Mesele bu!
Bir “Atatürkçülük tartışması” yapmıyoruz.
Dolayısıyla, Ardan Zentürk abimizin bize sil baştan Kemalizm’i öğretmesi gerekmiyor.
Kemalizm ya da Atatürkçülük konusundaki düşüncelerimi daha önce çok yazdım.
Kemalizm, günümüz dünyası için fazla “anakronik” kaçsa da, kendi dönemi içinde (Kemalistlerin hoşlanacağı ifadeyle söylersek) “çağdaşlaştırıcı” bir işleve sahipti. Hem çağdaşlaştırıcı, hem Batılılaştırıcı, hem de modern dünyaya yaklaştırıcı bir düşünce pratiği…
Bir “düşünce pratiği” olması hasebiyle de, görece gevşek bir ideolojiydi.
Kemalizm’i Marksizm’den ya da sıralamadaki “izm”lerden ayıran da (kimilerine göre ‘en üstün dünya görüşü’ kılan da) bu gevşek ideolojik yapısıdır. Nitekim Mustafa Kemal, “Niçin düşüncelerinizi doktrinleştirmediniz?” sorusuna her defasında şu cevabı vermiştir: “O zaman donup kalırız…”
Zaten Kemalizm’i dondurma/dinselleştirme çabaları da (“Kadro hareketi” vb.) süreç içinde sonuçsuz kalmıştır.
Bunu “altı ok” denilen şeye bakarak da anlayabiliriz.
Jurnalci.com
Başa dön tuşu