Faik Öztrak: Artık ‘yeniden IMF kapısına gitmekten’ bahsediyorsa sorumlusu Erdoğan’dır

HP Sözcüsü Faik Öztrak, CHP Merkez İdare Şurası (MYK) toplantısının akabinde basın toplantısı düzenledi. Gündemi kıymetlendiren Öztrak, şunları söyledi:

* “Kurulumuzun gündeminde, seçim sathı mailinde yaptığımız çalışmalar ve milletimizin tertemiz oylarına halel gelmemesi için, sandık güvenliğiyle ilgili hazırlıklarımızın kıymetlendirilmesi vardı. Toplantımızda, ucube Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminin, ülkemizde sebep olduğu devlet krizini ve ekonomik krizi, bu krizlerin milletimizin sırtına yüklediği ağır faturayı ve bundan süratle kurtulmak için atılacak adımları da ele aldık.

“MİLLETİMİZİN, CUMHURİYETİMİZİ GERÇEK BİR DEMOKRASİYLE TAÇLANDIRMASINA 26 GÜN KALDI”

* Hafta sonunda, Balkanlarda, 9 ülkede belediyelerimiz, kardeş belediyeleriyle iftarlar düzenledi. Genel Liderimiz ve 13. Cumhurbaşkanı adayımız Kemal Kılıçdaroğlu Kırcaali’deki iftarda tüm bu belediye liderleriyle birlikte Bulgaristan’da yaşayan soydaşlarımız ve yöre halkıyla buluştu. Bulgaristan’daki soydaşlarımızla yapılan iftara coşkulu iştirakleri nedeniyle soydaşlarımıza ve yöre halkına bir sefer daha teşekkür ediyoruz. Milletimizin, Cumhuriyetimizi gerçek bir demokrasiyle taçlandırmasına 26 gün kaldı.

“CUMHURİYETİMİZİ KURAN AZİZ MİLLETİMİZ, 14 MAYIS’TA YENİ BİR TARİH YAZACAK”

* Bundan bir asır evvel Gazi Mustafa Kemal Atatürk önderliğinde; yedi düvele baş tutan, emperyalizme karşı ebedi Genel Liderimiz Mustafa Kemal Atatürk’ün önderliğinde, tarihin gördüğü en süper zaferlerden birini kazanan, Cumhuriyetimizi kuran aziz milletimiz; 14 Mayıs’ta yeni bir tarih yazacak. Kopkoyu bir istibdada dönüşen bu ucube rejimi, demokratik yollarla, sandıkta konutuna gönderecek. Saray Hükümetinin misyonda durduğu her dakika milletin aleyhine işliyor. O koltuklarda oturdukları her dakikada milletimizin sırtına yeni yükler yükleniyor. Ve milletimiz kendini unutan, halini görmeyen, sesini duymayan, beyin mevti gerçekleşmiş şahsım hükümetinin tasdiknamesini sandıkta eline tutuşturmak için Millet İttifakı’nın adayı sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nu bu ülkenin Cumhurbaşkanı seçmek, CHP’yi de birinci parti yapmak için artık gün sayıyor.

“İŞSİZLİK ORANINDA DÜNYADAKİ RAKİPLERİMİZİN ORTASINDA SURİNAM, TANZANYA, BELİZE VAR”

* 21 yıllık bir hükümetten beklenen yaptıklarıyla konuşmasıdır. Hükümetlerin başarısı, öncelikle iş arayan vatandaşlarına ne kadar iş bulabildiğiyle ölçülür. Şubat ayı datalarına nazaran ülkemizde gerçek işsiz sayısı, bir yılda 948 bin kişi artmış. Gerçek işsizlerin sayısı, 8 milyon 941 bin bireye ulaşmış. Bu sayı dünya üzerindeki 98 ülkenin nüfusundan fazla… İşsizlik oranında dünyadaki rakiplerimizin ortasında Surinam, Tanzanya, Belize var.

“İŞSİZLİĞİ BU YIL YÜZDE 5’E YANİ GERÇEKLEŞENİN YARISINA DÜŞÜRME KELAMI VERMİŞLERDİ”

* Mevsim tesirlerinden arındırılmış işsizlik oranı yüzde 10. Halbuki sarayın kibirlisi ve onun maharetsiz takımları işsizliği bu yıl yüzde 5’e yani gerçekleşenin yarısına düşürme kelamı vermişlerdi. Bunu devletin planlarına da ‘hedef’ diye yazmışlardı. Tutturamadılar. Milletimize verdikleri kelamı tutmadılar. Milletimizi işsizliğe ezdirdiler.

