GüncelGündem

CHP’li Öztrak’tan Erdoğan’a ‘Gülşen’ göndermesi: Milletimiz olan bitenin farkında; ‘Becerebilirsen zapt et hadi’

Paylaş:

CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Faik Öztrak, partisinin genel merkezinde, gündeme dair açıklamalarda bulundu. Sedat Peker’in gündeme getirdiği yolsuzluk ve rüşvet iddialarına dair konuşan CHP’li Öztrak, “Bu çürümüş, yozlaşmış yönetim elinde, gün geçmiyor ki yeni bir skandal patlamasın. Sarayın dehlizlerinden fışkıran kötü kokular ortalığı kaplamasın. Sarayın kibirlisi bu kadar besleme danışmanı ne yapıyor diye merak ediyorduk. Ne işe yaradıkları şimdi anlaşıldı. Saraydaki bir kısım danışman grubu siyasi konumlarını kullanarak, milleti, küçük tasarrufçuyu soymakla görevliymiş” dedi. 

CHP Sözcüsü Faik Öztrak, CHP MYK toplantısının ardından CHP Genel Merkezi’nde bugün basın toplantısı düzenledi. Öztrak, şunları söyledi:

“Sultan Alparslan da Gazi Mustafa Kemal Atatürk de bizimdir”

“Ağustos ayı, bizim tarihimizde zaferler ayıdır. Ağustos ayında yaşanan iki müstesna zafer, sadece bu topraklarda değil, tüm dünyada tarihin akışını değiştirmiştir. İlki, 26 Ağustos 1071 Malazgirt Zaferi. İkincisi ise yine 26 Ağustos 1922’de başlayan; ardından da 30 Ağustos Zaferiyle sonuçlanan, Büyük Taarruz. İlk zaferle ecdadımız, Anadolu’nun kapılarını açmış, bu güzel toprakları bizlere yurt yapmıştır. İkinci zaferle, bu vatan topraklarının sonsuza kadar bizlere ait olacağı, hiçbir emperyalist çizmesi altında ezdirilmeyeceği, tarihe altın harflerle kazınmıştır. Tarihimiz, milletimizin ortak hafızasıdır. 26 Ağustos 1071 de bizimdir. 30 Ağustos 1922 de bizimdir. Sultan Alparslan da Gazi Mustafa Kemal Atatürk de bizimdir.

“Milli bayramlarımızı bölen zihniyet”

Ama bugün ne yazık ki, milli bayramlarımızı bile bölen, parçalayan, çarpık bir zihniyet iş başındadır. Yarın Büyük Zafer’in 100. yıl dönümünü büyük bir coşkuyla kutlayacağız. Bugün ay yıldızlı şanlı bayrağımız, hala göklerde nazlı nazlı dalgalanıyorsa, camilerimizde ezan gürül gürül okunuyorsa, bunu Büyük Taarruza ve Büyük Zafere, bu zaferin eşsiz Başkumandanına ve Kurtuluş Savaşımızın tüm kahramanlarına borçluyuz.

Hindistan’ın kurucusu Mahatma Gandhi’nin ‘Mustafa Kemal İngilizleri yenene kadar, Tanrı’yı da İngilizlerin yanında sanıyordum’ sözleri bu zaferin dünyanın tüm mazlum milletlerine, nasıl umut olduğunu da ortaya koymaktadır. Kazanılan zaferin büyüklüğünü, elde edilen başarının olağanüstülüğünü, bundan daha iyi ifade edebilecek bir söz de yoktur.

 Ama ağacın kurdu da kendi içinden olur. AK Partili eski bir Meclis Başkanı çıkar, ‘Fetih kutlanır, kurtuluş kutlanmaz’ der. İngiliz zırhlılarına binip kaçanların, bu ülkede bıraktığı tohumlar, gençliğinde Amerikan Altıncı Filosunu kendine kıble yapan densizler, elbette bu zaferin büyüklüğünü, anlam ve önemini anlayamazlar. ‘Keşke Yunan galip gelseydi’ diyenlerin, bu çürük ve kokuşmuş zihniyetini, bu emperyalizm uşaklarını, illetimiz zaten vicdanında mahkûm etmiştir. Sandıkta da bir kez daha cezalandırmaya hazırdır.

