Saadet Partisi Milletvekili Cihangir İslam’ın 31 Ekim’de Meclis’te yaptığı konuşma sıcaklığını hala koruyor ve tartışılmaya devam ediliyor.
Cihangir İslam, 31 Ekim’deki Meclis konuşmasında, “Ortada bir çatışma varsa bu illa doğru ile yanlışın çatışması değildir, doğru ile yanlış çatışır, yanlış ile yanlış da çatışır; batıl ile batıl da çatışır. 15 Temmuz akşamı iki batılın çatışmasını seyrettik biz bu ülkede. Neydi? Menfaat kavgasıydı. Devleti parsellediniz ve bunun hesabını vermediniz. Allah için bunlara İslamcı falan demeyin, bunlar Makyavelist, bunlar Oportünist bunlar beceriksiz, bunlar dünyaya yapıştılar ve acısını şimdi milletten çıkartıyorlar, değerli arkadaşlarım” ifadelerini kullanmış daha sonrasında ise hakkında soruşturma açılmıştı.
Hükümete yakın medyanın hedef tahtasına oturttuğu İslam’a destek, 15 Temmuz darbe girişiminde hayatını kaybeden Yeni Şafak gazetesi foto muhabiri Mustafa Cambaz’ın oğlu Alpaslan Cambaz’dan geldi.
Cambaz, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda konuya dair şunları kaydetti:
“Bilen bilir, ’15 Temmuz’ ve ‘FETÖ’ gibi kelimeleri sarf etmekten, duymaktan tiksiniyorum artık. Ama bu yazacaklarım sabrıma dahil edemeyeceğim şeyler.
15 Temmuz Derneği mesaj attı, internet sayfalarından da sürekli paylaşımlar yaptı. Saadetli milletvekili Cihangir İslam biz şehit ailelerine hakaret etmiş, beraber Çağlayan’da suç duyurusunda bulunmaya çağırdı.
Bakın burası çok önemli: Sevdiğini, ailesini önemseyenler, onları korumak içgüdüsü taşıyanlar onları siyasetten uzak tutar. Buralarda kendimi ortaya atarken ‘Biz de yazalım. Sana destek çıkalım.’ diyen diğer şehit ailelerine sosyal medyada her türlü siyasi yorumdan, kavgadan uzak durmalarını tavsiye ettim hep. Benim yaşadığım çirkinlikleri şehit annesi, şehit eşi o hanımlar yaşamasın istedim.
15 Temmuz şehit aileleri ve gazilerin en büyük isteklerinden biri siyasi FETÖ’cülerin de ortaya çıkarılmasıydı. Üst tabakadan hesap sorulmasıydı. Şimdi sorum şu: Bu dernek herhangi bir AKP milletvekili için de aynı tavrı sergileyebilir mi?”
Cambaz yazısını şu satırlarla sürdürdü:
“15 Temmuz şehit ailesi olarak suç duyurusunda bulunmalara bir kalksam Cihangir İslam’a sıra gelmez ama bu dernekler hakkında suç duyurusunda bulunurum. Çünkü şehit ailelerine laf söyletmeyecek kadar duyarlı bir görüntü çizip kandırabildiği kadar şehit ailesini yanına alarak böyle pozlara giren, aileleri o çirkin siyaset arenasına sürükleyen bir dernek hadsizlik yapmıştır. Bu dernek benim adıma böyle siyaset yapamaz.
Şunu tüm paylaşımlarımda vurgulamak, herkese ulaştırmak istiyorum: Gündem olan hemen her olay hükümeti korumak ve hükümeti yıpratmak üzerinden konuşulup değerlendirilir. Ölen ölmüştür, kalan acılı aileler malzeme. Bilenler bilmeyenleri samimiyetle uyarırken, başka bir şeyler söylemeye çalışırken linç edilir. Sonra bir maç olur ve her şey unutulur. Bu kirli döngüyü kuranları tebrik ediyorum. Çünkü tıkır tıkır işliyor.
