Şu “faiz” dedikleri…
Vakanüvis
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın faizlerin düşürülmesindeki ısrarı, sonuçlarını göstermeye başladı.
Merkez Bankası’nın aldığı son kararla iki yıl aranın ardından faiz tek haneli rakama indi. Para Politikası Kurulu, haftalık repo faizinin yüzde 10,50’den yüzde 9,00’a çekildiğini açıkladı.
MB ayrıca, ağustos ayından bu yana takip edilen “faiz indirim döngüsü”ne de son verdi.
Böylece faiz epeyce bir süre – en azından – yüzde 9 seviyesinde tutulmaya çalışılacak, daha ideal bir hedef ise tek rakamlı oranı daha da aşağılara çekebilmek elbette.
İlk toplumlarda “İşini gör, malımı geri getir” denirdi
Faiz…
Küçük bir kesim dışında hemen herkes, faizin ekonomik hayatta olumsuz bir unsur olduğu konusunda hemfikir. Buna rağmen, günlük hayatta faiz var olmaya devam ediyor.
Üstelik, modern zamanların bir konusu da değil. Tarihin çok ama çok eski devirlerinden bu yana faiz insanın olduğu hemen her yerde var olmuş. Faize dair birden fazla tarif olmakla birlikte işin esasının “paradan para kazanmak” olduğu tartışılmaz bir gerçek.
Kimisi; “Üretim faktörleri içerisinde yer alan sermayenin belirli bir süre ve belirli bir orandan kiraya verilmesi sonucu elde edilen gelir” diyor; kimisi, “Borç alınan bir para karşılığında, vadesine göre borç verene ödenen parasal miktar” diyor. Bazıları da “Sermaye sahiplerinin belli bir dönem için paranın likiditesinden vazgeçip bir başkasına ödünç vermesinin karşılığında aldığı bir vazgeçme veya kullanımını erteleme bedeli” diyor.
İlk insanlar, sadece aynî borç verme ile aynî borç almayı biliyorlardı. Avcı ya da tarımsal ürün sahibi, elindeki fazlalığı, avlanamayan ya da tarımsal üretim yapamayan kişiye, daha sonra geri alma şartıyla vermekteydi. Bu şekilde sadece borcu ödeme sözünü alarak, karşılıksız aynî borç veriyor, ihtiyacı olduğunda da alacağını aynî olarak geri alıyordu. Ancak insanlar mallarını muhafaza etmenin yollarını öğrendikçe karşılıksız ve faizsiz borç verme konusunda da isteksiz olmaya başlamışlardı. Böylece insanlar, verilen karşılığında geri alırken yanında bir fazlalık alma şartını getirmeye başlamışlardı.
İşte toplumlarda faiz, bu şekilde ortaya çıkmıştı. Paranın icadıyla takas ekonomisinin zayıflaması, buna bağlı olarak da ekonomi ve ticaretin genişlemesiyle birlikte faiz de giderek yaygınlaşmıştı.
Tarihî kayıtlara göre, faizle ilgili ilk düzenleme, Mezopotamya’da Hammurabi Kanunlarında yer almaktaydı. Babil Kralı Hammurabi’nin yürürlüğe koyduğu kanunlarda kredi, faiz, garanti, rehin gibi konulara ilişkin tam 150 madde bulunmaktaydı.
Hindistan’da zengin az, fakir çok faiz öderdi
Faizin tarih içerisindeki örnekleri arasında Hindistan’da değişik bir uygulama vardı. Hindililerin kutsal kitabı “Manou – Dahroma – Şastra”da faizi yasaklamak şöyle dursun, borç verme işlemlerinde alınacak faiz oranları yer alıyordu.
Toplumdaki bazı sınıflardan yüksek faiz almak Brahman dininin “ilahî bir buyruğuydu.” Buna göre, “mümtaz tabakalar” borç alırsa bu borcun faiz oranı yüzde 24’le sınırlıyken, işçilerde bu oran yüzde 36, köylülerde ise yüzde 60’tı.
Antik Yunan’da fakirler, vücutlarını faize verirdi Eski Yunan’da, dönemde fikirlerine önem verilen Eflatun gibi, Aristo gibi kimi filozoflar, toplumsal yapıyı bozduğu gerekçesiyle faize karşı çıkan söylemler geliştirmişlerdi.