“ÇALIŞANLARIN YARISINDAN FAZLASI MİNİMUM FİYATLA YA DA CİVARINDA BİR FİYAT KARŞILIĞINDA GECE GÜNDÜZ ÇALIŞIYOR”

* Bu ülkede çalışmayan fakir ancak çalışan da yoksul… Ülkede çalışanların yarısından fazlası taban fiyatla ya da civarında bir fiyat karşılığında gece gündüz çalışıyor. Pahalılık o kadar fazla ki minimum fiyat ilan ediliyor, lakin bir ay bile dayanamıyor. Açlık sonunun altına düşüyor.

“MİLLET ETİ BIRAKIN TENCERESİNDE, DÜŞÜNDE BİLE GÖRMEZ OLDU”

* Sarayın kibirlisi, ‘Faiz sebep, enflasyon sonuç’ dedi paramızı pul etti. Hayat pahalılığı aldı başını gitti… Soğanın kilosu 30 lira oldu. Kıymanın kilosu 300 lirayı geçti. Millet eti; bırakın tenceresinde, hayalinde bile görmez oldu. Mutfak yangın yeri…

* Millet için artık ‘gezmek’, en ucuz meyve sebzeyi bulmak için market market, pazar pazar dolaşmak oldu. Ramazan geçiyor… Millette iftarı, sahuru düşünecek hal kalmadı. Ramazan pidesi, güllaç, iftar için bir hurma artık milletimize lüks oldu. Erdoğan, hem mutfakları ateşe verdi hem de gençlerimizin, orta direğin bir mesken, bir otomobil umutlarını soldurdu.

“NEBATİ BAKANI KISA MÜHLET EVVEL BU SEÇİME ‘TEK HANELİ ENFLASYONLA’ GİDECEĞİMİZİ SÖYLÜYORDU”

* Emeklinin, bayramdan bayrama aldığı ikramiye de bu beceriksizlerin elinde pul oldu. Genel Liderimiz Kemal Kılıçdaroğlu’nun zoruyla verdikleri 1000 lira bayram ikramiyesiyle birinci çıktığında 3 çeyrek altın alınıyordu. Bugün emeklinin bayram ikramiyesiyle 1 tane bile çeyrek altın alınamıyor. Saray, enflasyonu yaptıklarıyla bile isteye yüzde 19’dan yüzde 80’lere fırlattı. Dar gelirli vatandaşlarımızı ezim ezim ezdi.

* Milleti enflasyon canavarının dişlerinin ortasına bile isteye attı. Artık tıpkı Erdoğan çıkıyor, meydan meydan; ‘Hayat pahalılığını biz çözeceğiz’ diyor. O denli çok uzaklara gitmeye gerek yok. Sarayın Nebati Bakanı kısa müddet evvel bu seçime, ‘Tek haneli enflasyonla’ girileceğini söylüyordu. An itibariyle enflasyon yüzde 50’nin üstünde. Millet bunların hangi dediğine inanacak. Millete verdikleri kelamları tutmayanlara artık milletin itimadı kalmamıştır. İtimat, ruh üzeredir. Terk ettiği vücuda asla geri dönmez. Sorunun sebebi olanlar, tahlilin adresi olamaz.

“BANKALARDA DOLAR KURU 20 LİRAYI GEÇTİ”

* Tıpkı bayrak üzere, marş üzere ülkemizin gücünü simgeleyen Türk liramızın pahası, Merkez Bankası’nın art kapısından satılan milyarlarca dolara karşın her gün yeni bir taban görür oldu. Bankalarda dolar kuru 20 lirayı geçti. Bankaların piyasadan döviz almasına hudut getirildi. Birinci çıktığında 200 liralık banknot arasan bulunmazdı. Artık bankomatlardan yeni basılmış, seri halinde, gıcır gıcır 200 liralıklar geliyor.

* Seçim öncesinde para matbaasına yetiştirmek için Almanya’dan kağıt getiren TIR sayısı üçe katlanmış. Yetkililer ‘Aman kağıt üretimi kesilmesin’, ‘Aman taşımada sorun çıkmasın’ diye firmalara ihtarlarda bulunuyormuş. Bu kadar para basmaya karşın, esnaf hala ‘Çarşıda pazarda para yok’ diye şikayet ediyor. Neden? Zira bu saray imalatı enflasyona para yetiştirmek mümkün değil.

