Fehmi Koru*
Kütüphanemden uzaktayım, o sebeple imzaladığı kitabına bakıp hangi tarihte bir araya geldiğimizi tam olarak bilebilecek durumda değilim.
1995 yılı olmalı.
Ankara’da, Sheraton Oteli’nde, az sayıda kişinin davetli olduğu bir sohbet sonrasında, katılımcılara Yapı Kredi Yayınları’ndan Türkçe çevirisi çıkan kitabını imzalamıştı Mihail Gorbaçov.
Davet sahibi kitabının yayıneviydi.
Çoktandır bir zamanlar Sovyetler Birliği adını taşıyan ülkenin devlet başkanı değildi; artık Sovyetler Birliği diye bir devlet de kalmamıştı zaten. Kendi adıyla kurulmuş bir vakıf adına bilgi ve deneyim birikimlerini paylaşma seferberliği başlatmış, eşi Raisa ile birlikte o kapsamda dünyayı dolaşmaktaydı.
Karar’da Akif Beki gazete kupürünü de vermiş. Gençlerle görüşlerini paylaşmak üzere gittiği Boğaziçi Üniversitesi’nde, ODTÜ’de, bir grubun kendisini protesto eylemleri düzenlemesinden şaşkına döndüğü anlaşılıyordu. O şaşkınlıkla ‘‘Sizde hala komünist mi var?’’ dediği gazetelere manşet olmuştu.
Sohbetimiz sırasında o şaşkınlığını bir kez daha tekrarlamıştı Gorbaçov.
Dün, ölümünün nasıl değerlendirildiği merakımı gidermek için medyaya göz gezdirirken, CHP’yi desteklediği bilinen ‘muhalif’ kimlikli kanalların bazı programlarında, hakkında ‘hain’ sıfatının bolca kullanıldığını fark ettim.
Ülkesi Rusya’da bile, hiç değilse aklı başında olanlar, Gorbaçov için o sıfatı kullanmakta zorlanıyorlar.
Yeniden Sovyetler Birliği rüyası gördüğü söylenen Vladimir Putin dahi ölümü sonrasında Gorbaçov’u hayırla yadeden sözler sarf etti.
Sovyetler Birliği’nin varlığı Gorbaçov’la birlikte tarihe karıştı, bu bir gerçek; ancak Sovyetler Birliği’nin o haliyle yaşamasının mümkün olmadığı çoktandır biliniyordu. Onun birkaç yıl daha devamı, Gorbaçov’un usta manevralarıyla hiç değilse özünü -ve tabii halkının gururunu da- koruduğu ulus olma bilincini bütünüyle yok edebilirdi.
Rakibi karşısında hemen her alanda kendini savunamaz ve savunulamaz duruma düşmüştü Sovyetler Birliği…
Komünist sistem yalan-dolanla ayakta tutulan bir kağıttan kaplandı çoktandır…
Bu yazının en tepesinde yaşlılık fotoğrafını gördüğünüz kadın 10 yıl önce vefat ettiğinde Lana Peters adıyla toprağa verildi. Oysa esas adı Svetlana Alliluyeva’ydı. 21 Nisan 1967 tarihinde İsviçre Havayollarına ait uçaktan New York’taki Kennedy Havalimanı’na indiğinde 41 yaşındaydı.
Alliluyeva Sovyetler Birliği’ni Lenin’den sonra 31 yıl boyunca (1922-1953) çelik elleriyle yönetmiş Joseph Stalin’in el bebek gül bebek büyütülmüş biricik kızıydı.
Sovyetler Birliği’ni terk edenler kervanına o da katılmıştı.
Nina Lvovna Khrushcheva (Kruşçeva) ABD’nin prestijli eğitim kurumlarından New York’taki New School’da dersler veren uluslararası ilişkiler profesörü. Soyadının bir şeyler söylemesi gerekir. 1963 Moskova doğumlu Nina Hanım Sovyetler Birliği’nin Stalin sonrası (1953-1964) devlet başkanı Nikita Kruşçev’in oğlu öldüğünde nüfusuna kaydettirdiği torunu. Dede-babası, Sovyetler Birliği’nin devlet başkanıyken, işlerin iyiye gitmediğini, bir Politbüro toplantısında yaptığı ve sonradan iki cilt halinde Türkçeye de çevrilerek Milliyet Yayınları tarafından okurlarla buluşturulmuş uzun konuşmada itiraf etmişti.
Görev süresinin büyük bölümü, selefi Stalin’in cürümlerini unutturma çabasıyla geçmişti Kruşçev’in.