Aristo, “Politika” isimli eserinde, “Faizcilikten nefret edilir ve bu nefret haklıdır. Çünkü para değiş tokuş içindir, faiz ise paradan doğan para anlamına gelmektedir. Dolayısıyla, servet edinme yolları arasında, doğaya en aykırı olanı faizdir.” diyordu.
Ayrıca, “Para, yumurtlamayan kısır bir tavuktur.” sözü de ona aitti. Aristo bunları söylüyordu ama ekonomik sistemde faiz olağanca ağırlığıyla varlığını hissettiriyordu.
Öyle ki, Antik Yunan’da dar gelirliler, vücutlarını yüksek faizlerle işleme koydurur, bir tür “faiz kölesi” olur, buna karşılık aldıkları borçla geçinmeye çalışırlardı.
Böylesi borçlanmalarda faiz oranının yüzde 40’lara yaklaştığı bile görülmüştü. Roma İmparatorluğu’nda faiz işleri daha da kurumsal hale gelmişti.
Buna göre, tefeciler uyguladıkları faiz oranlarına göre sınıflandırılıyor, devlet katında “meslek erbabı” olarak görülüp, ayrıntılı kurallarla çalışmaları sağlanıyordu.
Kilise faize “günah” derken, rahipler faizle borç veriyordu
Tarih içinde tevhid çizgisinde toplumlara ulaşan dinlerin hepsinde faiz kesin bir şekilde yasaklanmıştı. Yahudilik ve Hıristiyanlık’ta da durum farklı değildi. Ancak zaman içinde Yahudi fıkhında, “Birbirinize değil ama başka dinlerdekilere borç verirken faiz alabilirsiniz.” hükmü yer almıştı.
Hıristiyanlık’ta da İncil’deki “İyilik yapın, karşılık beklemeden ödünç verin.” ikazı ile Hz. İsa’nın aynı doğrultudaki tavsiyesi vardı. Bu açık hükümler neticesinde Hıristiyanlığın ilk dönemlerinde faiz yasağı vardı. Ancak bir süre sonra dejenerasyon başlayacak ve halka İncil’den faiz yasaklarını okuyan kilise mensupları, ihtiyacı olanlara ise faizle borç veriyorlardı.
Roma Kilisesi, bunun üzerine yasaklama getirmiş, bu yasağı sadece din adamlarına yönelik olarak uygulamış, toplumdaki faizli işlemlere ilişkin ise etkin bir yaptırım getirmemişti. Zaten ruhban sınıfın faizle borç vermesinin de önü alınamayacaktı.
Aquinas: Zaman Tanrı’ya ait, o halde faiz Tanrı’ya karşı bir suç
Hıristiyan dünyasında faize en sert karşı çıkış, Dominikan rahip Thomas Aquinas’a aitti. Aquinas, “Ödünç verilen para için faiz alınması, ortada satılan hiçbir şey olmaması nedeniyle adalete aykırıdır.” diyordu.
Aquinas ayrıca, faizi zamana dair farklı yorumlarıyla da mahkûm ediyordu. “Zamanın fiyatı” olarak faizin talep edilemeyeceğini savunan Aquinas, “Çünkü zaman bütün insanlar için ortaktır ve Tanrı’ya aittir. Öyleyse zamanın geçmesine karşılık faiz ödetmek hem hırsızlıktır hem de zamanı insanlara bedava veren Tanrı’ya karşı işlenmiş bir suçtur.” demekteydi.
Krallar, Haçlı Seferleri için faizle borç alıyorlardı
Papalık da bu görüşlere uyuyormuş gibi davransa da “reel politik”te durum farklıydı. Roma’nın faiz yasakları, kâğıt üzerinde kalmaya mahkûmdu. Roma Kilisesi’nin müttefiki Avrupa krallıkları, savaşlarda içinde düştükleri maddî zorlukları faizle buldukları borçlarla aşmaya çalışıyorlardı.
Krallar ve hatta Papalık, İslam dünyasına karşı peş peşe düzenledikleri Haçlı Seferleri’ni finanse edebilmek için pek çok kez Venedik ve Cenova gibi, tefecilik düzeni ekonomilerinde önemli bir yer tutan küçük devletlerden borçlar almışlardı.
Protestanlık faizi hiç sorun etmemişti
Katolik dünyasında durum böyleyken, Protestanlık ise faize karşı çıkmamıştı. Bu mezhebi formülleştiren isimlerden birisi olan Calvin, faizi Hıristiyanlığa aykırı görmemiş, sadece devleti yönetenlerin faizin sömürü konusu yapılmasına karşı tedbirler almaları gerektiği görüşünü savunmuştu.
