TTB’nin eski liderlerinden Fincancı açıklaması:

TTB’nin evvelki periyot Merkez Kurulu Liderleri, bugün TTB Genel Merkezi’nde “Meslek Örgütümüze Sahip Çıkıyoruz” bahisli açıklama yaptı. Toplantıya Selim Ölçer, Gençay Gürsoy, Eriş Bilaloğlu, Özdemir Aktan, Raşit Tükel, Sinan Adıyaman ve TTB Merkez Kurulu 2. Lideri Ali İhsan Ökten katıldı yaptı. Ortak açıklamayı okuyan Eriş Bilaloğlu, şu sözleri kullandı;

“DAHA FAZLA KELAMA GEREK VAR MI?”

*TTB liderleri olarak, hayatta olmayan dostlarımızı saymazsak bugün bir sandalyenin boş olduğunu sizler de biliyorsunuz. Mevcut TTB lideri ortamızda yok. Nerede, Ankara’da cezaevinde. 1953’te kurulmuş, 70 yıllık geçmişe sahip bir meslek örgütünün lideri mahpusta, daha fazla kelama gerek var mı?

*Türkiye’de durum budur. Bizim cümlemiz çok net; Şebnem Korur Fincancı çabucak özgür bırakılmalıdır. Özgünlüğünden mahrum bırakılması asla kabul edilemez. Bugünlerde yeniden gündeme gelen TTB’nin antidemokratik, var olanı daha da kötüleştirecek vesayetçi yasa yapma teşebbüslerini meslek örgütüne hücum olarak kabul ediyoruz.

*Hekim örgütünün yolunu, çizgisini tabipler belirler. TTB’nin isminden işleyişine her türlü dış müdahaleyi reddediyoruz. TTB eksiği ile ziyadesiyle kendi yolunu yürümelidir, yürüyecektir. Müdahale hakkı tabiplere aittir. Tabipleri, tabip odalarını, antidemokratik uygulamalara, baskılara karşı durmaya çağırıyoruz.

*TTB, hekimlik, bedeller, doktor hakları, her bir insanımızın hayat ve sıhhat hakkını, insan hakları ışığında kavrayan bir savunun içinde olacaktır. Tabipler ülkenin karşısına çıkarılan bu yol ayrımında TTB’de de karanlığın değil aydınlığın, berbatlığın değil uygunluğun kazanmasını sağlayacaktır. Kimsenin kuşkusu olmasın ki TTB bu girdaptan çıkacak ve yarına taşınacaktır.

“SIKINTILI DEVİRLER YAŞADI BU ÜLKE LAKİN HEPSİ ÇEKİP GİTTİ”

Diyarbakır’da olduğu için zoom üzerinden toplantıya katılan Selim Ölçer de şöyle konuştu:

*Biz dönüp geriye baktığımız vakit bu memlekette kim baskıcı hareketlere kalkışmışsa onlar kaybetmiştir. 3,5-4 tane darbe geçmişte yaşadık, dertli periyotlar yaşadı bu ülke lakin hepsi çekip gitti, hepsi yerini özgürlüklere bırakmak zorunda kaldı bugün de o denli olacak. Siyasetçilerin kendileri dışında siyaset alanında konuşan insanlara tahammüllerinin zayıf olduğunu görüyoruz. Tekrar eskiye dönüp meslek odası yöneticilerinin siyaset yapma hakkını kısıtlamak, siyasi alanı daraltmak, yalnızca siyasetçilerin konuştuğu bir alan yaratmak bizim memleketin hayrına olmayacaktır. Güzellikleri azaltan, kötülükleri artıran bir yapı ortaya çıkacaktır.”

Önceki TTB Liderlerinin açıklamaları da şöyle:

GENÇAY GÜRSOY: Şu anda içinde bulunduğumuz durum bizler için hiç kolay değil. TTB çok badireler atlattı, Türkiye’nin askeri idarelerle allak bullak edildiği devirler yaşadık. Emin olun ki hiçbir devirde şu günlerde yaşadığımız kadar hukukun, insan haklarının yerlerde süründürüldüğü, cezaevlerinde azapları yapıldığı, hiçbir demokratik hakkın kullanılamaz olduğu, kendilerine muhalefet eden herkesi teröristlikle suçladığı bir periyot yaşanmadı.

