Türkiye Emekçi Partisi (TİP) Genel Lideri Erkan Baş, SÖZCÜ TV’de yayınlanan “Nokta Atışı” programında bugün Gazeteci İpek Özbey’in sorularını yanıtladı.
“ERDOĞAN’A OY VERMEZ”
Gündeme ait açıklamalarda bulunan Baş’ın programda söylediklerinden öne çıkanlar şöyle:
*İlk çeşitte Kemal Bey’in kazanamamış olması güya bir hezimetmiş üzere pompalanmaya çalışıldı. Sinan Oğan ile Tayyip Erdoğan’ın görüşmesi ve onu iknaya eforu aslında Erdoğan’ın tek başına bu çoğunluğu sağlayamamış olduğu gerçeğini barındırıyor. Tayyip Erdoğan’ın yüzde 50+1 alamamış olduğu gerçeği Cumhur İttifakı tarafından da tescil edilmiş oldu.
*Bir arayış içerisindeler. ‘Ne yapsak da bu çoğunluğu alsak’ diye bir uğraş gösteriyorlar. Ama gözüken tabloda Oğan’ın oylarını oraya taşıyacağını kamuoyunda neredeyse hiç kimsenin ‘bu olur’ diyebileceği bir tablo yok.
*Arkadaşlarla sandık bazında çalıştık, genel olarak siyasete mesafelenmiş, genel olarak yansısını ortaya koymak isteyen seçmenlerden sandığa gidenler için Oğan’a oy vermek de bir seçenek haline gelmiş.
*Aslında tüm siyasete yansısını hiç kazanamayacağını bildiği bir adaya oy vererek lisana getirmek olarak okuyorum bunu. Bu seçmen genel eğilim olarak sandığa giderse iki seçenekte bu reaksiyonun daha çok Erdoğan’a yöneleceğini düşünüyorum.
*Bazen siyasetçi konjonktürün kendisine getirdiği imkanları güya kendi programına verilmiş üzere kıymetlendirebilir ancak her vakit bu bu türlü değildir.
*Onun dışsal tesirleri de vardır. Bu yüzden ben Oğan’a oy veren büyük çoğunluğun sandığa gittiğinde Erdoğan’a oy vermeyeceğini düşünüyorum.
“İKİNCİ CİNSİN SORUSU ‘KİM SEÇMENİNİ SANDIĞA GÖTÜRECEK’ SORUSUDUR”
*İkinci tıbbın sorusu ‘Kim kendi seçmenini sandığa götürmeyi başaracak?’ sorusudur. Münasebetiyle yapılan ataklar karşı tarafının seçmenini sandığa küstürmeye dönük bir boyut da taşıyor.
*Biz seçimin ertesinde kendimize temel olarak, Erdoğan’ı yenmek için sandığa gitmeyen seçmeni sandığa götürmek vazifesini koymuştuk.
“HER ŞEYE KARŞIN YÜZDE 50’Yİ GEÇEMEYEN BİR İKTİDAR BLOKU VAR”
*21 yıllık bir iktidarla dövüştük; her türlü palavra, manipülasyon, hile devreye sokulmuş durumda. Her türlü devlet imkanı devreye sokulmuş durumda; bütün medya ablukası ellerinde lakin bütün bunlara karşın yüzde 50’yi geçemeyen bir iktidar bloku var karşımızda.
*Dolayısıyla benim görüşüm şu; iktidar gelebileceği düzeye gelmiş durumda. Seçimden sonra alabilecekleri oy en fazla bunu koruyabilecekleridir. Ancak bu sayısı koruduğu anda bile bu tarafın seçmeni sandığa gittiği anda bu tablo bitmiştir.
“AKP’DE SİSTEMATİK BİR ERİME VAR”
*AKP’de sistematik olarak bir erime hali olduğunu görüyoruz. Yalnızca kendilerinden giden oyların ittifak içinde kalması için bir seçenek yarattılar.
*Ama bir gerçek var ki bundan 5-10 yıl evvel Tayyip Erdoğan’ın liderliği etrafında bir ortaya gelen, -kendilerince bir davası olan- bunun için insanları ikna etmeye çabalayan bir AKP topluluğu kalmamış durumda artık.
“UMUTSUZ OLACAK BİR DURUM YOK”
*Bizim cephede umutsuz olacak bir durum yok. Bir, sandığa gitmeyen seçmenin sandığa götürülmesi; iki, AKP’ye ya da Tayyip Erdoğan’a bugüne kadar oy vermiş işçilere neyle karşı karşıya olduklarının anlatılmasını değerli buluyorum. Kolay bir tercihle karşı karşıyayız; ya bu saltanat nizamı devam edecek ya da bitecek.”
“ÜLKE İÇİN NE GEREKİYORSA ONU YAPTIK”
*Altılı Masa, CHP’nin kendi sağıyla yaptığı bir ittifak modeliydi. Bu bir tercih, biz bu tercihi hakikat bulmadık fakat anlamaya çalıştık. Ülkenin içinde bulunduğu durum sonucuyla sorgulatmadık.
*Belki seçimden sonra daha uzun konuşulacak. Bu vesileyle bir hak tesliminde bulunulması gerektiğini düşünüyorum. TİP ve YSP, yani Emek ve Özgürlük İttifakı yaklaşık yüzde 10 buçuk civarında oy aldı. Emek ve Özgürlük İttifakı bugüne kadar kendileri için en küçük bir talepte bulunmadan bu sürecin ülkemiz açısından gerektirdiği sorumluluk neyse buna uygun bir tavır aldı.
*Bu süreçte aday kim olsun tartışmalarına hiç girmedik, bakanlıktır ya da cumhurbaşkanı yardımcılığıdır tartışmalarına hiç girmedik. Ülke için ne gerekiyorsa onu yaptık.
*Bu memleketin solcuları, sosyalistleri, ilericileri, yurtseverleri, devrimcileri; bu memleketin yurttaşına karşı kendisini hakikaten sorumlu hisseden siyasetçileri bu türlü bir tavır aldılar.
“BU ÜLKEYİ KARŞILIKSIZ SEVENLER VAR”
*Bu ülkeyi karşılıksız sevenler var. Bu ülke için yapması gerekeni rastgele bir beklentiye girmeden yapanlar var. Çizgiyi buradan çekelim artık. Yurttaşın bu seçimden çıkarması gereken en değerli sonuçlardan birisi budur.
*Bu ülkede hiçbir şahsî beklentisi olmadan siyaset yapan güçler var. Bu ülkenin geleceği fakat ve lakin bunlarla sağlanır. Beni kimin hangi ferdî beklentiyle ne yaptığı ilgilendirmiyor, beni ülkenin geleceği ilgilendiriyor.
“EN KARARLI MUHALEFET TEKRAR BİZ OLACAĞIZ”
*Bizim Altılı Masa ile uzlaştığımız tek şey, bu Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi denilen ucube sistemin değiştirilmesidir. Biz Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin ortadan kaldırılması için oy kullanıyoruz.
*Yarın Kemal Kılıçdaroğlu cumhurbaşkanı olduğunda ona karşı en kararlı muhalefeti yapan yeniden biz olacağız. Zira bizim şahsî, partisel ya da ittifak olarak bir beklentimiz olmayacak. Bu gerçeklerin tüm kamuoyu tarafından görülmesini istiyorum.
