Yazarlar

Nazan Bozan -Bir ‘garip’ başkan…

Paylaş:

Onunla ilk telefonda konuşuyoruz; Saygılı, mütevazı, ılımlı ses tonu ve kelimeleri seçiminde ki hassasiyeti ile dikkatimi çekiyor.

Ramazan ayı içerisinde bir gün kendilerini ziyaret edeceğimi belirtip telefonu kapatıyorum. Şaşkınım…..

Geçen yıl Ramazan ve Kurban Bayramı’nda gerçekleştirdiğimiz cezaevindeki çocukları ziyaret etmek, bayramlıklarını götürmek, sohbet etmek, yarenlik etmek, gönüllere bir nebze olsun dokunabilmek ile ilgili hizmetimizi bu yıl da tekrarlamak arzusundayım.

Bu zor geçen pandemi günlerinde ne kadar çok kadın ve çocuğa ulaşabilirsem o kadar şanslı hissediyorum kendimi..

Tüm maddi değerlerin bizim yüklediğimiz anlamları dışında hiçbir önemi olmadığını bir kez daha yaşatıyor hayat bize.

Kendisi ile nasıl iletişim kurabilirim derken onun yaşadığı ilçede ikamet eden bir arkadaşım giriyor devreye “Birazdan yanına gideceğim, konuyu iletirim” diyor.

Bir saat sonra çalıyor telefonum “Nazan abla konuyu ilettim, telefonunu bekliyor” diye ve kişinin telefon no iletiyor.

Beynimde uçuşuyor cümleler…;

“Aaa bu kadar çabuk mu?

Arıyorum…

Kısaca kendimi tanıtıp konuya giriyorum.

Şaşkınlığım halâ devam ediyor.

Nasıl yani, direkt kendi mi çıkıyor telefonlara, özel kalem müdürü falan bakmıyor mu!?

Hani o ulaşılmaz havası olan başkanlardan böyle öğrenemedik ki biz.!!! Hem canım direkt özel telefonumu verilirmiş….

Neyse gidince görürüz bakalım diyorum ve kendimce konuyu kapatıyorum”…

Ve dün Yenişehir cezaevindeki kadın mahkumlara ve çocuklarına ihtiyaçlarını götürmek için İpek Lions Kulübü’nden bir arkadaşım ile yola çıkıyoruz.

Ne yazık ki bayrama yetiştiremedik elimizde olmayan kapanma kararları nedeniyle…

Ama ihtiyaç hep ihtiyaçtır bunu biliyoruz.

Üstelik yaşamını soğuk duvarlar ardında geçirmek zorunda olan bu insanlar için bizleri evlerde bırakan koşullar ve “Hayat eve sığar” deyişimiz cezaevlerine sığmıyor.

Dünyaca yaşadığımız bu süreçte koca koca evlerde aklımız çıkarken, “Nasıl geçer bunca zaman” diye sevdiklerimizden ayrı kalmak, dokunamamak  duygusunu yaşarken, o koğuşlarda tutamadığımız eller, sarılamadığımız bedenler, öpemediğimiz eller olunca, bayram daha bir hüzün verir biliyoruz.

O zaman geç de olsa gitmeliyiz diyoruz.

Aracımıza yükledikten sonra gönlümüzü, umutlarımızı, ihtiyaç sahiplerinin taleplerini, arkadaşımla birlikte sohbet ede ede yol alıyoruz.

Vakit öğlen saatlerine geliyor.

Cezaevi programını akşam saatlerine alıyoruz.

Tam öğle yemeği saatlerinde gidip kimseyi rahatsız etmemek amacımız. Üstelik oldukça merak ediyorum telefondaki garip konuşmayı.

Öğle saatlerinde Yenişehir’deyiz.

Belediye Binasını soruyoruz “Hangisini soruyorsunuz” diyorlar. Hoppala…. Küçücük bir ilçede kaç tane belediye binası olur ki.. Şaşkınlığımı anlıyor adres sorduğum delikanlı “İki tane var” diyor “Eskisi mi, yenisi mi?”

Bilmiyorum ki…

Tekrar soruyorum “Belediye Başkanınız hangisini kullanıyor, hangisinde hizmet veriyor?”. “İkisinde de” diyor.

