Gündem

Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan ABD ve Irak’a sert mesaj!

Paylaş:

Erdoğan “Biz Irak’ta biz Irak’ın bütünlüğü için koalisyan güçleri arasında olmaya kararlıyız. Bugün yarın teklif verebiliriz. Ha istemiyorlarsa B planı devreye girer. O da olmuyorsa C planı devreye girer. Türkiye Kabine devleti değildir. Kimse bizi iç işlerine karışmakla itham etmesin. Biz sadece kendi ülkemizin bütünlüğünü korumak istiyoruz. Kusara bakmayın orda benim Türkmen kardeşlerim Arap kardeşlerim Kürt kardeşlerim vardı Oradaki Türk kardeşlerimizin güvenliğini korumak istiyoruz. Türkiye güvendeyse diğerleri için umut var. Türkiye güvende değilse kimse güvende değil’ diye konuştu.

Erdoğan halkın idam sloganları sonrası ise şunları söyledi:  Halkım idamı Meclis’e getiriyor. Dünyanın 63 ülkesinde idam kararı var. Meclis o kararı alır bana gelirse hemen onaylarım. Kararımı bu kadar erken açıklıyorum.

Erdoğan, isim vermeden ABD eski Başkanı George Bush’ın da danışmanlığını yapmış yazar Michael Rubin’e tepki gösterdi. “Şimdi konuşuyorlar, neymiş, efendim birinci darbe 17-25 atlatılmış, 15 Temmuz, atlatılmış… Şimdi üçüncü darbe gelecekmiş” diyen Erdoğan, “Bir tane ukala kendini bilmez köşesinden bir şeyler yazıyor” ifadesini kullandı.

Michael Rubin, AEI.org adlı sitedeki köşesinde yayımlanan 12 Ekim 2016 tarihli yazısında “Erdoğan’ın hayatını kaybetmesine sebep olabilecek şiddette üçüncü bir darbenin yaklaşmakta olduğu” iddiasında bulunmuştu.

Konya’da toplu açılış töreninde konuşan Erdoğan’ın açıklamalarından satır başları şöyle:

Nice alimlerin, ariflerin yatağı Konya’yı saygıyla selamlıyorum. Konya hep bizimle oldu, biz de hep Konya ile birlikte olduk. Başbakan ve Cumhurbaşkanı olarak bugüne kadar 30 defa Konya’yı ziyaret ettim. Her ziyaretimde gönlüm huzur bularak, ülkemin ve milletimin geleceğiyle ilgili ümitlenerek ayrıldım. Ayrılığımız bu sefer uzun sürdü, yaklaşık 10 aydır sizine görüşemedik. Konya 15 Temmuz’da ahde vefasını, kadir şinaslığını bir kez daha gösterdi. Biz de, ilk fırsatta gidelim hem hasret giderelim hem de kardeşlerimize şükranlarımızı sunalım istedik. Bugün Konya’ya geldik, cuma namazını Konya’da kıldık. Valiliğimizin ziyareti, şimdi toplu açılış töreniyle birlikte sizlerle beraberiz.

Toplu açılış törenleri bizim hizmet anlayışımızın adeta alameti farikası haline geldi. Bugün de bu geleneği bozmuyor, çeşitli alanlarda 42 kalemde toplam açılış ve temel atmalarla birlikte 2 milyar liralık bir eseri hizmetle buluşturuyoruz. Bu “Laf ola beri gele” olmaz. Bu yürek işidir yürek, bu icraat ister. 15 Temmuz niye oldu? 15 Temmuz işte bu yatırımı hazmedemeyenlerin bir operasyonudur. 15 Temmuz, Türkiye’yi muhasır medeniyetler seviyesinin üstüne çıkarmak istemeyenlerin bir operasyonudur. 15 Temmuz, Türkiye’yi bir vagon olarak görmek isteyenlerin operasyonudur. Kiminle vurdular benim kardeşlerimi? Bizim uçaklarımızla, bizim tanklarımızla, bizim silahlarımızla… 241 şehidimiz var, öyle mi? 2194 gazimiz var.