*Askeri darbeler periyodunda yargı karşısına çıkmış insanlarız. Tekraren TTB’nin kapısına kilit vuruldu, odalar kapatıldı. Lakin liderlerimiz hele bu türlü mesleği ile ilgili bir sözü nedeniyle 7,5 yıl ceza istenerek şu anda cezaevinde. Bu mazeret ile TTB’nin başına bir çorap örülüyor bu iktidar tarafından.

*İşi gücü bırakıp bir iktidar TTB’yi nasıl fonksiyonsuz hale getiririz uğraşı içerisinde, iktisadın yerlerde süründüğü, dünya kadar sıkıntıyla yaşadığımız bir devirde her şey bırakılmış Şebnem Korur Fincancı’yı cezaevine attıktan sonra TTB’yi nasıl susturabiliriz? Bu yeni olmuyor.

*TTB olarak başımıza örülmek istenen bu çorabı fonksiyonsuz hale getirmek için gereksinimimiz olan şey birlik ve dayanışmadır. Muhalefetten ses çıkarmasını, bize sahip çıkmasını bekliyoruz.

RAŞİT TÜKEL: Devletler demokrasiden uzaklaştıkça meslek kuruluşlarının kendi siyasetlerini eleştirmemesini, kendilerini desteklemesini hatta bir devlet organı üzere hareket etmesini isteyebilmekte.

*Bunu sağlamak için de çeşitli müdahalelerde bulunmaktadır. Bu müdahalelerden biri de burada yapılmak istendiği üzere meslek kuruluşlarının etkisizleştirilerek fonksiyonsuz kılınmasıdır. Şu anda TTB’nin isminin başındaki Türk ibaresinin kaldırılması, hani Barolar Birliği’nde olduğu üzere onu da örnek alır stilde çoklu odalar kurulmasının önünün açılmasını ve hekimlik yapmak için TTB’ye üyelik zorunluluğunun kaldırılmasını ortaya koyan bir çalışma kelam konusu.

*Eğer siz TTB’yi ortadan kaldırırsanız, çoklu odalarla bu sistemi dağıtırsanız ortaya çıkacak sonuç meslek kuruluşlarını bir devlet dairesi yada bakanlık ofisi üzere fonksiyon görmesi mesleğin nasıl uygulanacağının tabipler tarafından değil hükümet tarafından dikte edilmesi manası taşıyacaktır.

ÖZDEMİR AKTAN: Bu tıp ataklar bizi üzmekten çok daha da güçlendiriyor. Bu masada gördüğünüz, tabip odalarında ve merkez kurulunda yönetici olmuş da mahkemeye çıkmamış birisi yok.

*Bu masada oturan liderlerimizden uzun mühlet gözaltı yaşayanlar oldu lakin bugün bir adım daha ileri gittik bir tutukluluk ortaya çıktı. Bu da mazeret edilerek TTB’yi yok etme projesi ortaya çıktı. Bu yasa taslağını kim hazırlamış ben çok merak ediyorum. Bize öğretilen şudur ki çıkacak bir yasa anayasaya ters olmamalıdır.

*Anlaşılan odur ki bu yasa metnini hazırlayan MHP’li hukukçular bunu göz arkası etmişler ve hazırlanan anayasaya büsbütün muhalif olan bir yasa tasarısı. Önümüzdeki süreçte TTB’nin gücünün artırılması gerekirken yok edilmesini kabul edemeyiz.

SİNAN ADIYAMANLI: İktidarın kendisi üzere düşünmeyen herkesi yasadışı olarak görme ve itirazda ısrarcı olanları hapishaneye atmak dahil değişik hallerde etkisiz hale getirme yaklaşımı demokrasiye ve hukuka uymaz, yakışmaz.

*Bizler seçilmiş TTB Lideri Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı’nın bir an evvel özgür bırakılmasını ve TTB yasasında antidemokratik ve hekimlik ortamında karşılığı olmayacak düzenleme yapılma teşebbüslerinde uzak durulmasını istiyoruz. (ANKA)