11 aylık bebeğinde kanser belirtileri fark eden anne yaşadıklarını anlattı

İngiltere’de yaşayan 30 yaşındaki Danielle Prior, son günlerde son derece telaşlı. Zira 11 aylık bebeğine az görülen bir kanser teşhisi kondu. Anne Prior, tedavisine başlanan bebekte, kanser habercisi olan sıkıntıları birinci nasıl keşfettiğini anlattı.

Anne, 11 aylık bebeği Evie’yi beslerken kızının gözünde sıra dışı bir beyaz halka ve bulanıklık fark etti. Prior, çabucak hekimini aradı ve randevu aldı. Bebek Evie, daha ileri testler ve denetimlere tabi tutuldu.

Sonuçlar ise aileyi adeta darmadağın etti. Evie’de ender görülen bir göz kanseri tipi olan retinoblastoma hastalığı olduğu ortaya çıktı. Hastalık, her yıl Birleşik Krallık’ta yalnızca 44 ve ABD’de 300 çocukta görülüyor.

EN ÇOK 5 YAŞIN ALTINDAKİ ÇOCUKLARDA GÖRÜLÜYOR

Evie daha sonra genel anestezi altında keşif maksatlı bir ameliyat geçirdi ve bu ameliyatla da ne yazık ki gözünün dörtte üçünü kaplayan retinoblastomun olduğu doğrulandı. Ekseriyetle göz geliştikçe tetiklenen kanser, en çok beş yaşın altındaki çocukları etkiliyor.

Gözbebeğinin merkezinde görülen beyaz bir parıltı yahut yansıma en yaygın semptom. Öbür belirtiler ortasında ise şaşılık, irisin renginde değişiklik ve göz etrafında şişlik yer alıyor.

Prior şunları söyledi: “Haberi aldığımda bu beni üzdü, kimseyle konuşmak istemedim, yalnızca her şeyi engellemek istedim. Nitekim yemek yemiyordum ya da uyumuyordum ve dertten acı çekiyordum. Evie’ye teşhis konulmadan evvel ‘belki de yanılıyoruzdur’ diye, bunun yeterli huylu ya da yalnızca katarakt olabileceğini düşünmeye devam ediyorduk. Tedavilerin ne olduğunu öğrenene kadar derin bir kara deliğin içine girdim.”

“SAATLİ BOMBA GİBİ”

Ailesi, artık yürümeye başlayan çocuklarının gözünün büsbütün alınarak tedavi edilmesindense kemoterapiye devam etmek istedi. Ve Evie, kanserin temizlenmesi umuduyla, direkt, etkilenen göze verilen konsantre kemoterapi dozu ile altı seans geçirdi. Artık güzelleşme sürecinde olan Evie, her altı haftada bir Royal London Hastanesi’nde denetimlere de gidiyor.

Anne Prior ise seçtikleri tedavi metodu ile ilgili şunları söylüyor: “Şu anda meçhul bir etaptayız ve bunu saatli bir bomba olarak görüyoruz, lakin yanlış karar vermek istemediğinizde bu çok güç. Bu tedavinin başka ülkelerde düzgün bir muvaffakiyet oranı var ve bazen görme yeteneği de kurtarılıyor, bu yüzden ona yalnızca yardım etmeye çalışıyoruz. Beşerler fecî olabilir, bilhassa de görsel olarak çok besbelli olan bir beden kesimini kaybederseniz. Yetişkin olana kadar onu denetim ettirmemiz gerekecek; hekimler bana muhakkak bir noktada artık sorun olmayacağını söylediler. Temel olarak, gözlerin büyümesi durduğunda sabit kalması gerekiyor. Ama şimdilik gözünde tümör var ve tümörü inançlı bir formda çıkarabilecekleri bir ameliyat yapamıyorlar.”

“KORKMUŞ VE GERGİN”

Ayrıca Prior, artık 18 aylık olan kızının sık sık hastaneye gitmesi ve tedavi görmesi nedeniyle de tasa sorunu yaşadığını söylüyor: “Korkmuş ve gergin, bu randevulara gitmek ve tedaviyle uğraşmak onu nitekim etkiledi. Yabancılardan hoşlanmıyor ve hatta başka çocuklara karşı da biraz kuşkucu davranıyor, bunu görmek müthiş. Yalnızca onun itimadını tekrar kazanmayı umuyoruz.”

Henüz çocuklarının tedavisi devam eden ve uzun bir müddette denetim altında tutmaları gereken hastalıkla boğuşan aile bu süreçte toplumsal medyadaki kümelerden dayanak aldıklarını ve olabildiğince kendilerini olumlu tutmaya çalıştıklarını belirtiyor.