Kruşçev sonrasında Brejnev, Andropov ve Çernenko adlarını taşıyan ihtiyar devlet başkanları gördü Sovyet halkı.
Özgürlüğün olmadığı, şakaların bile cezalandırıldığı, halkını fakirlikte eşitlemiş bir ekonomiye sahip, buna karşılık bağlı cumhuriyetlerin sömürüsü üzerine oturan doğal kaynaklar zenginliğini kendini dünyaya güçlü göstermekten başka bir işe yaramayan silahlanmaya ayıran bir ülkeydi Sovyetler Birliği.
Gorbaçov bu görüntüyü tersine çevirme misyonunun sahipliğini üstlendi.
Halkına özgürlük verme (‘Glasnost’, yani açıklık) ve ekonomiyi gerçekleri yansıtmayan şişirilmiş veriler yerine sağlam temellere oturtma (‘Perestroyka’, yapılandırma) seferberliğini bu amaçla başlattı.
Birilerinin şimdilerde ‘ihanet’ olarak göstermeye çalıştığı onun bu çabaları olsa gerek.
Evet, o çabalar olmasaydı, Sovyetler Birliği varlığını bir süre daha sürdürebilirdi; ancak Gorbaçov’a ‘hain’ diyenleri daha fazla utandıracak uygulamaların ülkesi olarak…
Boris Pasternak’ın Rusya’da basımına izin verilmeyen ‘Doktor Jivago’ romanını ancak kaçırarak ilk önce İtalya’da yayınlatabildiği ve kendisine verilen Nobel edebiyat ödülünün (1958) törenine gitmesine izin verilmediği bir ülkeydi Sovyetler Birliği…
Alexandr Soljenitsin’in romanlarında sergilediği vahim yanlışlıkların yaşandığı bir ülkeydi…
Gulag yarımadasının ağır işçiliğe mahkum edilen ülke aydınlarının çile çektiği bir yer olduğu ülke.
Putin, Gorbaçov’un hayaleti üzerinde olduğu için, ülkesi aydınlarına özgürlüğü bütün bütüne yasaklıyamıyor bugün.
İyi de bütün bunları neden anlatıyorum?
Gorbaçov’un vefatının ardından ‘hain’ sıfatını kullanan bizdeki medyacılar, kendilerini özgürlük savaşçısı olarak takdimden de çekinmiyor ve bugünlerin bir an önce bitip yeni dönemin gelmesini sabırsızlıkla bekliyorlar.
Bunların arzuladığı ‘yeni dönem’ ile yeni dönemde ön planda olması beklenen siyasilerin topluma sundukları ‘yeni dönem’ profili arasında fark var.
Herhalde öğrenmek hakkımızdır: Hangisi gerçek bunların?
*Bu yazı fehmikoru.com adresinden aynen alınmıştır.
Sağlık İçin Kızılötesi Karbon Isı Boyası
Canlıların, özellikle de insanların sağlıklı yaşayabilmek için kızılötesi ışınlara ihtiyaçları vardır. Ancak bir aylık bir sürede yoğun bir şekilde alınan güneş ışınlarının depolanması mümkün değildir. On iki ay boyunca alınacak terapi kalitesindeki kızılötesi ışınlar ise sayısız fayda sağlar.
- Hücre sisteminin yenilenme gücünü artırır,
- Kan dolaşımını hızlandırır,
- Kronik yorgunluğu azaltır,
- Bağışıklık sistemini güçlendirir,
- Astım, alerjik rinit gibi solunum yolu rahatsızlıkları olan hastalar için en sağlıklı ısıtma sistemidir,
- Kas ağrıları, sırt ağrıları ve eklem rahatsızlıklarını azaltır,
- Bazı kanser türlerinin gelişimini engelleme özelliğine sahiptir,
- Şeker hastalıklarının yan etkilerini azaltır,
- Fizyoterapi tıp merkezlerinde doğrudan kullanılır.
Tıbbi araştırmalar, uzun dalga boyundaki ışınların terapi etkisi yaptığını, hiçbir zararlı yan etkisinin olmadığını ve insan vücudu için en uygun sıcaklığı sağladığını göstermiştir. Uzun dalga boyunda, terapi kalitesindeki kızılötesi ışınlar ile ısıtma sistemi olarak geliştirilmiş olan SRN Kızılötesi Isı Boyası, güneşin altında ısınma hissini on iki ay sağlamaktadır. SRN Kızılötesi Isı Boyası, uygulandığı ortamı sadece ısıtmakla kalmaz; aynı zamanda bir fizyoterapi merkezine çevirerek, içinde yaşayanların sağlığına katkıda bulunur.