Biz de bu vesileyle, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü, Sultan Alparslan’ı, bu toprakları bizlere yurt yapan ve yurt olarak kalmasını sağlayan, tüm şehit ve gazilerimizi, saygıyla, minnetle, rahmetle anıyoruz. Hepsinin mekânı cennet olsun.

“Koca bir yamyam güruhu”

Bu çürümüş, yozlaşmış yönetim elinde gün geçmiyor ki yeni bir skandal patlamasın, Sarayın dehlizlerinden fışkıran kötü kokular ortalığı kaplamasın. Son yaşadığımız borsa skandalı memleketimizin ülkeyi hamuduyla götürmeye gelmiş sakat bir zihniyet tarafından yönetildiğini bir kez daha gösterdi. Borsa İstanbul’daki skandalın başrol oyuncuları Sarayın Sermaye Piyasası Kurumu’na atadığı üst düzey bürokrat. Sarayın listelere yazdığı milletvekili. Sarayın atadığı Cumhurbaşkanlığı Danışmanı. Yani sarayın adamları, sarayın şürekası, özetle sarayın yanaşmaları ve beslemeleri 32 kısım tekmili birden bir saray oyunu. Bu oyunun başrol oyuncularından biri olan atanmış eski Sermaye Piyasası Kurulu Başkanı, daha önce de Bank Asya’da üst düzey görev yapmış. Banka kapatılmadan birkaç gün önce de kefilsiz, teminatsız, birilerine 100 milyon dolar kredi kullandırdığı iddia ediliyor.

Bank Asya’ya kirasını yatıranı önünden geçen ne kadar insan varsa içeri atan bu yönetim, önce Halkbank’ın başına sonra SPK’nın başına bu kişiyi neden getirdi? Verildiği iddia edilen 100 milyon dolar kredi aynı ipte oynayan iki cambazdan ipten düşene mi gitti, yoksa ipin üstünde kalana mı gitti? ‘Sarayın kibirlisi bu kadar besleme danışmanı ne yapıyor? diye merak ediyorduk. Ne işe yaradıkları şimdi anlaşıldı. Saraydaki bir kısım danışman grubu siyasi konumlarını kullanarak, milleti, küçük tasarrufçuyu soymakla görevliymiş.

Meğerse orda burada, din, iman, bayrak ezan derken, deveyi hamuduyla götürüyorlarmış. Biz, ‘Karşımızda otoriter bir saray rejimi var’ diyorduk. Ama ortaya dökülenler karşımızda sadece otoriter bir rejim değil, aynı zamanda koca bir yamyam güruhu olduğunu da gösteriyor.

“İddiaları mafya babası açıklıyor”

İddialar gerçekten mide bulandırıcıdır.  Küçük yatırımcıları silkelemeye dönük borsa manipülasyonları. Bu manipülasyonları köpürten medya tetikçileri. Danışmanlık kisvesi altında yapılan iş takipçiliği. İstenen ve itiraf edilen rüşvetler. Ve ‘yandım Allah’ diye feryat eden, keriz yerine konup silkelenen binlerce mağdur insan.

Bu iddialarla ilgili kayıtları, belgeleri, rüşvetin tarifesini, rüşvetlerin nerede saklandığını hangi evde kaç kasa bulunduğunu, ne kadar rüşvet toplandığını, kolluk kuvvetleri, İçişleri Bakanı veya Cumhuriyet savcıları değil de bir mafya babası açıklıyor. Memleketi düşürdükleri hale bakın. Türkiye bunların döneminde rüşvetin belgesi olduğunu; bir suç örgütünün başındaki kişiden duydu, gördü, öğrendi.

“Devletin istihbaratının, polisinin, İçişleri Bakanı’nın elinde çok daha fazlası olduğu ortada”

Bunlar sadece onun bildikleri, onun eline geçenler. Konunun çok daha derin olduğu açık. Devletin istihbaratının, polisinin, İçişleri Bakanı’nın elinde çok daha fazlası olduğu ortada. Ama herkes kulağının üstüne yatıyor. İçişleri Bakanı mafyadan 10 bin dolar alan siyasetçi olduğunu söyledi. Ne oldu? Hangi işlem yapıldı? Hiçbir şey. Deveye sormuşlar ‘Boynun niye eğri?’ diye. ‘Nerem doğru ki’ demiş. İşte tam o hesap.

