İSTANBUL (AA) – İstinye Üniversitesi İletişim Fakültesi Radyo, Televizyon ve Sinema Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Aybike Serttaş, AA muhabirine, engelli bireylerin çizgi dizi ve yapımlardaki temsilini değerlendirdi.
Serttaş, engelli karakterlerin yapımlarda yeterince temsil edilmediğine dikkati çekerek, “Konunun temelinde temsil meselesi var. Neyin ne kadar temsil edildiği yani ekrana ne kadar yansıtıldığı… Engelli karakterlerin hem çizgi dizilerde hem de diğer yapımlarda temsili hem Türkiye’de hem de dünyada yok denecek kadar az.” dedi.
Engelli bireylerin, film ve dizilerde temsil edilmedikleri için ötekileştirilip ana akım grupların dışında kaldıklarını aktaran Serttaş, şöyle devam etti:
“Temsil edilen kimlikler öğretici bir işleve sahip yani izleyiciler tarafından kendi gerçeklik algılarına ve hayata bakış çerçevelerine dahil ediliyor. Ekranda temsil edilen kimlikleri yabancılaştırmıyoruz. Yetersiz temsil nedeniyle izleyiciler, engelli bireyleri ‘görülmemesi gereken özneler’ olarak kodluyor. Buna ‘simgesel imha’ deniyor. Engelli bireyler, toplum içinde yaşamlarını sürdürüyor. Aslında onları ‘engelleyen’ herhangi bir şey yok ama temsil konusunda kendilerine alan bulamadıkları için ötekileştiriliyorlar.”
“Karakterin ekranda sadece olması yetmiyor nasıl var olduğu da çok önemli”
Serttaş, çizgi dizilerde engelli temsilinin 1960’lı yıllarda başladığını kaydederek, “O dönemki yapımları incelediğimizde engelli karakterlere hikayenin merkezinde yer verilmediğini, zaman zaman yan veya yardımcı karakter olarak konumlandırıldıklarını ve bunun dışında hiçbir rollerinin bulunmadığını görüyoruz.” ifadesini kullandı.
Bu çizgi dizileri izleyerek sosyalleşen ve hayatı anlamlandıran çocukların, engelli olma gerçeğini öğrenmeden büyüdüğünün altını çizen Serttaş, şu değerlendirmede bulundu:
“Bunun sonucunda çocuklar gerçek hayatta, okulda engelli arkadaşlarıyla karşılaştıklarında onları doğrudan ötekileştiriyor. Biz hep iletişim bilimci George Gerbner’in ‘yetiştirme kuramı’ndan bahsederiz. Bu kuram kitle iletişim araçlarının hayatın gerçeklerini zihnimize ektiğini ve zihnimize ekilenler arasında bazı kimlik, özne ve bakış açılarının yeri yoksa ileride onlarla karşılaştığımızda onları ‘öteki ve istenmeyen’ olarak gördüğümüzü anlatır. Zihinsel bir dönüşüm gerçekleştirmemiz ve engelli bireylerin hem ekrandaki hem de hayattaki engellerini ortadan kaldırmamız gerekiyor. Buna da çizgi dizileri kullanarak çocuk yaşta başlamalıyız. Bugünün çocukları yarının zihniyetini belirleyecek.”
Serttaş, bu şekilde büyüyen çocukların yetişkin olduklarında da benzer tavırlar sergilemesinin “şaşırtıcı” olmadığını dile getirerek, şu ifadeleri kullandı:
“Temsilde iki önemli nokta var. Birincisi öznenin temsiline yer vermek. İkincisi ise karaktere nasıl yer verildiği. Sinemadaki engelli karakterlere baktığımızda genellikle şeytani, dünyayı ele geçirmek isteyen ve bunun için bütün kötülükleri yapan, son derece hırslı, çeşitli psikolojik problemleri olan, yalnız ve acı çeken karakterler görüyoruz. Engelli karakterler ekranda sürekli olumsuz özelliklerle temsil ediliyor. Bir karakterin sadece ekranda olması yetmiyor nasıl var olduğu da çok önemli.”
