Seçime 100 gün kala Kılıçdaroğlu canlı yayında Cumhurbaşkanı adayının özelliklerini tek tek sıraladı

Türkiye 14 Mayıs tarihinde yapılacak Cumhurbaşkanlığı seçimlerine kilitlenirken 6’lı Masa’nın adayının kim olacağı sorusu ise şimdi karşılık bulmuş değil.

“DEVLET AKLININ OLMASI LAZIM, DEVLET DEDİĞİNİZ KURUMU DÜZGÜN TANIMASI LAZIM”

Bu sabah katıldığı televizyon programında hususla ilgili olarak yöneltilen “Cumhurbaşkanı adayının özelliklerini söyler misiniz?” sorusuna CHP Genel Lideri Kemal Kılıçdaroğlu, “Cumhurbaşkanı adayının devlet idaresinde de mutabakatı sağlaması lazım. Pak birisi olması, yolsuzluklara isminin bulaşmaması lazım. Adaylığının açıklandığı gün mal varlığını paylaşması lazım. Toplumun her kısmına sıcak iletiler vermesi lazım. Devlet aklının olması lazım, devlet dediğiniz kurumu düzgün tanıması lazım. Kısa müddet içerisinde de güçlendirilmiş parlamenter sisteme geçmesi lazım” karşılığını verdi.

“DÜNYA DEMOKRASİ TARİHİNDE BİR İLK”

Fox TV’de İlker Karagöz ile Çalar Saat programına konuk olan Kılıçdaroğlu’nun açıklamalarından satır başları şu halde; “Ortak mutabakat metninin tümünü dikkate aldığınızda, artık yeni bir anlayışı inşa edeceğimizi görebilirsiniz. Bu tahminen de dünya demokrasi tarihinde bir birinci; altı başkan bir ortaya geliyor ve ülkenin problemlerini çözmek için çalışıyor. Baktığınızda her birimiz özveride bulunuyoruz. Altı başkanın altına imza attığı mutabakat metnini hayata geçireceğimize kelam veriyoruz.

“ELBETTE EKSİKLER OLABİLİR”

Her şey burada var mı derseniz olağan ki hayır. Bu bir mutabakat metni. 6 başkanın ‘Biz bunu yapacağız’ dediği hoş bir metin. Burada Türkiye’nin teknoloji ihtilalini, üniversitelerin özerkliğini, kimsenin yatağa aç girmeyeceği bir Türkiye’yi ön görüyoruz. Yolsuzluk defterini büsbütün kapatmak için parlamentoda yasal bir düzenleme yapmayı ön görüyoruz. Gelir dağılımı konusunda, istihdam konusunda hassasız. Birden fazla bahsimiz var. Elbette eksikler olabilir. Her değişim yeni problemler yeni krizler yaratabilir fakat biz burada çözelim diye oturuyoruz. Devleti bir şahsa teslim ederseniz bu olmaz.

“NEDEN KAPATAYIM BEN SAVUNMA SANAYİİNİ?”

Savunma sanayiinin tarihini bilmezler. Birinci kamuoyundan bâtın Bakanlar Heyeti kararı ne vakit alındı bilmezler. Savunma sanayii hepimizin üzerine titremesi gereken bir alan. Damat İkitelli’de fabrika açtığında birinci ziyarete giden benim. Merhum babasıyla kahvaltı yapan, sıkıntılarını dinleyen benim. Niçin kapatayım ben savunma sanayiini? Tank palet fabrikasının Katar’dan alınıp orduya verilmesini savunan kim?

“BİR TALİMATLA BU BEYEFENDİYİ AYM’YE ATIYORLAR”

İrfan Fidan kimin talimatlarını yaptı? Erdoğan’ın talimatlarını yaptı. Yargıtay’dan yıldırım süratiyle AYM’ye çıktı. Beni asıl yaralayan, Yargıtay’ın o kişiyi seçmiş olması. 100 küsür yıllık, gelenekleri olması gereken bir kurum. Bir talimatla bu beyefendiyi AYM’ye atıyorlar. Niçin atıyorlar, kendi geleceklerini kurtarmak için mi? Yargı vazifesini yapmazsa, devlet organize hata örgütüne dönüşebilir. Bürokrasinin bu kadar çürüdüğünü tarihimizde görmemiştik. AYM’deki yemin merasimine de katılmadım. Yargıtay’dan atanacaksın, yıldırım süratiyle bu defa de AYM Lideri olacaksın, akıl var mantık var. ‘Efendim beni Sayın Cumhurbaşkanı destekliyor, beni desteklemek zorundasınız…’ Neyse ki onurlu beşerler var.

