Denizli’nin Honaz ilçesine bağlı Aşağıdağdere Mahallesi sakinleri 8 yıldır kâbusu yaşıyor. Mahalleye 400 metre uzaklıktaki Kelkaya Dağı’nda faaliyet gösteren bir kalker ocağı, kireçtaşı çıkarmak gayesiyle dinamit patlatıyor.
Her patlamada ocaktan kopan kaya kesimleri meskenlere yuvarlanıyor. Düşen kaya kesimleri nedeniyle birtakım konutların çatısı, kimilerinin bahçeleri ziyan görürken, patlamalar yüzünden camların kırıldığı ve duvarlarda çatlaklar oluştuğu görüldü.
İKİNCİ BİR MADEN İÇİN BAŞVURDULAR
Diğer yandan bölgede faaliyet gösteren firma ile kontağı bulunduğu ileri sürülen bir öbür teşebbüsün yeniden kalker ocağı için kapasite artırımı müracaatında bulunduğu, Etraf Şehircilik ve İklim Değişikliği Vilayet Müdürlüğü’nün de ‘ÇED Gerekli Değildir’ kararı verdiği ortaya çıktı.
Can güvenliğinin olmadığını söyleyen, her gün dehşetle yaşadıklarını söz eden mahalle sakinleri de hem ÇED gerekli değildir kararına itiraz etti hem de mevcut kalker ocağının kapatılması için Vilayet Müdürlüğü’ne başvurdu.
“YÖNETMELİĞİ YANDAN DOLANIYORLAR”
İl müdürlüğü önünde toplanan 40 kişilik küme, mahalle sakinlerinin imzaladığı 600 dilekçeyi teslim etti. Türkiye Barolar Birliği Etraf Komitesi Yürütme Heyeti Üyesi avukat Hasan Ozan Orpak, mahallenin yaşanamaz hale geldiğini belirterek şunları söyledi:
“Mahallenin yıllardır havasını, suyunu, toprağını mahveden bir ocak var. Yakın vakitte ÇED gerekli değildir kararı çıkarılmıştı. Alanda patlamalar yaşanıyor. Mahalle yaşanamaz hale gelmiş durumda. Meskenlerin içlerine kadar taşlar geliyor. Vatandaşın can güvenliği yok. Beşerler göçmeye başladılar.
Dilekçelerimizi verdik. Hukuk davası açacağız. Bağımsız Türk yargısı bu mevzuda gereken kararı verecektir. ÇED yönetmeliğini yandan dolaşarak alınan ÇED gerekli değildir kararını kaldırarak, mevcut şirketin kapasite artırım kararının ortadan kaldırılmasını ve kapatılmasını talep ediyoruz”
“HUZURUMUZ KALMADI”
Aşağıdağdere Mahallesi Muhtarı Mehmet Efe ise, “Patlamalardan ötürü mahalle halkının huzuru kalmadı. Can ve mal güvenliğimiz yok. Top alanı, taş alanı oldu. 11 Ekim’de patlama yapıldı. Meskenlerin avlusuna bile taşlar geldi. Jandarmayı çağırdık, tutanaklar tutuldu. Çocuklar dışarıya çıkmaya korkuyor. Öteki bir firma daha müracaat etmiş. Halka sormadan ÇED gerekli değildir kararı alınmış. Orada halk yaşıyor. Yaklaşık 8 bin dönüm arazi var. Burada tarım ve hayvancılık yapılıyor. Suyumuz bile kalmadı. En son patlama çok makus oldu. Nasıl hala ruhsat veriliyor anlamıyoruz. Bize soran yok. 600’e yakın imzayı Vilayet Müdürlüğü’ne teslim ettik. Sonuna kadar gerisinde duracağız. Buna müsaade verenler gelsin bu mahallede yaşasınlar da görelim. Duvarlar çatlıyor, camlar kırılıyor” diye konuştu.
“ADETA SARSINTI YAŞIYORUZ”
11 Ekim’deki patlamalar sırasında konutunun önüne kadar gelen kaya kesimleri karşısına şoke olan 70 yaşındaki Ümmü Karataş’ın hudut krizi geçirdiği ve gözyaşlarına hakim olamadığı öğrenildi. Yaşlı bayanın zahmetle sakinleştirildiği belirtildi.
Mahalle sakinlerinden Ayşe Besim, “Evlerimizde kaygı içinde yaşıyoruz. Patlama olduğu vakit adeta sarsıntı üzere hissediyoruz. Üzerimize taşlar geliyor. Camlar kırılıyor, konutlarımızın duvarları çatlıyor” dedi. Ayşe Şen de, “Burada maden ocağı istemiyoruz. Patlamalar bu formda devam ederse meskenlerimiz başımıza yıkılacak” diye konuştu.