Yok bu Yenişehir’liler bir garip diyorum.

“Peki şu an hangisine yakınız?” diye ekliyorum.

“İkisine de” diye yanıtlıyor.

Nasrettin Hoca’nın torunlarıyız biz, genlerimiz mutasyona uğramadan aktarılıyor çok şükür…

Böyle bir konuşma ancak komedi filmlerinde olur diye düşünüyorum. İki bina ötesini işaret ediyor “Burası yeni bina, buraya bakın yoksa eski binadadır” diye ekliyor.

Ya eski binadaysa… “O zaman da kaldırımın karşısına geçin arka sokakta” diyor.

Teşekkür edip binaya doğru yürüyoruz.

Danışmada ki görevliye başkanı soruyorum. “İkinci katta, çıkın” diyor. Peki… ‘Aramayacak mısınız, randevunuz var mı diye sormayacak  mısınız, kimsiniz falan soruları yok mu, yanımıza bir görevli falan takmayacak mısınız, demek geliyor içimden… Susuyorum..

Başkanlık yazan bölüme geliyorum, kendimi tanıtıyorum. Sekreter bizi direk makam odasına alıyor “Başkanım dışarıda hemen arıyorum, gelir şimdi” diyor.

“Aman Allah’ım” diye geçiyor içimden “kim bilir ne kadar bekleriz” Odaya geçiyoruz, çok sade, gösterişten uzak bir ofis havasında ki bu odayı hayretle izliyorum. Eski bekçi düdükleri, el oyması ahşap işçiliğinin üzerine yerleştirilmiş telefon, antika saat ilk gözüme çarpanlar oluyor.

Mobilyalarda ki ahşap oymalar, zarafet, sadelik zaten var olan şaşkınlığımı bir kat daha arttırıyor.

Beklerken kahvelerimiz geliyor, makam odasının kapısı hep açık.

Dışarıdan bir talebini ileten köylü kadının sesi geliyor ve onu dinleyip yanıtlayan erkek sesi… Nasıl saygılı ve sevecen bir yanıtlama o öyle..

Ne iyi personeli var buranın diye düşünürken….

Ama bu ses telefonda konuştuğum, mütevaziliğine, kelimeleri seçimine hayran olduğum kişinin sesi…

Gülümseyerek odasına giriyor, bizlerle selamlaşıyor, çok içten bir tokalaşmanın ardından makamına oturuyor. Nasıl sıcak, samimi, dostça.. Nasıl İNSAN..

Kısa bir sohbete başlıyoruz.

Sanki kırk yıllık dostumuz, arkadaşımız bizde yarattığı etki.

Kısaca kendini anlatıyor, daha önce belediye personeliyken şimdi başkanı olduğunu.

O sırada içeriye giren bir personel imzalatmak üzere evrakları getiriyor. Hem bizimle sohbete devam ediyor, hem de evrakları imzalıyor. Birine takılıyor, bir personelin doktora gitmek için yazdığı izin dilekçesini alıyor eline okuyor ve imzaya getiren personele dönüp “Doktora gidecekmiş bir-iki saatlik bir işi var o kadar zaman için izin kullanmasın arkadaşları idare etsin gün kaybı yaşamasın” diye ekliyor..

Yok bu kadarı beni aştı.

Yudumladığım kahvem boğazımda öylece duruyor. Şaşkınlığımın üstünde artık duygularım.

Ne kadar güzel bir insan bu, hiç alışık olmadığımız bir bürokrat. Dayanamıyorum “Başkanım size hayran kaldım” diyorum.

Sıcacık gülümsüyor işin mutfağından gelen ve göğüs boşluğunda “KALP “taşıyan bir ADAM olarak konuşuyor..

Sosyal hizmetler müdürünü çağırıyor, tüm personeline o kadar sıcak ve nazik ki personelleri de bunu yansıtıyor. Mutlaka diğer binayı da görün diyor.

1800’lu yıllardan kalma Osmanlı Mimarisinin izlerini taşıyan bu iki katlı ahşap bina büyük bir zevkin elinden çıkmış ferforje bezeli merdivenleri, muhteşem tavan oymaları, eskimeyen sadelikte ki meclis salonu ve başkanlarına yaraşır personeli ile bizi karşılıyor.

