İmamoğlu’ndan Erdoğan’a sert cevap: Sen kimsin!

İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Lideri ve Millet İttifakı’nın Cumhurbaşkanı Yardımcısı adayı Ekrem İmamoğlu, Esenyurt’un akabinde Gaziosmanpaşa’da da büyük coşkuyla karşılandı.

Sarıyer Belediye Lideri Şükrü Genç, Şişli Belediye Lideri Muammer Keskin ve Beşiktaş Belediye Lideri İstek Akpolat da “Gaziosmanpaşa Buluşması”nda İmamoğlu’na eşlik etti.

Yeni Mahalle Metro İstasyonu Meydanı’nı hınca hınç dolduran vatandaşlar, İmamoğlu’na sevgi şovlarında bulundu.

Gaziosmanpaşalıların hazırladıkları dövizlerden kimilerini okuyan İmamoğlu, “Bu seçimin tarihi bir seçim olduğunu sakın unutmayın. Sevgiyle, kardeşlikle birbirimize sıkı sıkıya kenetleneceğiz. Ya bugüne kadar bize reva gördükleri ayrışmaya devam edeceğiz, arbedeyle, gürültüyle işi olanlara ne yapacağız bu seçimde; onun aksisini seçip, onlara diyeceğiz ki, ‘Bizim sizinle işimiz olmaz kardeşim. Haydi konutunuza gidin. Haydi konutunuza gidin, diyeceğiz” biçiminde konuştu.

“SEVGİLİ GENÇLER, BU KARARLILIĞI ORTAYA KOYDUĞUNUZDA HAYATINIZ DEĞİŞECEK”

“Biz ne yapacağız” diyen İmamoğlu, “Sevgide, huzurda, barışta, kardeşlikte birleşeceğiz. Kentleri kalkındıracağız. Memleketin bütün problemlerine, daima birlikte yol alıp, tahlil bulacağız. Ve bütün bunları yaparken, birleşeceğiz. Hizmette birleşeceğiz. Çocuklarımızın ve gençlerimizin geleceği için çok çalışacağız. Ve onlara layık olacağız. İstanbul’da yaptık. Artık bütün Türkiye’de yapacağız. Bizim bu ülkeye, daima birlikte çok ihtimamlı çalışmak sorumluluğumuz var” tabirlerini kullandı.

Seçimin en değerli iki kitlesinin, gençler ve çocukları olduğuna vurgu yapan İmamoğlu, şunları söyledi:

*Gençler, bu seçimde verecekleri kararla, 20-25 yıllarının ya önünü açacak ya da önünü kapatacak. 20-25 yıl niçin? Memleketin bütün araştırmaları net. Memleketin gençleri, artık hayallerini yurt dışı için kuruyor. Memleketin gençleri, işsizlikle boğuşuyor.

*Eğitimdeki, kalitesizlikle boğuşuyor. Münasebetiyle, gençler bu seçimde diyecek ki, ‘Beni bu duruma düşüren akılla mı yola devam ediyorum ya da gençlere özgürlük vaat eden, onların hakkını, hukukunu koruyan, onları liyakatiyle dilek ettikleri makama taşıyan bir süreci mi tercih edecekler?

*Yol ayrımı bu kadar net. O bakımdan sevgili gençler, bu seçimdeki kararınız hayat uzunluğu sizinle olacak. Biz diyoruz ki, kendinize inancın.

*Biz diyoruz ki, kendinize dönük kararları kendiniz alın. Doğruya ‘doğru’, yanlışa ‘yanlış’ deyin. Ve bu seçimi -yok ikinci tıp, vesaire yok- kesinlikle ve kesinlikle bu işi yarın bitirin.

*Sevgili gençler, bu kararlılığı ortaya koyduğunuzda, göreceksiniz hayatınız değişecek. Pazartesi sabahı yüzünüz gülecek. Ve üniversitelerimiz özgürleşecek.

