HÜDA PAR Genel Lider Yardımcısı, Parti Sözcüsü ve Batman Milletvekili Serkan Ramanlı, bugün TBMM’de basın toplantısı düzenledi. Ramanlı, Diyarbakır’da bir bulvara Pir Sait isminin verilmesinin akabinde başlayan tartışma ile ilgili soru üzerine, şunları söyledi:
“BİR İSLAM KAHRAMANI”
*Şeyh Said bir İslam kahramandır. Bizler tarihe, tarihi şahsiyetlere ve olaylara bakarken oradan ibret almak için, yanlışların tekrarlanmaması için ve doğrularda buluşmak için bakarız. O formda okur ve tanırız.
*Geçmişte bu ülkede çok acılar yaşandı, çok problemler çekildi. Lakin bugün o tarihi olaylardan ders çıkarmak yerine; ‘bu tarihi olaylar bir daha yaşanmasın, kardeşliğimiz pekişsin, birliğimiz daim olsun ve toplumsal barışı tesis edelim’ demek yerine o eski defterleri karıştırmak ve toplumun kıymetlerine hakaret ederek siyasi bir rant devirmeye çalışmak siyasetin büyük bir ayıbıdır.
*Şeyh Said Efendi ile ilgili yakıştırılan o sıfatlar da ben ve benim üzere düşünen milyonlarca insan tarafından Pir Said Efendiyi asanlar hakkında düşünülüyor ve üstelik birebir münasebetlerle.
*Ben yalnızca o ileri sürülen yakıştırma ve hakaretlerden ikisine değinmek istiyorum. Pir Said Efendinin İngiliz ajanlığı ya da İngilizlerle iş birliği yaptığı söylemi üzerinden bir iftira yürütülüyor. Elbette siyasal şuuru İnkılap Tarihi kitaplarından ibaret olanlar, benim bu söylediklerime çok bir mana veremeyebilirler.
*Ama yalnızca Pir Said Efendi’nin fotoğraflarıyla, onu asan o İstiklal Mahkemesi grubunun fotoğraflarını gördüğünüzde kimin İngilizlere benzediğini, kimin İngilizlerden ayırt edilemediğini görmek çok mümkün.
“ASLETİNİN ZEKATI TÜM MİLLETVEKİLLERİNE YETER”
*İkinci husus… Elbette biz soyla sopla uğraşan bir siyasi hareket değiliz. Lakin Pir Said Efendi’nin de Peygamber Efendimiz Hazreti Muhammed’in soyundan olduğunu ve o soyun yalnızca bizlerin, bu devirdeki milletvekillerinin değil; bu Meclis’e gelmiş geçmiş bütün milletvekillerinin soyundan daha bedelli olduğu; o asaletin zekatının bile gelmiş geçmiş bütün milletvekillerine kâfi ve artar olduğunu buradan söz etmek istiyorum.
*Nihayetinde bizler bu ülkede yaşayan birinci sınıf vatandaşlarız. Kürdü, Türkü, Lazı, Çerkezi, Sünnisi, Alevisi, Müslimi, gayri müslimi bütün vatandaşlar bir ve eşittir. Temel hak ve hürriyetlerden herkes üzere eşit formda istifade etme hakkına sahiptir.
*Bizim geleceğimizi adalet ve kardeşlik temelinde inşa etme sorumluluğumuz var. Bu sorumluluğumuzun gereğini yerine getiririz. Ancak bunu yaparken ne biz ne de diğeri toplumun bedellerine hakaret etsin, istemeyiz.
