12 Eylül Darbesi, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin 12 Eylül 1980 günü emir-komuta zinciri içinde gerçekleştirdiği askeri bir müdahale. Bu müdahale ile Süleyman Demirel’in Başbakan’ı olduğu hükümet görevden alındı, Türkiye Büyük Millet Meclisi lağvedildi, 1970 sonrasında değiştirilen 1961 Anayasasıtamamen rafa kaldırıldı ve Türkiye siyasetinin yeniden tasarlandığı bir askeri dönem başladı.
Bu dönem yaklaşık dokuz yıl sürdü.12 Eylül 1980 ardından partiler lağvedildi, parti liderleri önce askeri üslerde gözetim altında tutuldu, ardından yargılandı.
12 Eylül darbesinde sıkıyönetim mahkemesi hakimi olan Albay Hamdi Sevinç Bugün gazetesine o dönem karanlıkta kalan gerçeklerle ilgili önemli açıklamalarda bulundu. Sevinç darbe nedeniyle hükmünü kaybeden mevcut anayasa çerçevesinde Necdet Adalı, Erdal Eren ve Mustafa Pehlivanoğlu için verilen idam kararının yanlış olduğunu söyledi.
12 Eylül darbesi sırasında göreviniz neydi?
12 Eylül 1980 Darbesi Kenan Evren’in Brüksel NATO toplantısından dönüşte, hava meydanında sivil kıyafetle yaptığı iç politika ve anarşiyle ilgili konuşması ile başlamış oluyordu. 28 Aralık 1978’de Kahramanmaraş olayları üzerine ilan edilen sıkıyönetim nedeniyle Ankara 1No’lu Askeri Mahkemesi’nde 6 hakimle göreve başladık. Her gün cereyan eden yasa dışı toplantı ve gösterilerden ötürü güvenlik güçlerince gözetime alınmış yüzlerce kişi, gözetimin son on beşinci günü komutanlığın tutuklama istemiyle getiriliyordu.
12 Eylül sürecinde başka hangi davalara baktınız?
Mahkememizde toplumca az çok bilinen duyulan Erdal Eren, Necdet Adalı, Mustafa Pehlivanoğlu, İsa Armağan davaları karara bağlanmış. Milli Selamet Partisi, Milliyetçi Hareket Partisi, Halkevleri, Dev-Yol, Ülkü Ocakları ile ilgili tutuklama istemleri de değerlendirilmiştir.
Erbakan’ın tutuklanma istemini reddetmişsiniz.
Dosya içeriğine göre MSP Başkanı Necmettin Erbakan ve 40 küsur arkadaşı hakkında komutanlık ve Ankara Cumhuriyet Savcılığı tutuklama istemini tek hakim olarak reddettim. 12 Eylül darbesini MSP’nin Konya mitingine dayandırmayı hedefleyen konsey bu kararımla hedefine ulaşamadı.
Erdal Eren’in yaşının büyütülerek idam edilmesi nasıl oldu?
Ben sadece tutuklanma istemini karara bağlamadan kimliğini saptadım ve suçla alakalı sorgusunu yapıp savunmasını aldım. Benim dosyayı tetkikimde 18 yaşı 1 ay geçmişti. Mahkemede yaş tetkiki istenilmiş, doktor raporu ile yaş tartışması ortaya çıkmış.
Erdal Eren, Necdet Adalı, Mustafa Pehlivanoğlu’nun idamlarına karşı çıkmışsınız.
Kararlar yasalara uygun, Askeri Yargıtay’da onaylanmış, infaz edilecek, ancak darbe ile anayasa iptal edilmiş. Yani anayasa yok. İnfaza kim karar verecek? Normal dönemlerde TBMM verir. Konseye, “Sen kim oluyorsun? Ölüm cezasının yerine getirilmesine konsey nasıl karar verir? Yasa lazım” dedim.