“BOZUK PARANIN MALİYETİ KIYMETİNDEN FAZLA OLUNCA İÇİNDEKİ METALLERİ DÜŞÜRDÜLER”

* Paramız pul oldu… Lafın gelişi değil paramız sahiden de pul oldu. Bozuk paranın maliyeti kıymetinden fazla olunca içindeki metalleri düşürmeye başladılar. Bozuk parayla çalışan makineler de bu sefer parayı tanımıyor. Makinelere harıl harıl yine ayar çekiliyor. Paramızın ayarı kalmadı. Bozuk parayı hakikaten bozdular.

“SARAY CARİ AÇIKTA SON 10 YILIN REKORUNU KIRDI”

* Cari açık aldı başını gitti. ‘Faizi düşürüp, cari fazla vererek büyüme’ safsatasıyla yola çıkan saray, cari açıkta son 10 yılın rekorunu kırdı. Bütçe açığı da aldı başını gidiyor. Birinci üç ayda gerçekleşen bütçe açığı 250 milyar lirayı aştı. Bu açık, ikiye katlanan faiz hariç harcamalardan kaynaklanıyor. Birinci 3 ayda; ‘Hazine’ye yükü yok’ dedikleri, KKM’ye ödenen para 2 milyar 154 milyon lira olmuş. Birebir periyotta, ‘Bir kuruş vermeden yapıyoruz’ dedikleri döviz garantili KÖİ’lere ödedikleri para ise yüzde 115 artışla 12 milyar 488 milyon liraya olmuş.

“BUGÜNE KADAR ÖDEDİĞİ PARA 12 MİLYAR 645 MİLYON DOLARA ULAŞMIŞ”

* Bu hükümetin, ‘Milletin cebinden bir kuruş çıkmayacak’ diye anlattığı Pi-Pi-Pi diyerek caka sattığı Kamu-Özel İşbirliği Projelerine dolarla avroyla verdiği garantiler karşılığında bugüne kadar ödediği para 12 milyar 645 milyon dolara ulaşmış. Bu parayla 31 tane Fatih Sultan Mehmet Köprüsü yahut 4 tane Yavuz Sultan Selim Köprüsü yahut 3 tane Atatürk Barajı yapılırdı. Bunu yapanların bizi hesap bilmemekle suçlaması, nitekim artık akılla ve izanla bağdaşmıyor.

“HEDEFİN 3 KATINI GEÇEREK 2 TRİLYON TL’Yİ AŞACAK”

* Bu hükümet gitmezse ve bütçe açığı bu süratle giderse yıl sonunda, amacın 3 katını geçerek 2 triyon TL’yi aşacak. Merkez Bankası’nın rezervleri ise son dört haftada 7 milyar dolar eridi. Banka’nın döviz kasası 47 milyar dolar açık veriyor. Rezerv yok, lakin memlekette açık çok… Hal bu türlü olunca Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası, Kapalıçarşı’da tekerlekli demir sandıklarla dolar topluyor.

* İktisadın neresini tutsanız elinizde kalıyor. Fakat sarayın umurunda değil. İstanbul; Global Finans Merkezleri Endeksi’nde 6 ayda 13 sıra gerileyerek 90. sıraya kadar düşmüş. Lakin bu beyefendiler, ‘Finans Merkezi açılışı’ deyip binaların kapılarında kurdele kesiyorlar. Bina yaparak finans merkezi olunmaz. İnançla finans merkezi olunur. Erdoğan dün çıkmış, ‘Ekonomide problem varmış… Yoo… Biz pek iyiyiz’ diyor. E artık bir karar verin. Üç gün evvel ‘Hayat pahalılığını ben çözeceğim’ diye ortalara döküldünüz. Üç gün sonra ‘Ekonomide hiçbir sorun yok’ diyorsunuz. Bir o denli, bir böyle… Açıkça karşılık verin; bu iktisatta sorun var mı, yok mu? Muhakkak ki, sarayın iktisadında hiçbir sorun yok. Maşallah prestijden tasarruf olmaz deyip, israftan en küçük bir tasarruf yapmıyorlar.

* Sarayın ve bakanlarının, altlarında devletin uçakları, devletin otomobilleri, açılış kisvesi altında, devletin, milletin parasıyla; valileri yanlarına alıp, Cumhurbaşkanlığı ve partileri için seçim propagandası yapıyorlar. Hazinenin ‘Seçimde adil bir yarış olsun’ diye, partiye verdiği paralar da ceplerine kalıyor. Evet, bu ülkede sorun saray ve yanaşmalarının sorunu değil. Bu ülkede sorun onların sorunu değil. Bir konutta dört kişi çalıştığı, alın teri döktüğü halde, açlık hududundan çıkıp yoksulluk sonuna dahi ulaşamayan ailelerin sorunu. Bu kepazeliğin, bu beceriksizliğin sorumlusu sarayın kibirlisi, bunların üstünü örtmek için on parmağında on kara gerçekleri söyleyenlere sürmeye kalkıyor.

