GüncelGündem

Kur’an-ı Kerim yakma provokasyonları Holokost öncesi Avrupa’da yaşananları anımsatıyor

Paylaş:

İSTANBUL (AA) – HALİL İBRAHİM MEDET – Avrupa'da Müslüman karşıtlığının sembolü halini alan ve Danimarka'da cumaları aşırı sağcılar tarafından gerçekleştirilmesine izin verilen Kur'an-ı Kerim yakma provokasyonlarının, Holokost öncesi Avrupalı Yahudilerin yaşadığı sürece benzediği ve Batı'da artan Müslüman karşıtlığına bağlı olarak “Müslümanlar, Hitler dönemi Yahudileri durumuna mı itiliyor?” sorusunun gündeme geldiği belirtiliyor.

“İslamofobi 2.0: Yeni Nesil İslamofobi ile Yeni Nesil Mücadele” kitabının yazarı İstanbul Sabahattin Zaim Üniversitesi İslami İlimler Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Özcan Hıdır, AA muhabirine, Kur'an-ı Kerim yakma provokasyonlarını ve Avrupa'da Müslüman karşıtlığına paralel olarak yükselen endişeleri değerlendirdi.

Hıdır, Danimarka'da son örnekleri görülen Kur'an-ı Kerim yakma provokasyonlarının tarihte barbarların ve Endülüs'ün düşmesinden sonra Hristiyanların eylemlerini anımsattığını kaydederek, “Yakın tarihte Naziler de Almanya'da meydanlarda zararlı gördükleri kitapları yaktılar. Tabii ardından da Yahudiler ve Romanlar başta olmak üzere insanları yaktılar.” dedi.

Yahudi asıllı Alman şair Heinrich Heine'nin “Kitapların yakıldığı yerde sonunda insanlar da yakılır.” sözlerinin Nazi döneminde gerçeğe dönüştüğünü anımsatan Hıdır, “Avrupa'da Müslümanlar, yeni Endülüs trajedisi mi yaşayacaklar?” veya “Müslümanlar, Hitler dönemi Yahudileri durumuna mı itiliyor?” sorularının da bizzat Yahudi siyasetçi ve akademisyenlerce gündeme getirildiğini söyledi.

Hıdır, 1992'de Almanya'nın Mölln kentinde ve 1993'te Solingen'de Türklerin evlerini kundaklayan Neonazilerin geçmiştekine benzer bir vahşeti devam ettirdiğine dikkati çekerek, “Kur'an-ı Kerim'i yakıp yırtan ve çiğneyenlerin de bir adım sonra yapacakları budur. Irkçılık ve soykırım Avrupa muhayyilesinde travma olarak duruyor. Kur'an-ı Kerim yakma olaylarına yönelik reaksiyoner, retorik tepkiler vermekten ziyade onlara sürekli bu ırkçı tarihi hatırlatmak gerekiyor.” değerlendirmesinde bulundu.

– “Kur'an-ı Kerim yakılmasına izin verilmesi ikiyüzlü bir tutum”

Nefret suçu olan bu eylemlere “düşünce ya da ifade özgürlüğü” adı altında izin verilmesini “Batı'nın çifte standartlı ve ikiyüzlü tutumu” şeklinde niteleyen Hıdır, “Batı'da ifade özgürlüğü ile nefret söylemi arasındaki çizgi, İslam ve Müslümanlar söz konusu olunca çok belirsizken Yahudilere, Hıristiyanlara, deist, ateist, agnostik gibi gruplara yönelik tutumlarda oldukça net.” ifadesini kullandı.