Bu durumda Eren, Adalı ve Pehlivanoğlu’nun idamı hukuksuz.İnfazı düzenleyen bir yasa yok. Mahkememizce verilen ölüm cezalarının infaz edilmemesini yazılı şekilde istediğimden ve bu çocukların idam edilmelerinde bizzat hazır bulunmayı reddettiğimden, emre itaatsizlik suçlamasıyla Askeri Mahkeme’de yargılandım. Askeri Yargıtay’ın verdiği kararla beraat ettim.
12 Eylül’de infaz edilen 50 idam kararı var, bunların hepsi için geçerli mi bu hukuksuzluk?
Benim bu itirazlarımdan sonra konsey bir kanun çıkardı ve idamların onaylanmasını kurucu meclise verdi. Bazı idamları kurucu meclis onayladı. Türkiye’nin çeşitli yerlerinde verilen idam kararlarının tarihini, nerede ve ne zaman, kim tarafından onaylandığını ben takip edemedim.Hele 9 Kasım 1980’de ilişiğim kesildikten sonraki oluşumları izleyemedim.
12 Eylül darbesini yapanların yargılanması gündemde.
Tüm darbecilerden, yani darbe yaptığı normal hukuk uygulamaları ile saptanmış kişilerden ve de özellikle 12 Eylül 1980 darbesini yapan Kenan Evren ve dört komutandan hayatta olanlardan davacıyım. Haklarında dava açıldığında müdahil olacağım. 12 Eylül’ün tüm anormal insanlık dışı uygulamalarını sadece bu isimlere yükleyemeyiz. Her uygulamanın değişik aşamalarındaki kraldan fazla kralcıları da vardır. Yani, aşama aşama alt kademeleri kadar, keyfi işlemyapanlar hesap vermeli. Zaman aşımı da dikkate alınarak. İnsanlık suçu sayılan eylemlerde zaman aşımı yoktur.
Doğan Öz Suikastı Davası’na da siz baktınız.
Ankara Cumhuriyet Savcısı Doğan Öz, kurulan pusuyla evinin önünde görevine gitmek üzere arabasına bindiği sırada atılan kurşunlarla öldürülmüştü. Bu dava mahkememizde görülmüş, silahı kullandığı iddia edilen kişinin suçu sabit görülerek ölümcezası verilmişti. İki kez Askeri Yargıtay’a giden karar sonuçta onaylanmıştı. İnfaz aşamasında hükümlünün kendisini sevk ve idare edenleri açıklayacağı büyük korku ve telaş içine girenlerin girişim ve yasadışı çabalarıyla genel kuruldan bir oy farkı ile suçsuzluğuna karar verilerek terörün başı ağa babalarının saptanması çalışması engellenmiştir. Ne zaman, nerede, ne tür beyan ve hangi çalışmaları yaptıkları bizce bilinen bu istikbal hırsızlarını 12 Eylül’den hesap sorulursa, ki inanmıyorum, ismen açıklayacağız.