Döngünün az buçuk farkına vardığı halde “Baban boşu boşuna gitti.” diyenler de var. Bu laf da her şeyi hükümeti korumak ve hükümeti yıpratmak üzerinden yorumlayan bir kafaya ait. Babam şehit yaşamıştı, şehit olunacaktı ve olundu. 5 yıl sonra başka bir şekilde ölseydi daha iyi olmayacaktı. Ne mutlu o sonsuz güzelliğe erişenlere. Rableri katında hepsinin keyifleri gıcır, biz kendi halimize bakıp ürkmeyi öğrenelim biraz. Ucuz hesaplarımızı büyütmekten, malayani olanı konu edinip düşünmeden konuşmaktansa ağzımızı açamayacak olalım.
“15 Temmuz akşamı iki batılın çatışmasını izledik.” çarpıtmalara açık, sorunlu bir ifadedir. Cihangir İslam’ın hatası ‘sert muhalefet’i benimsemesi. Ben de düşmüşümdür bu hataya. Her ifrat tefrit gibi bu da yanlış. Sert muhalifler dillerini ayarlayamadıkları için her türlü tuzaklara açıktırlar. Ayrıca insan, bir gün kendini sert şekilde karşı çıktıklarına dönüşmüş halde bulduğunu hayal edip haya etmeli. Lafını dengelemeli. Çünkü insanın başına gelmeyen bir iş değil bu; iddiasından vurulmak. Hep derim: Ölçüsü İslam olan, ölçüsüz davranamaz.”
“Cihangir Beyi tanımam etmem. Malum medyanın onu karalamak için kolları sıvayan haberlerinden tanıyacak da değilim” diyen Cambaz yazısını şöyle sürdürdü:
“Meclise girdiğinden itibaren “Çok iddialılar, bakalım ne yapacaklar” diyerek takibe aldığım 2 Saadetli’den biri. 15 Temmuz gecesi sokakta, Üsküdar’da darbecilerin karşısında olduğunu biliyorum. Ne demek isteyip de tam olarak diyemediğini biliyorum.
Sosyal medyaya pek bakmıyorum, TV’ye hiç bakmıyorum, 15 Temmuz’la ilgili tek bir telefon veya internet grubunda da yokum. Her şeyi göz ucuyla takip etsem de döngüyü çözdüğümden neler olduğunu, olabileceğini görüyorum. Mesela komik delillerin öne sürüldüğü “CİHANGİR İSLAM’IN FETÖ’YÜ SAVUNAN PAYLAŞIMLARI!” manşetleri atılır, TV’de FETÖ’nün ta kendisi olanlar kendilerini gizlemek için yine iştahla önlerine gelen bu isme sallar. Ve beslendiği haber kaynakları hâlâ bunlar olan birçok şehit ailesine bile Cihangir İslam için “Şerefsiz!” dedirtirler.
Devletin en mahrem bilgilerinin bulunduğu Kozmik Oda’nın kapılarını düşmana açacak kadar ihanet içinde olan, Gülen’in en ağlak siyasisi Bülent Arınç’ın üzerine bu kadar giden oldu mu mesela? Hayır. Kendisi pazarlıkla meclise soktuğu oğlu üzerinden siyasete devam ediyor. Hâlâ TV’lere çıkıp pişkin pişkin konuşabiliyor.
Kozmik Odaya sızıldıktan sonra devletimizin yurtdışına yerleştirdiği 813 istihbaratçı vatan evladının tamamına yakınının şehit edildiğine dair çok ciddi bir iddiayı dillendirmişti İlker Başbuğ. Korkunç değil mi? Bundan büyük vatan hainliği gösterebilir misiniz? O günler Çorum’da mezarlıkta görülen gizemli kız haberinden herkesin haberi oldu fakat bunu kimse duymadı, gündem etmedi, tartışmadı. Şu an Kozmik Oda Davasında tutuklu sanık kaldı mı, haberiniz var mı?”
“DEVLETİN ÜST KADEMESİ DARBE GİRİŞİMİ OLACAĞINI ELBETTE ÖNCEDEN BİLİYORDU”
Yazısında eski AKP Milletvekili yeni Hollanda Büyükelçisi Şaban Dişli’ye de değinen Cambaz şu satırları kaleme aldı:
“Üst düzey FETÖ mensubu Mehmet Dişli vaktiyle görevden alınacakken görevinde kalması, yani 15 Temmuz ihanetinde etkin rol oynayabilmesi için ona her şeyiyle kefil olan kardeşi Şaban Dişli mercek altına alınacakken ne oldu? Hollanda Büyükelçisi yapılarak ödüllendirildi. Bu olay üzerine bu kadar gidildi mi?