“MAHALLEDE HENGAME ÇIKARMAK İÇİN TÜKÜRÜP KAÇAN ARSIZ ÇOCUK MİSALİ, İFTİRALARINI SIRALAMIŞ”

* Dün tekrar bol bol atıp tutmuş. Mahallede hengame çıkarmak için tükürüp kaçan arsız çocuk misali, iftiralarını sıralamış. Hiç kendini yormasın. Genel Liderimiz Kemal Kılıçdaroğlu Cumhurbaşkanı olacak, Türkiye yine inanç duyulan bir idareye kavuşacak. Adalet, hak, hukuk gelecek. Kral değil kural olacak. Plan olacak, program olacak. Ülkemizin büyük potansiyeli harekete geçecektir. Saydam, millete hesap veren, sürdürülebilirliği, etrafa saygıyı önceleyen politikalarımız yerli yabancı tüm yatırımcılara itimat vermektedir. Kemal Kılıçdaroğlu’nun Cumhurbaşkanlığında milletimiz evvel feraha çıkacak sonra refaha ulaşacak.

“VATANDAŞIN CEBİNDEN ALIP FAİZ LOBİLERİNİN TEFECİLERİN CEBİNE KOYAN KİM?”

* Madem ‘tefecilerden’, madem ‘faiz lobilerinden bahsedeceğiz, o vakit devletin resmi datalarıyla de soracağız. Misyonda olduğu 21 yılda bütçeden 537 milyar 574 milyon doları vatandaşın cebinden alıp faiz lobilerinin tefecilerin cebine koyan kim? Vatandaşın cebinden faiz lobilerinin kasasına hortum döşeyen, her ay 2 milyar 212 milyon doları, her gün 72 milyon 743 bin doları, her saat 3 milyon 30 bin 974 doları faiz lobilerinin cebine aktaran kim? Siz evvel bu soruların cevabını vereceksiniz lakin ondan sonra meydanlarda millete nutuk çekeceksiniz.

“BİZİM YAZDIĞIMIZ PROGRAM SAYESİNDE…”

* Bir de, bize ‘IMF ile pazarlık yaptı’ demiş. Bizi kendisiyle karıştırmış. Biz Dünya Ekonomik Forumu Toplantılarına iştirak kisvesi altında, muhalefetteyken Beyaz Saray’a art kapıdan girenlerden olmadık, olmayız. Sermayesini verdiğimiz Türkiye’nin ortağı olduğu Milletlerarası Para Fonu’yla kendisine verilen muhalefeti de dinleme misyonu çerçevesinde zımnî gizli değil alenen görüşürüz. Görüştük. Biz ülkemizi ekonomik krize sokmayız, krizden çıkarırız. Ülkemizi IMF kapısından kurtaran ‘Türkiye’nin Güçlü İktisada Geçiş Programı’nı’ yazan ve uygulayan gruptaki Hazine Müsteşarı olarak söylüyorum. Aslında bunu en yeterli Erdoğan bilir.

* Erdoğan iş başına geldiğinde bizim yazdığımız program sayesinde iktisatta temizlenmiş bir yolu ve ibresi büyümeye dönmüş bir ekonomiyi kucağında buldu. Artık Erdoğan ‘Yeniden IMF kapısına gitmekten’ bahsediyorsa, bunun sorumlusu 21 yıldır ülkeyi yönetendir. Ülkeyi IMF kapısına süratle yaklaştıran iktisadımızı buhrana sokan Erdoğan’dır.

