Yazarlar

30 Ağustos ve Vatan/Doğan Özdemir

Paylaş:

Bu ülke öyle kolayına “Vatan” olmadı! Tepelerine oturmuş birilerinin keyfine göre halkı; aç-açık, ezilmiş-horlanmış, hiçbir zaman adam yerine konmamış “Kul” durumundan çıkıp bir türlü “Vatandaş” olamadı. Kendilerinin geleceği ve şatafatlı yaşantılarını sürdürebilmeleri için içeride ve dışarıda onları zorlayanları güçleri yettiyse yok ettiler, yetmeyenleri satın aldılar, daha güçlülerine de ne isterlerse verdiler. Verdikleri ne de olsa “Mülk”leriydi! Savaş çıktığında onlar için ölmekten, barış zamanında tepesindekilere refah sağlamaktan başka görevi olmayan “Kul”lar vardı nasıl olsa…Ancak vere vere artık verecek dişe dokunur bir şeyi kalmayanlar “Kalanın da tamamını alın; ama bizim kıymetli canımıza dokunmayın” diyerek o “Gâvur” dediklerinin memleketlerine kaçıverdiler. Ülke toprağı ile halkın ar ve namusu da düşman askerlerine satılıverdi!

İşte “yüz yılda bir kere gelen şans” bu kez, ezelden esirliğe başkaldırmaya alışık halka kısmet oluverecekti. Yıllarca canlarını-mallarını teslim ettikleri; ancak başı sıkışınca kendilerini satıveren soysuzlardan yedikleri kazık artık akıllarını başlarına getirmekteydi. Koca imparatorluk çökmüş, Anadolu’nun ortasında bir avuç toprak kalmıştı yaşayacak; ona da ne kadar izin verirdi aç kurtlar, çakallar…

Halk; önce kul olmakla vatandaş olmak arasında bocalayacaktı. O yere göğe sığmaz sandıkları adam kaçıvermiş, şimdi ise “Ne yaparsak birlikte yapabiliriz; bu vatan bizim” diye ortaya çıkan, ama kendini ne padişah, ne halife yerine koymayan, halkın içinden gelip oradan da çıkmayan birinin gelmekte olduğunu görecekti. O; kendilerinden biriydi!

Her halkın içinde aymaz ve hain olurdu; ama sanki ülke hain ve işbirlikçi kaynıyordu! Yıllardır yerleştikleri köşelerini bırakmamak için değil yurdunu, babasını bile satardı bunlar… Çok zorlandılar; doğruyla yanlışı ayırmakta çok uğraştılar. Ama zaman her şeyin ilacıydı. Halk; artık köyünde bir dilim ekmeğe muhtaç hale getirilmiş, neredeyse sağlıklı erkek nüfusunun tüketildiği savaşları yaşadıkça eşkıyalara teslim edilmiş köylerinde zaten yarı ölü yaşamaktaydı. O kalan birkaç çocuk, eş, ana-baba; eli silah tutabilecek gençlerinin bu son şansı mutlaka kullanması, gerekirse bu amaç için ölmesi için ta gözlerinin içine bakmaktaydı. Ya düşmana teslim olup namuslarını koruyamayacak, eziyet ve işkencelerle ölecekler; ya da bu yolda hepsi direnerek onuruyla öleceklerdi!

İşte bu düşünceyle ülkede halen bir çakıl taşı için canını vermeye hazır yiğitlerin “Çoban Ateşleri” yakıp öne düşmeleri halkı “Vatandaş” yapacak, o “Vatan” için can vermenin kutsallığını ve gerekliliğini öğretecekti. Yoksa başıbozuk çetelerden düzenli orduya geçene kadar silahsız-cephanesiz; karda-kışta çarığı bile olmadan, aç-susuz düşmana direnebilmek kolay mıydı? Dünyada başka benzeri var mıydı bu “Kutsal İsyan”ın?

“Size ölmeyi emrediyorum” dendiğinde düşünmeden öldüler; çünkü o süre içinde arkalarından geleceklerin kalan çocuklarına bakacak bir vatan yaratacaklarından emindiler. Kurşunu bitince süngüsüne, onu da bulamayanlar dişine-tırnağına güvenirken kafalarında tek düşünce vardı; “Özgür bir vatan ve eşit vatandaş olacakları yönetim!” Bu inanç, onlara öncülük eden Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ten geliyordu.