12 EYLÜL’ÜN BİLANÇOSU
*650 bin kişi gözaltına alındı, ağır işkencelerden geçirildi.*1 milyon 683 bin kişi fişlendi.*Açılan 210 bin davada 230 bin kişi yargılandı.*7 bin kişi için idam cezası istendi. 517 kişiye idam cezası verildi.*Haklarında idam cezası verilenlerden 50 devrimci asıldı. 300 kişi kuşkulu bir şekilde öldü.*171 kişi işkenceden öldü. 144 kişi cezaevlerinde öldü. 14 kişi açlık grevinde öldü.*16 kişi “kaçarken” vuruldu. 95 kişi çatışmada öldü. 73 kişiye doğal ölüm raporu verildi.*43 kişinin intihar ettiği bildirildi.*71 bin kişi TCK”nin 141, 141 ve 163. maddelerinden yargılandı. 98 bin 404 kişi “örgüt üyesi olmak” suçundan yargılandı.*338 bin kişiye pasaport verilmedi. 30 bin kişi sakıncalı olduğu için işten atıldı.*14 bin kişi yurttaşlıktan çıkarıldı. 30 bin kişi siyasi mülteci olarak yurtdışına çıktı.*937 film sakıncalı bulunduğu için yasaklandı. 23 bin 677 derneğin faaliyeti durduruldu.*3 bin 854 öğretmen, üniversitede görevli 120 öğretim üyesi ve 47 hakimin işine son verildi.*400 gazeteci için toplam 4 bin yıl hapis istendi. Gazetecilere 3 bin 315 yıl 6 ay hapis cezası verildi. 31 gazeteci cezaevine girdi. 300 gazeteci saldırıya uğradı. 3 gazeteci silahla öldürüldü.*Gazeteler 300 gün yayın yapamadı. 13 büyük gazete için 303 dava açıldı. 39 ton gazete ve dergi imha edildi.*Derneklerin, partilerin, Türk-İş dışındaki sendikaların faaliyeti durduruldu. Varlıklarına el konuldu.*Üniversite hocalarından 5000 kadarı görevden alındı, güvenlik soruşturmasına tabi tutuldu.*Belediye başkanları görevden alındı, yerine sıkıyönetim atama yaptı. *Sendikalaşma kaldırıldı, çalışanların kıdem tazminatı gibi kazanımları daraltıldı, ücretler ve sosyal haklar budandı, grev hakkı yasaklandı.*Zorunlu din dersi getirildi; Türk İslam sentezi bir kültürün milli kültür olarak kabul edilmesi kararlaştırıldı; Diyanet İşleri’nde 260 din görevlisinin maaşının Rabıta-ül islam örgütünce ödenmesi onaylandı.
12 EYLÜL’ÜN AKIL ALMAZ İŞKENCE YÖNTEMLERİ
Gazeteci Oğuz Güven’in 78 kuşağını anlattığı “Zordur Zorda Gülmek” adlı kitabında insanın kanını donduran işkence yöntemleri anlatılıyor.
Trajikomik gerçek öyküler!
12 Eylül 1980 darbesinin öncesi ve sonrasında “78 kuşağı” diye adlandırılan gençlerin yaşadığı trajikomik gerçek öykülerin yer aldığı kitap yeni öykülerle genişliyor.
3. Baskısını yine 12 Eylül’ün yıldönümünde yapan kitapta, bu kez Diyarbakır Cezaevi’nde uygulanan işkence yöntemleri de tüm ayrıntılarıyla anlatılıyor.
İşte, Diyarbakır Cezaevi Gerçeğiyle Yüzleşme Araştırma ve Adalet Komisyonu raporundan akıllara durgunluk veren işkence yöntemleri:
FALAKA
Yaygın ve sürekli uygulandı. Ayak tabanı, ellerin içi gibi vücudun kaslı bölümlerine kalas, cop, zincir, saz sapı, pik demir vb. vurularak gerçekleştirilirdi. Bu yöntem, ayak tabanlarını ve el ayalarını patlatır, kaba yerleri ezer, morartır, tırnakları sökerdi. El ayak gibi herhangi bir yeri kırar, sakat bırakırdı.
KÖPEK SALDIRTMA
Tutuklu çırılçıplak soyulur, kurt köpeği üzerine saldırtılırdı. Köpeğin ilk kaptığı yer bacak arası olurdu.
ZİNCİR
20-25 metre uzunluğundaki zincirin uçları iki tutuklunun boynuna bağlanır, tutuklular sırt sırta verdirilerek ters yönde hızla itilir. Tutuklu tek ayağından zincire bağlanır, bu zincir yüksek bir yere asılır, tutuklu bayılıncaya kadar askıda kalırdı.
GERME
Tutuklunun bir bacağı merdiven kenarlığına bağlanır, diğer bacağı da açık bırakılan koğuşun gözetleme deliğine bağlanıp kapı kapatılır, tutuklunun bacakları koğuş kapısının eni kadar gerilir ve öyle kalırdı. Koşuşturulur, zincir tam gerilince, her iki tutuklu da sırtüstü yere düşerdi.
