişleri Bakanı Hakan Fidan bir aydır orta bulucu ve garantör olmaya çalışıyor. Erdoğan, Astana’dan Almanya’ya gittiği her yerde bu talebini lisana getiriyor, ülkemizin prestijini zedeliyor. Bölgede hiçbir ülke Erdoğan’ı orta bulucu, Türkiye’yi ise garantör olarak kabul etmiyor, Erdoğan ve Fidan’ın tek taraflı teklifleri karşılıksız kalıyor.

*Erdoğan, geçtiğimiz hafta Almanya’ya resmi bir ziyarette bulundu. Burada Cumhurbaşkanı Frank-Walter Steinmeier tarafından pek soğuk karşılandı, hatta Alman medyasında alay konusu oldu.

*Elbette bundan memnunluk duymuyoruz. Daha da ötesi, ülkemiz ismine ziyadesiyle üzülüyoruz. Fakat Erdoğan’ın inanç vermeyen, yalpalayan, tutarsız ve hamaset odaklı dış siyaset anlayışının kendisini ve ülkemizi dış dünyada getirdiği nokta ne yazık ki budur.

“EN HAFİF TABİRİ İLE HAYALPERESTLİK”

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Almanya ziyaretinde Eurofighter savaş uçağı almak istediklerini söz etmesini de pahalandıran Yücel, şunları söyledi;

*Alman yetkililerin buna sessiz kalması üzerine Alman Başbakanının yanında, ‘Dünyada savaş uçaklarını üreten yalnızca Almanya mı? Birçok yerden bunların çalışmasını yaparız’ diyerek Türkiye’yi parasıyla uçak almak için kapı aşındıran bir ülke olarak göstermiştir.

*Geçmişte F-35 projesinden atılan, Rusya ziyaretinde SU-35 almak isteyen, birebir vakitte Amerika Birleşik Devletleri’nden bir türlü F-16 uçağı bile alamayan bir ülke haline geldik. Ülkemizin iktisadını yerle yeksan eden AK Parti’ye ve Erdoğan’a bir soru soralım; Erdoğan ABD’ye diyor ki, ‘Neden Doğu Akdeniz’e uçak gemisi gönderiyorsun? Amerika nere, Doğu Akdeniz, İsrail, Filistin nere?’ Bunu tabir eden Erdoğan, Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in ABD’ye gidip, ABD’li yatırımcılardan Türkiye’ye yatırım yapmasını istiyor.

*Amerika’dan buraya yatırımcı gelir mi? Alışılmış ki hayır. Halkın oylarıyla seçilmiş bir milletvekilinin Anayasa Mahkemesi kararına karşıt olarak cezaevinde tutulduğu bir ülkeye, yabancı yatırımcının gelmesini beklemek; en hafif tabiriyle hayalperestliktir.

“AK PARTİ’NİN ARTIK MHP’YE MUHTAÇLIĞI KALMADI”

Daha sonra basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Yücel, bir gazetecinin, ‘Cumhurbaşkanının açıklaması sonrası 50+1 tartışması yine alevlendi. Cumhurbaşkanlığı sisteminin iflas ettiği konusunda tenkitler de var. Siz de bu değerlendirmeye katılıyor musunuz?’ sorusuna şu karşılığı verdi;

*AK Parti iktidarında ve bilhassa tek adam idaresinde halkımız, milletimiz esasen iflas etmiş durumda. Hayat pahalılığı, toplumun tüm kesitini zati eziyor ve dünkü açıklama ile şunu görüyoruz; Sayın Erdoğan’ın kederi, koltuğunu koruyabilmek.

*Sayın Erdoğan’ın kederi halkın sıkıntılarını çözmek değil; 14 Mayıs seçimlerinde az bir farkla kazandığı cumhurbaşkanlığı makamını ileride yaşayacağımız seçimlerde bir sorun yaşamadan sürdürmek.

*Bu, sistemin iflasıdır. Esasen halkımız, milletimiz iflas etmiş durumdadır. Fakat istikrar ve kontrol sistemleri olmayan bir Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin ülkemize hiçbir yararının olmadığını yakın geçmişte yaşadık.

*Görüyoruz ki pozisyonunu koruyabilmek için bir durum değişikliği pozisyonuna girmişler. Fakat burada asıl merak ettiğimiz, bu mevzuda katiyen taviz vermeyeceğini söyleyen Devlet Bahçeli ve MHP kurmaylarının hali olacak. Sanki MHP kendilerinin dışlandığı, onlara gerek duyulmayan bu yeni senaryoyu nasıl kıymetlendirecek? Cumhur İttifakı’nda çok büyük bir kriz olduğu ortada.

*Bahçeli, o devirde, ‘yüzde 50+1’ şartının tartışılmasının güvensizliğe neden olacağını vurguluyordu. Cumhurbaşkanlığı seçimindeki 50+1 şartının partiler ortası uzlaşmayı sağladığını tabir ediyordu.

*Demek ki AK Parti’nin MHP’ye artık gereksinimi kalmadı. Hatta MHP’yi sırtında bir yük olarak görmeye başladı” diyerek karşılık verdi.

“BAZI VİLAYET VE İLÇELERDE BİRLİKTE HAREKET EDEBİLİRİZ”

Yücel, UYGUN Parti İstanbul Büyükşehir Belediyesi Küme Sözcüsü Suat Sarı’nın İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne adaylığını açıklamasıyla ilgili de şunları söyledi:

*Tabii ki aday olabilirler. Aday adayı olabilirler. Lokal seçim yaklaştığı süreçte YETERLİ Parti’den de diğer partilerden de İstanbul ile ilgili de öteki vilayet ve ilçeler ile ilgili de tez ortaya koyan arkadaşlarımız olabilir. Buna hürmet duyarız. Lakin önümüzdeki günler, seçim takvimi yaklaştıkça bu tip olaylarda vilayetler, ilçeler bazında da birtakım birlikte hareket etme ya da ortak adayla süreci yönetme üzere durumlarla da karşılaşabiliriz.

*Şunu söyleyeyim; CHP, 81 vilayette ve tüm ilçelerde kendi adayları ile seçimi kazanacak formda seçimlere hazırlanmaktadır. Bugün MYK gündemimizin mevzularından biri de lokal seçim süreciydi. Mahallî seçim sürecinde, bu sürecin nasıl yönetileceği ve müracaat sürecinin belirlenmesi gündemdeydi.

*Yerel İdarelerden ve Güçlü Kentlerden Sorumlu Genel Lider Yardımcımız Gökhan Zeybek, bu hususta basın ve kamuoyu ile ayrıntıları paylaşacak. Lakin aday adayı olmak isteyen arkadaşlarımızın 21 Kasım ile 28 Kasım 2023 tarihleri ortasında bu müracaatlarını yapabileceklerini sizlerle paylaşayım.