Bu son skandalda rüşvet istenen iş kadını Sermaye Piyasası Kurulu’nda işinin görülmesi için bir AK Parti milletvekilinin rüşvet istediğini, bu rüşvet talebini CİMER’e yazdığını bir televizyon kanalında itiraf etti. Bu iddiaların hemen ertesi günü SPK, ‘Benden rüşvet istendi’ diyen rüşveti CİMER’e şikâyet eden bu iş kadını hakkında suç duyurusunda bulundu.

“Cumhuriyet savcıları kılını kıpırdatmıyor”

SPK, iddialarda adı geçen medya tetikçileri, Cumhurbaşkanlığı Danışmanları, AK Parti Milletvekili, önceki dönem SPK Başkanı hakkında da aynı suç duyurusunda bulanacak mı? Bu rezalet karşısında savcılar harekete geçecek mi? Memlekette artık tuz koktu. Cumhuriyet savcıları kılını kıpırdatmıyor. Daha doğrusu kıpırdatamıyor. Çünkü memlekette taşları bağlamışlar. Hırsızlar serbest. Eşkıya düze inmiş. Yiğitler derdest. Ve ne diyordu değirmenci? ‘Bu nasıl çark!’. Buğday bizim; ezilen biz, un olan biz, aç kalan biz. Kimdir bu doymak bilmeyen soysuz? Bu sorunun cevabını da Ahmed Arif’in o yumruk gibi dizeleri veriyor. Bunlar engerekler ve çıyanlardır. Bunlar aşımıza, ekmeğimize göz koyanlardır.

“Türkiye’nin yozlaşmış saray rejiminden kurtulmaya ihtiyacı vardır”

Bizim mücadelemiz de milletimizin aşına, ekmeğine göz koyan, engerek ve çıyanlarladır. Bugün örgütümüz, milletvekillerimiz, bu ağır iddiaların araştırılması için savcılıklara suç duyurusunda bulundu. Biz bu işin peşini bırakmayacağız. Vatandaşlarımızın üç beş kuruş tasarrufunu, manipülasyonlarla gasp eden çetelerle, milletimizin desteğiyle seçimde de, seçimden sonra da hesaplaşacağız. Buradan kimlerin nemalandığını ortaya çıkaracağız.  Dolandırılan küçük yatırımcıların hakkını arayacağız. Bu konuda biz de kararlıyız, milletimiz de son derece kararlı. Türkiye’nin artık devlet yönetiminde topyekûn bir temizlenmeye, arınmaya, bu kirlenmiş, yozlaşmış saray rejiminden kurtulmaya ihtiyacı vardır.

“Enflasyon benim yanlış politikalarımdan değil, dünyadan kaynaklanıyor’ diyebilmiştir”

Her yıl yayımlanan Uluslararası Legatum Refah Endeksine göre bu ucube şahsım hükümet sisteminde dünyada en hızlı refah kaybına uğrayan üçüncü ülke Türkiye’dir. Yani milletimizi hızla fakirleştiren bu sistem bizi fukaralaşmada dünya üçüncüsü yapmıştır. Bizden daha kötü durumda olan iki ülke vardır. Venezuela ve Tunus. Yine bu tek kişilik saray rejimi ülkemizi yüzde 145 üretici enflasyonuyla dünya enflasyon liginde şampiyon yapmıştır. O da TÜİK’in makyajlı rakamlarıyla. Sarayın kibirlisi sonra da çıkıp milletin gözünün içine baka baka, ‘Enflasyon benim yanlış politikalarımdan değil, dünyadan kaynaklanıyor’ diyebilmiştir.

Kuzeyimizde artık yedinci ayına giren bir savaş var. Ukrayna, Rusların işgali altında. Tüm dünya Rusya’ya ambargo üstüne ambargo uyguluyor. Ama savaşın olduğu Ukrayna’da enflasyon yüzde 22. Ambargoların olduğu Rusya’da enflasyon yüzde 15. Türkiye’de tüketici enflasyonu yüzde 80. O da TÜİK’in makyajlı rakamlarıyla.

“Ucuzcu marketlerde bile enflasyon yüzde 110”

Bugün ucuzcu marketlerin yöneticileri bile ‘Son bir yıldaki enflasyon yüzde 110’ diyor. Ucuzcu marketlerde bile enflasyon yüzde 110. Ama TÜİK marketlerinde yüzde 80. Her işleri yalan, her işleri dolan.

