Şehit Yusuf Ataş’ın babası: Lösemi ile ilgili farkındalık yarattı

Pençe-Kilit Operasyonu bölgesinde, teröristler tarafından açılan taciz ateşi sonucu ağır yaralanan ve kaldırıldığı hastanede şehit olan Piyade Astsubay Çavuş Yusuf Ataş’ın (21), lösemiyle ilgili vasiyetinin, 6 yaşındaki kız kardeşine olan sevgisinden kaynaklandığı ortaya çıktı. Şehit Ataş’ın babası Necat Ataş, “Lösemi ile ilgili ülkemizde bir farkındalık yarattı” dedi.

Pençe-Kilit Operasyonu bölgesinde, 1 Ekim’de teröristler tarafından açılan taciz ateşi sonucu ağır yaralanan ve kaldırıldığı hastanede şehit olan Elazığlı Piyade Astsubay Çavuş Yusuf Ataş’ın, vefatından bir müddet evvel çekilen ve arkadaşlarına vasiyette bulunduğu, “Eğer ölürsem biriniz yahut kendi aranızda anlaşın bir biçimde, bir lösemili kız çocuğuna bakın. Bütün masraflarını karşılayın. Okulunu falan her şeyini karşılayın” kelamları, ülke genelinde vicdanlara dokundu.

Videoyu izleyenleri duygulandıran bu vasiyetle bir farkındalık oluşarak, LÖSEV’e bağışlar yapıldı. LÖSEV de Ataş’ın vasiyetiyle ilan vererek, “Vatan için gözünü kırpmadan şehitlik mertebesine yükselirken lösemili çocuklarımızı kalbinde taşıyan Mehmetçiğimiz Yusuf Ataş’ın vasiyetini yerine getirmek boynumuzun borcudur” tabirlerini kullandı. İlanda ayrıyeten şehit Ataş ile lösemili bir çocuğun fotoğrafına yer verilerek “Sizi birlikte yaşatacağız” yazıldı.

“KÜÇÜKLÜKTEN BERİ ASKER VE POLİS OLMA HEVESİ VARDI”

Şehit Yusuf Ataş’ın babası Necat Ataş, oğlunun küçüklükten beri asker ve polis olma hevesi olduğunu belirterek, şunları söyledi:

* “Küçüklükten beri bir asker ve polis olma hevesi vardı. 2016 yılında konuştuğumuzda ‘baba ben asker olacağım’ demişti. Ben de kendisine oğlum madem silaha hevesin varsa asker değil gel polis ol, askerlik güç bir misyondur demiştim. Bizim polislik mesleğimiz de güç lakin en azından polisliğin biraz daha toplumsal aktivitesi fazla olduğunu ilettim. ‘Yok baba ben asker olacağım’ dedi. 2018 yılında kara meslek yüksekokulu imtihanlarını kazandı. 2019’da okulunu okudu.

* 2021’de mezun olduktan sonra baba ben en uygunu olacağım deyip, komando kursuna yazıldı. Ülkesini seven, bayrağını seven, milletini seven ve hayırseverliğe düşkün bir çocuktu. Küçük, büyük fark etmezdi herkesin yardımına koşardı.

* Bizleri de bugüne kadar hiç incitmedi, incitmediği üzere de bize hem dünyada hem de ahirette gururla taşıyabileceğimiz bir madalya, şehit babası, şehit annesi olma üzere bir gurur yaşattı. Oraya giderken de ben kendisine söyledim, ‘Oraya gitmek istemiyorsan gitme oğlum’ dedim. ‘Yok baba ben gideceğim, arkadaşlarımla bir arada bu hain örgüte gerekli karşılığı vermemiz lazım, ülkemizin başına bela bu hain örgüt’ dedi.

* En son Malatya’daki şehidimizle ilgili kendisine dedim ki ‘oğlum gelmek istiyorsan gel, rızkı veren Allah’tır. Burada karınca kararınca bir biçimde rızkımızı kazanırız’ dedim. ‘Yok baba gelmeyeceğim, buradaki vazifem bitmeden ayrılmayacağım’ dedi. ‘Askerliği ve ülkemi seviyorum. Burayı temizlemeden gelmeyeceğim’ dedi.”

“KIZ KARDEŞİNE DÜŞKÜNDÜ”

Baba Necat Ataş, şehit oğlunun vasiyeti ile ilgili de şunları söyledi:

* “En son görüntü konuşmasında lösemi ile ilgili bir konuşması olmuş. Çocuklara çok düşkündü. 2016’da kız kardeşi Melike Ela doğdu. Kız kardeşi doğduğu birinci günden bu yana daima ilgilenirdi. Bu lösemi ile ilgili yapmış olduğu açıklamada kız kardeşine düşkünlüğünden geliyor. Ona düşkün olduğu için bu türlü hoş bir hayra vesile oldu.

* Biz kendisinden razıydık Allah da kendisinden razı olsun. Lösemiyle ilgili ülkemizde bir farkındalık yarattı. Biz ondan razıydık. Şehadetinde bile bizi incitmedi. Ülkemizin birliği ve bütünlüğü için canını feda etmiştir. Biz kendisiyle gurur duyuyoruz.

* Esasen bu PKK terör örgütü ve ona benzeri öteki örgütler ülkemizin yıllardır, bir sancısı haline geldi, devletimiz büyüktür. Bunlarla ilgili büyük kararlar almıştır. Bu örgüt büsbütün ülkemizden sökülüp atılacaktır. Ben eminim, devletimize güveniyorum.”

“BENİM OĞLUM BİRİNCİ ŞEHİT OLMAYACAKTIR, SON ŞEHİT DE DEĞİLDİR”

Necat Ataş, oğlunun birinci şehit olmadığını son şehit de olmadığını vurgulayarak, “Ülkemiz ve bu topraklar daima baskı içinde olduğu için asker olarak, polis olarak bizler güvenlik güçleri olarak misyon yapmak zorundayız. Bizim merhametli olduğumuzu en son oğlumuzun görüntüsünde gördük. Türk halkının, Türk askerinin, Türk polisinin Türkiye’deki herkesin bir bütün halkın merhametli olduğunu oğlumuzun son görüntüsünde gördük. Ölürken bile halkını düşünen, halkı için bir şeyler yapmak uğraşında olan bir halkız, bir milletiz. Türk’üyle, Laz’ıyla, Kürt’üyle, Zaza’sıyla, Alevi’siyle, Arap’ıyla ülkemizde toplu halde yaşayan bir birliğiz. Bizim birliğimizin bozulmasına inşallah Allah da fırsat vermez, biz de fırsat vermeyeceğiz” dedi. (DHA)