Bursa’da yaşayan Elena ve Aydın Sönmez çifti, tek çocukları olan Deniz Sönmez’i, diş ağrısı şikayetiyle 10 Kasım’da, özel diş kliniği zincirinin Hürriyet Mahallesi’ndeki şubesine götürdü.
İddiaya nazaran, muayene sonrası dişlerinde çürük olduğu tespit edilen çocuğa, genel anestezi altında narkoz verilip, operasyon yapıldı. 1 dişi çekilip, 4 dişine de dolgu yapılan çocuk, narkozun tesirini yitirmesiyle rahatsızlandı.
YOĞUN KANAMA OLDU
Ağzında ağır kanama olan çocuğun, ateşi yükseldi ve titremeye başladı. Küçük Deniz, şikayetlerinin anesteziye bağlı olduğu söylenerek, kanaması olduğu halde ilaç yazılıp taburcu edildi.
EVE GÖNDERİLDİ, HAYATINI KAYBETTİ
Eve geldikten yaklaşık 20 dakika sonra kötüleşince ailesi tarafından kaldırıldığı Dörtçelik Çocuk Hastanesi’nde tedaviye alınan Deniz Sönmez, dün sabah oksijen azlığına bağlı çoklu organ yetmezliği nedeniyle hayatını kaybetti.
SAVCILIK VE VİLAYET SIHHAT MÜDÜRLÜĞÜ DEVREYE GİRDİ
Deniz Sönmezin cenazesi, otopsi yapılmak üzere Bursa İsimli Tıp Kurumu morguna kaldırılırken, ailenin şikayetiyle Bursa Cumhuriyet Savcılığı tarafından soruşturma, Vilayet Sıhhat Müdürlüğü tarafından da inceleme başlatıldı.
TOPRAĞA VERİLDİ
Otopsi süreçlerinin akabinde cenazesi yakınlarına teslim edilen Deniz, Keles ilçesi kırsal Denizler Mahallesi’nde toprağa verildi. Cenazeye Keles Kaymakamı Ertuğrul Arslan, Belediye Lideri Mehmet Keskin ve yakınları katıldı. Cenazede anne ve babasının ayakta durmakta zahmet çektiği görüldü.
“BEN ÖLÜYORUM DEDİ”
Deniz’den geriye 29 Temmuz’daki doğum günü kutlamasının manzaraları kalırken, tekraren yardım istemesine karşın, kimsenin oğluyla ilgilenmediğini öne süren anne Elena Sönmez, şu tabirleri kullandı;
Ben yardım istedim fakat bana yardım etmediler. Klinik işçisi de diş tabibi de oturdu, Deniz biraz konuştu. Çok hareket yapınca bayanlar güldü. Komik bir şey güya. Bir sefer bakmadılar.
*Anestezi uzmanı, operasyon bittiği üzere gitti. Oğlum gözlerini açınca evvel su istedi, ben bayana su vermesini söyledim. Bakmadı, yalnızca su verdi. İçmedi, döktü. ‘Ben ölüyorum’ dedi.
*Ben dedim ki Deniz’im sen ölmüyorsun, yalnızca biraz uyudun. Artık ilacın tesiri var. Biraz bekle dedim. Sonra bu türlü yaptı, ‘Çıkar beni, çıkar beni’. Sonra çok hareket yaptı lakin kimse gelmedi. Hepsi gördü ve güldü.
*Ben hiçbir şey anlamadım. Ben her şeyi sordum, ateşi var dedim. ‘Normal’ dediler. Çok kanıyor dedim, ‘Biz diş çıkardık normal’ dediler. Artık baksınlar bakalım her şey olağan mi?
“KANDAKİ OKSİJEN ORANI YÜZDE 40’A DÜŞMÜŞ”
Baba Aydın Sönmez ise yaşadıkları süreci şöyle anlattı;
*1 dişi çekildi, 4 dişi dolgu yapıldı. Tabi genel anestezi ile uyuttular. Süreç bittikten sonra anestezi tabibi çıkıp gidiyor. Çocuğun ayılmasını annesi bekliyor. Kendine geliyor, ‘Ben ölüyorum, çok kötüyüm’ dedi.