Başkan bey büyük bir nezaket ile öğle yemeğimiz için talimat vermiş  bizi bu güzelim binada konuk ediyorlar.

Sohbet eşliğinde yemek yiyip, proje üretiyoruz.

Zaman hayli ilerliyor, bu sıcak ortamdan kopmak zor olsa da daha Yenişehir cezaevi var gidilecek..

İzin isteyip vedalaşıyoruz.

Bana bu satırları yazdıran tek duyguya Yenişehir Belediye Başkanı Sayın Davut Aydın’a olan hayranlığım oldu..

İşim ve bulunduğum STK nedeniyle çok sayıda bürokrat, siyasetçi ile bir araya geldim aynı ortamı paylaştım, sohbet ettim .

Sayın Davut Aydın’i diğer başkanlardan ayıran en önemli özelliği bu yola çıkış amacı olan “Hizmet” olgusunun içini tamamen doldurması ve bunu tüm gönüllere yansıtması.

Bu ismi bir yerlere not edin çünkü o küçük bir belediyenin sınırlarına sığmayacak kadar büyük kalpli ve azimli. Yaptıklarının reklam olarak görülmesini istemediği için bir çok sosyal hizmeti paylaşmıyor, personel ve vatandaştan alıyoruz bu konudaki bilgileri ve hizmetleri.

Benim gönlüm onu ilk seçimde Büyükşehir’de görmek istiyor.

Gönlü ve hizmetleri o kadar büyük ki Yenişehir’e sığmayacak bir süre sonra. Yolu sonsuz açık olacak buna eminim.

Hoş gelmiş Yenişehir’e ve gönüllere..

Ülkemin her köşesinde sizin gibi başkanlar olması dileğiyle yolunuz açık olsun…

Nazan Bozan/Jurnalci.com

Paylaş:

Sağlık İçin Kızılötesi Karbon Isı Boyası
Canlıların, özellikle de insanların sağlıklı yaşayabilmek için kızılötesi ışınlara ihtiyaçları vardır. Ancak bir aylık bir sürede yoğun bir şekilde alınan güneş ışınlarının depolanması mümkün değildir. On iki ay boyunca alınacak terapi kalitesindeki kızılötesi ışınlar ise sayısız fayda sağlar.

  • Hücre sisteminin yenilenme gücünü artırır,
  • Kan dolaşımını hızlandırır,
  • Kronik yorgunluğu azaltır,
  • Bağışıklık sistemini güçlendirir,
  • Astım, alerjik rinit gibi solunum yolu rahatsızlıkları olan hastalar için en sağlıklı ısıtma sistemidir,
  • Kas ağrıları, sırt ağrıları ve eklem rahatsızlıklarını azaltır,
  • Bazı kanser türlerinin gelişimini engelleme özelliğine sahiptir,
  • Şeker hastalıklarının yan etkilerini azaltır,
  • Fizyoterapi tıp merkezlerinde doğrudan kullanılır.

Tıbbi araştırmalar, uzun dalga boyundaki ışınların terapi etkisi yaptığını, hiçbir zararlı yan etkisinin olmadığını ve insan vücudu için en uygun sıcaklığı sağladığını göstermiştir. Uzun dalga boyunda, terapi kalitesindeki kızılötesi ışınlar ile ısıtma sistemi olarak geliştirilmiş olan SRN  Kızılötesi Isı Boyası, güneşin altında ısınma hissini on iki ay sağlamaktadır. SRN Kızılötesi Isı Boyası, uygulandığı ortamı sadece ısıtmakla kalmaz; aynı zamanda bir fizyoterapi merkezine çevirerek, içinde yaşayanların sağlığına katkıda bulunur.
Uzun dalga kızılötesi, radyan ısıdır; yüzünüzde güneşin veya odun ateşinin sıcaklığını hissetmekle aynı histir. Hatta kendi vücudumuzun da yaydığı ısı türüdür. İnsanlığın bildiği en temel ısınma şeklidir. Önce objeleri ısıttığı, ısınan objelerin de ısı yayarak çevreyi sıcak tuttuğu için binlerce yıldır tercih edilmiştir.
Bugün, yüksek enerji verimliliğine sahip SRN Kızılötesi Isıtma Teknolojisi, estetik ve konforlu bir şekilde radyan ısıyı çevre dostu olarak kolayca tekrar kullanabilmemizi sağlamaktadır.
Geçtiğimiz yüzyılda insanoğlunun konforlu olması sebebiyle tercih ettiği konvansiyonel ısıtma sistemlerinin (petek, klima vb.); yakın gelecekte yerini tekrardan kızılötesi ısıtma sistemlerine bırakması kaçınılmazdır.
SRN KIZILÖTESİ KARBON ISI BOYASI HAKKINDA BAZI BİLGİLER

