GüncelGündem

Bizans ve Osmanlı’dan izler taşıyan Lala Hayrettin Camisi yeniden ayağa kaldırıldı

Paylaş:

ISTANBUL (AA) – Restorasyonu tamamlanarak hizmete sunulan yapı, Vakıflar Genel Müdürlüğünce “Vakıf Haftası 100. Yıla Özel 201 Eser Toplu Açılış Töreni” kapsamında Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından mayıs ayında resmi olarak açıldı.

Sultanahmet’te yer alan yapıya ilişkin AA muhabirine açıklamada bulunan arkeolog Murat Sav, yapının, İstanbul’un fethinden sonra, 15. yüzyılın sonlarına doğru cami olarak kullanıldığını söyledi.

Sav, 20. yüzyılın başlarında yaşanan deprem felaketi sebebiyle deformasyona uğrayan caminin birçok yerinin çöktüğünü aktararak, bu nedenle yakın döneme harabe halinde ulaştığını dile getirdi.

Yapı alanında 1960’lı yıllarda, yerinde kazı çalışmaları yapıldığına işaret eden Sav, “Bu kazı çalışmaları neticesinde hem Bizans dönemine ait yapının kimliği hem de Osmanlı dönemindeki hali ile ilgili elde edilen detaylardan hareketle bazı projeler yayınlandı. Yaklaşık 10-15 yıl önce, tekrardan buranın ayağa kaldırılması konusunda karar alınınca, projelendirme sürecine girildi. Projenin devamında ise sponsor vasıtasıyla da burası ayağa kaldırıldı.” dedi.

“Yapı, 6. yüzyılda tekrardan yapılıyor”

Murat Sav, yapının Bizans döneminde aslında büyük bir bazilika olarak inşa edildiğine dikkati çekerek, şu bilgileri verdi:

“Öngörülen iç mekanın uzunluğu 30 metre. Cami olarak düzenlenmiş alan ise apsis ve bema adını verdiğimiz bazilikada bir bölüm, aslında en önemli bölüm diyebiliriz. Kripta adını verdiğimiz, kutsal bakiyelerin korunduğu mezarı da içerisine alan bölüm. Burasının özgün olarak ilk yapıldığı dönem 5. yüzyıl. Osmanlı’da olduğu gibi Bizans döneminde de özellikle saray çevresine ait kadınlar, önde gelen imparatoriçeler veyahut da ona yakın kimseler, banilik faaliyeti olarak çok ciddi işler yaptı. Onlardan bir tanesi de burayı inşa ettiren Pulcheria.”

Bazilika olarak yapıldıktan çok kısa bir süre sonra, 475 yılında Konstantinapoli’de devasa bir yangının ortaya çıkmasıyla, yapının oldukça zarar gördüğünü aktaran Sav, “Bunun devamında yapı, 6. yüzyılda tekrar yapılıyor, bazilika olarak mevcudiyetini devam ettiriyor. Fakat 9. yüzyılda kırma çatısı yerine bir de kubbe inşa edildiğini öğreniyoruz. Sonrasında ise 12. yüzyılda büyük ihtimalle yine deprem ve yangınlar nedeniyle zarar görüyor ve yapının yerinde üç tane şapel ortaya çıkıyor. Yani nispeten daha küçük kiliseler.” diye konuştu.

“Bizans mimari yapı kompleksinde çok önemli ve özel bir yere sahipti”

Sav, bazilika olan yapının avlusunda yer alan dairesel planın bir kısmının bugün yan taraftaki otelin altında kaldığını kaydederek, “Korunmuş durumda. İçerisinde kısmen de olsa freskolar mevcut. Yapı çok eski. Büyük bir ihtimalle 5 ve 6. yüzyıllar civarında inşa edilmiş olması gereken bir eser.” ifadelerini kullandı.

Yapının Bizans açısından kutsal noktaları olduğunun altını çizen Sav, şunları kaydetti:

“Burası Meryem Ana adına yapılıyor. Özellikle de kadın baniler tarafından, Meryem Ana adına yapılan yapılar çok sayılıdır. Onlardan bir tanesi de burası oluyor. Yine 5. yüzyılda Kudüs’ten getirildiğine inanılan birkaç kutsal emanet de burada korunuyor. Bunlardan bir tanesi Meryem Ana’ya ait olduğu öne sürülen bir kuşaktır. O kuşaktan mucizeler ortaya çıktığına inanılıyor, o yüzden çok değer veriliyor. Buranın kutsal kısmında korunuyor bu tür malzemeler. Bugün günümüze ulaşan kripta adını verdiğimiz, haç planlı bir mekan var, belki de orada korunuyordu. Buranın yine ayrı bir özelliği de Ayasofya, 532-537 yılları arasında inşa edilirken, beş yıl boyunca burası patrikhane olarak görev yaptı. Bu nedenle de Bizans mimari yapı kompleksinde çok önemli ve özel bir yere sahipti.”