AYAKTAN ASMA/TEPE
50-60 kişi havalandırmaya alınırdı. Gardiyan “tepe ol” komutu verince tüm tutuklular üst üste bindikten sonra, bir tutuklu da üst üste yatan tutukluların üstüne çıkar, istiklal Marşı’nın on kıtası okutulurdu.
KULE
Havalandırmaya çıkan tutuklular altı kişilik daire oluştururlardı. Bunların üzerine 3-4 kat olacak biçiminde tutuklular çıkarıldıktan sonra, gardiyanın “yıkıl” komutuyla kule oluşturan tutuklular kendini yere bırakır ve böylece tutukluların değişik yerlerinde kırılma, incinme ve çıkık olurdu.
RANZA ALTI
Gardiyanlar ellerinde kalaslarla koğuşa girip, “ranza altı ol” komutunu verince, koğuşta bulunan tutukluların hepsi ranzaların altına girerdi. Herhangi bir yerlerinin açıkta kalmaması gerekiyordu. Ranzaların altına tüm tutuklular sığmadığı için kiminin eli, kiminin kolu dışarıda kaldığından, gardiyanlar ellerindeki kalaslarla tutukluların dışarıda kalan kısımlarına vurmaya başlardı.
KANTAR
Tutuklular havalandırmada çırılçıplak soyundurulup tek sıra halinde dizilirler, sıranın ön tarafında duran tutuklu sırt üstü yatırılırdı. İkinci tutuklu, yatan tutuklunun testis ve erkeklik organlarından tutarak yukarı kaldırır, tutuklunun kaç kilo geldiğini söylemesi istenirdi. Tüm tutuklular birbirini tartana kadar bu işlem devam ederdi.
KERVAN
Havalandırmada, tutuklular tek sıra dizilir, her tutuklu önündeki tutuklunun sırtına bindirilir, bacakları, altındaki tutuklunun boynundan aşağıya sarkıtılır ve kulaklarından tutması istenirdi. Gardiyanın komutuyla tutuklular yürümeye başlar ve bu işlem tutuklular ayakta duramayacak duruma gelene kadar sürerdi.
SEHPA
Tutuklu gece koğuştan alınıp, koğuş koridorunda gardiyan ve subaylardan mizansen olarak oluşturulan bir mahkemede sorgulanırdı. Mahkeme, tutukluyu idam cezasına çarptırır, ikinci katın merdiven kenarlığına bir ip geçirilip, ipin ucuna tutuklunun boyun kemiğini kırmayacak düzeyde kalın bezden bir ilmik takılır, tutuklunun boynu bu ilmiğe geçirilir ve temsili infaz gerçekleştirilirdi. Tutuklu tam boğulacağı sırada ip açılırdı.
COP SOKMA
Gardiyanlar copu zeytinyağına batırır ve yağlı copu tutuklunun makatına zorla sokardı. Sonra bu copu kendisine ya da bir başka tutukluya yalatırlardı.
ÇEK-ÇEK
Tutuklu çırılçıplak soyundurulur ve erkeklik organına bir ip takılırdı. Gardiyan ipin diğer ucunu alıp hızla koşar, tutuklu da zorunlu olarak gardiyanın peşinden koşar.
LAĞIM SUYUNA SOKMA
Tecrit bölümünün alt katındaki bazı tuvaletlerin delikleri tıkanır. Hücrelerin pisliği ve lağım suları burada biriktirilir, diz boyu kadar oluşturulan pisliğin içine tutuklu atılır ve pislik yedirilirdi.
KİTAP OKUMA
Koğuşta bir tutuklunun eline kitap verilir, tutukluya avazı çıktığı kadar yüksek sesle tek tek sözcükler okutulurken, diğer tutuklular bu sözcükleri tekrarlarlardı. Sabahtan akşama kadar yapılan bu işlem sırasında, tutuklular ayakta durmak zorundaydı.
