KİPTAŞ Genel Müdürü: Kamu bankalarından dayanak bekliyoruz

İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) İştiraki KİPTAŞ, İstanbul Yenileniyor Platformu kapsamında riskli yapıların dönüşümüne devam ediyor. 1973 yılında yapılan ve tek bloktan oluşan Kadıköy Gülzar Apartmanı’nın dönüşümü için varılan uzlaşma sonucunda bugün yıkımını gerçekleştirdi.

“GENE BİR TEK YAPI YIKIMI İÇİN BİR ORTAYA GELDİK”

Yıkım öncesi mevzu hakkında bilgi veren KİPTAŞ Genel Müdürü Ali Kurt şunları söyledi:

* “Gene bir tek yapı yıkımı için bir ortaya geldik. Olağan bizim aslında en büyük amacımız İstanbul’daki tüm riskli yapılara tahlil üretmekti. Bütüncül dönüşüm bizim en büyük tercihimiz fakat çok vakit kaybettiğimiz için biz uzlaşma sağlayabildiğimiz her noktada hizmet götürmeye çalışıyoruz. O yüzden de bu periyot Kiptaş dahilinde birinci defa mahalle ortalarına da girdik ve tek yapı da olsa çoklu bloklar da olsa uzlaşabildiğimiz her yerde yıkım ve üretim süreçlerini İstanbul Yenileniyor Platformu üzerinden yürütüyoruz.

* Şu anda Kadıköy’de yeniden tek bir yapı yıkıyoruz. Bu bahiste da çok eleştiriliyoruz. Niçin daima Kadıköy? Niçin daima Bakırköy üzere yerler? Zira bu yerlerde vatandaşlara maliyet çok daha düşük çıkıyor. Mesela burada yıktığımız tek yapıda vatandaşlarımızın ortalama borçlanması 150 bin lira. Birtakım vatandaşlarımızın dairesi küçülüyor biz vatandaşımıza borçlanıyoruz, bedellerini ödüyoruz. Birtakım vatandaşlarımızın dairesi büyüyor bu vatandaşlarımıza da 12 ay sıfır vadeyle borçlanma imkanı sunuyoruz. Yani İstanbul Yenileniyor sisteminin aslında İstanbul’da çok önemli bir karşılığı var.

“RİSKLİ BAĞIMSIZ ÜNİTELERDE YAŞAYAN İNSAN SAYIMIZ BİR MİLYON 600 BİNİN ÜZERİNDE”

* Şu anda 31 binin üzerinde müracaat aldık. Yaklaşık 485 bin riskli bağımsız üniteye denk geliyor ve bu riskli bağımsız ünitelerde yaşayan insan sayımız bir milyon 600 binin üzerinde. Çok fecî bir sayıdan bahsediyoruz. Biraz sonra yıkımda da göreceksiniz. Bu yapılar tek kepçe darbesiyle yıkılan yapılar.

“KAMU BANKALARINDAN TAKVİYE BEKLİYORUZ”

* Bizim için mahalle ortası yahut site fark etmez kâfi ki uzlaşı olsun, her yerde vatandaşlarımızın canını kurtarma motivasyonuyla hareket ediyoruz. O manada tek yapıları önemsiyoruz. Şehircilik manasında baktığımızda tek yapı değil, adabazlı yapılaşma da değil, mahalle bazlı dönüşüm yapmamız gerekir aslında lakin çok önemli vakit kaybetti İstanbul. Bilhassa 99 sarsıntısından sonra. Şu anda Türkiye’nin en fazla riskli yapı stokuna sahip kenti. Maalesef İstanbul’daki konutların yaklaşık yüzde 70’i iki bin öncesi yapılmış. Yani potansiyel riskli yapılar. Biz de elimizden geldiğince bu yapılara tahlil üretmek istiyoruz.

* Kiptaş bizden evvel yönetilen 24 yıldaki yaptığı yıkımdan daha fazla yıkım yaptık. Biz şu anda 2 bin 98’inci bağımsız birbirimizi bugün yıkacağız. Ve bunun üzerine daha 500- 600 tane daire sahipleri ile uzlaştık yıkım basamağındayız. Bunları da bir iki ay içerisinde yıkımını tamamlayacağız. Bu bizim için kıymetli bu işi ne kadar kaygı ettiğimizi gösteriyor lakin İstanbul ölçeğine baktığımızda kâfi bir sayı mı? Değil. İstanbul Yenileniyor, sisteminin işlediğini, aslında gelen müracaatlardan ve vatandaşın ilgisinden görüyoruz ancak burada bizim vatandaşımızın alım gücünün düşmesinden dolayı çaresiz kaldığı yerlerde dayanak olmak için kamu bankalarından dayanak bekliyoruz. Bunu her platformda söylüyoruz.