“ALTI BAŞKAN İŞİN İDEOLOJİSİNİ OLUŞTURACAK”

Şimdi nasıl çalışıyorsak seçimden sonra yeniden o denli çalışacağız. Planlı, programlı çalıştık, her önderin kendi grubu vardı onlar çalıştı. Akademik dünyadan, iş dünyasından katkı sunanlar oldu ve bir ortaya gelerek ortak metinler oluşturdu. Değerli olan şu, devlet bir şahsa teslim edilmeyecek. Sorun mu var, oturacağız, konuşacağız. Altı önder işin ideolojisini oluşturacak. Bu işin oyu ve partisi yoktur. Sorun Türkiye’yi düzlüğe çıkarmaktır. Çürüyen bir yapıyı adalet ve ahlak üzerine tekrar inşa etmektir. Memleket elden gitmiş, A Partisi, B Partisi diye mi tartışacağız? Elbette hayır.

“SİYASİ İKTİDAR RAHATSIZ OLABİLİR”

TÜİK bağımsız bir kurum değil, alınan buyruklar üzerine enflasyon sayılarını oluşturuyor. Bunlar pazara mı çıkmıyor, hayatı mı bilmiyorlar? Doğal ki biliyorlar ancak talimat geliyor. Çalışana, memura, emekliye yetime az para vereceksiniz demektir. Siyasi iktidar rahatsız olabilir. Zati rahatsız olması için açıklaması gerekiyor. “İşsizlikte gerçek sayılar budur diyebilmesi” lazım.

“BENİM İTİRAZ ETMEYE HAKKIM YOK”

İki önder ortasında yapılan görüşmenin kamuoyuna yansıtılmasını yanlışsız bulmam. İki başkan elbette oturduk konuştuk. Sıradaki toplantının gündemini belirleyecek olan Temel Beyefendi. Bir tıp daha görüşecek başkanlarla. Pek samimi bir görüşme oldu. Altı önder bir ortaya gelecek, mutabakat içinde adayımızı belirleyeceğiz. Dayatma yok, Türkiye’yi düşünüyoruz. Bizim temek gayemiz var olan sistemi değiştirmektir. Bu sistem Türkiye için bir beka meselesidir. Bir devlet bir bireye teslim edilemez. Nasıl iktisat, yargı, sıhhat konusunda neleri düşündüğümüzü kamuoyuyla paylaştıysak aday konusunu da birebir biçimde paylaşacağız. Nitekim temel amacımız ülkenin huzuru. Aday için mutabakat olması lazım. Bir adayın gelmesi diye bir şey yok. Benim itiraz etmeye hakkım yok. Diyelim ismim üzerinde mutabakat oldu, elbette bu vazifesi yapmak onurlu bir şeydir. ‘Siz neden benim adımı ileri sürüyorsunuz’ diye özel bir itirazım olmaz. İşin tabiatına karşıt olur bu.

“ADAYLIĞININ AÇIKLANDIĞI GÜN MAL VARLIĞINI PAYLAŞMASI LAZIM”

Cumhurbaşkanı adayının devlet idaresinde de mutabakatı sağlaması lazım. Pak birisi olması, yolsuzluklara isminin bulaşmaması lazım. Adaylığının açıklandığı gün mal varlığını paylaşması lazım. Toplumun her kısmına sıcak bildiriler vermesi lazım. Devlet aklının olması lazım, devlet dediğiniz kurumu güzel tanıması lazım. Kısa mühlet içerisinde de güçlendirilmiş parlamenter sisteme geçmesi lazım.”