MARŞ SÖYLETME
Cezaevinde bulunan herkes elli’yi aşkın marşı ezberlemek zorundaydı. Bu marşlar tutukluların ses telleri tahriş oluncaya kadar söyletilirdi.
ÖL DEDİĞİMDE
Tutuklu havalandırmanın orta yerine çıkarılır, hazır ol durumuna geçirilirdi. Gardiyanın “öl” komutuyla tutuklu kaskatı, eklemlerini kırmadan yere düşürülürdü. Bu işlem gardiyanın keyfine göre tekrarlanırdı.
SİGARA İÇİRME
Bunun çok çeşitli yöntemleri vardı. En çok uygulananları şunlardı: Koğuşta kalan tutukluların eline beş adet sigara verilir, sigaraların tümü yakılarak devamlı ağzında tutulurdu. Gardiyanın “çek-bırak” komutuyla sigaralar bitinceye kadar içirilir, sigaralar-filtreleri dahil- tutuklulara yedirilirdi. Bu sırada koğuş pencereleri kapatılır, havasızlık ve dumanla boğulma ortamı yaratılırdı.
BANYO
Tutuklular çırılçıplak soyundurulur ve tek sıra halinde banyoya götürülürdü. Banyoda sabun kullanılmazdı. Hortumla tazyikli su tutukluların üzerine fışkırtılırdı. Daha sonra tutuklular koridora çıkarılır, “Yat-sürün” komutuyla tutuklular yerlerde süründürülerek koğuşlarına götürülürdü.
SAYIM DÜZENİ
Tutuklular günde en az beş kez sayılırdı. Her sayımdan önce, tutuklular sayım düzenine geçer, sayım talimi yaptırılır, yüksek sesle tekmil verilir, rahat-hazır ol ile, çöker kalkarlardı.
GECE NÖBETİ
Geceleri her koğuşta mevcuda göre 2-7 kişiye kadar tutukluya sırayla nöbet tutturulurdu. Nöbet sırasında devriye gezen gardiyanlar, koğuşun mazgal deliğini açar, nöbetçi tutuklunun mazgaldan dışarı elini uzatmasını ister, tutuklunun ellerine cop veya kalasla istediği kadar vururdu.
LOKOMOTİF
Tutuklular havalandırmaya çıkarılır, İki kişi çırılçıplak soyundurulur, bunlardan birisi domalıp iki eliyle diz kapaklarını tutar, diğeri de arkadan bunu kucaklardı. Gardiyanın “uygun adım marş” demesiyle her iki tutuklu havalandırmada dolaşırlar, diğer tutuklular zorunlu olarak bunları izlerdi.
PİSLİK YEDİRME
Her havalandırmanın ortasında bir lağım çukuru vardı. Lağım suları ve insan pislikleri burada toplanırdı. Tutuklulara bu çukurdan avuç avuç pislik alıp yemeleri istenirdi.
İŞEME
Havalandırmada bir tutuklunun yere yatması istenir, diğer tutuklulara, yerde yatan tutuklunun yüzüne işemesi istenirdi..
TECAVÜZ
Cezaevinde görev yapan gardiyanlar, genç tutuklulara merdiven altlarında zorla tecavüz ederlerdi. Ayrıca iki tutuklu çırılçıplak soyundurularak birbirlerine tecavüz etmeleri istenirdi.
HASTANE
Hastanede de cezaevindeki kurallar geçerliydi. Hasta, tuvalete götürülmez, yatakta da hazır ol vaziyetinde yatardı.
VEREM
Veremlilerle, sağlam tutuklular birbirinden tecrit edilmez, aynı kapta yemek zorunda bırakılırdı. Aynı battaniyenin altında yatırılırlardı. Veremlilerin balgamları tahlil yapılacak bahanesiyle toplanır, karavanadaki yemeklere karıştırılır ve bu yemekler tüm tutuklulara yedirilirdi.