Ekonomist olduğunu iddia eden ancak ekonomiden hiç anlamadığı millete yaşattığı zulümle ortaya çıkan, daha da acısı; bilmediğini de bilmeyen bir anlayış bir kibir abidesi milletimize ve ekonomimize, savaşın veremeyeceği zararı verdi. Ama bu ‘cehli mik’ab’ zırvaları, her gün bir başka zirve yapıyor.

En son zırva, Türkiye’deki yüzde 80 enflasyon, Avrupa’daki yüzde 9 enflasyondan daha az yıkıcıymış. Cesaret edip, bir sokağa çıkın da milletin ne halde olduğunu görün. Milletin aklıyla alay etmeyin. Avrupa’da insanlar sokağa dökülüyormuş. Bizde böyle bir şey yokmuş. Milli şairimiz Akif’in dediği gibi; ‘Yumuşak başlı isem, kim dedi uysal koyunum? Kesilir belki, fakat çekmeye gelmez boyunum!’ Yurttaşlarımızın, vakar ve karakterini yanlış anlayanlar, sandıkta milletten yiyeceği ağır tokada şimdiden hazırlansın.

“Avrupa için ağıt yakan sarayın kibirlisi, kendi vatandaşlarına ne desteği verdi?”

Bu sarayın kibirlisi Avrupa için ağıtlar yakarken, Avrupa kendi vatandaşlarına destek üstüne destek açıklıyor. Almanya vatandaşlarının enerji faturası için 300 avroluk çekler dağıttı. Şehir içi ulaşım için ucuza biletler dağıttı. Akaryakıt vergilerini indirdi. Ailelere çocuk başına ilave 100 avro ödedi. Peki, Avrupa’ya ağıt yakan sarayın kibir abidesi, Kendi vatandaşlarına ne desteği verdi? Vatandaşlarımız için ne yaptı?

Bugün bu ülkede açlık sınırı 6 bin 890 lira. Asgari ücret ise 5 bin 500 lira.  Sarayın kibirlisi Avrupalıya ağıt yakıyor. Ağıt yakacaksan sebebi olduğun bu ağır tabloya yak. Hep diyoruz: ‘Bunlar eve deli, ele iyi.’

“Ülkemizi ‘bir milyoncu’ mağazasına çevirdiler”

Türkiye, sarayın kibirlisinin elinde kendi vatandaşına pahalı ele ucuz oldu. Yüzde 9 enflasyon yaşayan ülkelerin vatandaşları, Türkiye’ye gelip rahat rahat tatil yapıyor. Geziyor, yiyor, içiyor. Ülkemize gelen Arap turistler, Türk liralarını yerlere savurup, üzerinde dans edip, halay çekiyor. Bir de sosyal medyadan milli paramızla alay ediyor. Çin işi, Japon işi, Türk işi derken; ülkemizi tüm dünyanın bir milyoncu mağazasına çevirdiler. Milletimizi perişan edenler; bir de hiç sıkılmadan ‘Enflasyon-faiz-kur gibi sorunlarımız var. Ama ‘bunlara takılmayın’ diyebiliyor.

Bunları diyen daha önce ‘Faiz sebep, enflasyon netice’ diyerek; Milletimizi berbat faiz lobilerini abad etmişti. İşte bütçe rakamları ortada. Sadece bu yılın ilk yedi ayında bütçeden yapılan faiz ödemesi 151 milyar lira. Kur Korumalı Mevduat diyerek, bir avuç mevduat sahibine ödenen faiz ise 61 milyar lira. Peki, aynı dönemde çiftçiye ödenen destek ne kadar? 24 milyar lira. Esnafa verilen destek sağdan topla, soldan topla 6 milyar lira.

“Genel Başkanımız söylüyor; saraydakiler apar topar yapıyor”

Çiftçi demişken, Trakyalı çiftçimiz hala ayçiçek için fiyat bekliyor. Genel Başkanımız Edirne’den destekleme hariç 16 lira fiyat istedi. Çiftçimizin ithalata ezdirilmemesi için, Ayçiçeği ithalatına yüzde 27 gümrük vergisi de mutlaka gerekli.  Üreticilerimiz bu sıkıntılı dönemde ancak bu şekilde ayakta kalabilir. Bütçe harcamaları hükümetlerin tercihlerini gösterir. Bunların tercihleri ortada. Bunların tercihlerinde çiftçi yok, esnaf yok, millet yok. Varsa, yoksa faiz lobileri. Allah’tan Genel Başkanımız var. Genel Başkanımız söylüyor; saraydakiler apar topar yapıyor. Gece yarısı gazete manşetleri değiştiriyorlar. İşte en son Genel Başkanımız banka karlarını yüzde 400 patlatan halkımızı sefalete iten uygulamaları eleştirdi.