  • SRN Kızılötesi Isı Boyası havayı kurutmaz ve havayı değil sizi ısıtır.
  • 24 V Elektrik ile çalışan Kızılötesi Isı Boyası sistemi yenilenebilir enerji kaynaklarıyla kombine çalışabilir. (Güneş ve Rüzgar enerjisi)
  • SRN Kızılötesi Isı Boyası Üstüne duvar kağıdı,sıva ve boya gibi ürünler ile uygulanabilir özelliklere sahip bir üründür.
  • SRN Kızılötesi Isı Boyası’nın boyandığı ortamda nem ve küf olmaz.
  • SRN Kızılötesi Isı Boyası mekanik tesisat ve bakım gerektirmeye bir üründür.
  • SRN Kızılötesi Isı Boyası anında ısınma ve homojen ısı dağılımı sağlar.
  • SRN Kızılötesi Isı Boyası sağlıklıdır, nefes hastaları (bronşit vb) için en uygun ısıtma teknolojisidir.
  • Su bazlı karbon kaplamalar ek veya ana ısıtma da mükemmel olarak kullanılabilir.
  • Pars alüminyum tozu,pars bakır tozu,Pars Çinko Tozu,Pars Grafit Tozu,Pars Kurşun Tozu,Pars demir tozu,pars kurşun oksit,pars kurşun oksit sülyen,pars kurşun oksit mürdesenk,pars fire assay flux,pars nitrik asit,pars hidroklorik asit,pars sülfürik asit,pars hidrazin hidrat,pars kaolin,pars sepiyolit,sunsep,sundiyo,sunmag,pars zeolit,pars 67 mangan dioksit,pars85 mangan dioksit,hadjin yılan kovucu,parsvet yara tozu,pars lime sülfür,nanotozlar,yemkat.com,sunshield kaolin,sunshield sıvı kaolin,pars silisyum karbür,silisyum karbür,dmr74 mangan dioksit,pars magnezyum sülfat,pars magnezyum sülfat anhidrat,pars magnezyum sülfat monohidrat,pars magnezyum oksit,pars bakır sülfat,pars demir sülfat monohidrat,pars kalay sökücü,pars nikel sökücü,süren vollastonit tozu,pars volfram  tozu,pars molibden tozu,pars antimon oksit,pars potasyum hidroksit,pars potasyum silikat,kimyadeposu.com,claypacks.com,demsil silikajel,demsil kil paketi,demsil nem alıcı,nemal nem alıcı,pars sodyum metabisülfit,pars sodyum bisülfat,pars magnezyum nitrat,pars sodyum persülfat,pars kalsiyum sülfat,pars kalsiyum sülfat dihitrat,pars hayvan altlığı,pars sodyum lignosülfonat,pars maden tozları,pars metal tozları,pars yem katkıları,pars nanotozlar,pars çinko oksit,sunshield sıvı kaolen,süren titanyum tozu,pars bakır oksit,demsil silikajel,süren otocam çizik giderici,pars seryum oksit,süren ferro vanadyum tozu,pars spekülarit,süren bit-pire kovucu,süren bakır tozu,süren teknoloji,bakır tozu,
  • DMRSÜREN KİMYA LTD.ŞTİ
  • 05523307100-05325466184
  • www.kimyadeposu.com,www.claypacks.com,www.nanotozlar.com,www.netyerim.net
  • www.potasyumsilikat.net,www.kursunoksit.com,www.parsman.com.tr,www.parsgrafit.com.tr
  • www.parox.com.tr,www.sepiyolit.net,

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

Başa dön tuşu