AYAKTA BEKLETME
Bu yöntem cezaevinde her gün geçerliydi. Sabah saat 05’den akşam 17-19’a kadar tutukluların oturması yasaktı.
KONUŞMA YASAĞI
Koğuş içindeki iki kişinin birbiriyle konuşması, tutuklunun gülmesi ve düşünür gibi görünmesi yasaktı. Böyle bir suçu işleyen tutuklulara yukarıdaki işkence yöntemleri uygulanırdı.
GECE BASKINI
Nöbetçi subay ve gardiyanlar, gece geç saatte tutukluların koğuşuna girerek, uyku sırasında tutuklulara cop veya kalaslarla dayak atarlardı.
AVUKAT-ZİYARET DAYAĞI
Avukat görüşmesine ve diğer görüşmelere gidip gelirken tutuklulara dayak atılırdı. Görüşlerde hiçbir şey konuşulmaması tembih edilirdi. Tutuklular avukatlarıyla savunma konusunda görüş alışverişinde bulunamazlardı.
MAHKEME DAYAĞI
Tutuklular mahkemeye götürülürken cenaze arabasına bindirilirlerdi. Elleri arkadan kelepçeli olurdu. Cenaze arabasına binerken ve çıkarken gardiyanlar tarafından dövülürlerdi.
Sağlık İçin Kızılötesi Karbon Isı Boyası
Canlıların, özellikle de insanların sağlıklı yaşayabilmek için kızılötesi ışınlara ihtiyaçları vardır. Ancak bir aylık bir sürede yoğun bir şekilde alınan güneş ışınlarının depolanması mümkün değildir. On iki ay boyunca alınacak terapi kalitesindeki kızılötesi ışınlar ise sayısız fayda sağlar.
- Hücre sisteminin yenilenme gücünü artırır,
- Kan dolaşımını hızlandırır,
- Kronik yorgunluğu azaltır,
- Bağışıklık sistemini güçlendirir,
- Astım, alerjik rinit gibi solunum yolu rahatsızlıkları olan hastalar için en sağlıklı ısıtma sistemidir,
- Kas ağrıları, sırt ağrıları ve eklem rahatsızlıklarını azaltır,
- Bazı kanser türlerinin gelişimini engelleme özelliğine sahiptir,
- Şeker hastalıklarının yan etkilerini azaltır,
- Fizyoterapi tıp merkezlerinde doğrudan kullanılır.
Tıbbi araştırmalar, uzun dalga boyundaki ışınların terapi etkisi yaptığını, hiçbir zararlı yan etkisinin olmadığını ve insan vücudu için en uygun sıcaklığı sağladığını göstermiştir. Uzun dalga boyunda, terapi kalitesindeki kızılötesi ışınlar ile ısıtma sistemi olarak geliştirilmiş olan SRN Kızılötesi Isı Boyası, güneşin altında ısınma hissini on iki ay sağlamaktadır. SRN Kızılötesi Isı Boyası, uygulandığı ortamı sadece ısıtmakla kalmaz; aynı zamanda bir fizyoterapi merkezine çevirerek, içinde yaşayanların sağlığına katkıda bulunur.
Uzun dalga kızılötesi, radyan ısıdır; yüzünüzde güneşin veya odun ateşinin sıcaklığını hissetmekle aynı histir. Hatta kendi vücudumuzun da yaydığı ısı türüdür. İnsanlığın bildiği en temel ısınma şeklidir. Önce objeleri ısıttığı, ısınan objelerin de ısı yayarak çevreyi sıcak tuttuğu için binlerce yıldır tercih edilmiştir.
Bugün, yüksek enerji verimliliğine sahip SRN Kızılötesi Isıtma Teknolojisi, estetik ve konforlu bir şekilde radyan ısıyı çevre dostu olarak kolayca tekrar kullanabilmemizi sağlamaktadır.