* Biz, bu periyotta hiçbir kamu bankasından hiçbir projemizdeki vatandaşımızı faydalandıramadık. O yüzden kamu bankalarına buradan tekrar bir mühendis olarak seslenmek istiyorum. Gelin siz de bizim vatandaşları canını kurtarmak için yaptığımız bu seferberliğe paydaş olun. İnanın Kiptaş kadar uyumlu çalışabileceğiniz kurumsal bir yapı daha bulamazsınız. Zira biz vatandaşlarımıza uygun ödeme planı sunabilirsek uzun vadeli borçlanma imkanı sunabilirsek vatandaşlarımız bizle uzlaşmayı kabul ediyor.

“465 BİN RİSKLİ BAĞIMSIZ ÜNİTEDEN BAHSEDİYORUM”

* 465 bin riskli bağımsız üniteden bahsediyorum. Bu bağımsız ünitelerin değeri vatandaşlar kendi yapılarını yenilemek için borçlanmayı kabul eden bağımsız üniteler. Çok kıymetli, daha evvelden vatandaşlarımız daima kamu otoritesi gelsin, imar arttırsın, yapımızı yapsın yahut bize hiçbir borçlanma çıkarmasın diyorken, şu anda bu vatandaşlarımız borçlanmayı da kabul ediyor lakin inşaat maliyetlerinin çok artışı nedeniyle maalesef alım gücünün düşmesiyle vatandaşlarımız bu geri ödemelerde zorlanıyor. O yüzden bizim vatandaşlarımıza uygun bir ödeme planı sunmamız lazım. Bu bahiste da İstanbul Yenileniyor sisteminin kamu bankalarına gereksinimi var. O yüzden de merkez idareden bu mevzuda takviye bekliyoruz.

“YIKIP YAPARAK İSTANBUL’U SARSINTIYA HAZIRLAMA BAHTIMIZ YOK”

* Uzlaştığımız her yerde tahlil üretmeye çalışıyoruz. Maksadımız kâr değil burada da az evvel de bahsettim. Mesela burada borçlanan vatandaşlarımıza biz 12 ay sıfır vade farkıyla borçlanma imkanı sunuyoruz. Lakin borçlanmalar maalesef inşaat maliyetleri çok arttığı için vatandaşlara çok yük olmaya başladı. Doğal bu tıp semtlerde fazla bir iki tane daire çıkması ve burada çıkan dairelerin satış sayılarının yüksek olması vatandaşlarımızın borçlanmasını düşürdüğü için Kadıköy, Bakırköy üzere şerefiyesi yüksek yerlerde yani görece olarak daha pahalı ilçelerde borçlanma daha düşük olduğu için daha çok uzlaşıyoruz.

* Lakin Bağcılar, Güngören, Esenler üzere yerlerden de çok önemli talep alıyoruz. Orada borçlanma ölçüleri maalesef yüksek çıkıyor. O yüzden bizim merkez idaresine de el ele vererek kamu bankalarını kullanıp vatandaşlarımıza uygun ödeme planı sunmamız lazım. Aksi takdirde İstanbul’u zelzeleye hazırlama bahtımız yok, yıkıp yapma ile ilgili konuşuyorum. Ancak yalnızca yıkıp yaparak mı İstanbul’u hazırlayabiliriz muhakkak bununla da yetiştiremiyeceğimiz için İstanbul’u daha güçlü bir kent yapmaya, kesinlikle boş yapı stoğunun da kıymetlendirilmesi teklifimizi yeniden masada tutmak istiyoruz. Kamu, bilhassa konut projesi üreteceğine bu devirde yüksek maliyetle konut üreteceğine ki bu yıllara sığacak bir süreç önemli vakit alacak. İstanbul dolmuş bunları bütüncül baktığımızda bu kaynakları boş yapı stoğunu kiralayarak gereksinim sahiplerine eşleştirmek suretiyle kullanmasının daha efektif olacağını düşünüyoruz.”