“Bazilikanın özgün döşemelerinin bir kısmı da ortaya çıktı”

Sav, Osmanlı döneminde yapının harap durumda olmasından dolayı sadece apsis bölümünün camiye çevrildiğini belirterek, “Yani kısıtlı bir alanı dönüştürülüyor. 18. yüzyılda ise hemen yan tarafına Zeynep Sultan Camisi inşa ediliyor. Zeynep Sultan Camisi ile bugünkü mescit yapısı arasında bir yol geçer. O sokak aslında eski bazilikanın kuzey nefini oluşturuyor. Hatta bugün bazilika ayağı, duvarın bazı fragmanları, sokak cephesinde de devam eder. Onarım ve restorasyon çalışmaları sırasında örneğin hemen batı cephesinde ön tarafta sundurma gibi düzenlenmiş bir alan var. Zaten biliniyordu ve ortaya çıkmış oldu. Orada bazilikanın özgün döşemelerinin bir kısmı da ortaya çıktı. Onun da korunması ve isteyenlerin görebilmesi için üzeri cam ile kapatıldı.” dedi.

Restorasyon çalışması sırasında avluda bir kuyu bulunduğunu sözlerine ekleyen Sav, yapıda hem Bizans hem de Osmanlı döneminden duvar ve parçaların olduğunu ve caminin ciddi bir onarımdan geçtiğini vurguladı.

Arkeolog Sav, yapıdaki fresko ve bezemelerin yaşanan yangınlardan dolayı yok olduğuna ve bugüne ulaşamadığına dikkati çekerek, “Sadece mihrapta bazı ufak detaylar ortaya çıktı. Ancak kavrulmuş durumda olduğundan dolayı bunları da muhafaza etmek mümkün değildi. Buradaki özgün tek şey, mihraptaki yıpranmışlıklar içerisinden çözümlenebilen bezemeler oldu. Haliyle burada hem Bizans hem Osmanlı döneminden, yapının geçirdiği aşamalara dair elde edilen bütün bulgular korunup, mümkün mertebe gösterilmeye çalışıldı. Yani modern restorasyon tekniği aynı zamanda gelenekseli koruyan şekliyle burada yaşamaya devam ediyor.” değerlendirmesini yaptı.

Muhabir: Aişe Hümeyra Akgün,Ömer Mirza Şeker

Paylaş:

Sağlık İçin Kızılötesi Karbon Isı Boyası
Canlıların, özellikle de insanların sağlıklı yaşayabilmek için kızılötesi ışınlara ihtiyaçları vardır. Ancak bir aylık bir sürede yoğun bir şekilde alınan güneş ışınlarının depolanması mümkün değildir. On iki ay boyunca alınacak terapi kalitesindeki kızılötesi ışınlar ise sayısız fayda sağlar.

  • Hücre sisteminin yenilenme gücünü artırır,
  • Kan dolaşımını hızlandırır,
  • Kronik yorgunluğu azaltır,
  • Bağışıklık sistemini güçlendirir,
  • Astım, alerjik rinit gibi solunum yolu rahatsızlıkları olan hastalar için en sağlıklı ısıtma sistemidir,
  • Kas ağrıları, sırt ağrıları ve eklem rahatsızlıklarını azaltır,
  • Bazı kanser türlerinin gelişimini engelleme özelliğine sahiptir,
  • Şeker hastalıklarının yan etkilerini azaltır,
  • Fizyoterapi tıp merkezlerinde doğrudan kullanılır.