İzleyicinin gerçek hayatta tüm kimliklerle ilgili doğrudan deneyim elde etme, şahsen tanıma, bilme imkanı olmadığına vurgu yapan Serttaş, “Medyada sunulan stereotipler (kalıp yargı) zihnimize kolayca yerleşiyor. Yanlış temsiller yanlış stereotiplere yol açıyor. Eğer bu stereotipler hatalı şekilde kodlanırsa gerçek hayatta da o karakterlere hatalı kodlarla bakıyoruz ve yanlış davranış geliştiriyoruz. Yaklaşık 6 yaşına kadar çocuklar izlediklerini tamamen gerçek zannediyor yani kurguyla gerçeği ayırt edemiyor. Bu durumda çocuğa izlediği şeylerin açıklanması gerekiyor.” ifadelerini kullandı.
Serttaş, gerçekçi temsil ve anlatımın izleyici konumundaki engelli çocuklar için önemine değinerek şunları aktardı:
“Engelli karakterlere kendi bilişsel ve fiziksel kapasiteleri dahilinde tüm rollerin verilmesi gerekiyor. Bunu yaparken karakteri bir süper kahramana dönüştürmeden yapmak önemli. Pozitif ayrımcılık yapılarak olmayacak bir profil çizmek de doğru değil. Bu gerçekdışı karakterlerin altında yine ‘kendini kabul ettirebilme’ fikri yatıyor. Engelli karakterlerin ille de bir kahramanlık sergilemesine gerek olmamalı.”
“Engelli bireyler toplumda görünmez olunca senaryolara da dahil edilmiyor”
Senaristlerin içinde yaşadıkları toplumdan beslendiğini anımsatan Serttaş, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Türkiye’deki bir senarist Türk toplumunun içinden öyküler yazar, karakterler oluşturur. Engelli bireyler toplumda görünmez olunca senaryolara da dahil edilmiyor. Bu da kısır döngüye yol açıyor. Engelli bireyler, medyada temsil edilmedikleri için gerçek hayatta ötekileştiriliyor ama bir yandan da gerçek hayatta kendilerine alan sunulmadığı için anlatılarda da yer bulamıyorlar. Bu zincirin bir şekilde kırılması gerekiyor.”
Serttaş, yapımcılıkta genellikle maddi kaygılarla hareket edildiğinden bahsederek, sözlerini, “İnsanların televizyonda belli kimlikler ve belli yüzler görmek istediklerini ve bu konuda çok acımasız olabildiklerini biliyoruz. Çok zorlu bir piyasa. Yapımcı ve senaristler risk almak ve para kaybı yaşamak istemiyor fakat bunun uzun vadeli ve tutarlı bir bilgilendirmeyle aşılması lazım. Senaryo üretim kodları, karakter tasarımları ve medyanın etkisi yeniden konuşulmalı.” diye tamamladı.
Muhabir: Zehra Menteş
Sağlık İçin Kızılötesi Karbon Isı Boyası
Canlıların, özellikle de insanların sağlıklı yaşayabilmek için kızılötesi ışınlara ihtiyaçları vardır. Ancak bir aylık bir sürede yoğun bir şekilde alınan güneş ışınlarının depolanması mümkün değildir. On iki ay boyunca alınacak terapi kalitesindeki kızılötesi ışınlar ise sayısız fayda sağlar.
- Hücre sisteminin yenilenme gücünü artırır,
- Kan dolaşımını hızlandırır,
- Kronik yorgunluğu azaltır,
- Bağışıklık sistemini güçlendirir,
- Astım, alerjik rinit gibi solunum yolu rahatsızlıkları olan hastalar için en sağlıklı ısıtma sistemidir,
- Kas ağrıları, sırt ağrıları ve eklem rahatsızlıklarını azaltır,
- Bazı kanser türlerinin gelişimini engelleme özelliğine sahiptir,
- Şeker hastalıklarının yan etkilerini azaltır,
- Fizyoterapi tıp merkezlerinde doğrudan kullanılır.
Tıbbi araştırmalar, uzun dalga boyundaki ışınların terapi etkisi yaptığını, hiçbir zararlı yan etkisinin olmadığını ve insan vücudu için en uygun sıcaklığı sağladığını göstermiştir. Uzun dalga boyunda, terapi kalitesindeki kızılötesi ışınlar ile ısıtma sistemi olarak geliştirilmiş olan SRN Kızılötesi Isı Boyası, güneşin altında ısınma hissini on iki ay sağlamaktadır. SRN Kızılötesi Isı Boyası, uygulandığı ortamı sadece ısıtmakla kalmaz; aynı zamanda bir fizyoterapi merkezine çevirerek, içinde yaşayanların sağlığına katkıda bulunur.
