Bebeğinize dokunmaktan korkmayın…. Siz onlara dokunmaz kucaklamazsanız büyük bir fırsatı kaçırmış olacaksınız

Bebeklerin kurduğu rahatlatıcı ve yakın temas miktarı, onların sadece sıcak,rahat ve sevilmiş olmalarını sağlamaz. 2017’de yapılan bir çalışma; bunun aslında bebekleri moleküler seviyede etkileyebileceğini ve etkilerinin yıllarca sürebileceğini söylüyor.
Çalışmaya dayalı olarak,daha az fiziksel temas kuran ve erken yaşta daha sıkıntılı olan bebeklerin , gen ekpresyonunu (ifadesini) etkileyen moleküler işlemlerde değişikliklerle sonuçlanıyor.
Kanada’dan British Kolombiya üniversitesinden bir ekip,bu çalışma için hala çok erken günler olduğu ve değişime neden olan şeyin tam olarak belli olmadığını vurguladı.
Sağ Beyin Gelişimi
Memeliler arasında en bakıma muhtaç canlı insan yavrusu. Doğduğunda sadece uyuyan ve emen bir bebek iken iki sene içinde beyni iki misli büyüyerek, yürüyen, konuşan, kendini besleyebilen, düşünen bir çocuk seviyesine ulaşması planlanmıştır. İşte bu inanılmaz beyin gelişimi serüveni sırasında alacağı uyaranlarla beyni şekillenecek, bazı sinir merkezleri gelişecek, bazıları ise gerileyecektir. Fonksiyonel MRI ile beyin merkezlerinin gelişim süreçleri takip edilmiştir. Özellikle beynin duyusal yarısı olan sağ beyinde ilk iki senede dokunma ve teması sırasında bebek beyinin sağ bölgelerinde pek çok sinyale rastlanmıştır.
Dokunmanın Gelişimi: Doğum Öncesi… Sonrası
Dokunma duyusu daha bebek anne rahimdeyken annenin nazikçe karnını okşamasıyla başlar. Anne karnındaki oluşumu sırasında daha 7.5 haftalıkkken fötus hissetmeye başlar. Doğum öncesi dokunmanın faydaları doğumdan hemen sonra hissedilmeye başlar. Bu yaklaşımla bebekler doğar doğmaz anne ile cilt cilde temas ettirilirler. Bu temas sırasında bebek annesini koklayarak ve cildini diliyle yoklayarak memeye yönelir ve ilk emmeyi gerçekleştirir. Anne ile bebeğinin cilt cilde temasının doğumdan hemen sonra başlatılması başarılı emzirmenin 10 şartından belki de en önemlisidir. Yaklaşık 2000 anne ve bebekleri ile yapılan 30 ayrı çalışma sonrası, cilt temasının doğum sırasında ağlamayı azalttığı ve anne ile bebek arasındaki etkileşimi geliştirdiği kaydedilmiştir.
Bebeğe dokunmanın faydaları şöyle sıralanabilir:
Dokunma bebeğin öz güvenini güçlendirir,
Bebeğe sıcaklık ve rahatlama sağlar,
Bebekle anne-babası arasında bir iletişim fırsatıdır,
Dokunma ile bebeğin doğru duruşu sağlanır,
Bebek-ebeveyn ilişkisinin kurulmasını ve sağlamlaşmasını sağlar, bebekte güven duygusunu güçlendirir.
Babaları veya anneleri bebeklerin ayak parmaklarına dokunurken veya başlarını okşarken bebeklerin nasıl tepki verdiğine hiç şahit oldunuz mu? Dokunulan ve masaj yapılan bebeklerin, göz teması kurma becerilerinin %50 daha fazla olduğu ve genel olarak olumlu ifadeler kurma yeteneklerinin, dokunulmayan ve masaj yapılmayan bebeklere kıyasla 3 kat fazla olduğu bulunmuştur.
