Sarımsak ve limon yüksek tansiyonu düşürür mü?

Ülkemizde çok sık görülen hipertansiyon (yüksek tansiyon) halk arasında sarımsak ve limon ile tolera edilmeye çalışılsa da uzmanlar bu ikilinin ilaçlarla karşılaştırıldığında kan basıncında önemli bir düşme sağlamadığını vurguluyor.
Limon veya sarımsak tüketmenin kan basıncı üzerinde ciddi bir etkisi kanıtlanmasa da bu iki besinden birini aldığımızda tansiyonumuzun düşeceğini düşünerek bir rahatlama yaşandığını söylemek mümkün.
Kan basıncı yükseldiği sırada gergin olduğumuz için bu gerginlikten bizi kurtaracak herhangi bir şey kan basıncımızı düşürür. Yani gergin anımızda limon ya da sarımsak tüketmek ile bir rahatlama hissederiz. Limon ve sarımsağın tansiyonu düşüreceğini bilmek ve inanmak bile rahatlama sağladığından tansiyonu düşürür. Yoksa bu besinler ilaçlarla karşılaştırıldığında kan basıncında önemli bir düşme sağlamaz.
Hipertansiyon dünya genelinde en sık görülen kardiyovasküler risk faktörüdür. Ülkemizde ise yaklaşık her 3 kişiden birinin hipertansiyon hastası olduğu varsayılmaktadır.
Diğer organlar bozulmadan, inme geçirmeden önce mutlaka tedavi edilmesi gereken hipertansiyonu tespit edebilmenin neredeyse tek yolu kan basıncını ölçmektir. Bu nedenle orta ve ileri yaşlarda kan basıncı düzenli aralıklarla ölçülmelidir.
Büyük tansiyonun 140, küçük tansiyonun ise 90 mmHg’nin üzerinde çıkması hipertansiyon olarak adlandırılır. Hipertansiyon sadece orta ve ileri yaşlarda değil tüm yaşlarda görülebilmektedir. Ancak, özellikle 70 yaş ve üzerindekilerin 3’te 2’sinde hipertansiyon görülme olasılığı daha yüksektir.
Hipertansiyon, diğer risk faktörlerine oranla daha fazla ölüme sebebiyet vermekle birlikte aslında düzeltilebilir ölüm sebepleri arasında ilk başta yer alır. Yani kontrol altına alınabildiğinden ölüm ile sonuçlanması engellenebilir.
Hipertansiyon özellikle kalp, damar, böbrek ve gözlere zarar verir. Bazen belirti vermeden gelişebilir.
Bu durumda başka organlara zarar vermeye başladıktan sonra teşhis edilirse geç kalınmış olabilir. Esas olan böbrekler, kalp, beyin gibi başka organlar bozulmadan, inme geçirmeden hipertansiyonu tedavi etmektir.
Hipertansiyonda genetik önemli bir etkendir. Genetik olarak yatkın olanlar az tuz tüketerek beslenme, kilo kontrolü ve egzersize dikkat ederek hipertansiyon hastası olmaktan kendilerini koruyabilir.
Genetik yapısında tansiyon olmasa bile kilo fazlası olan hareketsiz kişilerde, yüksek şeker ya da hipertansiyon gelişebilir. Genetik yatkınlıkla çevresel faktörler bir araya gelirse hipertansiyon çok daha erken dönemlerde ortaya çıkar.