Hıdır, Kur'an'ın kamusal alanda yakılması ve çiğnenmesi gibi, bir inancın tüm mensuplarını rencide eden ve Müslüman karşıtlığını körükleyen nefret suçunun, ifade özgürlüğü kapsamında değerlendirilemeyeceğinin altını çizerek, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Auschwitz Kampı'nda 8-9 yıl önce şakalaşmak amacıyla Nazi selamı veren iki münasebetsiz Türkü hapse atmakta hiç tereddüt etmeyen Batı aklı, söz konusu bir dinin kutsal kitabını yakmak olduğunda havaya bakıp ıslık çalıyor. Burada şunu da vurgulamam gerekir ki Batı'da İslam'la Müslümanlara yönelik söylem ve eylemlere de farklı muamele ediliyor. İslam, Kur'an ve Hz. Peygamber'e çirkin sözler ifade özgürlüğü olarak görülürken bizzat Müslümanlara yönelik söylem ve eylemler, somut hedef kapsamında pek ceza verilmese de kanuni takibe alınabiliyor.”

Kur'an-ı Kerim yakma provokasyonları yapan kişilerin, Tevrat yakmasının engellenmesindeki en önemli nedenin İsrail-Yahudi lobisinin gücü ve antisemitizm yasaları olduğuna dikkati çeken Hıdır, tüm dünyada sayıları 2 milyara yaklaşan Müslümanların ise bu tür lobi, güç ve kurumlardan yoksun olduğunu dile getirdi.

– “İslamofobi İzleme Birimi'nin aktifleştirilerek gerekli adımların atılması lazım”

Hıdır, 2019'da Yeni Zelanda'nın Christchurch kentinde iki camiye düzenlenen, 51 kişinin öldüğü, 49 kişinin yaralandığı gün olan 15 Mart'ın Birleşmiş Milletlerce “İslamofobiyle Mücadele Uluslararası Günü” olarak belirlenmesini “doğru ve güzel” adım şeklinde değerlendirdi.

Farklı kurum ve kuruluşlarca, 15 Mart'ta Müslüman karşıtlığını lanetleyen bazı toplantılar yapılsa da İslamofobi'yi, bu tür günlerle anmanın çok daha ötesine geçilmesi gerektiğinin altını çizen Hıdır, “İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) nezdinde izlemelerin güçlendirilmesi, kısa, orta ve uzun vadeli projeksiyonlar yapılması, İslamofobiyi nefret suçu, kültürel ırkçılık ve insan hakkı ihlali olarak kabul ettirebilecek takip mekanizmalarının kurulması gibi somut adımlara ihtiyaç var.” görüşünü paylaştı.

Hıdır, Kur'an-ı Kerim yakma provokasyonları gibi eylemlerin etkin şekilde izlenmesi, “kültürel ırkçılık” ve “İslam-Müslüman nefreti” olarak düzenli raporlanıp gerekli mercilerde hukuki takibinin yapılmasının önemini vurgulayarak şu ifadeleri kullandı:

“İİT bünyesinde kurulan İslamofobi İzleme Birimi'nin aktifleştirilerek gerekli adımların atılması lazım. 15 Mart'ın ilanından sonra İslamofobik söylem ve eylemlerde düşüş olduğuna dair bir emare bilebildiğim kadarıyla yok. Bu konuda bir çalışmanın varlığından da haberdar değilim. Bu vesileyle ilave edeyim ki 11 Eylül olayı olmak üzere Batı'daki pek çok İslam karşıtı olay sonrasında paradoks gibi dursa da İslam'a, Kur'an'a ilginin de arttığını da biliyoruz. Öyleyse bu tür krizleri imkana çevirecek kalıcı tedbirler üzerinde zihin yormamız şart.”

– “Kur'an yakma provokasyonlarında ramazan ve cuma günü gibi kutsal günlerin seçilmesi manidar”

Hıdır, 11 Eylül saldırıları sonrası Müslüman karşıtlığının düşmanlığa, düşmanlığın da nefret, kültürel ırkçılık hatta saldırganlığa dönüştüğünü belirterek, aşırı sağ ve solun Müslüman karşıtlığında başrol oynamasının yanı sıra merkez partilerin de artık aşırı sağcı-solcu söylemlerin esiri olduğuna işaret etti.