*Ateşi var, titriyor, eşim bağırdı doktora ‘Hocam bu türlü bir şey var’ diye. ‘Her şey olağan, külfet yok bunda. Anesteziden ötürü bu türlü, geçecek’ dedi. Çocuk daha fazla titremeye başladı, ateşi daha da yükseldi.
*Eşim bir kere daha söylüyor lakin hekim dışarıdan kalkıp, çocuğun yanına gelip, çocuğun kanaması da var ağzında, gelip şöyle gözüne baksa, ağzına baksa esasen ben eminim, diş hekimi olmasına karşın onun eğitimini almıştır.
*Bir anormallik olduğunu hissedecek lakin yerinden kalkıp çocuğun yanına asla gelmedi. Orada iş yeri kameraları da var zati, gelmediğini görebilirler. Eşim konuta gittikten 20 dakika sonra ben de konuta geldim.
*Eve geldiğimde çocuk yatakta inliyordu. Ben birinci kez oğlumu bu türlü gördüm. Altına işemiş, 1 yaşından beri altına işemeyen çocuk. Kliniği aradım, dedim ki Çocuk bu türlü oldu, ‘İstiyorsanız doktora götürün’ dediler.
*Ben çabucak Dörtçelik Çocuk Hastanesi’ne götürdüm. Tabipler birinci geldiği andan itibaren inanılmaz bir çaba verdiler. 3 gün boyunca canıyla cebelleşti, biz dışarıda dualarla bekledik. En son hekim ümidin azaldığını söyleyerek, ‘Tomogrofi çekmek istiyorum’ dedi. Çektiler tomografiyi, onlar aslında şeyden şüpheleniyordu, kanama durmuyor, birinci geldiği gün boğazında da kanaması vardı operasyon yapmışlardı.
*Tomografide her şey göründü, kandaki oksijen oranının yüzde 40’a düşmesiyle o anda çocuk gitmiş. Aslında bu birinci belirtiler, diş kliniğinde başlıyor, çocuğun ateşi, kusması. Ben yerde bir hayvanı bile inlerken görsem sarfiyat bakarım bu hayvan niçin inliyor diye. İçerideki çocuk ya, bebek yani.
“BEN EVLADIMI OYNARKEN BIRAKTIM”
Aydın Sönmez, oğlunun küçük olduğunu ve durmadığı için genel anestezi yapıldığını söz ederek şunları söyledi;
*Niyetimiz kimsenin hakkına girmek, kimseyi suçlamak değil. Lakin Allah her şeyi görüyor. Bizim canımız yandı. Ben oynayarak bıraktım evladımı buraya. Ben bıraktım kendi ellerimle. Sonuç bu şu anda.
*Genel anestezi, diş çekimi, hekimin umursamazlığı. Çocuğun genetik bir hastalığı bile olsa, diyelim ki biz bilmiyoruz o denli bir şey var. Bir defa bak ya, bir sefer bak, çocuğun ağzından kan geliyor. Çocuk kusuyor, ateşi var, titriyor.
*Zaten isimli tıp uzmanları gelip baktığında birinci başta, söylediler ondan kaynaklı bir külfet olduğunu. Otopsi sonucunu bekleyeceğiz fakat çok uzun bir süreç diyorlar. Doğal o beşerler bu vakte kadar öteki çocuklara bu süreçleri yapmaya devam edecekler.
*Önce Rabb’imin adaletine, sonra devletin adaletine inanıyorum. Bekleyeceğiz. Şikayetçi olduk. Soruşturulsun en sonuna kadar. Bir insan canı bu kadar kolay olmamalı. Hak eden hak ettiğini alsın, nitekim alsın.
*Bizim canımız, ciğerimiz yandı. Şu anki acım tarifsiz aslında, öteki birinin canı ciğeri yanmasın. O kadar sağlıklı bir çocuktu ki.
*Anaokuluna gidene kadar, 5 yaşına kadar çocuk bir kez bile doktora gitmedi. Okula gittiği vakit öksürük üzere okul rahatsızlıkları oldu. Onun haricinde en ufak bir sorunu yoktu, pek sağlıklı bir çocuktu.
KLİNİK AÇIKLAMA YAPMADI
Diş kliniği yetkilileri ise Vilayet Sıhhat Müdürlüğü’ne bilgi verdiklerini, mevzuyla ilgili açıklama yapmayacaklarını söyledi. (DHA)