Görüyorsunuz şehitler başımızın üstünde. Şüheda fışkıracak toprağı sıksan şüheda, canı cananı bütün varlığı alsın da hüda, etmesin tek vatanımdan beni dünyada cüda… O gece bombalar yağdıranlar zannetti ki “Biz güçlüyüz”, bilmiyorlardı ki yeryüzünde güç Allah’ın halifesi olan insandadır. Yeter ki o insanlar şehadet makamına doğru yürüsün. Bu millet gerçekten aziz bir millettir, biz milletimizle iftihar ediyoruz. Ve sizler uçakları da, tankları da susturdunuz ve sonunda 15 Temmuz’un galibi bu aziz millet, Türk milleti oldu

Duracak mıyız? Durmayacağız. Yola aynı şekilde devam edeceğiz. Ne zamana kadar? Kıyamete dek bu kararlılığımız devam edecektir. Şimdi konuşuyorlar, efendim birinci darbe 17-25 atlatılmış, 15 Temmuz, atlatılmış… Şimdi üçüncü darbe gelecekmiş. Bir tane ukala kendini bilmez köşesinden bir şeyler yazıyor. Ne diyor şair; “Yürüyeceksin millet yürüyecek arkandan!” 15 Temmuz bunun en güzel ifadesi oldu. Birileri farklı şeyler söylediler? Ne dediler “Almanya’ya iltica, İtalya’ya iltica” Ama bilmiyorlar ki biz bu yoldaki terbiyemizi alırken şöyle aldık; eğer bizler taşısın arkasına saklanırsak millet dağın arkasına saklanır. Ve meydanlara dediğimizde, benim aziz milletim şehadete yürüdü. Fakat, sevgili Konya fakat bu Konya bir başka, bir başka şu anda elektrikler kesiliyor yine meydana, su kesiliyor yine meydana yahu komut bekleyin. Evvel Allah biz biliyoruz Konya’nın yüreğinin biz nasıl olduğunu biliyoruz, inşallah Selçuklu’nun başkentinden Kılıçaslan’ın miğferinin yer aldığı bu meydandan başka bir şey çıkmaz. “Herkes meydana” dendiği zaman er meydanına yine koşarız.

Hatırlarsanız Cumhurbaşkanlığı seçiminden bir gün önce, 2014 yılı 9 Ağustos’unda Konya’ya geldiğimde sizlerin huzurunda şöyle dua etmiştim; Unutmayın biz de sizleri bırakmayız, biraz arkadaşlar dikkatli olalım ezilenler falan olabilir aman dikkat. Ben de sizin yanınızdayım, aman dikkat. Buradayım.

Cumhurbaşkanlığı seçiminden bir gün önce, duamız neydi şöyle bir hatırlayın; “Bizim Resulümün izinden ayırma Rabbim, bize Kılıçaslan cesareti ver Yarabbim, Allah’ım bizi kıyamet gününde onlara mahçup etme, bize takatimizi aşacak yük yükleme. Kardeşliğimizi, birliğimizi, dirliğimizi bozma. Bozmak isteyenlere fırsat verme Yarabbim” Evet, aradan geçen 2 yıl sonra bu duaya ne kadar ihtiyacımızın olduğunu birçok kez sınanarak gördük. Milyonlarca mazlumun desteği ile bugünlere geldiğimizi çok iyi biliyorum. 2002 yılından bu yana Türkiye’nin yaşadağı badireleri şöyle bir gözden geçirelim; Bismillah deyip Irak kriziyle başlayan dönemin Cumhurbaşkanı’nın önümüze çıkardığı engeller, Danıştay saldırısı gibi provakasyonlarla devam eden bir süreçle karşı karşıya kaldık. 28 Nisan süreciyle devam etti. Anafartalar bombası, Güngören patlaması, Aktütün saldırısı, partimize kapatma davası açılması gibi birçok olay arka arkaya geldi. Davos’u hatırlarsınız dimi, Mavi Marmara gemisinin saldırıya uğraması. Daha sonra TSK’nın CHP ve MHP’yi dizayn etmesine yönelik hadiseler yaşadık. Bir kuşatma ile dışarıdan çok fazla dillendirmesek de ciddi bir mücadele başladı. Ama bunu açıklayamıyorduk, karşımızdaki güçleri tam olarak tanımlamakta güçlük çekiyorduk. 2013 yılına geldiğimizde önce Gezi olaylarıyla, daha sonra 17-25 Aralık darbe girişimiyle, MİT TIR’larının durdurulmasıyla yer yerine oturmaya başladı her şey. Daha sonra yapılan seçimler bu mücadelenin hep birer aşamasıydı. 2015 Haziran’da ortaya çıkan belirsizlik sonucu üslupların nasıl değiştiğini hatırlıyorsunuz değil mi? Çukur eylemleriyle terör örgütünün nasıl bize saldırdığını hatırladınız değil mi? Yasin Börü’yü üçüncü kattan nasıl atıp şehit ettiklerini unutmadık değil mi? DEAŞ da bu kervana katıldı.

HABERİN DEVAMI İÇİN LÜTFEN TIKLAYINIZ…

 

Paylaş:

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

Başa dön tuşu