Rönesans ve takip eden çağlarda birçok Avrupa ülkesinde faiz yasakları peyder pey kaldırılmıştı. Bu dönemde, “Faizin haklı bir gelir kaynağı olduğu” görüşü yaygınlık kazanmış, sanayi devrimiyle birlikte de faiz oranlarını belirleyen faktörlerin neler olabileceğine dair kuramsal yaklaşımlar geliştirilmişti. Modern düşünürlerden Max Weber (ö. 1920) “Protestan Ahlâkı ve Kapitalizmin Ruhu” isimli çalışmasında, 16. yüzyılda yaşayan zenginlerin çoğunluğunun Protestanlığı kabul ettiğini anlatarak, bunda, faizli işlemler de olmak üzere bu yeni mezhebin serbest ticarî anlayışının etkisi olduğunu vurgulamıştı.
Peygamber Efendimiz: “Faizin her çeşidi ayağımın altındadır”
İslam’ın temel kaynağı Kur’an-ı Kerim’deki birçok ayette ise faiz çok net bir biçimde yasaklanmıştı. “Ey iman edenler! Allah’tan korkun ve şayet müminlerseniz faizi terk edin.” (Bakara, 278) hükmünün değişik versiyonları Kur’an’ın muhtelif yerlerinde tekrarlanmıştı.
Riba, Cahiliye Dönemi’nde çok ağır şartlarla toplumsal hayatta yer almaktaydı, İslamiyet toplumsal yapıyı bozan bu uygulamayı sonlandırmıştı. Peygamber Efendimiz (sav) de Veda Hutbesi’nde, “Faizin her çeşidi kaldırılmıştır, ayağımın altındadır.” buyurmuştu.
– Prof. Dr. Tekin Akdemir, Araş. Gör. Şahin Yeşilyurt, “Devlet Borçlarının Dini ve Felsefi Temelleri”, Yönetim Bilimleri Dergisi, Kasım 2018
– Prof. Dr. Mahmut Özdemir, “Faiz (Riba) Kavramına İslami Bir Yaklaşım”, Eski Yeni Dergisi, Yıl 2010
– Dr. Bünyamin Demirgil, Doç. Dr. Hakan Türkay, “Tarihsel Süreç İçerisinde Faizin Kuramsal Açıdan Gelişimi”, Cumhuriyet Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Dergisi, Cilt 18, Sayı 2, 2017
Sağlık İçin Kızılötesi Karbon Isı Boyası
Canlıların, özellikle de insanların sağlıklı yaşayabilmek için kızılötesi ışınlara ihtiyaçları vardır. Ancak bir aylık bir sürede yoğun bir şekilde alınan güneş ışınlarının depolanması mümkün değildir. On iki ay boyunca alınacak terapi kalitesindeki kızılötesi ışınlar ise sayısız fayda sağlar.
- Hücre sisteminin yenilenme gücünü artırır,
- Kan dolaşımını hızlandırır,
- Kronik yorgunluğu azaltır,
- Bağışıklık sistemini güçlendirir,
- Astım, alerjik rinit gibi solunum yolu rahatsızlıkları olan hastalar için en sağlıklı ısıtma sistemidir,
- Kas ağrıları, sırt ağrıları ve eklem rahatsızlıklarını azaltır,
- Bazı kanser türlerinin gelişimini engelleme özelliğine sahiptir,
- Şeker hastalıklarının yan etkilerini azaltır,
- Fizyoterapi tıp merkezlerinde doğrudan kullanılır.
Tıbbi araştırmalar, uzun dalga boyundaki ışınların terapi etkisi yaptığını, hiçbir zararlı yan etkisinin olmadığını ve insan vücudu için en uygun sıcaklığı sağladığını göstermiştir. Uzun dalga boyunda, terapi kalitesindeki kızılötesi ışınlar ile ısıtma sistemi olarak geliştirilmiş olan SRN Kızılötesi Isı Boyası, güneşin altında ısınma hissini on iki ay sağlamaktadır. SRN Kızılötesi Isı Boyası, uygulandığı ortamı sadece ısıtmakla kalmaz; aynı zamanda bir fizyoterapi merkezine çevirerek, içinde yaşayanların sağlığına katkıda bulunur.