Bebeğinizle Daha Sağlam Bir Bağ Kurmanız İçin Ona Dokunun. İşte Bazı Öneriler:
Gece Uyku Masajı Yapın:
Gece-gündüz ritminin oluşması yenidoğan bebeklerin en erken birinci aylarının sonuna doğru gerçekleşir. Gece daha uzun ve derin bir uyku için banyosunu gece saatlerinde yapın. Kısa tutmayın. Üşümesinden korkmayın. Ortam ısısını kontrol edin suyun ısısını 35-36 dereceye ayarlayın. Yaklaşık 20 dakika suda bebeğin rahatlaması için iyi bir süredir. Sonrasında zeytinyağı veya organik bebek yağını elinizde oğuşturup ılıttıktan sonra ayaklarından başlayarak bacaklarına, ellerinden başlayarrak kollarına masaj yapın. Karnını da saat yönünde yuvarlaklar çizerek oğuşturun. İlk geceler hoşlanmasa da alışacaktır. Sonrasında emzirerek doyurun. Banyo ve masaj keyfiyle rahatlamış bir bebek tüm evin rahatlaması demektir.
Cilt Cilde Temas Edin:
Bebeğinizi emzirseniz de emziremeseniz de onu sadece beziyle yani çıplak olarak sizin çıplak teninize yerleştirin. Böyle uykuya daldırabilirsiniz veya süre kısıtlaması yapmadan onunla hafif bir tonda konuşabilirsiniz. Stres hormonu kortizol seviyeleri düştüğünden daha huzurlu olacaktır, emziriyorsanız emzirme süreniz uzayacak ve daha iyi emecektir, kalp ritmi ve solunumu daha düzenli olacaktır, daha derin uyuyacak bu da beyin gelişimini destekleyecektir.
Bebeklik Döneminde Ağladığında Kucaklayın:
Kucağa alıp almama ikilemi her anne babanın düştüğü bir durum. Aslında bebeğin isteği genellikle çok açıktır. O bir nedenden dolayı rahatsızdır. Eğer temel bakımları yapılmış yani doymuş, altı değişmişse artık diğer temel ihtiyacı olan dokunma arayışına geçmiştir. Ağladığında kural koymayın. İlk 6 ay bebekler şımarmazlar. Dokunma, bağlanma arayışlarını dile getirirler. Siz onlara dokunmaz kucaklamazsanız büyük bir fırsatı kaçırmış olacaksınız. Çünkü 9 ayından itibaren hareketlenen çocuğunuzun kucak talepleri çok azalacaktır.
İki Yaş Tutturmaları Sırasında Da Kucaklayın:
Çocuğunuz büyüdükçe çekişmeleriniz artar. Anne babalığın doğasında var bu. Çekişmelerin en çok yaşandığı dönem 1-2.5 yaştır. O dönemde algıları açılmış, etrafını tanıyan ve çözmeye çalışan bebeğinizin tutturma krizleri yaşaması son derece doğaldır. Unutmayın! Yalnız değilsiniz. Neredeyse bütün ebeveynler bu tutturmalara maruz kalıyorlar. Eğer kriz halinde ağlıyorsa ondan utanmayın ve çok kızmayın. Eğer kucakta sakinleşecekse deneyin ve ona sarılın. Sarıldığınızda onun saçlarını, sırtını okşayın, sakin olduğunuzu ona hissettirin. Emin olun kriz süresi kısalacak, kriz sıklıkları da azalacaktır.
Özetle, bebeğin doğumunda itibaren dokunmanın yenidoğan beyin gelişimi için çok gerekli. En büyük ve hassas duyu organı yenidoğanlarda cilttir ve temasa çok duyarlıdır. Hem prematüre bebeklerde hem de zamanında doğan bebeklerde ebeveynle cilt cilde temas ÖMÜR BOYU bağın kurulması için son derece gereklidir. Bu teması kurmak için banyo, masaj, kucaklama gibi fırsatlar ebeveynler tarafından mutlaka değerlendirilmelidir.
Kaynak:klinilk.com