*Bir tweet attınız diye, gelip sizi kimse gözaltına almayacak, mahpusa atmaya kalkmayacak. Fikrinizi kimse yargılamayacak. İşte biz, gençlere özgürlük vadediyoruz. Onun için bu seçim, gençler için çok değerli.

“ÇOCUKLARIN KARARINA RAZIYIM”

*Bu seçim bir de çocuklar için kıymetli. Diyeceksiniz ki, ‘Çocuklar oy kullanmayacak.’ Lakin çocukların anneleri, babaları oy kullanacak.

*Bu çocukların geleceği annelerin, babaların elinde. Bu çocukların yeterli eğitim almaları, imtihan mahkumu, imtihan esiri olmamaları, özgün ve özgür yetişmeleri, eşitlenmeleri, eğitimdeki eşitsizliğin ortadan kalkması, bu çocukların aç diye okulda beslenme çantasında yemek olmadığının kalktığı bir periyot istiyorsanız, onun o beslenme çantasının sorumluluğunu devletin üstüne aldığı bir periyot istiyorsanız, yeterli bir gelecek…

*Çocuklarınızı birbirinden ayrıştıran, çocuklarınızı ötekileştiren değil, çocuklarınızı bu milletin ve memleketin evladı kabul edip, kendini ona hizmet eden bir süreç istiyorsanız…

*Bana sormayın anneler, babalar; çocuklarınıza sorun. Onların kararına nazaran oy kullanın. Ben onların kararına razıyım. Çocukların kararına razıyım, çocukların.

“MEMLEKETİN EVLATLARIYLA TAKIMLARI KURACAĞIZ; BİR AVUÇ İNSANIN YAKINIYLA, AKRABASIYLA DEĞİL”

*Bu seçim; adamına nazaran adaletin bittiği, partisine nazaran, bireye yakınlığına nazaran adaletin bittiği; memleketin her insanına adaletin eşit uygulandığı bir periyodun başlangıcı için değerli. Hak, hukuk, adaletin simgesi, devlet insanı, faziletli, bu memleketin her kuruşuna gözü üzere bakacak, Millet İttifakı’nın altı önderinin bir ortaya gelmesinin de kurucusu, mimarı Kemal Kılıçdaroğlu’na daima bir arada oy vereceğiz.

*Adalet varsa, her şey olur. Adalet yoksa, inanın her şey boş. Ne konuşursak boş. Onun için adaleti tesis edeceğiz. Güçlü bir takımımız var. Altı önderin bulunduğu Millet İttifakı, Mansur Liderimiz ve benim olduğum bu heyet, güçlü bir takım. Fakat temel güçlü takım, milletimiz, sizlersiniz.

*Ve bu memleketin evlatlarıyla takımları kuracağız; bir avuç insanın yakını akrabasıyla değil. Milletin evlatlarıyla, liyakatiyle takımları kuracağız.

*İşte bu seçim; bir avuç insan mı, yoksa millet mi? Onun seçimi. Bu seçim; ‘ben diyenlerin’ mi, yoksa ‘biz diyenlerin’ mi? Onun için, birleşe birleşe kazanacağız.

“SEN KİMSİN DE BENİM VATANA, MİLLETE, BAYRAĞA, ATATÜRK’E SEVGİMİ ÖLÇECEKSİN”

*Sevgili hemşehrilerim, o kadar üzücü şeyler yaşıyoruz ki. Bu kentte, şu anda ilçe ilçe dolaşıp bir ülkenin Cumhurbaşkanı, bana ve Cumhurbaşkanı adayımıza ‘terörist’ diyor. O kadar üzücü, o kadar acı ki. Birkaç şey hatırlatacağım.

*Bakın çocukluktan beri, birkaç kuralı öğrendik. Dedik ki, bir; palavra konuşmayacaksın. İki; birisi hakkında iftira atmayacaksın. Bak bunlar çok değerli. Bunlar, inancımızda da en büyük günahlar. Palavra konuşmayacaksın. Hele milletin gözüne baka baka palavra konuşmayacaksın. Allah aşkına; milletine ‘terörist’ diyenden bu millete hayır gelmez.