Uzun dalga kızılötesi, radyan ısıdır; yüzünüzde güneşin veya odun ateşinin sıcaklığını hissetmekle aynı histir. Hatta kendi vücudumuzun da yaydığı ısı türüdür. İnsanlığın bildiği en temel ısınma şeklidir. Önce objeleri ısıttığı, ısınan objelerin de ısı yayarak çevreyi sıcak tuttuğu için binlerce yıldır tercih edilmiştir.
Bugün, yüksek enerji verimliliğine sahip SRN Kızılötesi Isıtma Teknolojisi, estetik ve konforlu bir şekilde radyan ısıyı çevre dostu olarak kolayca tekrar kullanabilmemizi sağlamaktadır.
Geçtiğimiz yüzyılda insanoğlunun konforlu olması sebebiyle tercih ettiği konvansiyonel ısıtma sistemlerinin (petek, klima vb.); yakın gelecekte yerini tekrardan kızılötesi ısıtma sistemlerine bırakması kaçınılmazdır.
SRN KIZILÖTESİ KARBON ISI BOYASI HAKKINDA BAZI BİLGİLER
- SRN Kızılötesi Isı Boyası havayı kurutmaz ve havayı değil sizi ısıtır.
- 24 V Elektrik ile çalışan Kızılötesi Isı Boyası sistemi yenilenebilir enerji kaynaklarıyla kombine çalışabilir. (Güneş ve Rüzgar enerjisi)
- SRN Kızılötesi Isı Boyası Üstüne duvar kağıdı,sıva ve boya gibi ürünler ile uygulanabilir özelliklere sahip bir üründür.
- SRN Kızılötesi Isı Boyası’nın boyandığı ortamda nem ve küf olmaz.
- SRN Kızılötesi Isı Boyası mekanik tesisat ve bakım gerektirmeye bir üründür.
- SRN Kızılötesi Isı Boyası anında ısınma ve homojen ısı dağılımı sağlar.
- SRN Kızılötesi Isı Boyası sağlıklıdır, nefes hastaları (bronşit vb) için en uygun ısıtma teknolojisidir.
- Su bazlı karbon kaplamalar ek veya ana ısıtma da mükemmel olarak kullanılabilir.
- Pars alüminyum tozu,pars bakır tozu,Pars Çinko Tozu,Pars Grafit Tozu,Pars Kurşun Tozu,Pars demir tozu,pars kurşun oksit,pars kurşun oksit sülyen,pars kurşun oksit mürdesenk,pars fire assay flux,pars nitrik asit,pars hidroklorik asit,pars sülfürik asit,pars hidrazin hidrat,pars kaolin,pars sepiyolit,sunsep,sundiyo,sunmag,pars zeolit,pars 67 mangan dioksit,pars85 mangan dioksit,hadjin yılan kovucu,parsvet yara tozu,pars lime sülfür,nanotozlar,yemkat.com,sunshield kaolin,sunshield sıvı kaolin,pars silisyum karbür,silisyum karbür,dmr74 mangan dioksit,pars magnezyum sülfat,pars magnezyum sülfat anhidrat,pars magnezyum sülfat monohidrat,pars magnezyum oksit,pars bakır sülfat,pars demir sülfat monohidrat,pars kalay sökücü,pars nikel sökücü,süren vollastonit tozu,pars volfram tozu,pars molibden tozu,pars antimon oksit,pars potasyum hidroksit,pars potasyum silikat,kimyadeposu.com,claypacks.com,demsil silikajel,demsil kil paketi,demsil nem alıcı,nemal nem alıcı,pars sodyum metabisülfit,pars sodyum bisülfat,pars magnezyum nitrat,pars sodyum persülfat,pars kalsiyum sülfat,pars kalsiyum sülfat dihitrat,pars hayvan altlığı,pars sodyum lignosülfonat,pars maden tozları,pars metal tozları,pars yem katkıları,pars nanotozlar,pars çinko oksit,sunshield sıvı kaolen,süren titanyum tozu,pars bakır oksit,demsil silikajel,süren otocam çizik giderici,pars seryum oksit,süren ferro vanadyum tozu,pars spekülarit,süren bit-pire kovucu,süren bakır tozu,süren teknoloji,bakır tozu,
- DMRSÜREN KİMYA LTD.ŞTİ
- 05523307100-05325466184
- www.kimyadeposu.com,www.claypacks.com,www.nanotozlar.com,www.netyerim.net
- www.potasyumsilikat.net,www.kursunoksit.com,www.parsman.com.tr,www.parsgrafit.com.tr
- www.parox.com.tr,www.sepiyolit.net,