Başardılar; tüm dünya şaşkın; ama ayakta alkışlıyordu bu emperyalizme karşı kazanılan zaferi… Öldüler, yaralandılar, sakat kaldılar; ama onurlarını korudular, özgür ve bağımsız yurtlarına kavuştular. Kavuşamayanları gözyaşlarıyla hiç unutmadan andılar.

Bu günlere kolay gelmedik! Dış düşmanlar belliydi; ama içimize zehirli yılan gibi girmiş iç düşmanlar hiç eksilmedi. Halk güçlü olunca renk ve şekil değiştirip onların yanında görünenler, karanlıklarda kendilerini besleyen efendilerinin verdikleri görevleri yapmayı hep sürdürdüler. Kendilerini azıcık güçlü gördüklerinde ise maskelerinin arkasına gizledikleri yılan yüzleriyle halka yine saldırdılar; saldıracaklar…

Bu vatanın kutsallığı uğruna ölenlerin kanıyla yazılmış, sınırları gazilerin kanıyla çizilmiş ve o vatan da, o sınırlar da bu yurdu kuranlar için “Namus” sayılmıştır! Ne olursa olsun, onun bir tek çakıl taşını düşmana vermeyiz! Vermek isteyenlerden de mutlaka bir gün hesabı hukuk önünde sorulacaktır!30 Ağustos Zafer Bayramı, sadece ülkemiz ve bölgesinde değil, tüm dünyadaki dengeleri değiştiren, inanan ve halkına güvenen bir liderin önderliğinde eşi benzeri olmayan, emperyalizme diz çöktürmüş ve dünyadaki mazlum ülkelere örnek olmuş bir başarıdır.

Onu kutlayacak yüreği olmayan, mahalle baskısıyla kutluyormuş gibi yapanlar hariç; tüm yurtseverlere, Atatürk ilke ve devrimlerine yürekten inananlara bu gün ve yaşam boyunca kutlu olsun!

Doğan Özdemir

Paylaş:

Sağlık İçin Kızılötesi Karbon Isı Boyası
Canlıların, özellikle de insanların sağlıklı yaşayabilmek için kızılötesi ışınlara ihtiyaçları vardır. Ancak bir aylık bir sürede yoğun bir şekilde alınan güneş ışınlarının depolanması mümkün değildir. On iki ay boyunca alınacak terapi kalitesindeki kızılötesi ışınlar ise sayısız fayda sağlar.

  • Hücre sisteminin yenilenme gücünü artırır,
  • Kan dolaşımını hızlandırır,
  • Kronik yorgunluğu azaltır,
  • Bağışıklık sistemini güçlendirir,
  • Astım, alerjik rinit gibi solunum yolu rahatsızlıkları olan hastalar için en sağlıklı ısıtma sistemidir,
  • Kas ağrıları, sırt ağrıları ve eklem rahatsızlıklarını azaltır,
  • Bazı kanser türlerinin gelişimini engelleme özelliğine sahiptir,
  • Şeker hastalıklarının yan etkilerini azaltır,
  • Fizyoterapi tıp merkezlerinde doğrudan kullanılır.

Tıbbi araştırmalar, uzun dalga boyundaki ışınların terapi etkisi yaptığını, hiçbir zararlı yan etkisinin olmadığını ve insan vücudu için en uygun sıcaklığı sağladığını göstermiştir. Uzun dalga boyunda, terapi kalitesindeki kızılötesi ışınlar ile ısıtma sistemi olarak geliştirilmiş olan SRN  Kızılötesi Isı Boyası, güneşin altında ısınma hissini on iki ay sağlamaktadır. SRN Kızılötesi Isı Boyası, uygulandığı ortamı sadece ısıtmakla kalmaz; aynı zamanda bir fizyoterapi merkezine çevirerek, içinde yaşayanların sağlığına katkıda bulunur.
Uzun dalga kızılötesi, radyan ısıdır; yüzünüzde güneşin veya odun ateşinin sıcaklığını hissetmekle aynı histir. Hatta kendi vücudumuzun da yaydığı ısı türüdür. İnsanlığın bildiği en temel ısınma şeklidir. Önce objeleri ısıttığı, ısınan objelerin de ısı yayarak çevreyi sıcak tuttuğu için binlerce yıldır tercih edilmiştir.
Bugün, yüksek enerji verimliliğine sahip SRN Kızılötesi Isıtma Teknolojisi, estetik ve konforlu bir şekilde radyan ısıyı çevre dostu olarak kolayca tekrar kullanabilmemizi sağlamaktadır.
Geçtiğimiz yüzyılda insanoğlunun konforlu olması sebebiyle tercih ettiği konvansiyonel ısıtma sistemlerinin (petek, klima vb.); yakın gelecekte yerini tekrardan kızılötesi ısıtma sistemlerine bırakması kaçınılmazdır.
SRN KIZILÖTESİ KARBON ISI BOYASI HAKKINDA BAZI BİLGİLER