*Bir seçim için, bir oy için milletine ‘terörist’ diyen, karşısındaki insanları yenmek için, seçim için ya seçim için milletine ‘terörist’ deyip, palavra konuşandan, iftira atandan bu millete hayır gelmez.

*Ve üzücü olan, buna aldanan beşerler var. Onların kalbini köreltiyor. Milleti birbirine düşürüyor. Ben her yerde söyledim; Sen kimsin de benim ulusal şuurumu ölçeceksin? Sen kimsin de benim vatan sevdamı ölçeceksin. Sen kimsin de benim millete olan tutkumu ölçeceksin? Sen kimsin de benim vatana, millete, bayrağa, Atatürk’e olan sevgimi ölçeceksin. Haydi oradan. Haydi oradan. Haydi oradan. Bu milletin geçmişiyle ıstırabı olan, Atatürk’le zoru olanla benim işim olmaz kardeşim.

*Seçime bir gün kala, kırmızı bültenle aranan insanı devletin televizyonuna çıkarıp, oy almak için bildiri okutacaksın; bana ‘terörist’ diyeceksin.

*Hadi oradan. Haydi oradan. Haydi oradan. İftiracı seni. İftiracı seni. İftiracı seni. Millet, senin bu oyunlarına aldanmadı, aldanmaz.

*Bir oy için sen, her şeyi yaparsın. Lakin bu millet, sana da senin üzere düşünenlere de dersini verecek.”

“SEN, BİR HAVALİMANINDAKİ HESABI BİLE VEREMEDİĞİN İÇİN GÜNDEM DEĞİŞTİRİYORSUN”

*Diyor ki, ‘İşte Ekrem İmamoğlu’nu seçtiniz. Efendim kent şehir geziyor.’ Ben, memleketimin beka sorunu olan bir seçimde, vazifemi yerine getiriyorum.

*Ben, milletimle konuşuyorum. Milletim kazansın diye uğraşıyorum, bir kişi kazansın diye uğraşmıyorum.

*Sen, bir havalimanındaki hesabı bile veremediğin için, gündem değiştiriyorsun. Bunlar, yakın vakitte İstanbul Havalimanı’nı da satarsa şaşırmayın.

*Hem de yabancılara satarlar. Yerin kulağı vardır. Bir şeyler duyuyoruz. Masraf ayak onu da yaparlar. Bakın ben size bir şey söyleyeyim. Memleketimi, milletimi, 86 milyon canım insanımı Allah bunlardan kurtarsın. Allah bunların gazabından kurtarsın.

*Milleti böldüler, parçaladılar. Artık de seçim gecesiyle ilgili korkutmaya çalışıyorlar. Efendim hatırlayın; bizim milletimiz bazen unutuyor. Bir insan palavra konuşmayacak, iftira atmayacak.

*Niye kıymetli? Hatırlatayım. Bizim 13 bin 500 oyla kazandığımız seçimde, ‘Sen 13 bin oyla İstanbul’u kazanacağını mı zannediyorsun’ dedi televizyonda.

*Sonra kalktı bir bakanı, -hani var ya ‘bir tanesi, bir tanesi’ diyır, aklı fikri öteki yerlerde; ben anlamadım onun aklını- o biçimde konuşan kişi kalktı, ‘700-800 terörist’ dedi sandık başlarındakilere. Adayı, kendisi, bakanları, ‘çaldılar. Hırsızlar’ dedi. Bize, size ‘hırsızlar’ dedi.

*Peki, sen devleti yönetiyorsun; bir tane hırsız yakaladın mı? Bir tane hırsıza ceza verdin mi, suçladın mı? Mahkemede hatasını ispatladın mı? Yok. Niçin çıkıp milletten özür dilemiyorsun? Niçin biliyor musun? Yüzleri meşin üzere olmuş, meşin.

*Yüzleri kızarmıyor bunların. Milletinden. Özür dileyemediler. Artık bunlar zannediyorlar ki, ‘Biz tekrar kazanırız.’ O iş bitti, bitti, bitti.

