Grupları inceledi: Madalyonun başka yüzü ortaya çıktı!

Diyarbakır’da Etraf Şehircilik ve İklim Değişikliği Vilayet Müdürlüğünün görevlendirdiği inşaat mühendislerinden oluşan hasar tespit kurulu gruplarının alandaki çalışmalarında bir de madalyonun öteki yüzü ortaya çıktı.

Ekipler, az, orta ve ağır hasarlı binaların yanı sıra hasarsız olan birçok yapının bodrum katlarının içler acısı halde olduğunu gözlemledi.

Saha takımları, kolon ve kirişlerin hasar alıp almadığını incelemek için girdikleri bodrumların birçoğunda elektrik tesisatı ve bir ampul olmadığı için cep telefonları ışığında inceleme yapmak zorunda kaldı.

Sağlıklı inceleme yapabilmek için projektörler kullandı. Gruplar girdikleri bodrumlarda şok görünümlerle karşılaştı.

Bodrumların tesisatların patlaması ve yağmur suyu oluklarının çürümesi nedeniyle kanalizasyon ve yağmur suyu baskınlarına maruz kaldığını, bodrumlarda masraf olmadığı için de bu suların tahliye edilmediğini gözlemledi.

HER TARAF NEM, KÜF VE RUTUBET İÇİNDE

Uzmanlar, bu suların uzun yıllar boyunca bodrumlarda birikmesi nedeniyle kolon ve duvarlarda nem, küf ve rutubete yol açtığı ve haliyle kolon ve kirişlerden oluşan taşıyıcı sisteme de önemli manada ziyan verdiğini belirttiler.

Birçok binanın bodrum katlarında doğalgaza geçişten evvel kullanılan kömürle çalışan kalorifer kazanlarının hala sökülmediği, bu kazanların çürümesi ve içinden sızan sıvıların bodrumlarda birikmesi nedeniyle binaların önemli ziyan gördüğü belirlendi.

“BODRUM ŞUURU GELİŞTİRİLMELİ BAKIMLARI YAPILMALI”

Sahada çalışan inşaat mühendisleri, bodrum şuurunun geliştirilmesi gerektiğinin altını çizerek hayati değerdeki şu ihtarlarda bulundular:

*Özellikle Pir Şamil, Mevlana Halit ve 5 Nisan Mahallelerinde makûs görüntülerle çok karşılaştık.

*Geçmiş yıllarda kalorifer kazanı dairesi olarak kullanılan bodrumların kapısı doğalgaza geçişle birlikte yıllarca açılmamış. İçeride bir ampul bile yok. Çürüyen kazanlardan sızan sular tabanda 20 santim yükseklikte.

*Bizler çizme giyerek içeride hasar tespiti yaptık. Hasarsız olan binaların bodrumları, hatta kamu kurum lojmanları bile birebir durumda.

*Bodrumlar girilmez, değersiz yerler olarak algılanıyor. Ya da gereksiz konut eşyalarının bırakıldığı bir kiler üzere görülse de ‘Deprem öldürmez, çürük bina öldürür’ tezi bodrumlarla hayat buluyor.

*Çünkü binanın iskelet yapısını koruyan statik taşıyıcı kolonlar temelin üzerindeki bodrumlardan binaya çıkıyor.

“EVİMİZE YAPTIĞIMIZ MASRAFI BODRUMLARA DA YAPMALIYIZ”

*Bina sakinleri meskenlerinin içine kıymet verdikleri kadar bodrumların bakım ve izolasyonuna da tıpkı itinası ve kıymeti göstermelidir.

*Bodrumlar binanın can damarıdır dersek yanlış olmaz. Nasıl ki belirli bir müddet sonra konutlarımızın boyasını, duvar kâğıtlarını, çatlayan, dökülen alçı sıvalarını, parke ve fayanslarını yenileyip masraf yapıyorsak, tıpkı biçimde bodrumların da en az 3 yılda bir boyası, izolasyonu yapılmalı, tertipli havalandırılmalı, buradan binaya çıkan tesisatların sağlamlığı denetim edilmelidir.