Uzun dalga kızılötesi, radyan ısıdır; yüzünüzde güneşin veya odun ateşinin sıcaklığını hissetmekle aynı histir. Hatta kendi vücudumuzun da yaydığı ısı türüdür. İnsanlığın bildiği en temel ısınma şeklidir. Önce objeleri ısıttığı, ısınan objelerin de ısı yayarak çevreyi sıcak tuttuğu için binlerce yıldır tercih edilmiştir.
Bugün, yüksek enerji verimliliğine sahip SRN Kızılötesi Isıtma Teknolojisi, estetik ve konforlu bir şekilde radyan ısıyı çevre dostu olarak kolayca tekrar kullanabilmemizi sağlamaktadır.
Geçtiğimiz yüzyılda insanoğlunun konforlu olması sebebiyle tercih ettiği konvansiyonel ısıtma sistemlerinin (petek, klima vb.); yakın gelecekte yerini tekrardan kızılötesi ısıtma sistemlerine bırakması kaçınılmazdır.
SRN KIZILÖTESİ KARBON ISI BOYASI HAKKINDA BAZI BİLGİLER
- SRN Kızılötesi Isı Boyası havayı kurutmaz ve havayı değil sizi ısıtır.
- 24 V Elektrik ile çalışan Kızılötesi Isı Boyası sistemi yenilenebilir enerji kaynaklarıyla kombine çalışabilir. (Güneş ve Rüzgar enerjisi)
- SRN Kızılötesi Isı Boyası Üstüne duvar kağıdı,sıva ve boya gibi ürünler ile uygulanabilir özelliklere sahip bir üründür.
- SRN Kızılötesi Isı Boyası’nın boyandığı ortamda nem ve küf olmaz.
- SRN Kızılötesi Isı Boyası mekanik tesisat ve bakım gerektirmeye bir üründür.
- SRN Kızılötesi Isı Boyası anında ısınma ve homojen ısı dağılımı sağlar.
- SRN Kızılötesi Isı Boyası sağlıklıdır, nefes hastaları (bronşit vb) için en uygun ısıtma teknolojisidir.
- Su bazlı karbon kaplamalar ek veya ana ısıtma da mükemmel olarak kullanılabilir.
- Pars alüminyum tozu,pars bakır tozu,Pars Çinko Tozu,Pars Grafit Tozu,Pars Kurşun Tozu,Pars demir tozu,pars kurşun oksit,pars kurşun oksit sülyen,pars kurşun oksit mürdesenk,pars fire assay flux,pars nitrik asit,pars hidroklorik asit,pars sülfürik asit,pars hidrazin hidrat,pars kaolin,pars sepiyolit,sunsep,sundiyo,sunmag,pars zeolit,pars 67 mangan dioksit,pars85 mangan dioksit,hadjin yılan kovucu,parsvet yara tozu,pars lime sülfür,nanotozlar,yemkat.com,sunshield kaolin,sunshield sıvı kaolin,pars silisyum karbür,silisyum karbür,dmr74 mangan dioksit,pars magnezyum sülfat,pars magnezyum sülfat anhidrat,pars magnezyum sülfat monohidrat,pars magnezyum oksit,pars bakır sülfat,pars demir sülfat monohidrat,pars kalay sökücü,pars nikel sökücü,süren vollastonit tozu,pars volfram tozu,pars molibden tozu,pars antimon oksit,pars potasyum hidroksit,pars potasyum silikat,kimyadeposu.com,claypacks.com,demsil silikajel,demsil kil paketi,demsil nem alıcı,nemal nem alıcı,pars sodyum metabisülfit,pars sodyum bisülfat,pars magnezyum nitrat,pars sodyum persülfat,pars kalsiyum sülfat,pars kalsiyum sülfat dihitrat,pars hayvan altlığı,pars sodyum lignosülfonat,pars maden tozları,pars metal tozları,pars yem katkıları,pars nanotozlar,pars çinko oksit,sunshield sıvı kaolen,süren titanyum tozu,pars bakır oksit,demsil silikajel,süren otocam çizik giderici,pars seryum oksit,süren ferro vanadyum tozu,pars spekülarit,süren bit-pire kovucu,süren bakır tozu,süren teknoloji,bakır tozu,
- DMRSÜREN KİMYA LTD.ŞTİ
- 05523307100-05325466184
- www.kimyadeposu.com,www.claypacks.com,www.nanotozlar.com,www.netyerim.net
- www.potasyumsilikat.net,www.kursunoksit.com,www.parsman.com.tr,www.parsgrafit.com.tr
- www.parox.com.tr,www.sepiyolit.net,