Deprem bölgesini ziyaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan muhalefete sert sözler
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Adıyaman’da depremzedelerin kaldığı konteyner kenti ziyaret etti. Muhalefetin sandıktan çıkan sonucu kabullenmediğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, sert sözlerle yüklendi.
“TEHDİT LİSANIYLA OY ALACAKLARINI SANIYORLAR”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Pazar günüyle birlikte 16 ve 17’nci seçimlerini kaybettiler. Sandıkta tecelli eden iradeyi kabullenmek yerine insanlarımıza bilgisiz diyorlar. Bir sefer olsun biz nerede yanlış yaptık demiyorlar. Milletten bu kadar şamar yediler lakin pişkince hayatlarına devam ettiler. Kusurlarından ötürü milletimizden özür dilemediler. Samimi bir özeleştiri vermediler. Kendilerini düzeltme yoluna asla gitmediler. Hala tehdit lisanına sarılarak insanımızın oyunu alabileceklerini düşünüyorlar” tabirlerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın açıklamalarından satır başları şu formda:
“Cumhurbaşkanlığında yüzde 66’yı geçen oy oranıyla Adıyaman tercihini bizden yana kullandı. Meclis’te de Adıyaman’ın tercihi tekrar Cumhur İttifakı’ndan yana oldu. Biz Adıyaman’ı hiçbir hesap gütmeden, karşılıksız seviyoruz. İnşallah 28 Mayıs zaferinden sonra Kahta’ya kelam. Biz bu yüreği yaralı kentin hoş insanlarını içtenlikle seviyoruz. Alanda 40 bin kişi var. Ortamıza hiçbir mahzurun girmesine müsaade etmiyoruz.
“DEVLETİMİZ KARDEŞLERİNİN YANINDADIR”
Millete zirveden bakanlar bunu hiçbir vakit anlayamadılar. 50 bin sarsıntı şehidimiz var. 50 bin sarsıntı şehidimize bay bay Kemal’in ekibi nasıl baktı? Bütün bu zelzele bölgesiyle ilgili ‘Size bir şey yok’ bu tabir kullanılır mı? Siz olsanız da olmasanız da devletimiz kardeşlerinin yanındadır. Bundan sonra da yanında olacaktır.
“SORUNU KENDİLERİNDE ARAMAK YERİNE MİLLETİMİZİ SUÇLADILAR”
Konteyner kentlerin olduğu bölgede önemli sayıda hayat var. Siyasi tercihinden ötürü depremzedeleri linç edenler bunu hiçbir vakit kavrayamadılar. Bizim şu aşkımızın sırrına asla eremediler. CHP zihniyetinin temsilcileri sorunu kendilerinde aramak yerinde milletimizi suçladılar. Makarnacı, kömürcü, takoz, bidon başlı diyerek insanımızı tahkir ettiler.
Çok partili demokrasiye geçtiğimiz 1950’den beri bu makûs huylarından asla vazgeçmediler. Sandıkta tecelli iradeyi kabullenmek yerine insanlarımıza bilgisiz diyorlar, oylarını sattılar iftirası atıyorlar. Hatta gazete manşetlerinden ‘Milletin karnı Togg’muş’ diyorlar. Her türlü hakareti ediyorlar. Fakat bir kere olsun ‘Biz nerede yanlış yaptık’ sorusunu sormuyorlar.
Milletimiz bunları kaç kez sandığa gömerse gömsün bu kibirli ve kaba hallerinden asla vazgeçmiyorlar. İstiyorlar ki beşerler önlerinde diz çöksün. İstiyorlar ki kimi aday gösterirlerse milletimiz tıpış tıpış oy versin. Siyasetçi demek milletin hizmetkarı demektir. Milletin takviyesini hak edeceksin, eser ortaya koyacaksın. İnsanlara umut ve itimat aşılayacaksın.
Hep tıpkı şeyleri yapıyor, her kezinde farklı sonuç bekliyor. Biz işimize bakıyoruz. Biz milletimizin sıkıntısına derman olmanın yollarını arıyoruz. Biz ülkemize eser kazandırmanın gayretini veriyoruz. Biz insanlarımıza inançlı bir gelecek kurmanın uğraşı içindeyiz. Milletimiz bizi bir faninin görebileceği her türlü makama getirdi. Şu saatten sonra bizim aziz milletimize daha büyük eser ve hizmetler kazandırmaktan öbür ne gayemiz olabilir. Birinci önceliğimiz sarsıntının izlerini silerek kentlerimizi yine ayağa kaldırmaktır.”
Ayrıntılar geliyor…