Danimarkalı aşırı sağcı Sıkı Yön Partisi (Stram Kurs) lideri Rasmus Paludan ve benzerlerine bu gibi eylemler yaptırtanların ne hedeflediğini tespit etmeye odaklanmanın önemine değinen Hıdır, sözlerini şöyle tamamladı:

“İslam'a ihtidalar, göçmenfobi, oryantalistik ve sömürgeci arka plan, benmerkezci-tahakküm edici, hedonist Batı medeniyeti karşısında insanlığa bilkuvve umut vadeden tek medeniyetin İslam medeniyeti olmasından duyulan rahatsızlık, kimliğini ve ruhunu kaybeden Batı'nın bu tür eylemlerle nesillerine kimliğini hatırlatması ve Müslümanları reaksiyoner ve şiddet içeren eylemlere yöneltip Müslümanların şiddet yanlısı-saldırgan olduğu yönünde oluşturulan negatif imajın daha da pekiştirilmesi ve benzeri pek çok soyut-somut sebep ve amaç sayılabilir.

Ramazan ayı ve cuma günü gibi kutsal zamanların seçilmesi tabiatıyla manidar. Bunun başlıca iki amacı var: Bu zamanlarda dini duyguları öne çıkan Müslümanları daha da rencide etmek. Hemen her ülkeden Müslümanların tepkilerini maksimuma çıkarma. Narsistik eylemlerinden haz alıp duyurma ve yaygınlaştırma.”

Paylaş:

Sağlık İçin Kızılötesi Karbon Isı Boyası
Canlıların, özellikle de insanların sağlıklı yaşayabilmek için kızılötesi ışınlara ihtiyaçları vardır. Ancak bir aylık bir sürede yoğun bir şekilde alınan güneş ışınlarının depolanması mümkün değildir. On iki ay boyunca alınacak terapi kalitesindeki kızılötesi ışınlar ise sayısız fayda sağlar.

  • Hücre sisteminin yenilenme gücünü artırır,
  • Kan dolaşımını hızlandırır,
  • Kronik yorgunluğu azaltır,
  • Bağışıklık sistemini güçlendirir,
  • Astım, alerjik rinit gibi solunum yolu rahatsızlıkları olan hastalar için en sağlıklı ısıtma sistemidir,
  • Kas ağrıları, sırt ağrıları ve eklem rahatsızlıklarını azaltır,
  • Bazı kanser türlerinin gelişimini engelleme özelliğine sahiptir,
  • Şeker hastalıklarının yan etkilerini azaltır,
  • Fizyoterapi tıp merkezlerinde doğrudan kullanılır.

Tıbbi araştırmalar, uzun dalga boyundaki ışınların terapi etkisi yaptığını, hiçbir zararlı yan etkisinin olmadığını ve insan vücudu için en uygun sıcaklığı sağladığını göstermiştir. Uzun dalga boyunda, terapi kalitesindeki kızılötesi ışınlar ile ısıtma sistemi olarak geliştirilmiş olan SRN  Kızılötesi Isı Boyası, güneşin altında ısınma hissini on iki ay sağlamaktadır. SRN Kızılötesi Isı Boyası, uygulandığı ortamı sadece ısıtmakla kalmaz; aynı zamanda bir fizyoterapi merkezine çevirerek, içinde yaşayanların sağlığına katkıda bulunur.
Uzun dalga kızılötesi, radyan ısıdır; yüzünüzde güneşin veya odun ateşinin sıcaklığını hissetmekle aynı histir. Hatta kendi vücudumuzun da yaydığı ısı türüdür. İnsanlığın bildiği en temel ısınma şeklidir. Önce objeleri ısıttığı, ısınan objelerin de ısı yayarak çevreyi sıcak tuttuğu için binlerce yıldır tercih edilmiştir.
Bugün, yüksek enerji verimliliğine sahip SRN Kızılötesi Isıtma Teknolojisi, estetik ve konforlu bir şekilde radyan ısıyı çevre dostu olarak kolayca tekrar kullanabilmemizi sağlamaktadır.
Geçtiğimiz yüzyılda insanoğlunun konforlu olması sebebiyle tercih ettiği konvansiyonel ısıtma sistemlerinin (petek, klima vb.); yakın gelecekte yerini tekrardan kızılötesi ısıtma sistemlerine bırakması kaçınılmazdır.
SRN KIZILÖTESİ KARBON ISI BOYASI HAKKINDA BAZI BİLGİLER

