BİR MUHALEFET KLASİĞİ CHP

Türkiye de her şeyde olan akıl ve kavram kargaşası sağ ve sol siyaset konusunda da belirgin bir şekilde görmek mümkün.
Ülkemizde en basit bir izahatla varoş ve kırsal kesim de solcu, dinsiz ise sağcı dindar adlandırılır ve başka bir analize gerekte duyulmaz çoğu zaman. Aksine bugün sosyalizmin gereklerinden olan sosyal yardımlar, halka yakınlık ve ekonomik yardim ve kalkınma hamlelerinin birçoğunu sağ merkezli siyaset daha ileri götürmüş ve soldan daha sol olmaya başlamıştır.
Asıl yapması gerekenden uzaklaşan sol ve bunun halktaki karşılığı olan CHP, özellikle 2007 sonrası teröre ve temsilcilerine olan yakınlığı ile marjinal bir parti olmaya hızla devam ediyor.
Geçmişten gelen İrtica, Laiklik ve Başörtüsü gibi ayyuka varan “ülke elden gidiyor” naraları bugün yapılan çoğu hamleyi geçersiz kılıyor.
Belirli bölgelere sıkıştırılan fanatik siyasetle bir muhalefet klasiği CHP.
Zatı muhterem KILIÇDAROĞLU ise çoğu zaman marstan bildiriyor. Halktan kopuk CHP’yi Erdoğanı eleştirme lobisine çeviriyor. Her geçen gün eğitim ve kültür seviyesi yüksek siyasetçiler partiden bir bir ayrılırken, yerlerine daha çok HDP ile organik bağları olan daha küçük bölgenin ülkemizde kabul görmesi namümkün şahıslar geliyor.
Eğitimsel açıdan tarihinde elestirilse de geliştirilerek günümüzde yokluğu aranıp kendisine ihtiyaç duyulan Köy Enstitüleri gibi birçok ilke imza atan parti muhtemelen muhalefet kalmaya devam edecek.
Seçimler yaklaşırken rozet takılan başörtülüler…
Sırf Erdoğana muhalif göründüğü için destek görüntüsü verilen cemaatler..
Mevcut siyasal otorite gitsin de yerine ben gelmesem de olur anlayışı…
Kendi varlığını korumak adına kendi partisinin felsefesini hiçe saymak…
Hiç bir vicdanda makes bulmayan ruhsuz konuşma ve hitaplar… Ve daha bir çok görüntü Kılıçdaroğlunu Mars’tan konuşuyormuş durumuna düşürüyor..
Çünkü bazen öyle zamanlar gelir; ülke menfaatleri Şahısların ve partilerin üstünde bir haykırış ve birlik gerektirir. İşte bu durumdaki duruşunuz sizi ilerde durmak istediğiniz yere getirir.
Sarayı eleştirmekten başka bir politikası olduğuna inancımız olmayan Kılıçdaroğlu; bir an önce Dünya’ya dönmeli ve buradan konuşmaya başlamalı…
Niyetinin gerçekte ne olduğunu anlamakta herkesin zorlandiği Kılıçdaroğlu şu sorulara kendi içinde cevap vermeli bir an önce;
Ülkeyi yönetmek istiyor musun? Eğer evetse cevabin, bunu niçin istiyorsun?
Sosyalizmin en bilindik sahası olan orta sınıf altı kesim için siyasi, sosyolojik ekonomik ve eğitimsel planların nedir?
Ana muhalefet partisi olmana rağmen parti içi muhalefete niye bu kadar sessiz kalıyorsun?..
Hala geçmişteki gibi islami tabakanın irtica getireceğine inanıyor musun? Yoksa artık insanlara insan olarak bakılmalı mı diyorsun?
Söyle klasik muhalefetin genel baskani! Gelecekte bu ülke için ne düşünüyorsun?
Halkın Jurnalcisi