  • SRN Kızılötesi Isı Boyası havayı kurutmaz ve havayı değil sizi ısıtır.
  • 24 V Elektrik ile çalışan Kızılötesi Isı Boyası sistemi yenilenebilir enerji kaynaklarıyla kombine çalışabilir. (Güneş ve Rüzgar enerjisi)
  • SRN Kızılötesi Isı Boyası Üstüne duvar kağıdı,sıva ve boya gibi ürünler ile uygulanabilir özelliklere sahip bir üründür.
  • SRN Kızılötesi Isı Boyası’nın boyandığı ortamda nem ve küf olmaz.
  • SRN Kızılötesi Isı Boyası mekanik tesisat ve bakım gerektirmeye bir üründür.
  • SRN Kızılötesi Isı Boyası anında ısınma ve homojen ısı dağılımı sağlar.
  • SRN Kızılötesi Isı Boyası sağlıklıdır, nefes hastaları (bronşit vb) için en uygun ısıtma teknolojisidir.
  • Su bazlı karbon kaplamalar ek veya ana ısıtma da mükemmel olarak kullanılabilir.
  • Pars alüminyum tozu,pars bakır tozu,Pars Çinko Tozu,Pars Grafit Tozu,Pars Kurşun Tozu,Pars demir tozu,pars kurşun oksit,pars kurşun oksit sülyen,pars kurşun oksit mürdesenk,pars fire assay flux,pars nitrik asit,pars hidroklorik asit,pars sülfürik asit,pars hidrazin hidrat,pars kaolin,pars sepiyolit,sunsep,sundiyo,sunmag,pars zeolit,pars 67 mangan dioksit,pars85 mangan dioksit,hadjin yılan kovucu,parsvet yara tozu,pars lime sülfür,nanotozlar,yemkat.com,sunshield kaolin,sunshield sıvı kaolin,pars silisyum karbür,silisyum karbür,dmr74 mangan dioksit,pars magnezyum sülfat,pars magnezyum sülfat anhidrat,pars magnezyum sülfat monohidrat,pars magnezyum oksit,pars bakır sülfat,pars demir sülfat monohidrat,pars kalay sökücü,pars nikel sökücü,süren vollastonit tozu,pars volfram  tozu,pars molibden tozu,pars antimon oksit,pars potasyum hidroksit,pars potasyum silikat,kimyadeposu.com,claypacks.com,demsil silikajel,demsil kil paketi,demsil nem alıcı,nemal nem alıcı,pars sodyum metabisülfit,pars sodyum bisülfat,pars magnezyum nitrat,pars sodyum persülfat,pars kalsiyum sülfat,pars kalsiyum sülfat dihitrat,pars hayvan altlığı,pars sodyum lignosülfonat,pars maden tozları,pars metal tozları,pars yem katkıları,pars nanotozlar,pars çinko oksit,sunshield sıvı kaolen,süren titanyum tozu,pars bakır oksit,demsil silikajel,süren otocam çizik giderici,pars seryum oksit,süren ferro vanadyum tozu,pars spekülarit,süren bit-pire kovucu,süren bakır tozu,süren teknoloji,bakır tozu,
  • DMRSÜREN KİMYA LTD.ŞTİ
  • 05523307100-05325466184
  • www.kimyadeposu.com,www.claypacks.com,www.nanotozlar.com,www.netyerim.net
  • www.potasyumsilikat.net,www.kursunoksit.com,www.parsman.com.tr,www.parsgrafit.com.tr
  • www.parox.com.tr,www.sepiyolit.net,

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

Başa dön tuşu