“ÖDEDİM DEDİĞİ BORCUN 10 MİLYAR DOLARINI DA 2005 TARİHLİ STAND-BY MUAHEDESİYLE ALAN DA ŞAHSEN KENDİSİDİR”

* Güçlü iktisada geçtikten sonra hazırlanan sağlam temeller üzerinde ıslahatları yapmayan, sıcak paracılara ülkeyi teslim eden, gelen parayı da ranta, betona gömerek yıllarını geçiren ‘Faiz sebep, enflasyon sonuç’ safsatasıyla ekonomiyi daha evvel görülmemiş bir krizin içine sokan şahsen Erdoğan’ın kendisidir. Dahası meydanlarda ‘IMF borcunu ödedim’ diye anlatıyor. Lakin ödedim dediği borcun 10 milyar dolarını kendisinin alıp kullandığını söylemiyor. Şayet Erdoğan, ‘Bu ülke bir daha misal zorlukları yaşamasın’ diyorsa, yapması gereken aşikardır. 15 Mayıs sabahında milletin iradesine hürmet gösterecek bavulunu toplayıp milletin kelamını ikiletmeyecek, saraydan ayrılıp işi erbabına bırakacaktır.

“MİLLETİMİZE ‘2023’TE 2 TRİLYON DOLAR ULUSAL GELİR’ KELAMI VERDİ. BUNUN YARISINI BİLE TUTTURAMADI”

* Erdoğan meydanlarda milletin gözünün içine baka baka verdiği ‘Sözleri tutmaktan’ bahsediyor. Bunlar, vatandaşların aklıyla alay etmeyi kendilerine meslek edinmişler. Erdoğan 2011 yılında seçime giderken 2023 Cumhuriyetin Yüzüncü Yılı Hedefleri’ dedi. Milletimize ‘2023’te 2 trilyon dolar ulusal gelir’ kelamı verdi. Bunun yarısını bile tutturamadı. 1 trilyon dolara dahi ulaşamadı. Şimdilerde ‘Milli geliri 5 yıl sonra 2028’de 1,5 trilyon dolara çıkarmaktan’ kelam ediyor.

* Tıpkı Erdoğan, ‘Kişi başına geliri 25 bin dolar yapacağım’ dedi. Bunun da yarısını bile tutturamadı. 10 bin dolarlarda kaldı. Bir de bununla caka satmaya kalktı. Erdoğan artık millete verdiği kelamları tutmayan ancak hala böbürlenmeye kalkan müflis bir siyasetçidir. Söylemediğimiz lafları ‘Böyle söylediler’ diye anlatıp kendi kelamlarının üstünde tepinecek kadar düşmüş vaziyettedir.

“KEMAL KILIÇDAROĞLU’NUN İSMİNİ TERÖRLE YAN YANA GETİRMEYE KALKIYOR”

* 21 yıldır misyonda olan hükümetin başının durumu sahiden de acıklı. Genel Liderimizin karşısına çıkamıyor. Gazeteci görünümlü ‘evet efendim, sepet efendimciler’ önünde kendi gölgesiyle boks yapıyor. Hain terör örgütünün hücum düzenlediği tek genel lider olan Cumhurbaşkanı adayımız Kemal Kılıçdaroğlu’nun ismini terörle yan yana getirmeye kalkıyor. Herkes haddini bilecek.

* Kuvayımilliye’den, Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti’nden neşet eden Türkiye’nin kurucu partisinin genel liderinin ismini terörle yan yana anmak kimsenin hakkı da haddi de değildir. Hele Oslo’da teröristle tıpkı masaya oturanların, terör elebaşına ‘Sayın’, şehide ‘kelle’ diyenlerin oy için terör elebaşının kardeşini devletin televizyonuna çıkaranların, Gaffar Müdür’ün katillerine, Konca Kuriş’i domuz bağıyla boğanlara terörist diyemeyenlerle iş tutanların kalkıp da bize söyleyebilecek hiçbir kelamı yoktur.

“HALA VAAT VERMEYE KALKIYORSA AYİNESİ İŞTİR KİŞİNİN, LAFA BAKILMAZ”

* 21 yıllık hükümet icraatıyla konuşur. Hala vaat vermeye kalkıyorsa, Ziya Paşa’nın dediği üzere, ‘Ayinesi iştir kişinin, lafa bakılmaz. Şahsın görünür rütbe-i aklı eserinde…’ denir. Bu Hükümetin beyin mevti gerçekleşmiştir. Artık siyasi mevta olmuştur. O kadar bitik vaziyetteler ki ellerindeki koca bir devlet aygıtı olmasına karşın seçim beyannamelerini bizim Millet İttifakı’nın Ortak Siyasetler Mutabakat Metninden kes yapıştır yaparak lakin yazabiliyorlar. Kaynak belirtmeyerek de apaçık intihal kabahati işliyorlar.

“NEDEN BUGÜNE KADAR MÜLAKATA SON VERMEDİNİZ?”