Tıbbi araştırmalar, uzun dalga boyundaki ışınların terapi etkisi yaptığını, hiçbir zararlı yan etkisinin olmadığını ve insan vücudu için en uygun sıcaklığı sağladığını göstermiştir. Uzun dalga boyunda, terapi kalitesindeki kızılötesi ışınlar ile ısıtma sistemi olarak geliştirilmiş olan SRN  Kızılötesi Isı Boyası, güneşin altında ısınma hissini on iki ay sağlamaktadır. SRN Kızılötesi Isı Boyası, uygulandığı ortamı sadece ısıtmakla kalmaz; aynı zamanda bir fizyoterapi merkezine çevirerek, içinde yaşayanların sağlığına katkıda bulunur.
Uzun dalga kızılötesi, radyan ısıdır; yüzünüzde güneşin veya odun ateşinin sıcaklığını hissetmekle aynı histir. Hatta kendi vücudumuzun da yaydığı ısı türüdür. İnsanlığın bildiği en temel ısınma şeklidir. Önce objeleri ısıttığı, ısınan objelerin de ısı yayarak çevreyi sıcak tuttuğu için binlerce yıldır tercih edilmiştir.
Bugün, yüksek enerji verimliliğine sahip SRN Kızılötesi Isıtma Teknolojisi, estetik ve konforlu bir şekilde radyan ısıyı çevre dostu olarak kolayca tekrar kullanabilmemizi sağlamaktadır.
Geçtiğimiz yüzyılda insanoğlunun konforlu olması sebebiyle tercih ettiği konvansiyonel ısıtma sistemlerinin (petek, klima vb.); yakın gelecekte yerini tekrardan kızılötesi ısıtma sistemlerine bırakması kaçınılmazdır.
SRN KIZILÖTESİ KARBON ISI BOYASI HAKKINDA BAZI BİLGİLER

  • SRN Kızılötesi Isı Boyası havayı kurutmaz ve havayı değil sizi ısıtır.
  • 24 V Elektrik ile çalışan Kızılötesi Isı Boyası sistemi yenilenebilir enerji kaynaklarıyla kombine çalışabilir. (Güneş ve Rüzgar enerjisi)
  • SRN Kızılötesi Isı Boyası Üstüne duvar kağıdı,sıva ve boya gibi ürünler ile uygulanabilir özelliklere sahip bir üründür.
  • SRN Kızılötesi Isı Boyası’nın boyandığı ortamda nem ve küf olmaz.
  • SRN Kızılötesi Isı Boyası mekanik tesisat ve bakım gerektirmeye bir üründür.
  • SRN Kızılötesi Isı Boyası anında ısınma ve homojen ısı dağılımı sağlar.
  • SRN Kızılötesi Isı Boyası sağlıklıdır, nefes hastaları (bronşit vb) için en uygun ısıtma teknolojisidir.
  • Su bazlı karbon kaplamalar ek veya ana ısıtma da mükemmel olarak kullanılabilir.
  • Pars alüminyum tozu,pars bakır tozu,Pars Çinko Tozu,Pars Grafit Tozu,Pars Kurşun Tozu,Pars demir tozu,pars kurşun oksit,pars kurşun oksit sülyen,pars kurşun oksit mürdesenk,pars fire assay flux,pars nitrik asit,pars hidroklorik asit,pars sülfürik asit,pars hidrazin hidrat,pars kaolin,pars sepiyolit,sunsep,sundiyo,sunmag,pars zeolit,pars 67 mangan dioksit,pars85 mangan dioksit,hadjin yılan kovucu,parsvet yara tozu,pars lime sülfür,nanotozlar,yemkat.com,sunshield kaolin,sunshield sıvı kaolin,pars silisyum karbür,silisyum karbür,dmr74 mangan dioksit,pars magnezyum sülfat,pars magnezyum sülfat anhidrat,pars magnezyum sülfat monohidrat,pars magnezyum oksit,pars bakır sülfat,pars demir sülfat monohidrat,pars kalay sökücü,pars nikel sökücü,süren vollastonit tozu,pars volfram  tozu,pars molibden tozu,pars antimon oksit,pars potasyum hidroksit,pars potasyum silikat,kimyadeposu.com,claypacks.com,demsil silikajel,demsil kil paketi,demsil nem alıcı,nemal nem alıcı,pars sodyum metabisülfit,pars sodyum bisülfat,pars magnezyum nitrat,pars sodyum persülfat,pars kalsiyum sülfat,pars kalsiyum sülfat dihitrat,pars hayvan altlığı,pars sodyum lignosülfonat,pars maden tozları,pars metal tozları,pars yem katkıları,pars nanotozlar,pars çinko oksit,sunshield sıvı kaolen,süren titanyum tozu,pars bakır oksit,demsil silikajel,süren otocam çizik giderici,pars seryum oksit,süren ferro vanadyum tozu,pars spekülarit,süren bit-pire kovucu,süren bakır tozu,süren teknoloji,bakır tozu,
  • DMRSÜREN KİMYA LTD.ŞTİ
  • 05523307100-05325466184
  • www.kimyadeposu.com,www.claypacks.com,www.nanotozlar.com,www.netyerim.net
  • www.potasyumsilikat.net,www.kursunoksit.com,www.parsman.com.tr,www.parsgrafit.com.tr
  • www.parox.com.tr,www.sepiyolit.net,

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

Başa dön tuşu