*Biz, 6 Mayıs’ta bu kolları boşuna sıvamadık. Bu iş bitti. ‘Efendim, atı alan Üsküdar’ı geçti.’ Haydi oradan. At da bizim, Üsküdar da bizim. Geç onu. Bir avuç insanın kazanma periyodu bitti. Millet kazanacak, millet kazanacak, millet kazanacak.”

“BİR KİŞİNİN GÖNLÜNE GİRMENİN HİÇBİR DEĞERİ YOKTUR; MİLLETİN GÖNLÜNE GİRMEKTİR TEMEL OLAN”

*Benim canım insanlarım, hoş hanımefendiler, beyefendiler, sevgili çocuklar; suhuletle, sükunetle, güler yüzle, hiçbir insanımızı ötekisi diye bakmayarak, kucaklayarak, konuşarak, hasbihal ederek, yanlış fikirlerde de olsa hürmet göstererek, fikre hürmet göstereceğiz. Yarın, seçim günü, sandıkta misyon alacağız.

*Tamam mı? Sandıkta misyon alan herkesle iş birliği yapacağız. Hukuk sorumlusundan bilişim sorumlusuna, sandık görevlilerine varıncaya kadar her birisiyle iş birliği içinde olacağız. Ve sandığa atılan oylar, sandıktan çıktığında tıpkı formda sayılıp, milletin tek bir oyuna bile zeval getirmeyeceğiz.

*Ben buradan, devletimin görevlilerine, memurlarına, sandık liderlerine, ilçe seçim liderlerine, vilayet seçim liderlerine, Yüksek Seçim Heyeti üyelerine ve bilhassa güvenlik güçlerimize, benim bütün memurlarıma, bütün bürokratlarıma sesleniyorum: Bir kişinin gönlüne girmenin hiçbir değeri yoktur; milletin gönlüne girmektir temel olan.

*Ve misyonunuzu layıkıyla yerine getirip, milletin namusu olan oyuna zeval getirmeden, o oyların tek tek sayılacağına ve sizlerin de bu sürece sahip çıkacağına inanıyorum. Devletimin memuruna, bürokratına, polisine, askerine güveniyoruz.”

“ARAMIZDA DA KALMASIN; KAZANIYORUZ”

*Yarın, ulusal vazife günüdür. Yarın, ulusal sorumluluk günüdür. Sonuna kadar, daima birlikte, vatandaşından görevlisine, vazifemizi yerine getireceğiz.

*Sonra da ‘Oyumu kullandım, konutuma gidiyorum, yok.’ Ben Ankara’da, 13. Cumhurbaşkanımızla ve önderlerle seçimi takip edeceğim. Ve gerekli bilgilendirmeleri saat saat size yapacağız. Dakika dakika sizinle süreci takip edeceğiz.

*Sizden isteğimiz şu: Şu hoş ay-yıldızlı bayraklarımızla okulun önünde, sokağınızda, caddenizde -isteyen horon tepsin, ister halayını çeksin- yarını demokrasi bayramına çevirmeye hazır mıyız?

*Güzel, dostça, kardeşçe bir seçim ortamı olsun. Onlar, hala son dakika iftirayla uğraşıyorlar. Hala son dakika milleti birbirine düşürmeye çalışıyorlar. Biz edebimizden, biz ahlakımızdan zerre taviz vermeyeceğiz.

*Mesela demeyeceğim ki benim oraya buraya gittiğimi söyleyene; yahu sen, benim 20 katımı gezdin 5 senede. İşinin başında bile durmadın. Bizde dokümanları var. Ancak biz bunlarla uğraşmayacağız.

*Allah yolumuzu açık etsin. Biz, bir tek Yaradan’dan korkarız. Milletçe merdiz. Kararlıyız, kazanacağız. Her şey olacak. Size kelam, ortamızda da kalmasın; kazanıyoruz, kazanıyoruz, kazanıyoruz.