
Açıklamaya göre, Turkcell Grubu 2016’da toplam 3.5 milyar TL yatırım yaparken; yılın son çeyreğinde Turkcell Grubu ve Turkcell Türkiye olarak hem gelir hem de FAVÖK’te, 2007’den bu yana en yüksek büyüme oranına ulaştı. Bu finansal sonuçlarla birlikte şirketin daha önce açıklamış olduğu 2016 yılı beklentilerini gerçekleştirdiğini belirten Turkcell Genel Müdürü Kaan Terzioğlu, “Operasyonlarımızdaki gelişmelerin yanı sıra bilanço ve risklerimizi de aktif bir şekilde yönettik. Yabancı para pozisyonumuzu 2015 yıl sonundaki 2 milyar dolar seviyesinden 2016 yıl sonu itibarıyla 125 milyon dolara düşürerek kur riskini de kontrol altında tutmayı başardık” dedi.
Şirketin hâlihazırda yüzde 41.45 ile azınlık paya sahip olduğu iştiraki Fintur için hisselerin satışı dahil olmak üzere, tüm alternatiflerin değerlendirildiği hatırlatılan açıklamada, “Bu strateji ve UFRS kuralları paralelinde, Fintur’u satış amaçlı elde tutulan duran varlıklar altında takip etmeye başladık” denildi.
Turkcell’in net finansman giderleri 2016 yılı dördüncü çeyreğinde 198 milyon TL (12 milyon TL net finansman geliri) olarak gerçekleşti. Buna temel olarak, 2015 dördüncü çeyrekte kaydedilen kur farkı gelirine kıyasla 2016 son çeyrekte kur farkı gideri kaydedilmesi sebep oldu. Kredilerden ve 4.5G borcundan kaynaklı faiz giderindeki artışın da bu sonuca katkısı oldu. 2016 yılında net faiz gideri, temel olarak kur farkı gideri ile krediler ve 4.5G borcundan kaynaklı faiz giderindeki artışın yanı sıra vadeli mevduat faiz gelirlerindeki düşüş sebebiyle 173 milyon TL (43 milyon TL net finansman geliri) olarak gerçekleşti.Turkcell açıkladığı 2017 grup hedeflerine göre; bu yıl gelirlerde yüzde 13 -15 büyüme öngörürken, FAVÖK marjı hedefi yüzde 32 -34 ve operasyonel yatırım harcamalarının gelirlere oranı hedefi yaklaşık yüzde 20 seviyesinde bulunuyor.
Turkcell’in 2017-2019 yıllarına ilişkin Grup orta vadeli hedeflerine göre ise; gelir büyümesi hedefi yüzde 12-14, FAVÖK marjı hedefi yüzde 33-35 ve operasyonel yatırım harcamalarının gelire oranı hedefinin 2019 yılı itibarıyla yaklaşık yüzde 16’ya düşmesini öngörüyor.