İnsanlarımızı toprağa verdik. Çoğu sakat kaldı, çoğu iftiraya uğrayıp işini, itibarını kaybetti. Suçun şahsiliği ilkesi alt tabakaya sökmedi. Peki üst tabakada durum neydi? AKP’de hangi siyasi FETÖ’cü bedel ödedi?
Eş dost ortamında 15 Temmuz’un kontrollü darbe olduğunu düşündüğümü söyledim hep.
Dünün FETÖ’cüleri, bugünün lacivertleri üzerime çullanır. Allah vergisi aklını kullanmak yerine yönlendirilmeyi seçen cahiller de onların başlattığı linç etkinliğine katılır ve burada bir kez daha FETÖ’cü bile ilan edilebilirim. Hatta daha kötü yaptırımlara da uğrayabilirim, epey geçti 15 Temmuz’un üzerinden neticede. Dedim ya işte, döngü.
Yazdıklarımı anlamak isteyenler için diyebilirim ki, bu benimki iyimser söylem aslında. Aptal değiliz şimdi di mi, devletin üst kademesi darbe girişimi olacağını elbette önceden biliyordu. Darbecileri tuzağa düşürüp gece yarısında değil, daha erken hareket etmelerini sağladılar. Ve böylece yapılanmanın bir kısmı kendini ifşa etmiş oldu. Yani devlet aklı bir şeyler yaptı deyip geçerim. Buraya kadar benim açımdan bir problem yok.
“FETÖ’YÜ BAŞIMIZA SARANLARIN AZ BİRAZ UTANMALARINI…”
Babamı şehit verdikten kısa süre sonra çıkıp bu yüzden, “İnşallah bu yaşananlar Türkiye için daha hayırlı sonuçlar doğuracak.” dedim. Öyleydi çünkü. Ezelden beri düşman bilinmesini istediğim kitleyle mücadeleyi kucağında bulmuştu hükümet. Fakat sonraki sürecin bu denli dalga geçer derecede rezalet şekilde yürüyeceğini düşünmemiştim. Şu an bariz şekilde şehit aileleriyle alay ediliyor ama kim farkında, kim görmek ister o sayın duyarlılar arasından?
Benim tek görmek istediğim şey FETÖ’yü başımıza saranların az biraz utanmalarını, bize karşı bir mahcubiyet duyduklarını hissedebilmekti. Yazık ki karşımda utanmazlık, arlanmazlık buldum. Masumları suçlayarak her defasında kendini sıyıranlar gördüm. Samimi bir mücadele hiç olmadı. Problem bu. Gücüme giden bu. Ve alınan ahlarla böyle gitmeyecek olan bu.
15 Temmuz’la mücadele ediyor görünen hukukçusu, derneği, medyacısı neredeyse hepsi hükümetin adamı. Duruşmalarda gördüğüm de, genel olarak hissettiğim de budur kimse kusura bakmasın. Ortada şehit ailelerinin, gazilerin davasıyla dertleniliyormuş gibi gösterilen ama hükümeti aklamak, kahraman olup kendi şahsi çıkarlarını harlamak için girişilen bir çaba var. Şahit olduğum fedakarlıklar çok az.
Şimdilerde ’15 Temmuz’ diyen, ‘FETÖ’ diyen kitlenin neredeyse tamamı için araç oldu, gereç oldu, oyuncak oldu, her şey oldu da bir tek ‘dava’ olamadı 15 Temmuz.
Ben ve benim gibiler bu mücadeleyi kaybetti. Mücadele isteğini kaybetmeden mücadeleyi kaybetmekti değerli olan. Ben isteğimi de kaybettim. Ama şimdilik. Her zaman ve her şeyde kazanmayı arzulayanlar; Türk’ün “Sefer bizden, zafer Allah’tan” şeklindeki incelik dolu sözünün manasına erişemeyen zarafet yoksunları neyi kazanmışlar göreceğiz işin sonunda.