*Araçlarımızın aşikâr bir kilometreye ulaştığında yağ ve filtre bakımını yaptığımız üzere bodrumlardaki kolan ve duvarlar beton esirgeyici yapı kimyasallarıyla sistemli izole edilmelidir.

*Çünkü sıvasız ve boyasız savunmasız kolonlar bodrumların havasız olmasından kaynaklı nem, rutubete bağlı küflenmelere ve beton dökülmelerine maruz kaldığı için demirlerin açığa çıkıp oksitlenme ve çürümesine neden olmaktadır.

BELEDİYELER YAPTIRIM UYGULAMALI

“Bodrum katların yerleri seramikle kaplanmalı, etrafından içeriye gerçek yağmur suyu yahut kanalizasyon suyu akışınını önleyen bohçalama sistemi yapılmalıdır. 3 yılda bir boya ve sıvaları yenilenmelidir. Bununla ilgili site ve apartman yöneticilerine de Belediyeler ve Etraf Şehircilik Vilayet Müdürlüklerince sorumluluk yüklenmeli.

*Bina yöneticiler bodrumların bakımından sorumlu olmalı. Nasıl ki, belediyeler standartlara uymayan asansörlerin kullanımına müsaade vermeyip idari istikametten yaptırım uyguluyorsa birebir halde bina bodrumlarının bakımsızlık ve ilgisizlik nedeniyle kolonları ziyan görmüşse idari taraftan ağır yaptırımlar getirilmelidir.”

“ÇEVRE VE ŞEHİRCİLİK ÜÇ YILDA BİR KONTROL YAPMALIDIR”

*Çevre ve Şehircilik İklim Değişikliği Vilayet Müdürlüğü ile belediyeler de üç yılda bir bodrumları denetlemeli, standartların dışında kalanlara yasal süreç yapılmalıdır.

*Çünkü binayı ayakta tutan o kendi bahtına terk edilen bodrumlardaki kolonlardır. Lakin kimse bodruma girmediği için oradaki içler acısı görüntüyü da haliyle göremiyor. Kolonlar yıllarca mukadderatına terk edildiği için muhtemel zelzele sarsıntılarına karşı gücü ve direnci zayıflıyor. Bu da 6 Şubat zelzelesinde olduğu üzere büyük felaketlere yol açıyor.

*Bodrum katların korunması sorumluluğu bina idaresine verilmeli ve üç yılda bir lokal idarelerce denetlenmeli.

*Bodrumların üst katındaki dükkânlardan binaya yükselen kolonlarda denetlenmeli. Dükkân içinden geçen kolonlara muhakkak giydirme yapılmamalı, raf ve gibisi yük bindirecek eşyalar asılmamalı.

*Kolona bir çivi bile çakmanın ziyanlı olduğu ve kolon ehemmiyeti, hassasiyeti ehemmiyeti kamu spotlarıyla topluma anlatılmalı.

AMAÇ DIŞI KULLANIM YASAKLANMALI

*Amaç dışı kullanılan bodrumlar derhal tahliye edilmeli ve denetimden geçirilerek bakımı yapılmalı.

*Diyarbakır’da neredeyse 3 binadan birinin altındaki bodrumların gaye dışı kullanımına şahit olduk.

*Bodrumların mermer, demir ve marangoz atölyesi cam, duşa kabin, beyaz eşya deposu, oto yıkama, oto park, spor salonu, fitness, beden geliştirme ve bilardo salonu, kafeterya ve gibisi işletmelerce hor kullanıldığı için taşıyıcı kolonların ziyan gördüğü belirlendi.

*Konutların altındaki bodrumlar, artık kıymetsiz, fazla eşyaların istiflendiği alan olmaktan çok sarsıntıda hayati değer taşıdığı şuuruyla korunması gerekiyor.