Seçim sonuçlarıyla ilgili 4 sayfalık mektup yayınlayan İnce, 6’lı Masa’ya yüklendi: “Şimdi herkes ‘Muharrem İnce haklıymış’ diyor”

Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde adaylar Recep Tayyip Erdoğan ve Kemal Kılıçdaroğlu yüzde 50+1’in üzerine çıkamadı. Seçimler 28 Mayıs’ta yapılacak ikinci cinse kalırken, Muharrem İnce’den dikkat çeken bir açıklama geldi.

Seçimlere birkaç gün kala hakkındaki kaset argümanları nedeniyle Cumhurbaşkanlığı adaylığından çekilen Memleket Partisi başkanı Muharrem İnce, Twitter hesabından 4 sayfalık bir mektup paylaştı. İnce mektubunda 6’lı Masa’ya sert sözlerle yüklendi. Muhalefetin sesini kısmaya çalıştığını söyleyen İnce seçimlerin ikinci tipe kalmasının akabinde haklılığının ortaya çıktığını savundu.

“TOPLUMU ANLAMADAN SİYASET YAPMANIZ MÜMKÜN OLAMAZ”

Muharrem İnce, “Seçimlere Dair…” başlıklı mektubunda şunları söyledi: “Biz siyasetçilerin vazifesi; içinde yaşadığımız toplumu evvel anlamak sonra topluma sunduğumuz teklifler doğrultusunda seçmeni ikna etmektedir. Toplumu anlamadan siyaset yapmanız mümkün olamaz. Seçmenin his ve kanılarını anlamak, onlara kulak vermek, beklentilerini öğrenmek siyasetçinin önceliği olmalıdır. Size oy vermeyenleri cahillikle, bilgisizlikle kendisini makarna ve kömüre satmakla suçlarsanız gideceğiniz pek fazla bir yer yoktur.

“TÜRKLERİN SON YURDU ANADOLU’DUR”

Bin yıldır bu toprakları kendisine yurt edinme uğraşında olan bu insanların tarihin derinliklerinden gelen fikir mirasını anlamadan siyaset yapılamaz. Anadolu’da kalmak için Haçlı Seferleri’ne karşı duran bu millet, çok değil 100 yıl evvel bu topraklardan sökülüp atılmanın çabasını verdi. Balkanlardaki, Kafkaslardaki ve başka Osmanlı bakiyesi yerlerdeki Türklerin son kalesi, gidebileceği son yurdu Anadolu’dur.

“BU MİLLETİN ÖNCELİĞİ VATANINI SAVUNMAK”

15 Temmuz 2016 günü tankların altına yatan, mermilerin üzerine atlayan, uçaklar kalkamasın diye ekinini gözünü kırpmadan yakan “Çılgın Türklerin” his dünyasını anlamanız gerekiyor. Bu milletin en değerli önceliği vatanını savunmaktır. O nedenle “her Türk asker doğar”, o nedenle “Ordu peygamber ocağıdır” o nedenle bu toplum Atatürk’ten vazgeçmez ve onu her daim derin hürmet ve sevgi ile anar. Bu toprakların insanı 1000 yıldır kıyamda ve vatan savunmasındadır. PKK’yı ve uzantılarını, FETÖ’yü ve işbirlikçilerini haklı olarak vatanına tehdit olarak görmekte ve onlarla ne kıymetine olursa olsun uğraş edilmesini talep etmektedir.

“MİLLETİ TANIMAMAK”

Ekonomideki aksiliklerden, zelzeleden medet umarak milletin bu reflekslerini görmeden vatanına tehdit olarak gördüğü PKK ve FETÖ ile verilen imgelerin görmezden gelineceğini düşünmek milleti tanımamaktır. Savunma endüstrinde yapılanların, SİHA, İHA, gemi ve uçak çalışmalarının uyandırdığı hisleri görmemek, bunların karşısında üzere görünmek milleti hiç tanımamaktır.

“İLK CİNSTE SEÇİMİN ALINAMAYACAĞINI SÖYLEDİM”

Salon siyasetçileri bunları duymaz, anlamaz ve bilmez. Milleti anlamak için alanda olmanız gerekir. 3 yıldır karış karış bu toprakları gezdiğimi ve milletin bu iktidardan bıktığını ancak bu muhalefete de güvenmediğini söyledim. Her seçim öncesi olduğu üzere bu seçim öncesinde de yalancı cennet kıssaları uydurulduğunu, birinci cinste seçimin alınamayacağını söyledim. Bu öykülerle insanlarımıza derin hayal kırıklığı yaşatan bu muhalefet baronlarının kendi küçük iktidarlarını koru-maktan diğer kaygıları olmadığını söyledim. Biz bu sinemanın tekrar tekrar sahneye konulmasını istemeyenler olarak yollardayız dedim.

