Bilim - Teknoloji

Uzaydaki ışınlar neden ışık hızının 7 katında gidiyor?

Paylaş:

2018 yılında Hubble Uzay Teleskobu’nun çektiği görüntüleri inceleyen araştırmacılar, çarpışan iki nötron yıldızının kalıntılarında olağan dışı bir şey keşfetmişlerdi: İki yıldızın birleşmesinden çıkan ve Dünya’ya doğru giden yüksek enerjili parlak bir iyon akımı, ışıktan yedi kat hızlı hareket ediyordu.

Populer Science Türkçe’nin içeriğinde yer verdiği detaylara göre yanlış giden bir şeyler vardı. Bu yüzden araştırma takımı, yapılan gözlemleri farklı bir radyo teleskobuyla yeniden hesapladı. Bu gözlemlerde ise akımın, ışık hızından sadece dört kat hızlı gittiği ortaya çıktı. Bu ayın başlarında Nature bülteninde yayımlanan bir makalede ortaya çıktığı üzere, bu bir yanılsamaydı.

IŞIKTAN DAHA HIZLI

Uzaydaki parçacıkları ışık hızından daha hızlı gidiyormuş gibi gösteren bu olgu, süperlüminal hareket olarak adlandırılıyor. “Işıktan daha hızlı” anlamına gelen terim her ne kadar araştırmacıların gördüğü yanılsamaya uysa da, aslında size doğru hareket eden bir cismin gerçek hızından daha hızlı gidiyormuş gibi göründüğü bir durumu tarif ediyor. Uzayda, ışıktan hızlı hareket ediyor gibi görünebilen yüksek enerjili akımlar var. Günümüzde gökbilimciler bu akımlardan giderek daha fazla görüyor.

ABD Uzay Teleskobu Enstitüsünde görev yapan, Hubble ile kapsamlı çalışmalar yürüten ve yeni makalenin kaleme alınmasına yardım eden gökbilimci Jay Anderson, “Gökyüzü boyunca çılgın bir hızda hareket ediyor gibi görünüyorlar” diyor. “Fakat aynı anda hem size doğru gelip hem de gökyüzü boyunca gidiyorlar.”

Anderson ve çalışmaya katkıda bulunan diğer araştırmacılar, jetin gerçek hızını bulmak için Hubble ve radyo teleskoplarıyla yapılan gözlemleri karşılaştırmışlar. Sonuç olarak jetin, ışık hızının %99,95’i kadar bir hızla Dünya doğrultusunda aktığını bulmuşlar. Söz konusu hız ışık hızına çok yakın olsa da, ondan daha yüksek değil.

Aslında şimdiye kadar bildiklerimize göre, gezegenimizin içinde veya dışındaki hiçbir şey ışıktan hızlı gidemez. Bu durum, Albert Einstein’ın kağıda döktüğü özel görelilik kanunlarıyla tekrar tekrar kanıtlandı. Saatte yaklaşık 18 milyar km hızla giden ışık, evrendeki nihai hız sınırı. Üstelik özel görelilik, ışık hızının kim veya ne tarafından gözlemlenirse gözlemlensin sabit olduğunu söylüyor.

Fakat özel görelilik, cisimlerin ışığa çok yakın hızlarda seyahat edişini kısıtlamıyor (kozmik ışınlar ve Güneş püskürtülerinden gelen parçacıklar, bu cisimlere örnek). Süperlüminal hareket de burada devreye giriyor. Bir şey size doğru hareket ettiğinde, cismin ışık ve görüntüsünün size ulaşması için gereken süre azalıyor. Gündelik yaşamda bu pek belli olmuyor. Tepenizden geçen bir uçak gibi görünürde hızlı olan şeyler bile ışık hızının yakınından dahi geçmiyor.

Fakat bir şey doğru yönde ve saatte yüz milyonlarca kilometre hızda hareket ettiğinde, cisim ve algılayıcı (ister insan olsun, ister bir kamera lensi) arasındaki mesafe çok hızlı azalıyor. Bu durum, bir şeyin gerçekte olduğundan daha hızlı yaklaşıyormuş gibi görünmesine sebep olup yanılsama meydana getiriyor. Aradaki farkı ne gözlerimiz ne de teleskoplarımız algılayabiliyor. Dolayısıyla gökbilimcilerin, bir cismin gerçek hızını görüntülerde toplanan verilerden hesaplaması gerekiyor.

Yeni makalenin ardındaki araştırmacılar, süperlüminal hareketle boğuşan ilk kişiler değil. Aslında, yüzyıldan uzun süre gecikmişler. 1901 yılında karanlık gökyüzünü tarayan araştırmacılar, Perseus takımyıldızı doğrultusunda hareket eden bir nova tespit etmişler. Bu yapı, civardaki bir gaz devinin dış kabuklarını yiyen bir beyaz cücenin çıplak gözle görülecek kadar kısa süreliğine parlayan kalıntılarıymış. Gökbilimciler, novadan çıkan ve son derece yüksek hızda şişen bir baloncuğa şahit olmuşlar. Fakat o zamanlar genel görelilik kuramı olmadığı için olay hızla hafızalardan silinmiş.