* Erdoğan’ın çakma seçim beyannamesinde Aile Takviyeleri Sigortası’ndan, Millet İttifakı’nın Cumhurbaşkanı Adayı Kemal Kılıçdaroğlu’nun gençlere yönelik vaatlerine kadar pek çok unsur aşırma, kes-yapıştır. Fakat söyledikleri her şey sırıtıyor. Örneğin vazifeye gelirlerse, kamuda işe alımlarda mülakat uygulamasına son vereceklermiş. Uygun de 21 yıldır yönetimdesiniz. Neden bugüne kadar mülakata son vermediniz? Neden çabucak artık değil de seçimden sonraya randevu veriyorsunuz? Yanlışsa neden uyguladınız? Doğruysa neden kaldırıyorsunuz? Bu soruların hiçbirine cevap yok.

“ERDOĞAN BİZDEN KOPYA ÇEKMEYE ÇOK ALIŞTI”

* ‘Oynamayı bilmeyen gelin ya yerim dar ya yenim dar dermiş.’ Erdoğan’ınki de o hesap. Lakin o kadar beceriksizler ki bir iş yapmaya kalktıklarında bin mağdur yaratıyorlar. Bu mağduriyetleri de iktidara geldiğimizde biz düzelteceğiz. Erdoğan bizden kopya çekmeye çok alıştı ancak milletimiz bir şeyin aslı varken çakmasına prestij etmez.

“15 MAYIS SABAHI ERDOĞAN GİDECEK MİLLETİN ADAYI KEMAL KILIÇDAROĞLU GELECEK”

* 15 Mayıs sabahı Erdoğan gidecek. Milletin adayı Kemal Kılıçdaroğlu gelecek. Bu ucube idaresi sandıkta alaşağı ederek ülkemizin ufkunu gerçek demokrasiyle, güçlü parlamenter sistemle aydınlatmak için daima birlikte çaba edeceğiz. Yalnızca Kemal Kılıçdaroğlu’nu 13. Cumhurbaşkanı yapmakla kalmayacağız. TBMM’de de birinci parti olacağız. Biz Cumhuriyet Halk Partisi’yiz. ‘Bilhassa kimsesizlerin kimsesi’ olan ‘Cumhuriyet’in’ partisiyiz. Yokluklar içinde olsa bile vatan ve hürriyet aşkıyla dünyaya baş tutan bu onurlu ‘Halkın’ partisiyiz.

“UMUDU DA TEKRAR YEŞERTMEK İÇİN GELİYORUZ”

* Biz, Kuvayımilliye’den, Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti’nden neşet eden umudun partisiyiz. ‘Umutsuz durumlar yoktur, umutsuz beşerler vardır. Ben hiçbir vakit umudumu yitirmedim’ diyen Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün partisiyiz. Dünyada eşine az rastlanır bir asrı aşkın mazisiyle, ceddinin bıraktığı onurlu mirasa sahip çıkan, genç fidanlarıyla büyüyen asırlık çınarız. Ve artık, cumhuriyetin ikinci yüzyılında Millet İttifakı’ndaki ortaklarımızla birlikte ayrılıklarımızı bir köşeye koyduk, omuz omuza verdik umudu da tekrar yeşertmek için geliyoruz.

“ÜLKEMİZİN HER KÖŞESİNE TEKRAR BAHARLAR GELECEK”

* 13. Cumhurbaşkanımız Kemal Kılıçdaroğlu olacak milletimizi evvel feraha çıkaracak sonra da refaha kavuşturacak. 13. Cumhurbaşkanımız Kemal Kılıçdaroğlu olacak, ülkemize yatırım yağacak. Beşere yakışır iş ve aş olacak. 13. Cumhurbaşkanımız Kemal Kılıçdaroğlu olacak sofralarımıza Halil İbrahim rahmeti gelecek. 13. Cumhurbaşkanımız Kemal Kılıçdaroğlu olacak ülkemizin çalınan sevinci, insanlarımızın çalınan gülümsemesi geri gelecek. 13. Cumhurbaşkanımız Kemal Kılıçdaroğlu olacak dışarı giden gençlerimiz ülkesine geri gelecek. Ne diyor Pablo Neruda: ‘Tüm çiçekleri koparabilirsiniz lakin baharın gelişini engelleyemezsiniz.’ 15 Mayıs sabahı, milletimize verdikleri kelamları unutanlar gidecek, kelamını tutacak olanlar gelecek. Milletimize kelam: Ülkemizin her köşesine yeniden baharlar gelecek. Ve milletimize kelam, ülkemizin her köşesine yeniden baharlar gelecek.” ANKA