“SEÇMENİN OY VERMEYECEĞİNİ SÖYLEDİM”

6’lı masanın hayali bir koalisyon, bir siyaset mühendisliği projesi olduğunu; partilerin tabanlarının sesine kulak vermeden yapılan tabanda karşılığı olmayan bir proje olduğunu söyledim.13 toplantıda adayın kim olacağını lakin belirleyebilen bir ittifakın seçmene itimat vermeyeceğini, buradaki tutarsızlığı gören, masanın bileşenlerine gönlü razı olmayan, masadaki birlikteliği ilkesel değil menfaat icabı gören seçmenin oy vermeyeceğini söyledim.

“SİYASET KURUMU SEÇMENE SEÇENEK SUNMALI”

“Tabanda masanın yapısına ve adayına toplumun bir itirazı var ve bunu görmezden gelemeyiz.” dedim. “Siyaset toplumun sesini duyurmak için yapılır. Siyaset kurumu seçmene seçenekler sunmakla vazifelidir. Seçeneklerin olmadığı bir seçim demokratik bir seçim olamaz. Seçenek sunmayı oyları bölmek olarak sunmak bir dayatmadır. İki türlü seçimde oyların bölünmesi kelam konusu değildir. Cumhur İttifakı için çalışan anket firmaları birinci cinste Erdoğan’ın alacağını, Millet İttifakı için çalışan anket firmaları da birinci tıpta Kılıçdaroğlu’nun alacağını söylüyor. Bunlar kamuoyuna sipariş üzerine açıklanan sonuçlardır.” dedim.

“TÜRKİYE, MERKEZİ İDAREYLE LOKAL İDARELER ORTASINDA PAYLAŞILMIŞTIR”

“Gerçekte Türkiye, merkezi iktidarla lokal idareler iktidarı ortasında paylaşılmıştır. Merkezi iktidar merkezdeki kamu kaynaklarını kendi yandaşları ortasında hisse edip, kendine yakın medya organlarını besleyip yandaşlarına gerçek dışı propaganda yaparken, mahallî idareler iktidarını temsil eden muhalefet de yereldeki kamu kaynaklarını kullanarak misal uygulamaları yapmaktadır.” dedim. “Milletimiz ülkeyi bu duruma getiren iktidardan kurtulmak için asla tasvip etmeyeceği marjinal kümeleri, Cumhuriyet ile Atatürk ile sorunu olan insanları iktidara taşımak zorunda değildir. Cumhuriyetimizin temel unsurları ile ülkemizin kurucuları ve kuruluş ideolojisi ile sorunu olanları muhalif kisvesi altında desteklemek zorunda değildir.” dedim.

“MUHALEFET SESİMİ KISMAYA ÇALIŞTI”

Ne söylediysem dinlemek yerine muhalefet var gücüyle sesimi kısmaya, beni oyundan düşürmeye çalıştı. Seçim alınıyor da ben engelliyormuşum üzere bir algı yaratıldı. Yurtdışına kaçmış PKK’lılar, FETÖ’cüler ile yıllarımı verdiğim CHP içindeki kimi yöneticiler işbirliği halinde toplumsal medya üzerinden siyasi tarihe geçecek bir iftira ve karalama kampanyası yaptılar. Bunlar herkesin gözü önünde olduğu halde bu hayasız akını bir kelamla durdurabilecekler görmezden ve duymazdan geldi.

“TATLI SU MUHALİFLERİ ADAYLIKTAN ÇEKİLMEMİ TALEP ETTİ”

Oturdukları yerden yalnızca tweet atarak, yalnızca şikâyet ederek, yalnızca Whatsapp kümelerinde tartışarak memlekette dönüşüm yapacağını zanneden tatlı su muhalifleri, sanatkarlar, muharrirler daima bir ağızdan adaylıktan çekilmemi talep etti. Ben de çekildim.

“ŞİMDİ HERKES ‘MUHARREM İNCE HAKLIYMIŞ’ DİYOR”

Bazılarına nazaran adaylıktan çekilmem siyasi olarak intihardı. Bunu göze aldım. Zira çekilmeseydim bugünkü görüntünün tek sorumlusu ilan edilecektim. Artık herkes ‘Muharrem İnce Haklıymış’ diyor. Evet lakin `Ba’de harabil Basra’ (Basra harap olduktan sonra).”