Olgu, 1970 ve 80’lerde yeniden ilgi toplamış. O zamanlar gökbilimciler, evrenin uzak köşelerinde her türden tuhaf, yüksek enerjili cisimler buluyormuş: Bu cisimler, hepsi de madde jeti fırlatan kuasarlar ve aktif galaksilerden oluşuyor. Cisimler enerjilerini çoğu zaman, neredeyse ışık hızında yüksek enerjili jetler püskürten kara deliklerden alıyormuş. Geldikleri kara deliğin kütle ve kuvvetine bağlı olarak, Dünya’ya ulaşmaları binlerce, yüz binlerce ve hatta milyonlarca ışık yılı sürebiliyormuş.

Uzak cisimler yaklaştıkça, farkı ne gözlerimiz ne de teleskoplarımız algılayabiliyor ve bu durum, giderek daha hızlı hareket ettikleri yanılsamasını oluşturuyor.

Hemen hemen aynı zamanlarda radyo dalgaları üzerinde çalışan bilim insanları, bu olguları paniğe kapılacak kadar fazla görmeye başlamışlar. Hatta uzak bir galaksiden çıkan ve ışık hızının neredeyse 10 katı hızda gidiyor gibi görünen bir jet bile bulmuşlar. Mekanizmalar o zamana kadar iyice anlaşılsa bile, gözlemler gökbilimciler arasında epeyce bir panik yaratmış.

Aradan geçen onlarca yılda, süperlüminal hareket gözlemleri artmaya devam etmiş. Gökbilimciler, özellikle Hubble veya James Webb Uzay Teleskobu gibi uzayda gezen teleskoplar yoluyla sayıları sürekli artan jetler görüyor.

Işık Dünya’nın atmosferinden geçmek zorunda olmadığında, teleskoplar çok daha yüksek çözünürlükte görüntü yakalayabiliyor. Bu sayede araştırmacılar, daha uzakta olan daha fazla jet (antik, uzak galaksilerden gelenler gibi) bulabiliyor ve jetlere daha yakından, daha detaylı şekilde bakabiliyorlar. “Cisimler, Hubble görüntülerinde yer tabanlı görüntülere göre çok daha iyi göze çarpıyor” diyor Anderson.

Örneğin M87 galaksisini ele alalım. Galaksinin merkezindeki muazzam kara delik, ışık hızının 4 ila 6 katı arasında gidiyor gibi görünen bir jet fırlatmış.

Aslında Hubble, 1990’lı yıllarda bu enerji akımına bakabiliyor ve akımın farklı kısımlarının farklı hızlarda gittiğini ortaya çıkarabiliyormuş. “Jetteki özelliklerin hareket ettiğini görebiliyor ve bu özelliklerin konumlarını ölçebiliyordunuz” diye açıklıyor Anderson.

Gökbilimcilerin bu tür hızlı jetlerle ilgilenmek için bazı sebepleri var; özellikle de şimdi. Nature‘daki makalede çarpışan nötron yıldızları, yüksek enerjili bir patlama olan ve yeterince anlaşılmayan bir gama ışını infilakı meydana getirmiş. Olay ayrıca uzay zamanda, araştırmacıların artık tespit edip gözlemleyebildiği dalgalanmalar olan bir kütleçekim dalgası fırtınasını harekete geçirmiş. Fakat uzayda uçan maddelerde yeni ve tuhaf fizik kanunlarını ortaya çıkarana kadar, ışık hızı son sınır olarak kalmaya devam edecek.

Paylaş:

Sağlık İçin Kızılötesi Karbon Isı Boyası
Canlıların, özellikle de insanların sağlıklı yaşayabilmek için kızılötesi ışınlara ihtiyaçları vardır. Ancak bir aylık bir sürede yoğun bir şekilde alınan güneş ışınlarının depolanması mümkün değildir. On iki ay boyunca alınacak terapi kalitesindeki kızılötesi ışınlar ise sayısız fayda sağlar.

  • Hücre sisteminin yenilenme gücünü artırır,
  • Kan dolaşımını hızlandırır,
  • Kronik yorgunluğu azaltır,
  • Bağışıklık sistemini güçlendirir,
  • Astım, alerjik rinit gibi solunum yolu rahatsızlıkları olan hastalar için en sağlıklı ısıtma sistemidir,
  • Kas ağrıları, sırt ağrıları ve eklem rahatsızlıklarını azaltır,
  • Bazı kanser türlerinin gelişimini engelleme özelliğine sahiptir,
  • Şeker hastalıklarının yan etkilerini azaltır,
  • Fizyoterapi tıp merkezlerinde doğrudan kullanılır.