Geçtiğimiz yüzyılda insanoğlunun konforlu olması sebebiyle tercih ettiği konvansiyonel ısıtma sistemlerinin (petek, klima vb.); yakın gelecekte yerini tekrardan kızılötesi ısıtma sistemlerine bırakması kaçınılmazdır.
SRN KIZILÖTESİ KARBON ISI BOYASI HAKKINDA BAZI BİLGİLER
- SRN Kızılötesi Isı Boyası havayı kurutmaz ve havayı değil sizi ısıtır.
- 24 V Elektrik ile çalışan Kızılötesi Isı Boyası sistemi yenilenebilir enerji kaynaklarıyla kombine çalışabilir. (Güneş ve Rüzgar enerjisi)
- SRN Kızılötesi Isı Boyası Üstüne duvar kağıdı,sıva ve boya gibi ürünler ile uygulanabilir özelliklere sahip bir üründür.
- SRN Kızılötesi Isı Boyası’nın boyandığı ortamda nem ve küf olmaz.
- SRN Kızılötesi Isı Boyası mekanik tesisat ve bakım gerektirmeye bir üründür.
- SRN Kızılötesi Isı Boyası anında ısınma ve homojen ısı dağılımı sağlar.
- SRN Kızılötesi Isı Boyası sağlıklıdır, nefes hastaları (bronşit vb) için en uygun ısıtma teknolojisidir.
- Su bazlı karbon kaplamalar ek veya ana ısıtma da mükemmel olarak kullanılabilir.
- Pars alüminyum tozu,pars bakır tozu,Pars Çinko Tozu,Pars Grafit Tozu,Pars Kurşun Tozu,Pars demir tozu,pars kurşun oksit,pars kurşun oksit sülyen,pars kurşun oksit mürdesenk,pars fire assay flux,pars nitrik asit,pars hidroklorik asit,pars sülfürik asit,pars hidrazin hidrat,pars kaolin,pars sepiyolit,sunsep,sundiyo,sunmag,pars zeolit,pars 67 mangan dioksit,pars85 mangan dioksit,hadjin yılan kovucu,parsvet yara tozu,pars lime sülfür,nanotozlar,yemkat.com,sunshield kaolin,sunshield sıvı kaolin,pars silisyum karbür,silisyum karbür,dmr74 mangan dioksit,pars magnezyum sülfat,pars magnezyum sülfat anhidrat,pars magnezyum sülfat monohidrat,pars magnezyum oksit,pars bakır sülfat,pars demir sülfat monohidrat,pars kalay sökücü,pars nikel sökücü,süren vollastonit tozu,pars volfram tozu,pars molibden tozu,pars antimon oksit,pars potasyum hidroksit,pars potasyum silikat,kimyadeposu.com,claypacks.com,demsil silikajel,demsil kil paketi,demsil nem alıcı,nemal nem alıcı,pars sodyum metabisülfit,pars sodyum bisülfat,pars magnezyum nitrat,pars sodyum persülfat,pars kalsiyum sülfat,pars kalsiyum sülfat dihitrat,pars hayvan altlığı,pars sodyum lignosülfonat,pars maden tozları,pars metal tozları,pars yem katkıları,pars nanotozlar,pars çinko oksit,sunshield sıvı kaolen,süren titanyum tozu,pars bakır oksit,demsil silikajel,süren otocam çizik giderici,pars seryum oksit,süren ferro vanadyum tozu,pars spekülarit,süren bit-pire kovucu,süren bakır tozu,süren teknoloji,bakır tozu,
- DMRSÜREN KİMYA LTD.ŞTİ
- 05523307100-05325466184
- www.kimyadeposu.com,www.claypacks.com,www.nanotozlar.com,www.netyerim.net
- www.potasyumsilikat.net,www.kursunoksit.com,www.parsman.com.tr,www.parsgrafit.com.tr
- www.parox.com.tr,www.sepiyolit.net,