Uzun dalga kızılötesi, radyan ısıdır; yüzünüzde güneşin veya odun ateşinin sıcaklığını hissetmekle aynı histir. Hatta kendi vücudumuzun da yaydığı ısı türüdür. İnsanlığın bildiği en temel ısınma şeklidir. Önce objeleri ısıttığı, ısınan objelerin de ısı yayarak çevreyi sıcak tuttuğu için binlerce yıldır tercih edilmiştir.
Bugün, yüksek enerji verimliliğine sahip SRN Kızılötesi Isıtma Teknolojisi, estetik ve konforlu bir şekilde radyan ısıyı çevre dostu olarak kolayca tekrar kullanabilmemizi sağlamaktadır.
Geçtiğimiz yüzyılda insanoğlunun konforlu olması sebebiyle tercih ettiği konvansiyonel ısıtma sistemlerinin (petek, klima vb.); yakın gelecekte yerini tekrardan kızılötesi ısıtma sistemlerine bırakması kaçınılmazdır.
SRN KIZILÖTESİ KARBON ISI BOYASI HAKKINDA BAZI BİLGİLER
- SRN Kızılötesi Isı Boyası havayı kurutmaz ve havayı değil sizi ısıtır.
- 24 V Elektrik ile çalışan Kızılötesi Isı Boyası sistemi yenilenebilir enerji kaynaklarıyla kombine çalışabilir. (Güneş ve Rüzgar enerjisi)
- SRN Kızılötesi Isı Boyası Üstüne duvar kağıdı,sıva ve boya gibi ürünler ile uygulanabilir özelliklere sahip bir üründür.
- SRN Kızılötesi Isı Boyası’nın boyandığı ortamda nem ve küf olmaz.
- SRN Kızılötesi Isı Boyası mekanik tesisat ve bakım gerektirmeye bir üründür.
- SRN Kızılötesi Isı Boyası anında ısınma ve homojen ısı dağılımı sağlar.
- SRN Kızılötesi Isı Boyası sağlıklıdır, nefes hastaları (bronşit vb) için en uygun ısıtma teknolojisidir.
- Su bazlı karbon kaplamalar ek veya ana ısıtma da mükemmel olarak kullanılabilir.
- Pars alüminyum tozu,pars bakır tozu,Pars Çinko Tozu,Pars Grafit Tozu,Pars Kurşun Tozu,Pars demir tozu,pars kurşun oksit,pars kurşun oksit sülyen,pars kurşun oksit mürdesenk,pars fire assay flux,pars nitrik asit,pars hidroklorik asit,pars sülfürik asit,pars hidrazin hidrat,pars kaolin,pars sepiyolit,sunsep,sundiyo,sunmag,pars zeolit,pars 67 mangan dioksit,pars85 mangan dioksit,hadjin yılan kovucu,parsvet yara tozu,pars lime sülfür,nanotozlar,yemkat.com,sunshield kaolin,sunshield sıvı kaolin,pars silisyum karbür,silisyum karbür,dmr74 mangan dioksit,pars magnezyum sülfat,pars magnezyum sülfat anhidrat,pars magnezyum sülfat monohidrat,pars magnezyum oksit,pars bakır sülfat,pars demir sülfat monohidrat,pars kalay sökücü,pars nikel sökücü,süren vollastonit tozu,pars volfram tozu,pars molibden tozu,pars antimon oksit,pars potasyum hidroksit,pars potasyum silikat,kimyadeposu.com,claypacks.com,demsil silikajel,demsil kil paketi,demsil nem alıcı,nemal nem alıcı,pars sodyum metabisülfit,pars sodyum bisülfat,pars magnezyum nitrat,pars sodyum persülfat,pars kalsiyum sülfat,pars kalsiyum sülfat dihitrat,pars hayvan altlığı,pars sodyum lignosülfonat,pars maden tozları,pars metal tozları,pars yem katkıları,pars nanotozlar,pars çinko oksit,sunshield sıvı kaolen,süren titanyum tozu,pars bakır oksit,demsil silikajel,süren otocam çizik giderici,pars seryum oksit,süren ferro vanadyum tozu,pars spekülarit,süren bit-pire kovucu,süren bakır tozu,süren teknoloji,bakır tozu,
- DMRSÜREN KİMYA LTD.ŞTİ
- 05523307100-05325466184
- www.kimyadeposu.com,www.claypacks.com,www.nanotozlar.com,www.netyerim.net
- www.potasyumsilikat.net,www.kursunoksit.com,www.parsman.com.tr,www.parsgrafit.com.tr
- www.parox.com.tr,www.sepiyolit.net,