Tıbbi araştırmalar, uzun dalga boyundaki ışınların terapi etkisi yaptığını, hiçbir zararlı yan etkisinin olmadığını ve insan vücudu için en uygun sıcaklığı sağladığını göstermiştir. Uzun dalga boyunda, terapi kalitesindeki kızılötesi ışınlar ile ısıtma sistemi olarak geliştirilmiş olan SRN  Kızılötesi Isı Boyası, güneşin altında ısınma hissini on iki ay sağlamaktadır. SRN Kızılötesi Isı Boyası, uygulandığı ortamı sadece ısıtmakla kalmaz; aynı zamanda bir fizyoterapi merkezine çevirerek, içinde yaşayanların sağlığına katkıda bulunur.
Uzun dalga kızılötesi, radyan ısıdır; yüzünüzde güneşin veya odun ateşinin sıcaklığını hissetmekle aynı histir. Hatta kendi vücudumuzun da yaydığı ısı türüdür. İnsanlığın bildiği en temel ısınma şeklidir. Önce objeleri ısıttığı, ısınan objelerin de ısı yayarak çevreyi sıcak tuttuğu için binlerce yıldır tercih edilmiştir.
Bugün, yüksek enerji verimliliğine sahip SRN Kızılötesi Isıtma Teknolojisi, estetik ve konforlu bir şekilde radyan ısıyı çevre dostu olarak kolayca tekrar kullanabilmemizi sağlamaktadır.
Geçtiğimiz yüzyılda insanoğlunun konforlu olması sebebiyle tercih ettiği konvansiyonel ısıtma sistemlerinin (petek, klima vb.); yakın gelecekte yerini tekrardan kızılötesi ısıtma sistemlerine bırakması kaçınılmazdır.
SRN KIZILÖTESİ KARBON ISI BOYASI HAKKINDA BAZI BİLGİLER

  • SRN Kızılötesi Isı Boyası havayı kurutmaz ve havayı değil sizi ısıtır.
  • 24 V Elektrik ile çalışan Kızılötesi Isı Boyası sistemi yenilenebilir enerji kaynaklarıyla kombine çalışabilir. (Güneş ve Rüzgar enerjisi)
  • SRN Kızılötesi Isı Boyası Üstüne duvar kağıdı,sıva ve boya gibi ürünler ile uygulanabilir özelliklere sahip bir üründür.
  • SRN Kızılötesi Isı Boyası’nın boyandığı ortamda nem ve küf olmaz.
  • SRN Kızılötesi Isı Boyası mekanik tesisat ve bakım gerektirmeye bir üründür.
  • SRN Kızılötesi Isı Boyası anında ısınma ve homojen ısı dağılımı sağlar.
  • SRN Kızılötesi Isı Boyası sağlıklıdır, nefes hastaları (bronşit vb) için en uygun ısıtma teknolojisidir.
  • Su bazlı karbon kaplamalar ek veya ana ısıtma da mükemmel olarak kullanılabilir.
  • Pars alüminyum tozu,pars bakır tozu,Pars Çinko Tozu,Pars Grafit Tozu,Pars Kurşun Tozu,Pars demir tozu,pars kurşun oksit,pars kurşun oksit sülyen,pars kurşun oksit mürdesenk,pars fire assay flux,pars nitrik asit,pars hidroklorik asit,pars sülfürik asit,pars hidrazin hidrat,pars kaolin,pars sepiyolit,sunsep,sundiyo,sunmag,pars zeolit,pars 67 mangan dioksit,pars85 mangan dioksit,hadjin yılan kovucu,parsvet yara tozu,pars lime sülfür,nanotozlar,yemkat.com,sunshield kaolin,sunshield sıvı kaolin,pars silisyum karbür,silisyum karbür,dmr74 mangan dioksit,pars magnezyum sülfat,pars magnezyum sülfat anhidrat,pars magnezyum sülfat monohidrat,pars magnezyum oksit,pars bakır sülfat,pars demir sülfat monohidrat,pars kalay sökücü,pars nikel sökücü,süren vollastonit tozu,pars volfram  tozu,pars molibden tozu,pars antimon oksit,pars potasyum hidroksit,pars potasyum silikat,kimyadeposu.com,claypacks.com,demsil silikajel,demsil kil paketi,demsil nem alıcı,nemal nem alıcı,pars sodyum metabisülfit,pars sodyum bisülfat,pars magnezyum nitrat,pars sodyum persülfat,pars kalsiyum sülfat,pars kalsiyum sülfat dihitrat,pars hayvan altlığı,pars sodyum lignosülfonat,pars maden tozları,pars metal tozları,pars yem katkıları,pars nanotozlar,pars çinko oksit,sunshield sıvı kaolen,süren titanyum tozu,pars bakır oksit,demsil silikajel,süren otocam çizik giderici,pars seryum oksit,süren ferro vanadyum tozu,pars spekülarit,süren bit-pire kovucu,süren bakır tozu,süren teknoloji,bakır tozu,
  • DMRSÜREN KİMYA LTD.ŞTİ
  • 05523307100-05325466184
  • www.kimyadeposu.com,www.claypacks.com,www.nanotozlar.com,www.netyerim.net
  • www.potasyumsilikat.net,www.kursunoksit.com,www.parsman.com.tr,www.parsgrafit.com.tr
  • www.parox.com.tr,www.sepiyolit.net,

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

Göz Atın
Kapalı
Başa dön tuşu