Ardından da banka borcu nedeniyle Varlık Yönetim Şirketleri tarafından sıkıştırılan yurttaşlarımıza ‘Borçlarınızı ödemeyin’ çağrısı yaptı. ‘İktidara geldiğimizde, bu tefecilerle ben masaya oturacağım’ dedi. Genel Başkanımız daha bunu der demez, saray ‘6 milyona yakın vatandaşın, yaklaşık 30 milyar lira tutarındaki icralık borcunun, tasfiye edileceğini’ açıkladı. Bunu akıl etmek için, illaki Genel Başkanımızı mı beklediniz? Allah aşkına, sizin hiç mi aklınız yok?

Sonra da çıkıyorlar, yandaş gazete müsveddelerinde ‘Bay Kemal’in köstebeği kim?’ diye manşet attırıyorlar. Bir bakın bizim 2018 Seçim Bildirgemize. Genel Başkanımız bankalardaki ve Varlık Yönetim Şirketlerindeki icraya düşmüş borçların tasfiyesi için neler demiş, bir öğrenin.

“Kemal Bey’in köstebeği işte bu beceriksiz yönetimin başı”

Bunların akılları akçeli işlere çalışmaktan, milletin işlerine, sıkıntılarına sıra gelmiyor ki. Kemal Bey’in köstebeği işte bu beceriksiz yönetimin başı. Millete sırtını dönmüş bu zihniyet, ülkede olumlu bir şey varsa onu hemen sahipleniyor. Ama hatalarını beceriksizliklerini, hep öksüz ve yetim bırakıyor.

Saray şişen ekonomiyi sahipleniyor. Ama bunun neticesinde azan enflasyonu, sahipsiz bırakıyor. İhracatı sahipleniyor, şişen ekonomi neticesinde rekorlar kıran ithalatı sahipsiz bırakıyor. Dış ticaret hacmini sahipleniyor. Arşa çıkan dış ticaret açığını sahipsiz bırakıyor.

İşte daha bugün rakamlar açıklandı. İlk 7 ayda ihracatımız 144 milyar dolar. İthalatımız 207 milyar dolar. Dış ticaret açığımız ise 62 milyar dolar. Oysa 2022’nin tamamında hedeflenen dış açık, 51 milyar dolar. Daha 7 ayda, hedef 11 milyar dolar aşıldı. İlk 7 ayda ihracatın ithalatı karşılama oranı yüzde 70’e düştü. Ama bunları hiçbir yerde millet duymayacak. Atama bakanlar bu ürkütücü rakamlara yorum bile yapmayacak.

“Ekonomik yıkımın anası da babası da Recep Tayyip Erdoğan’dır”

 Sebebi oldukları bu ekonomik yıkımı hiç cami avlusuna bırakıp, kaçmaya kalkmasınlar. Milletimize 2023 yılı için vadettikleri hedeflerin yarısına bile ulaşamadıklarını saklamaya çalışmasınlar. Bugün yaşadığımız ekonomik yıkımın anası da babası da bellidir. Adı Recep Tayyip Erdoğan’dır. Milletimiz de bunun hesabını sandıkta soracaktır.

Bir pop şarkıcımız, Gülşen. Kastını aşan bir şaka yapmış. Bu şakanın içeriğini kabul etmek elbette mümkün değil. Nitekim şarkıcı da şakasının kastını aştığını, fark etmiş ve kamuoyundan özür dilemiş. Ama yolsuzluklara batmış, milletin ekmeğine, aşına kan doğramış, bu yozlaşmış yönetim ‘Sin külahın görünmesin’ diyerek bu şarkıcıyı yargı eliyle linç etmeye kalkıyor. Adalet Bakanı koltuğunda oturan şahıs da sosyal medyadan yargıya talimat veren mesajlar atıp bu linçin tetikçiliğine soyunuyor.

