
Bu artışta insan faktörü ne kadar rol oynuyor? Bir pusula denizanası ile temas ettiysek ne yapmamız gerekiyor?
Sorularımızı yanıtlayan Şahintürk artışı öncelikle denizanasını popülasyonunu kırabilecek balık sürülerinin toplanmasına ve bu nedenle “meydanın zehirli balıklara, denizanalarına kalmış olmasına” bağlıyor. Bu sebeple denizanalarının daha rahat ürediğini söyleyen Şahintürk, Marmara’nın bir iç deniz olmasına da dikkat çekiyor:
“Ve Marmara bir iç deniz. Burada atık suların fazla oluşu, yani gıda atığının fazlalığı, buna bağlı olarak balıkların azlığından dolayı plankton sayısında da artış olunca denizanaları daha fazla üreme fırsatı buldu ve sayıları artıyor.”
‘Ekosisteme verdiğimiz zarar…’
Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Deniz Biyolojisi Anabilim Dalı’ndan Doç. Dr. Nurçin Killi ise türün, Kuzeydoğu Atlantik, Güney Afrika ve Akdeniz kıyılarında dağılım gösterdiğini ifade ediyor. İlk olarak 2000 yılında Marmara’da görülen ve 2002’de Dr. Özgür Emek İnanmaz ve arkadaşları tarafından kaydedilen türün bu zamana kadar Marmara Denizi’nde zaman zaman görüldüğünü ifade ediyor.
Genel olarak küresel ısınma ile su sıcaklıklarının artışının etkisine dikkat çeken Doç. Dr. Killi şunları ekliyor:
“Tabii bizim insanlar olarak ekosisteme verdiğimiz zararların da etkisi var bu canlıların artmasında. Aşırı avcılıkla, balıkların yani özellikle de ‘top predator’ dediğimiz besin zincirinin üst kısmındaki balıkları ortamdan azalttığınız zaman bu canlıların artışını görüyorsunuz. Böylece ekosistem balık tabanlı bir yapıdan, denizanası ya da jelatinli organizma tabanlı bir yapıya dönüşüyor.”
“Her geçen gün Akdeniz’de Hint-Pasifik kökenli denizanalarının arttığını görüyoruz” diyen Doç. Dr. Killi türün özelliklerini ise şöyle aktarıyor:
“Bizim ülkemizde de özellikle Güney Ege ve Akdeniz bölgesinde sıkça rastlanıyor. Son zamanlarda Marmara Denizi’nde de sık görüyoruz. Bu türün ayırt edici özelliği şemsiye dediğimiz o çan şeklindeki vücut kısmının üzerinde ‘V’ şekilli kahverengi desenlerin bulunması. Ayrıca bu şemsiye çapı 43 santime kadar da büyüyebiliyor. Ayrıca 4 tane ağız kolu ve 24 adet de tentakülü bulunuyor. Ağız kolu ve tentaküller, yakıcı hücreler dediğimiz ‘knidositler’ ve yakıcı kapsüller dediğimiz ‘nematosistlerle’ kaplı.”
Orta derecede yakıcı
Doç. Dr. Killi, türün orta derecede yakıcı olduğunu dile getiriyor ve denizanalarının yakıcılık özelliğinin temas ettiği insanın alerjik reaksiyonlara gösterdiği tepkiye de bağlı olduğunu aktarıyor:
“Chrysaora hysoscella da orta derecede yakıcı bir tür ve bu türün nematosistleri de orta derecede ya da şiddetliye yakın bir ağrıya neden olabilir. Bunun yanında kızarıklık, kaşıntı, kabarcık oluşumu, deride döküntülere neden olabilir.”
Peki bu noktada ne yapacağız? Doç. Dr. Killi mutlaka bir sağlık kuruluşuna gidilmesi gerektiğini söylüyor ve ilk yardım için ise şu tavsiyelerde bulunuyor:
“Hiçbir şekilde tatlı su değdirmemek gerekiyor denizanası temasında. Deniz suyuyla yıkanıp kıyı kesimde kum varsa deniz kumu ile üzerini kaplayarak ve herhangi bir kredi kartı benzeri bir şeyle hafifçe o kumu deniz suyuyla yıkayarak patlamamış olan nematosist dediğimiz yakıcı kapsüllerin de uzaklaştırılmasını tavsiye ediyorum.”
Pusula denizanası nedir?
Pusula denizanası tipik bir medusa vücut planına sahiptir ve oral-aboral eksen etrafında radyal simetri gösterir. Yüzmede önemli bir rol oynayan düzleştirilmiş, daire şeklindeki çanın boyutu 3 cm ile 43 cm arasında, ortanca çapı 15,31 cm ve 0,2-2,4 kg arasında herhangi bir ağırlıkta olabilir. Çanın aboral yüzeyi kahverenginin çeşitli tonlarında olabilir ve merkezi bir noktanın çevresinde V şeklinde işaretler bulunur. Bu denizanası, üçerli sekiz grup halinde (toplam 24 dokunaç) düzenlenmiş uzatılabilir ve geri çekilebilir dokunaçlara sahiptir. Dokunaçlar, avı yakalamak için acı veren hücrelere sahiptir ve her bir dokunaç grubu arasında, ışığı ve koku uyarılarını algılayabilen bir duyu organı bulunur. Ek olarak, organizmanın çapından daha uzun dört kol vardır, ağzı çevreleyen. Bu tür, ömrü boyunca erkekten dişiye değişir, yani dişi evresi ortalama olarak erkek evresinden daha büyüktür.