  • SRN Kızılötesi Isı Boyası havayı kurutmaz ve havayı değil sizi ısıtır.
  • 24 V Elektrik ile çalışan Kızılötesi Isı Boyası sistemi yenilenebilir enerji kaynaklarıyla kombine çalışabilir. (Güneş ve Rüzgar enerjisi)
  • SRN Kızılötesi Isı Boyası Üstüne duvar kağıdı,sıva ve boya gibi ürünler ile uygulanabilir özelliklere sahip bir üründür.
  • SRN Kızılötesi Isı Boyası’nın boyandığı ortamda nem ve küf olmaz.
  • SRN Kızılötesi Isı Boyası mekanik tesisat ve bakım gerektirmeye bir üründür.
  • SRN Kızılötesi Isı Boyası anında ısınma ve homojen ısı dağılımı sağlar.
  • SRN Kızılötesi Isı Boyası sağlıklıdır, nefes hastaları (bronşit vb) için en uygun ısıtma teknolojisidir.
  • Su bazlı karbon kaplamalar ek veya ana ısıtma da mükemmel olarak kullanılabilir.
  • Pars alüminyum tozu,pars bakır tozu,Pars Çinko Tozu,Pars Grafit Tozu,Pars Kurşun Tozu,Pars demir tozu,pars kurşun oksit,pars kurşun oksit sülyen,pars kurşun oksit mürdesenk,pars fire assay flux,pars nitrik asit,pars hidroklorik asit,pars sülfürik asit,pars hidrazin hidrat,pars kaolin,pars sepiyolit,sunsep,sundiyo,sunmag,pars zeolit,pars 67 mangan dioksit,pars85 mangan dioksit,hadjin yılan kovucu,parsvet yara tozu,pars lime sülfür,nanotozlar,yemkat.com,sunshield kaolin,sunshield sıvı kaolin,pars silisyum karbür,silisyum karbür,dmr74 mangan dioksit,pars magnezyum sülfat,pars magnezyum sülfat anhidrat,pars magnezyum sülfat monohidrat,pars magnezyum oksit,pars bakır sülfat,pars demir sülfat monohidrat,pars kalay sökücü,pars nikel sökücü,süren vollastonit tozu,pars volfram  tozu,pars molibden tozu,pars antimon oksit,pars potasyum hidroksit,pars potasyum silikat,kimyadeposu.com,claypacks.com,demsil silikajel,demsil kil paketi,demsil nem alıcı,nemal nem alıcı,pars sodyum metabisülfit,pars sodyum bisülfat,pars magnezyum nitrat,pars sodyum persülfat,pars kalsiyum sülfat,pars kalsiyum sülfat dihitrat,pars hayvan altlığı,pars sodyum lignosülfonat,pars maden tozları,pars metal tozları,pars yem katkıları,pars nanotozlar,pars çinko oksit,sunshield sıvı kaolen,süren titanyum tozu,pars bakır oksit,demsil silikajel,süren otocam çizik giderici,pars seryum oksit,süren ferro vanadyum tozu,pars spekülarit,süren bit-pire kovucu,süren bakır tozu,süren teknoloji,bakır tozu,
  • DMRSÜREN KİMYA LTD.ŞTİ
  • 05523307100-05325466184
  • www.kimyadeposu.com,www.claypacks.com,www.nanotozlar.com,www.netyerim.net
  • www.potasyumsilikat.net,www.kursunoksit.com,www.parsman.com.tr,www.parsgrafit.com.tr
  • www.parox.com.tr,www.sepiyolit.net,

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

Başa dön tuşu