“Ağır ekonomik bunalımı unutturmaya çalışıyorlar”

“Karanlık günlerin sonlanmasına artık çok az kaldı”

Bunların milletimize ettiği hakaretleri, kendi yandaşlarını kayırmalarını yazmaya kalksak, 20 ciltlik Meydan Larousse Ansiklopedisi olur. Bütün bu verdiğim örnekler, meselenin bir hakaret meselesi olmadığını Genel Başkanımızın sosyal medya mesajlarında da açıkladığı gibi amacın gençleri bölmek olduğunu açıkça ortaya koymaktadır. Ama milletimiz olan bitenin farkında; Türkiye’nin dört bir yanından ‘Becerebilirsen zapt et hadi’ diye haykırmaya başladı. Vicdanlardan yükselen ses Gülşen’in bugün serbest bırakılmasını sağladı. Ama anlaşılan Saray yine hukuku katlederek Gülşen’i şimdi de evinde zapt etmeye çalışıyor.

Biz milletimize sesleniyoruz: müsterih olun. Karanlık günlerin sonlanmasına artık çok az kaldı. Artık bu topraklarda toplumsal kutuplaşma son bulacak. Toplumsal barış hâkim olacak. Öfke ve nefret dili kaybedecek. Nezaket ve karşılıklı saygı kazanacak. Ahlaki yozlaşmanın ve manevi tahribatın önüne set çekilecek. Rüşvet, torpil, iltimas son bulacak. Adalet, dürüstlük ve liyakat gelecek. Hak eden, hak ettiğini eksiksiz alacak. İsraf ve hayat pahalılığı son bulacak. Üretim esas olacak. Geniş halk kitlelerini yoksullaştıran, bir avuç rantiyeciyi abat eden uygulamalar son bulacak. Türkiye’miz dünyada hak ettiği güç ve konumu kazanacak. Ekonomimiz 5 yılda, ilk 15 ekonomi arasına girecek. Fert başına gelirimiz 20 bin doları bulacak. Türkiye içine düşürüldüğü vasatlık tuzağından kurtulacak.” (ANKA) 

Paylaş:

Sağlık İçin Kızılötesi Karbon Isı Boyası
Canlıların, özellikle de insanların sağlıklı yaşayabilmek için kızılötesi ışınlara ihtiyaçları vardır. Ancak bir aylık bir sürede yoğun bir şekilde alınan güneş ışınlarının depolanması mümkün değildir. On iki ay boyunca alınacak terapi kalitesindeki kızılötesi ışınlar ise sayısız fayda sağlar.

  • Hücre sisteminin yenilenme gücünü artırır,
  • Kan dolaşımını hızlandırır,
  • Kronik yorgunluğu azaltır,
  • Bağışıklık sistemini güçlendirir,
  • Astım, alerjik rinit gibi solunum yolu rahatsızlıkları olan hastalar için en sağlıklı ısıtma sistemidir,
  • Kas ağrıları, sırt ağrıları ve eklem rahatsızlıklarını azaltır,
  • Bazı kanser türlerinin gelişimini engelleme özelliğine sahiptir,
  • Şeker hastalıklarının yan etkilerini azaltır,
  • Fizyoterapi tıp merkezlerinde doğrudan kullanılır.

Tıbbi araştırmalar, uzun dalga boyundaki ışınların terapi etkisi yaptığını, hiçbir zararlı yan etkisinin olmadığını ve insan vücudu için en uygun sıcaklığı sağladığını göstermiştir. Uzun dalga boyunda, terapi kalitesindeki kızılötesi ışınlar ile ısıtma sistemi olarak geliştirilmiş olan SRN  Kızılötesi Isı Boyası, güneşin altında ısınma hissini on iki ay sağlamaktadır. SRN Kızılötesi Isı Boyası, uygulandığı ortamı sadece ısıtmakla kalmaz; aynı zamanda bir fizyoterapi merkezine çevirerek, içinde yaşayanların sağlığına katkıda bulunur.
Uzun dalga kızılötesi, radyan ısıdır; yüzünüzde güneşin veya odun ateşinin sıcaklığını hissetmekle aynı histir. Hatta kendi vücudumuzun da yaydığı ısı türüdür. İnsanlığın bildiği en temel ısınma şeklidir. Önce objeleri ısıttığı, ısınan objelerin de ısı yayarak çevreyi sıcak tuttuğu için binlerce yıldır tercih edilmiştir.
Bugün, yüksek enerji verimliliğine sahip SRN Kızılötesi Isıtma Teknolojisi, estetik ve konforlu bir şekilde radyan ısıyı çevre dostu olarak kolayca tekrar kullanabilmemizi sağlamaktadır.
Geçtiğimiz yüzyılda insanoğlunun konforlu olması sebebiyle tercih ettiği konvansiyonel ısıtma sistemlerinin (petek, klima vb.); yakın gelecekte yerini tekrardan kızılötesi ısıtma sistemlerine bırakması kaçınılmazdır.
SRN KIZILÖTESİ KARBON ISI BOYASI HAKKINDA BAZI BİLGİLER

