Sene 1934..Lüferin Kilosu kaç para…
Yıl 1934…
İstanbul’da görülmemiş balık akını… Lüferin kilosunun 4 kuruşa düştüğü yıl…
Aradan tam 83 yıl geçmiş… Dile kolay 83 koca bahar, 83 uzun kış, 83 sonbahar ve yaz…
Yıl 2017…
Yine balık akını… Ama bu defa sazan…
İnsanlığın, insan yerine sayılmanın, adam yerine konmanın 5 kuruşa düştüğü yıl…
Birileri çıktı tezgahladı, oynadı, sahneledi, selamladı ve alkışı kaptı…
Sağcısı solcusu, şehirlisi köylüsü bu muhteşem tek perdelik oyunu bırakın avuçlarını neredeyse kendilerini yerlere vura vura alkışladı… O kadar kusursuz, o kadar sahici… Sanki hakikat gibi…
İnsanlar öldü… İnsanlar bu tek perdelik oyunda canla başla rol kapmak için çılgınlar gibi, sabahlara kadar hayali bir düşmana karşı nöbet bile tuttu…
Sonra hiçbir şey olmamış gibi hayatlarına döndüler ama birileri hala aynı oyun üzerinden farklı rollerin etkisinde kalmış ve öylesine şartlanmış gibi hala aynı prangayı sürükleyerek gezinmekte…
Asıl mesele şuydu: Dünyada ve ülkede çoğunluğun kanaatini oluşturan sıfırlanan itibarın yeniden imarına ve dahi inşasına zemin oluşturacak dip sendromu tercih edildi…
Ekonomi, dış siyaset, iç siyaset, beceriksizlik ve basiretsizliğin kurbanı durumda olmasına rağmen yukarıdan pompalanan muhteşem yalanlara hakikat muamelesi yapmaya dünden razı sazangiller familyası ölümü gösterip sıtmaya razı edenlere boyun eğdi…
Eleştirilerin odağında kuyruklar dışında öne sürecek argümanı kalmayanlar sahte çıkışmalarla içte ve dışta icat ettikleri yeldeğirmenleriyle savaşarak puan toplama durumlarını bile alenen beyanda beis görmeyecek kadar eminlerdi sazangillerin mevcut durumundan…
Bu böyle gitmez diyeni hain, başka yolu olmalı diyeni örgütçü, bu kadar da saçma sapan şey olur mu diyeni de dış güçlerin maşası ilan ede ede memlekette adam kalmayınca bu defa birbirine düştüler… Ama sazangiller için hala sorun yok…
Sorangiller ne kadar parçalasa da kendini sazangillerin umurunda değil…
1934’te lüfer akınında millet bayram etmişti…
2017’de sazan akını sadece bir avuç sonradan olma eliti meşrulaştırmaya hizmet etti…
Sazangiller öylesine rollerine odaklıydılar ki yazangillere, hakikatleri haykırangillere en az o hakikatlerin başkahramanları kadar itiraz ediyordu…
Oysa mücadele bir avuç fırsatçının, vurguncu ruhlunun, talancı ve yalancının iktidarı kaptırmama uğruna tezgahladığı iğrenç bir oyundu… Hem de bu oyun etrafında çeşitli yöntemlerle hiç akla hayale gelmeyecek isimler bile taraf olmak durumunda kaldı…
Siz Türkiye’den bahsettiğimi düşündünüz değil mi?
Hayır… İsmini haritada bile bulamayacağınız bir ülkenin 23 yıldır her oturduğu makamda hırsızlık, yolsuzluk, namussuzlukları bulunan bir orta dünya ülkesinde yaşanıyor bu olaylar…
Şükür bizde böyle bir durum sözkonusu değil…
Sahi lüfer kaç para oldu?
MYD/Halkın Şamarı
