Kolajen deposu besinler

Vücutta en çok bulunan protein olan kolajen kaslarımızda, kemiklerimizde, tendonlarımızda, bağlarımızda, organlarımızda, kan damarlarımızda, derimizde, bağırsaklarımızda, saçlarımızda ve başka bağ dokularımızda bulunuyor. Bu yüzden sanılanın bilakis sadece cildin değil tüm bedenin yaşlanmasını engelliyor. Fakat bedendeki kolajenin vakitle azalmaya başladığını belirten Uzman Diyetisyen Ayşe Gül İtimat, ‘’20’li yaşların ortasından itibaren kolajen kaybı başlar ve 40 yaşından sonra beden her yıl kolajenin yaklaşık yüzde1’ini kaybeder’’ dedi ve kolajeni doğal yoldan artırma yollarını şöyle anlattı:

Ayşe Gül Güven

MUTLAKA DIŞARDAN ALINMASI GEREKİR

İlerleyen yaşın yanı sıra beslenmede yetersiz kolajeni alımı da yaşlanma sürecini hızlandırır. Yani kolajen içeren ya da kolajen üretimini destekleyen içerikler besinler yoluyla gereğince alınmazsa beden kolajen üretemez. Hasebiyle beslenmenize kolajen içeriği yüksek besinleri eklemekte gecikmeyin. Zira sağlıklı beslenir, bedene kolajen üretimi için gerekli tüm besin öğelerini sağlarsanız muhtemelen desteklere gereksiniminiz olmaz.

İŞTE DOĞAL KAYNAKLARI

Kemik suyu

Kemik suyu kolajenin varlıklı kaynağıdır. Kemiklerin ve bağ dokularının sudaki yavaş kaynama süreci, kolajenin beden tarafından daha kolay emilebilen jelatine dönüşmesini sağlar. Kemik suyu kolajenin yanı sıra esansiyel amino asitleri ve mineralleri de içerir.

Balık ve kabuklu deniz ürünleri

Balığın bilhassa derisi ve pulları harika bir kolajen kaynağıdır. Üstelik balıktan elde edilen kolajenin biyoyararlanımı yüksektir. Yani öbür kaynaklardan elde edilen kolajenden daha verimli bir halde bedene emilir. Ek olarak deniz kolajeni çoğunlukla cildin, kemiklerin, tendonların ve öteki dokuların sıhhatini ve elastikiyetini destekleyen tip-1 kolajenden oluşur. Bütün olarak yenilebilen sardalya, soğuktan yağlanmış hamsi üzere balıklar eksiksiz kolajen depolarıdır.

Tavuk ve hindi

Özellikle tavuk ve hindi kıkırdağı doğal ve güçlü bir kolajen kaynağıdır. Eklem sıhhati için yararlı olan ve artrit semptomlarını hafifletmeye yardımcı olabilecek tip 2 kolajen açısından zengindir. Diyetinize daha fazla kolajen katmak istiyorsanız tavuk kanadı yahut tavuğu derisi ile tüketmeye çalışın. 180 gr pişmiş tavuk göğüs eti 55 gram protein, günlük çinko gereksiniminin yüzde15’ini ve bakır ihtiyacının yüzde 8’ni sağlar.

Kırmızı et ve sakatat

Sığır (kasaplık büyük baş hayvan) eti bilhassa kemikleri varlıklı bir kolajen kaynağıdır. Sığırdan elde edilen kolajen temel olarak tip 1 ve tip 3 kolajenden oluşur. Bu kolajen cinsleri cildin, kemiğin, tendonların, lifli kıkırdağın, bağ dokusunun ve dişlerin sıhhati ve gücü için gereklidir. Bifteğin bilhassa bağ dokusu içeren modüllerinde kolajen vardır. Fakat biftekteki kolajen pirzoladaki kadar fazla değildir. Tip 1 kolajenin bir öbür kaynağı da karaciğer, kalp, beyin üzere sakatat çeşitleridir.

Yumurta beyazı

Kolajen üretimi için gerekli birincil amino asitlerden biri olan prolin yumurta beyazında çokça (250 mg) bulunur. Yumurta sarısı kolajen içermese de bedenin kolajen üretebilmesi için gerekli olan besin öğelerinden zengindir.

Nohut

Kurubaklagiller doğal olarak kolajeni artırmak için uygun besinlerdendir. Bilhassa nohut varlıklı bakır, çinko ve bitkisel protein içeriğiyle kolajen üretimini dayanaklar.

C vitamini içeren sebze-meyveler

Lahana, karnabahar, brokoli, renkli biberler, domates, maydanoz kusursuz C vitamini depolarıdır. Kivi, ananas, portakal, greyfurt, çilek, yaban mersini, böğürtlen üzere meyveler de hür radikal avcısı C vitaminin kuvvetli kaynaklarıdır. C vitamini bedenin kolajen üretimini için değerli içeriklerinden biridir. Kolajen öncülü pro-kolajenin sentezinde tamamlayıcı bir rolü vardır.

Ceviz

Ceviz, fındık, fıstık üzere kuruyemişler cildinizin genç görünmesine yardımcı olmasının ötesinde daha uzun bir hayatın da anahtarlarındandır.

Esmer pirinç

Kahverengi pirinç kolajen imali için gerekli mineralleri, B vitaminlerini, antioksidanları ve fitokimyasalları bünyesinde barındırır. Kan şekerini de beyaz pirince nazaran nispeten daha olumlu seyrettirir.

Sarımsak

Yapısında kolajen bulunmaz fakat bedeninizdeki kolajen üretimine katkıda bulunan besinlerdendir. Sarımsağın güçlü kükürt içeriği kolajenin sentezlenmesini ve parçalanmasını önlemeye yardımcıdır.

Eksikliği nasıl anlaşılır?

Kolajen kaybı cildimizdeki kırışıklıklardan, zayıflayan kaslarımızdan, aşınmış kıkırdaklar nedeniyle ortaya çıkan eklem ağrılarından, osteoartritten (kireçlenme) ve sindirim sistemindeki iç yüzeyin incelmesinden anlaşılır.

İlave şekerden kaçının

Cildinize ya da kolajen üretiminize ehemmiyet veriyorsanız özgür şeker tüketimine dikkat etmeniz gerekir. Zira fazla şeker kolajen ve elastindeki (cildimizde bulunan öteki bir protein) amino asitleri birbirine bağlar ve ileri glikasyon son eserleri ya da AGE olarak isimlendirilen ziyanlı bileşikleri oluşturur. Tıpkı güneş ışığının yaptığı üzere. AGE’ler kolajene ziyan verir ve bedende iltihaplanmaya neden olur. Birebir vakitte sigara, hava kirliliği ve güneş ışınları da bedendeki kolajeni azaltan etkenlerdir.