Sağlık

Doyurur ama beslemez!

Paylaş:

Ata tohumlarımıza tümden veda ediyoruz. Hükümetten teşvik alamayan çiftçi yerli tohumdan mecburen uzaklaşacak ve GDO’lu tohum kullanımı artacak.

Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik, “2018’de sertifikalı tohum kullanmayan destek alamayacak. Yağmurlama ve damlama sistemi kurmayanlara da destek verilmeyecek. Çünkü kaynaklarımızı en verimli şekilde kullanmak zorundayız” dedi.

Bakan Çelik’in katıldığı “Milli Tarımda Tohumculuğun Rolü ve Geleceği” konulu çalıştay*da yaptığı açıklamanın ardından konuyu meclise taşıyan CHP Bursa Milletvekili Orhan Sarıbal, “Bitkisel üretimin ve gıda zincirinin ilk halkası olan tohum, üretimi etkileyen önemli bir girdidir. Yüksek verimli, hastalık ve zararlılara karşı dayanıklı, ekolojiyle uyumlu olması, tohumda aranılan başlıca özelliklerdir.” diyerek yerel tohum kullanmanın önemini vurguladı.

Sarıbal Anadolu coğrafyasının çok sayıda endemik bitki barındırdığı halde çiftçimizin çok uluslu şirketlerin elinde bulunan hibrit(melez) tohuma mahkum edildiğini öne sürdü. Sarıbal, Türkiye’de 600’ün üzerinde tohum firmasının bulunduğunu, yüzde 90’ının ise tek bir tohum çeşidini ithal edip piyasaya sattığını vurguladı.

Tohumcular Birliği’nin “çiftçi”den kastının endüstriyel üretim yapan büyük işletmeler olduğunu söyleyen Sarıbal, “Tarım” dediğinin ise birçoğu çokuluslu şirketlerden oluşan kendi üyeleri olduğunu vurguladı.

Türkiye’nin 2015 yılı tohum ihracat değerinin 103 milyon, ithalatının ise 202 milyon dolar olduğunu belirten Sarıbal, sertifikalı tohum kullanımından esas kârlı çıkacakların bu tohumların sertifikasını elinde tutan çokuluslu şirketler olacağını açıkladı.

Sendika.Org’a konuşan Ziraat Mühendisleri Odası İstanbul Şube Başkanı Ahmet Atalık ise bu uygulamanın biyolojik çeşitliliği daraltacağını söyleyerek “Biyolojik çeşitliliğin daralması da insanların karnının doyması ancak mikrobesin açlığı çekmesi anlamına gelir. Bu da şu demek: Doyarız ama sağlıklı olamayız” dedi.

2006’da çıkarılan Tohumculuk Kanunu ile neler değişti?

Atalık;
“2006 yılında çıkarılan Tohumculuk Kanunu ile öncelikle çiftçinin kendi geliştirdiği çeşitleri satması engellendi. Çiftçinin elde edebileceği bir geçim kaynağı kesilmiş oldu.
Şimdi ikinci aşamasında getirilen bu sertifika konusu nedeniyle alabileceği teşvikler de engellenecek”

Şirketlerin tohum üzerindeki egemenliğinin artmasıyla biyoçeşitliliğin daraldığını vurgulayan Atalık, “Beslendiğimiz gıda yelpazesi küçülmüştür. Bu getirilen uygulamalarla çiftçinin yeni çeşitler geliştirmesi üzerinde olumsuz etkiler yaratcağından biyoçeşitlilik daha da daralacaktır. Biyolojik çeşitliliğin daralması da insanların karnının doyması ancak mikrobesin açlığı çekmesi anlamına gelir. Bu da şu demek: Doyarız ama sağlıklı olamayız” dedi.

Tohum Piyasasında Tekelleşme

Pazarın yüzde 40’tan fazlasına 4 şirket hakimse bu durum ekonomistler tarafından tehlikeli boyutta bir tekelleşme olarak yorumlanır.

Tohumculukta 3 tane çok uluslu şirket 39 milyar dolarlık küresel tohum pazarının yüzde 55’ini elde tutuyor.

CHP Bursa Milletvekili Orhan Sarıbal da şu verilerle tekelleşmeye dikkat çekti: “Günümüzde GDO’lu tohumlar altı büyük şirket tarafından geliştirilmektedir: Monsanto (ABD), DuPont (ABD), Syngenta (İsviçre), Dow (ABD), Bayer (Almanya) ve BASF (Almanya). Bu altı şirket yaklaşık 50 milyar dolarlık küresel ticari tohum pazarının yüzde 63’ünü kontrol etmektedirler.”
Sertifikalı tohum gibi çalışmalar yerine çeşitliliğin geliştirilmesini teşvik edilmesi gerektiğine vurgu yapan Atalık “Son olarak; atalık tohumlarımızın yerleri tohum bankaları değil tarlalardır, bahçelerdir. Bunları da en iyi kullanacak, geliştirecek olanlar da köylüler ve çiftçilerdir. Bu nedenle çeşitliliği geliştirecek bu yöndeki imkanlar genişletilmelidir. Sermayenin talepleri doğrultusunda hareket edilmemelidir” dedi.

Sarıbal ise iktidarın yerel tohumların kökünü kazımaya yönelik çabalarını durdurması gerektiğini “Sertifikalı tohum yerine yerel tohumun ıslahına ağırlık verilmeli; çiftçiler bilgi ve parasal desteklerle yerel tohum üretimi için teşvik edilmelidir. Kısacası doğa ve insan dostu üretim modelleri olan sürdürülebilir tarım/gıda sistemlerinin yaygınlaştırılmasına çalışılmalıdır” sözleriyle ifade etti.*“Milli Tarımda Tohumculuğun Rolü ve Geleceği” konulu çalıştay, Tohum Sanayicileri ve Üreticileri Alt Birliği (TSÜAB) tarafından Antalya’daki bir otelde gerçekleştirildi.

Kaynak: sendika14.org

Paylaş:

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

Başa dön tuşu