Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Lideri Recep Tayyip Erdoğan, Eskişehir’de toplu açılış merasimine katıldı.
“TÜRKİYE TEKRAR RAYINDAN ÇIKARTILMAYA ÇALIŞILIYOR”
Büyük Birlik Partisi Genel Lideri Mustafa Destici’nin de katıldığı merasimde Erdoğan şöyle konuştu:
* “Her devirde olduğu üzere bugün de ülkemizin siyasi ve ekonomik olarak kendilerine bağımlı kalmasını isteyenler var. Türkiye’nin atılımlarının önünü kesmek için her yolu denediler. Vesayetin ayak oyunlarından terör örgütlerinin kanlı hücumlarına, darbe teşebbüslerinden ekonomik tuzaklara kadar kullanmadık araç bırakmadılar. Milletimizle verdiğimiz uğraş ile hepsinin üstesinden geldik. Yeni bir seçimin arifesinde Türkiye, tekrar rayından çıkartılmaya, kazanımlarından edilmeye, eski günlerine geri döndürülmeye çalışılıyor.
* Bu kere karşımızda ne var? Yedili bir koalisyon var. Ne ararsan bulunur, kaygıya devadan gayrı. O denli mi? Bu masada terörle kol kola olanlar var mı? CHP terörle kol kola. İP terörle kol kola. O yavrucuklar var. Onlar da esasen büsbütün istikameti kaybetmişler, ne yaptıklarının farkında değiller. Yani kardeşlerim anlatacağım, natürel buna bir de PKK’sından FETÖ’süne bu masaya alenen dayanak veren terör örgütlerini ek etmek lazım.
* Daha sapkın akımları, toplumsal medya mecralarını, Londra tefecilerini ve oradaki bütün eroin kaçakçılarını, Batı’daki idareleri saymıyorum bile. Pekala, ne istiyor bunlar? Türkiye düşük teknolojili, düşük katma kıymetli üretimleri yapsın, ancak yüksek teknoloji, yüksek katma bedel alanına girmesin istiyorlar. Yani, İHA, SİHA yapmasın, Akıncı yapmasın, öteki, Kızılelma yapmasın. Bitmedi, TCG Anadolu’yu da yapmasın. TOGG yapmasın. O denli alıştılar ya. Yıllar yılı bu ülkeyi o denli yönetmediler mi? Bu CHP, bunlar bu türlü yönetmediler mi? Bunlar bu ülkede bir toplu iğne dahi üretemediler.
“BUNLAR İKTİSATTAN ANLAMAZ”
* Bu ‘bebecan’, bunlar iktisat mekonomi filan anlamazlar. Yalnızca bunun satışını yaparlar. İktisattan ne kadar anladığını, bakalım kaç tane bay bay Kemal buna milletvekilliği verecek, bir göreceğiz. Satışa geldiler. Eskişehir 14 Mayıs’ta bunları sandığa gömecek mi?
* Biz nasıl IMF’yi kapımızdan gönderdiysek, sandıkta da bunları, 21 sene bunlar hiç iktidar olabildi mi? Artık 14 Mayıs’ta ne diyoruz? ‘Yine olamayacaklar’ diyor muyuz? Öyleyse, bak bak bak ne yazmış: ‘Ölüme gidelim dedin de mazot mu yok dedik?’ İşte benim vatandaşım bu türlü. Hükümdarına gereken karşılığı verir. Pekala ne istiyor bunlar? Bizim gençlerimizden yetenekli, kabiliyetli, birikimli olanlar onlara hizmet etsin ancak kendi ülkelerine bir şey katmasın istiyorlar. ‘TOGG’suz yol olmaz, sensiz hayat olmaz reis.’ Ben söylemiyorum ha, Eskişehirlim söylüyor.
* Unutmayın, 14 Mayıs bunların siyasi mevta haline gelmesi olacaktır. İşte bütün bunları başaramadıkları için çok kızgınlar. Ülkemizin yaşadığı büyük dönüşümleri, sessiz ihtilalleri hazmedemeyenlerin öfkeleri yüzlerinden okunuyor.
“SOĞANI MASANIN ÜZERİNE KOYAR, ONDAN SONRA YUMRUĞUNLA VURUR ONUN LEZZETİNİ ALABİLİR MİSİN?”
* Gençlerimizin kimilerinin aklına haklı olarak şöyle bir soru gelebilir: Bir ülkenin idaresinin vazifesi aslında kendi devletini, milletinin gelişmesini, kalkınmasını, refahını, hak ve özgürlük alanlarının genişlemesini sağlamak değil midir? Olağan koşullarda elbette öyledir. Fakat ülkemizde işler bu türlü yürümüyordu. İnanç iklimi çökertilmiş, istikrarsızlık batağına saplanmış, geri kalmışlığa mahkûm edilmiş bir ülkede isteseniz de işleri o denli yürütemiyorsunuz.
* İşte, artık, çıkmış bay bay Kemal ne diyor? Soğan da soğan, patates de patates… Ya bay bay Kemal, sen soğanı şöyle masanın üzerine koyar, ondan sonra şöyle yumruğunla vurur onun lezzetini alabilir misin? Ya biz o denli yetiştik, biz soğanımızı o denli yedik. Fakat bay bay Kemal bu tırlar olmasa, bu uçaklar olmasa, bu yollar olmasa sanki siz bütün bu patatesi, domatesi ne ile taşıyacaktınız?
* Kardeşlerim, bu bay bay Kemal, bir vakitler SSK’nın başında değil miydi? Başındaydı. Unutmayın Yasal ne diyor? ‘Halk içinde muteber bir obje yok devlet üzere, olmaya devlet cihanda bir nefes sıhhat üzere.’ Ya bay bay Kemal sen SSK’nın başındayken hastanelerimizde maalesef rehineler vardı. Rehin alınanlar vardı. Ya bunların hesabını sen bu millete, Rabbimize nasıl vereceksin ya? 14 Mayıs bunların hesabını sorma vaktidir.” ANKA
