AktüelGüncel

Binali Yıldırım: Sanık tanığa dönüştü. Adalet bunun neresinde?

Paylaş:

Başbakan Binali Yıldırım, ‘Sarraf davasında tarafların Türkiye aleyhine ifade vermeye zorlandığını öne sürdü.

İstanbul’daki Türkiye Ekonomi Zirvesi’nde konuşan Yıldırım, dava üzerinden bazı dedikoduların, yalan yanlış bilgilerin ortada dolaştığını, davanın asılsız söylentilere dayandığını söyledi.

“Bunu da fırsat bilen birtakım çevreler Türkiye ekonomisi üzerinde operasyon yapmaya çalışıyorlar” diyen Yıldırım,  Türkiye’deki 17-25 Aralık operasyonlarını ‘yargı yoluyla yapılmaya çalışılan darbe’ olarak tanımladı.

Başbakan, “Darbe tutmayınca bugün ABD’de görülen davaya FETÖ’cülerin bir şekilde sızmaları suretiyle tekrar denenmeye çalışılmaktadır” dedi.

“Dava siyasi bir yöne evrildi”

Yıldırım şöyle devam etti: “Bu davanın temelini hukuki dayanağı oluşturan deliller, bilgiler, belgeler FETÖ terör örgütünün 17-25 Aralık öncesi ülkemizde yaptığı kanunsuz hukuksuz işlerin bir sonucu olduğunun bilinmesini isteriz. Türkiye bugüne kadar ihracatında, ticaretinde, uluslararası hukuka aykırı bir şey yapmamıştır. O bakımdan Türkiye’ye zorlama yoluyla buradan finans sektörümüzü sıkıştırarak Türk ekonomisini zora sokmak gayreti beyhudedir. Bu davanın maalesef hukuki olmaktan siyasi bir yöne doğru evrildiğini görüyoruz.”

“İpe sapa gelmeyen şeyler iddia ediyorlar”

Hukukçuların ‘iki ülke ilişkilerinin zehirlemesine müsaade edilmemesi gerektiğini’ ifade eden Yıldırım, “Her ne kadar bizim canımızı yakan terör örgütleriyle işbirliği tutuyor olasalar bile bunun geçici bir durum olduğunu kabul ediyor, kısa sürede bu yanlıştan dönüleceğini ümit ediyoruz” diye konuştu.

Başbakan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Hukuk devletinden beklenen; delilleri sağlam bir dava ile yargılamayı gerçekleştirmiş olması. Ne idüğü belirsiz montaj delilleri ortaya koymak hukuk değildir, hukuki bir düşünce tarzı değildir. Türkiye’nin başka ülkelerde yaptığı ticaret Türkiye’nin vereceği karara bağlıdır. Onlar ambargo koydukları ülkelerle rahat rahat ticaret yapacaklar, Türkiye yapınca bu suç olacak. Buna kargalar güler. İran ile Amerika uçak satışı konusunda prensip anlaşmasına vardılar. Sonra da ‘Türkiye ambargoyu deldi’ gibi ipe sapa gelmeyen şeyler iddia ediyorlar.

Eğer, uluslararası hukuka uyulacaksa bu iddiayı ortaya koyanların ilk önce kendileri riayet etmesi gerekir. Davanın tarafları orada baskı altında tutulmakta, ülkemiz aleyhine ifade vermeye zorlanmaktadır. Sanık alarak açtığınız dosya daha dava başlamadan tanığa dönüşmüştür. Bunun adalet neresindedir? Yapılan işin adı insan hakları ihlalidir. Türkiye’nin ve söz konusu ülkenin hukuku derindir ve bu hukuku zedeyecek birtakım sorumsuz beyanlardan kaçınılması mutlaka elzemdir.”

Davada eski ekonomi bakanı Zafer Çağlayan dahil toplam dokuz sanık İran’a yönelik yaptırımları delmek ve kara para aklamak dahil onlarca yıl hapis cezası öngörülen suçlamalarla karşı karşıya. Yedi sanık gıyaben, Rıza Sarraf ve eski Halkbank yönetecisi Hakan Atilla ise tutuklu yargılanıyor. Sarraf Mart 2016, Atilla ise geçen marttan beri ABD’de tutuklu.

Duruşma öncesi Sarraf’ın itirafçı olduğu yönünde bir algı oluşmuş, Amerikan NBC televizyonu kesin bir dille Sarraf’ın itirafçı olduğunu öne sürmüştü. Son olarak bir New York Barosu avukatı da Sarraf’ın itirafçı olduğunun kesinleştiğini savunmuştu. İktidar ise süreci Türkiye’ye karşı bir siyasi bir manevra olarak görüyor. (Diken)

Jurnalci.com

Paylaş:

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

Başa dön tuşu