“İNŞALLAH SİLAHLARIMIZ DA TUTUKLUK YAPMAYACAK”
İnsan hayatı bir süreçten ibaret. Bu kabağın da sahibi var. Haksızlığa uğrayan her kabağın sahibi var. Mazlum olanlar Kur’an’ın da dediği gibi, mahzun değillerdir. Bıraksınlar dünyaya fazla bağlananlar hesap gününü iple çekenlerden korkmayı bilmesin.
Hesap günü bir yana, bu kavga mertliğin, dürüstlüğün barınmadığı kulvardan çıkıp da yeniden silahlar çekilirse de son mermime kadar, vurulup yere düşene kadar yanımda götüreceklerim var. Çünkü artık akıl tutulması yaşamayacağız. İnşallah silahlarımız da tutukluk yapmayacak.
Yaşadığı hayatta öldürme ve öldürülme ihtimalinin olduğunu aklına pek getirmeyenler, yani babası kurşunlanmamış olanlar beni anlayamadı, bu son dediğimi de anlayamaz.
Duyamadım, biri “Esas olan yaşatmaktır!” mı dedi? Sırf şu sosyal medyada bile her gün nice cinayetler işleniyor kim farkında bunun?
Tutunduğum bir ideoloji kalmadı. Yaşatmak isteyen herkesi de bu hale davet ediyorum. Batsın hepimizin arasını açıp gereksiz kavgalarla bizi oyalayan o tüm ideolojiler. Vatanına, milletine aidiyet duyduğu halde bu davayı böylesine sahipsiz bırakan herkese yazıklar olsun. AKP’nin 15 Temmuz’u olarak daha baştan kabul edenlerin solculuğuna da, ülkücülüğüne de, milli görüşçülüğüne de yazıklar olsun. Bana da yazıklar olsun.
Türkiye tarihindeki en ciddi problemlerden birinin adıdır 15 Temmuz. Bu problem de hükümetin adamı olarak çözülmeyecekti, hükümet adam olunca çözülecekti. Şimdi dileyen önümüzdeki yıldönümünde de 15 Temmuz’u kutlayarak, kabirleri boş bırakıp dikilen anıtlara el açıp dua okuyarak geçirebilir.”
Odatv
Jurnalci.com
Sağlık İçin Kızılötesi Karbon Isı Boyası
Canlıların, özellikle de insanların sağlıklı yaşayabilmek için kızılötesi ışınlara ihtiyaçları vardır. Ancak bir aylık bir sürede yoğun bir şekilde alınan güneş ışınlarının depolanması mümkün değildir. On iki ay boyunca alınacak terapi kalitesindeki kızılötesi ışınlar ise sayısız fayda sağlar.
- Hücre sisteminin yenilenme gücünü artırır,
- Kan dolaşımını hızlandırır,
- Kronik yorgunluğu azaltır,
- Bağışıklık sistemini güçlendirir,
- Astım, alerjik rinit gibi solunum yolu rahatsızlıkları olan hastalar için en sağlıklı ısıtma sistemidir,
- Kas ağrıları, sırt ağrıları ve eklem rahatsızlıklarını azaltır,
- Bazı kanser türlerinin gelişimini engelleme özelliğine sahiptir,
- Şeker hastalıklarının yan etkilerini azaltır,
- Fizyoterapi tıp merkezlerinde doğrudan kullanılır.
Tıbbi araştırmalar, uzun dalga boyundaki ışınların terapi etkisi yaptığını, hiçbir zararlı yan etkisinin olmadığını ve insan vücudu için en uygun sıcaklığı sağladığını göstermiştir. Uzun dalga boyunda, terapi kalitesindeki kızılötesi ışınlar ile ısıtma sistemi olarak geliştirilmiş olan SRN Kızılötesi Isı Boyası, güneşin altında ısınma hissini on iki ay sağlamaktadır. SRN Kızılötesi Isı Boyası, uygulandığı ortamı sadece ısıtmakla kalmaz; aynı zamanda bir fizyoterapi merkezine çevirerek, içinde yaşayanların sağlığına katkıda bulunur.
Uzun dalga kızılötesi, radyan ısıdır; yüzünüzde güneşin veya odun ateşinin sıcaklığını hissetmekle aynı histir. Hatta kendi vücudumuzun da yaydığı ısı türüdür. İnsanlığın bildiği en temel ısınma şeklidir. Önce objeleri ısıttığı, ısınan objelerin de ısı yayarak çevreyi sıcak tuttuğu için binlerce yıldır tercih edilmiştir.