  • SRN Kızılötesi Isı Boyası havayı kurutmaz ve havayı değil sizi ısıtır.
  • 24 V Elektrik ile çalışan Kızılötesi Isı Boyası sistemi yenilenebilir enerji kaynaklarıyla kombine çalışabilir. (Güneş ve Rüzgar enerjisi)
  • SRN Kızılötesi Isı Boyası Üstüne duvar kağıdı,sıva ve boya gibi ürünler ile uygulanabilir özelliklere sahip bir üründür.
  • SRN Kızılötesi Isı Boyası’nın boyandığı ortamda nem ve küf olmaz.
  • SRN Kızılötesi Isı Boyası mekanik tesisat ve bakım gerektirmeye bir üründür.
  • SRN Kızılötesi Isı Boyası anında ısınma ve homojen ısı dağılımı sağlar.
  • SRN Kızılötesi Isı Boyası sağlıklıdır, nefes hastaları (bronşit vb) için en uygun ısıtma teknolojisidir.
  • Su bazlı karbon kaplamalar ek veya ana ısıtma da mükemmel olarak kullanılabilir.
  • Pars alüminyum tozu,pars bakır tozu,Pars Çinko Tozu,Pars Grafit Tozu,Pars Kurşun Tozu,Pars demir tozu,pars kurşun oksit,pars kurşun oksit sülyen,pars kurşun oksit mürdesenk,pars fire assay flux,pars nitrik asit,pars hidroklorik asit,pars sülfürik asit,pars hidrazin hidrat,pars kaolin,pars sepiyolit,sunsep,sundiyo,sunmag,pars zeolit,pars 67 mangan dioksit,pars85 mangan dioksit,hadjin yılan kovucu,parsvet yara tozu,pars lime sülfür,nanotozlar,yemkat.com,sunshield kaolin,sunshield sıvı kaolin,pars silisyum karbür,silisyum karbür,dmr74 mangan dioksit,pars magnezyum sülfat,pars magnezyum sülfat anhidrat,pars magnezyum sülfat monohidrat,pars magnezyum oksit,pars bakır sülfat,pars demir sülfat monohidrat,pars kalay sökücü,pars nikel sökücü,süren vollastonit tozu,pars volfram  tozu,pars molibden tozu,pars antimon oksit,pars potasyum hidroksit,pars potasyum silikat,kimyadeposu.com,claypacks.com,demsil silikajel,demsil kil paketi,demsil nem alıcı,nemal nem alıcı,pars sodyum metabisülfit,pars sodyum bisülfat,pars magnezyum nitrat,pars sodyum persülfat,pars kalsiyum sülfat,pars kalsiyum sülfat dihitrat,pars hayvan altlığı,pars sodyum lignosülfonat,pars maden tozları,pars metal tozları,pars yem katkıları,pars nanotozlar,pars çinko oksit,sunshield sıvı kaolen,süren titanyum tozu,pars bakır oksit,demsil silikajel,süren otocam çizik giderici,pars seryum oksit,süren ferro vanadyum tozu,pars spekülarit,süren bit-pire kovucu,süren bakır tozu,süren teknoloji,bakır tozu,
  • DMRSÜREN KİMYA LTD.ŞTİ
  • 05523307100-05325466184
  • www.kimyadeposu.com,www.claypacks.com,www.nanotozlar.com,www.netyerim.net
  • www.potasyumsilikat.net,www.kursunoksit.com,www.parsman.com.tr,www.parsgrafit.com.tr
  • www.parox.com.tr,www.sepiyolit.net,

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

Başa dön tuşu