Gazeteci İsmail Saymaz, Şanlıurfa – Diyarbakır şehirlerarası otoyolunun Siverek çıkışında Bucak Aşireti’nden Tayyar Bucak’ın oğulları Mustafa Uday ve Ali İhsan Bucak ile adamlarından oluşan bir ekibin koruculuk görevi sebebi ile kendilerine verilen silahlarla trafiği durdurup silahla kimlik kontrolü yaptığını, havaya ateş açtıklarını kaleme aldı.
“Sanki 1990’lı yıllardayız” ifadesini kullan Saymaz, saldırganların olayın ardından gözaltına alındığını ancak tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldıklarını aktardı. Diğer taraftan Saymaz, aynı kardeşler Mustafa Uday ve Ali İhsan Bucak ile adamlarının 12 Ekim’de Siverek’in önde gelen iş insanlarından M.F.’nin evini öğleyin taradığı iddiasını da anımsattı.
Söz konusu yol kesme görüntüsünün haber sitelerine yayınlanmasıyla haklarında yeniden yakalama kararı çıkarılan iki kardeşim firar ettiğini yazan Saymaz, şu ifadelere yer verdi:
“Bucak Aşireti 90’larda koruculuktan kaynaklanan korkutucu güçleriyle tüm Siverek’te otorite kurmuştu. Aşiret üyesi Sedat Edip Bucak, Doğru Yol Partisi Şanlıurfa Milletvekiliydi. Bucak, 3 Kasım 1996’da Balıkesir’in Susurluk ilçesinde meydana gelen, Emniyet Müdürü Hüseyin Kocadağ, ülkücü Abdullah Çatlı ve sevgilisi Gonca Us’un hayatını kaybettiği kazada sağ kurtulan tek kişi oldu. Susurluk Davası’nda yargılandı. Çeteye yardımdan bir yıl 15 gün hapis cezası yedi.
Vali Erin’in başsavcılığa açtığı telefonda ifade ettiği üzere bu görüntüler eski günleri, yani Türkiye’nin derin devletle anılan 1990’lı yıllarını hatırlatıyor. Bucak Aşireti’ne mensup saldırganlar uzun namlulu silahlarla rahatlıkla yol keserek trafiği durdurabiliyor, kimlik kontrolü yapabiliyor, araçların arkasından ateş edebiliyor. Buna rağmen ellerini kollarını sallaya sallaya adliyeden çıkabiliyor. Bucaklar kendilerine dokunulamayacağını düşünüyor olmalılar ki, ilçe merkezinde ve kaymakamlığın bitişiğindeki bir evi güpegündüz tarayabiliyor. Burası Siverek mi… Beyrut mu?”
Yazının devamı için tıklayınız.
Başa dön tuşu