Bugün, yüksek enerji verimliliğine sahip SRN Kızılötesi Isıtma Teknolojisi, estetik ve konforlu bir şekilde radyan ısıyı çevre dostu olarak kolayca tekrar kullanabilmemizi sağlamaktadır.
Geçtiğimiz yüzyılda insanoğlunun konforlu olması sebebiyle tercih ettiği konvansiyonel ısıtma sistemlerinin (petek, klima vb.); yakın gelecekte yerini tekrardan kızılötesi ısıtma sistemlerine bırakması kaçınılmazdır.
SRN KIZILÖTESİ KARBON ISI BOYASI HAKKINDA BAZI BİLGİLER
- SRN Kızılötesi Isı Boyası havayı kurutmaz ve havayı değil sizi ısıtır.
- 24 V Elektrik ile çalışan Kızılötesi Isı Boyası sistemi yenilenebilir enerji kaynaklarıyla kombine çalışabilir. (Güneş ve Rüzgar enerjisi)
- SRN Kızılötesi Isı Boyası Üstüne duvar kağıdı,sıva ve boya gibi ürünler ile uygulanabilir özelliklere sahip bir üründür.
- SRN Kızılötesi Isı Boyası’nın boyandığı ortamda nem ve küf olmaz.
- SRN Kızılötesi Isı Boyası mekanik tesisat ve bakım gerektirmeye bir üründür.
- SRN Kızılötesi Isı Boyası anında ısınma ve homojen ısı dağılımı sağlar.
- SRN Kızılötesi Isı Boyası sağlıklıdır, nefes hastaları (bronşit vb) için en uygun ısıtma teknolojisidir.
- Su bazlı karbon kaplamalar ek veya ana ısıtma da mükemmel olarak kullanılabilir.
- Pars alüminyum tozu,pars bakır tozu,Pars Çinko Tozu,Pars Grafit Tozu,Pars Kurşun Tozu,Pars demir tozu,pars kurşun oksit,pars kurşun oksit sülyen,pars kurşun oksit mürdesenk,pars fire assay flux,pars nitrik asit,pars hidroklorik asit,pars sülfürik asit,pars hidrazin hidrat,pars kaolin,pars sepiyolit,sunsep,sundiyo,sunmag,pars zeolit,pars 67 mangan dioksit,pars85 mangan dioksit,hadjin yılan kovucu,parsvet yara tozu,pars lime sülfür,nanotozlar,yemkat.com,sunshield kaolin,sunshield sıvı kaolin,pars silisyum karbür,silisyum karbür,dmr74 mangan dioksit,pars magnezyum sülfat,pars magnezyum sülfat anhidrat,pars magnezyum sülfat monohidrat,pars magnezyum oksit,pars bakır sülfat,pars demir sülfat monohidrat,pars kalay sökücü,pars nikel sökücü,süren vollastonit tozu,pars volfram tozu,pars molibden tozu,pars antimon oksit,pars potasyum hidroksit,pars potasyum silikat,kimyadeposu.com,claypacks.com,demsil silikajel,demsil kil paketi,demsil nem alıcı,nemal nem alıcı,pars sodyum metabisülfit,pars sodyum bisülfat,pars magnezyum nitrat,pars sodyum persülfat,pars kalsiyum sülfat,pars kalsiyum sülfat dihitrat,pars hayvan altlığı,pars sodyum lignosülfonat,pars maden tozları,pars metal tozları,pars yem katkıları,pars nanotozlar,pars çinko oksit,sunshield sıvı kaolen,süren titanyum tozu,pars bakır oksit,demsil silikajel,süren otocam çizik giderici,pars seryum oksit,süren ferro vanadyum tozu,pars spekülarit,süren bit-pire kovucu,süren bakır tozu,süren teknoloji,bakır tozu,
- DMRSÜREN KİMYA LTD.ŞTİ
- 05523307100-05325466184
- www.kimyadeposu.com,www.claypacks.com,www.nanotozlar.com,www.netyerim.net
- www.potasyumsilikat.net,www.kursunoksit.com,www.parsman.com.tr,www.parsgrafit.com.tr
- www.parox.com.tr,www.sepiyolit.net,